Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/245 E. 2022/895 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/245 Esas
KARAR NO:2022/895

DAVA:Alacağın Temliki Sözleşmesinin Hükümsüzlüğünün Tespiti ve İptali
DAVA TARİHİ:03/02/2022
KARAR TARİHİ:16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekillerinin eşi ve babaları olan mütevveffa … … A.Ş. … Şubesinden gayrimenkul alımı için kredi çektiğini ve bu işlem sırasında banka uygulamaları çerçevesinde 17.02.2010-17.02.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … A.Ş . İle organik bağı olan … A.Ş. Sigorta şirketinden hayat sigortası yaptırdığını, sigorta primlerinin eksiksiz olarak mütevvaffa tarafından ödendiğini, vefat teminatının 236.000 TL olduğunu, kredi borcu ödenirken 01.10.2010 tarihinde müteveffa …’ün kalp krizi sonucunda vefat ettiğini, müvekkillerinin yasal mirasçılar olarak … A.Ş ye müteveffanın yaptırmış olduğu hayat sigortası çerçevesinde başvurduğunu, … A.Ş de vefat tazminatını ödemekten kaçınması üzerine ….Asliye Ticaret Mahkemesinde halen derdest olan vefat tazminatının ödenmesi için dava açıldığını, yargılama devam ederken 2012 senesinde mahkeme davacı müvekkilerinin kredi ödemesi halen devam etmesi sebebiyle bu davanın davacısı olan … A.Ş. … Şubesine dava sonunda müvekkillerinin alacakları tazminatın temlik edilmesine icbar etmiş olup ….Noterliğinin 08.03.2022 tarih ve … Yevmiye numarası ile müvekkilerinin dava sonunda çıkacak tazminatı temlik ettiklerini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E dosyada yargılama devam ederken müteveffanın eşi ve çocukları olan müvekkillerinin müteveffanın çekmiş olduğu kredinin son taksidi olan 5.287,64 TL yi 01.02.2015 tarihinde ödeyerek … A.Ş. … Şubesine herhangi bir borcu kalmadığını ve krediyi kapattıklarını, müvekkillerinin … A.Ş. … Şubesine herhangi bir borçları kalmadığından ….Noterliğinin 08.03.2022 tarih ve … Yevmiye numaralı Alacağının temliki sözleşmesinin konusuz kaldığını beyanla hükümsüzlüğünün tespitine, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinden sonra gelmek kaydıyla; ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, davanın arabuluculuk zorunlu şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davacıların dilekçesinde temlik sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitini ve iptalini talep ettiklerini, müvekkili banka tarafından herhangi bir alacak talebinde bulunulmadığından tespit davası açılmasında davacının hukuki menfaatinin bulunmamakta olduğunu, mahkememizde görülmekte olan işbu davanın konusunun temlikname olduğunu, temlik edilen tutar üzerinden harç yatırılması gerektiğini, davacılar tarafından davanın maktu harç ile açıldığını, müvekkili banka ile aralarında akdedilen temliknamede yer alan temlik tutarı olan 236.000,00-TL üzerinden nispi peşin harcı tamamlaması gerektiğini, …. Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile birleştirme taleplerinin dayanağının bulunmamakta olduğunu, iki davanın taraflarının, konusunun ve süreçlerinin farklı olduğunu, birleştirilmesine muvaffakatlerinin bulunmadığını, alacağın temlikinin geçerli şekilde yapılmış olduğundan hükümsüz olduğuna karar verilmesinin mümkün olmadığını, temliknameye konu alacağın temlik tarihinden sonra sona ermesi başka bir deyişle kredi borcunun bitmiş olması temliknameyi hükümsüz hale getirmediğini, müteveffa …’ün vefat tarihinde yürürlükte bulunan hayat sigortası sebebi ile poliçe özel şartı gereğince müvekkili banka daini-mürtehin sayılacağından bu tazminatın ödenebilmesi için, müvekkili bankanın muvafakatinin alınması davanın açılmasının ön şartı olduğunu, dava tarihi itibari ile, dain-i mürtehine konu kredi borcu/banka riskleri halen devam etmekte olduğundan müvekkili banka ile davacılar arasında dava konusu temlikname imzalandığını, söz konusu davada müvekkili bankanın muvaffakati olmadan davaya devam edilebilme imkanının bulunmamakta olduğunu, murisin 2010 yılında vefat ettiğini, davacıların haklarının zamanaşımına uğradığını, zira davacının iddia ettiği işbu hususu 2014 yılında öğrendiği göz önünde bulundurulduğunda davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, huzurdaki davanın zamanaşımı sebebiyle esasa girilmeksizin usulden reddedilmesinin gerekmekte olduğunu belirterek, dava zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğundan, dava şartı yokluğundan davanın reddine, eksik harcın tamamlatılmasına, davanın öncelikle usulden, aksi kanaat ile esasa girilmesi halinde esastan reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davacılara yükletilmesi hususunda gereğini fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, alacağın temliki sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
… Bam 23.Hukuk Dairesinin 2018/1377 E., 2018/996 K., 05.07.2018 tarihli ilamında “Davacılar, davalı banka ile tüketici kredisi sözleşmesi, davalı sigorta şirketi ile de hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta ve tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 24.03.2015 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılıp sonuçlandırılması gerekirken yargılama usulü farklı olan asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması doğru olmamıştır.” gerekçesi ile uyuşmazlığın taraflarından birinin tüketici olduğu tüketici kredisi veya sigorta sözleşmesinden kaynaklanması halinde tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların murisi ile davalı arasında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı, davacılar ve davalı arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesinin de davacıların murisi tarafından imzalanan 01/02/2010 tarihli sözleşmenin teminatına ilişkin olduğu( alacağın temliki sözleşmesinin 10.maddesi), eldeki dava ile alacağın temliki sözleşmesinin iptalinin talep edildiği, davacıların ve murisinin tacir olmadığı, dava konusu sözleşmelerin ise ticari nitelikte olmadığı gözetilerek tüketici kredi sözleşmesi ve onun teminatına ilişkin olarak imzalanan alacağın temliki sözleşmesine konu iş bu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu kanaati ile mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
Davacı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır