Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/238 E. 2022/238 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/238 Esas
KARAR NO:2022/238

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/07/2019
KARAR TARİHİ:05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalanan … plaka sayılı araç tarafından 09/08/2010 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın gerçekleştirdiği trafik kazası neticesinde … ile …’ın hayatını kaybettiğini, …’ın ciddi şekilde yaralanmış olduğu, …’ın hafif yaralandığını, müteveffa …’ın müvekkili… ve …’ın oğlu olduğunu, müvekkillerinin oğlunu kaybederek onun farazi desteğinden yoksun kaldıklarını, yine bu kazada…’ın ciddi şekilde yaralanmış olduğunu ve maluliyeti oluştuğunu, müteveffa …’ın müvekkili …’ın eşi olduğunu, müvekkilinin eşini kaybederek onun desteğinden yoksun kaldığını, müvekkiline hayattayken eşinin baktığını, eşinin ölümü ile birlikte müvekkilinin zor durumda kaldığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile takip edilen davada ek rapor ile ıslah ve ek dava sonrası ortaya çıkan, … için ölen eşi …’ın desteğinden yoksun kalması sebebi ile bakiye kalan 12.063,02-TL maddi tazminatın, … için ölen oğlu …’ın farazi desteğinden yoksun kalması sebebi ile bakiye kalan 40.974,79-TL maddi tazminatın, … için kendi uğradığı yaralanma sonucu maluliyetinden dolayı bakiye kalan 60.498,62-TL maddi tazminatın, ölüm ve kaza tarihi olan 09/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile işbu dosyanın birleştirilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımına uğrayan taleplerin reddi gerektiğini, müvekkili sigoprta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müteveffaların müterafik kusurlarının tazminat hesaplamasında indirim olarak yansıması gerektiğini, somut olayda, maktul …’ın emniyet kemeri takmaması, …’ın ise kurallar uyarınca çocuk bağlama sistemlerinin kullanılmaması karşısında müterafik kusurun varlığının sabit olduğunu, dolayısıyla araçta yolcu olarak bulunan davacıların emniyet kemerlerini takmamış olmaları nedeniyle müterafik kusurlu olduklarını, somut olayda araç içindeki yolcuların yola savruldukları ve bu şekilde zararın meydana geldiğinin açık olduğunu, bu nedenle davacıların müterafik kusurları oranında (%20+%20) indirim yapılmasını talep ettiklerini, istiap haddinin aşılıp aşılmadığının incelenmesi gerektiğini, 09/08/2010 tarihli Kaza Tespit Tutanağı’ na göre, araçta 6 kişinin yolculuk yaptığının görüldüğünü, araç ruhsatı incelendiğinde ise yolcu istiap haddi sürücü dahil 5 kişi olduğunu, dava konusu olayda da istiap haddinden fazla yolcu taşındığının açık olduğunu, bu durumda destekten yoksun kalan ve malul kalan davacıların, kendi kusurlarının da olaya etkili olmaları nedeniyle zarar doğuran olayın meydana gelmesinde müterafik kusurlarının bulunduğunu, bu nedenle kusur konusundaki bu hususlar değerlendirilmeden hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, davacı… bakımından müterafik kusur durumunun konusunda uzman bilirkişi marifetiyle incelenmesi gerektiğini, asıl davada 24/10/2018 tebliğ tarihli bilirkişi raporunda, davacı…’ın emniyet kemerini takmış olması halinde aracın bariyere şiddetli şekilde çarpması veya takla atması sırasında kemerinin esnemesi ile uğradığı bedensel zararın oluşmasının mümkün olup olmadığı uzmanlık alanı dışında kaldığından görüş belirtmesinin olanağının bulunmadığının belirtildiğini, bu durumda davacı…’ın müterafik kusurunun tespit edilmesi halinde hesaplanan tazminat tutarına indirim uygulanmasının gerektiğini, dolayısıyla davacı…’ın emniyet kemerini takmış olması halinde aracın bariyere şiddetli şekilde çarpması veya takla atması sırasında kemerinin esnemesi ile uğradığı bedensel zararın oluşmasının mümkün olup olmadığı hususunda görüş alındıktan sonra hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, dul ve yetim aylığı bağlanmış olmasının destekten yoksunluk halini ortadan kaldıracağından tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, … ve … için …’ ın vefatından dolayı SGK tarafından dul ve yetim aylığı bağlandığını, söz konusu bu aylık ile davalıların destekten yoksun kalma zararının kalmadığını, zira destekten yoksun kalma tazminatının murisin geride kalanlara eylemli olarak yaptığı maddi destekten artık faydalanamayacak olmaları sebebiyle geride kalanların üzerinde doğacak zararı karşılama amaçlı olduğunu, anlaşılacağı üzere destekten yoksun kalma tazminatı ile amaçlanan geride kalanların muhtaç duruma düşmesini önlemek olduğunu, bu niteliği göz önünde bulundurulduğunda ödenecek olan tazminatın bu muhtaç olma durumunun önüne geçmesi yeterli olup zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiğini, bu bağlamda da davalılara bağlanmış olan dul ve yetim aylığının göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; zamanaşımına uğrayan taleplerin reddini, kusur ve sorumluluk ile ilgili itirazlarının kabulü ile poliçe limiti ve davadan önce yapılan ödemelerin yasal faizi ile birlikte güncellenerek hesaplama yapılmasını, davacı …’ ın taleplerinin işleten-araç maliki olması sebebiyle reddini, müteveffaların ve davacıların müterafik kusurlarının hesaplamada ve hükümde dikkate alınmasını, haksız taleplerin tümden reddini ve vekalet ücreti ile yargılama masraflarının karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini belirttiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
09/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5’inci maddesinden, sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
Madde 5/A-(1) Bu Kanunun 4. maddesinde verdiğinde kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şarttır.
Yine 7155 sayılı kanunun 22. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3’ncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” cümlesi ile arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur.
Yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanunun Dördüncü bölümünden sonra gelmek üzere; “Dava şartı olarak Arabuluculuk” başlığıyla eklenen Beşinci Bölüm ve maddeye göre;
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A-(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (İstanbul 13 BAM Hukuk Dairesi 15/12/2020 tarih, 2020/1754 E.-2020/1467 K. sayılı kararı)
Kısmi dava yargılaması içinde talep miktarının artırılması ya da ıslah yoluna gidilmesi durumunda tekrar arabulucuya başvuru zorunlu değil ise de, kısmi davadan sonra ek dava açılacak olursa ek dava kısmi davadan bağımsız bir dava olduğu için, ayrıca arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmektedir.
Dava dilekçesi ekinde, davacı yanın, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin veya arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin belgenin yer almadığı anlaşılmakla davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL. harçtan peşin alınan 387,79-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 307,09-TL.’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkememize hitaben yazılmış, Mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır