Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/217 E. 2022/434 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/217 Esas
KARAR NO :2022/434

DAVA:Alacak(Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar)
DAVA TARİHİ:28/03/2022
KARAR TARİHİ:08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 28/03/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı … VE TİC A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup, imzalanan sözleşmelere istinaden bu firmaya krediler kullandırıldığını, söz konusu sözleşmeleri dava dışı … müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından bu kredi borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi tahtında talep doğrultusunda müvekkil banka tarafından kullandırılan kredi risklerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği tespit edilmiş olup bu sebeple müvekkil banka tarafından tüm davalı … VE TİC A.Ş. ve kefile, taraflarca imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri ve İcra ve İflas Kanunu’nun 68/b maddesi gereği … 3. Noterliği’nin 04.09.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi ilişkisinin kesildiği ihtar edilerek hesap özetine ilişkin borcun ödenmesini talep edildiğini, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile de icra takibi başlatılmış olup borçlu hakkındaki işbu takip borçluların itirazı nedeniyle kesinleşmemiştir. Müvekkil banka dava dışı … ve Tic A.Ş. Ve Kefil …’dan faiz ve masraflar hariç takip tarihi itibariyle 12.356.302,63 TL alacaklıdır. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olup davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkili banka alacağını tahsil edememekte olup açıkça zarara uğramıştır. Dava dışı … Tic. A.ş ile davalı … Gıda San ve Tic. A.Ş arasındaki organik bağın mahkemenizce tespit edilerek; tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılması suretiyle alacağın … Gıda San ve Tic. A.Ş’dan tahsiline karar verilmesini talep edilmesi zorunluluğu hasıl olduğunu, ihtiyati haciz taleplerini kabulüne, davanın kabulü ile Davalı … Gıda San Ve Tic. A.Ş ve dava dışı … Ve Tic A.Ş. ve kefil … arasındaki organik bağ nedeniyle tüzel kişilik perdesinin kaldırılması suretiyle, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydıyla şimdilik alacağımızın 200.000.TL anapara kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %63,80 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si ile birlikte alacağın davalıdan tahsiline ,yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıya yüklenmesine, fazlaya ilişkin haklarımızın mahfuz tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 30/04/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle;
Arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, dava usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı taraf arabulucuya başvuru yapmadığını, son tutanağı da dava dilekçesi ekinde sunmadığını, HMK m.114 uyarınca “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartı olduğunu, davacı taraf iddia konusu alacağın tahsili için …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. Sayılı ile görülen alacak davasını açtığını, işbu davada yargılama halen devam ettiğini, davacı taraf, … E. Sayılı davada alacak davasının yargılaması devam ederken ve alacağı tahsil etme aşamasına daha geçmeden, aynı alacağın tahsili talebi ile huzurdaki davayı açtığını, davacının “tahsilde tekerrür olmamak üzere” bir dava açmadığı da açı olacağını, dolayısıyla aynı alacak talebi için açılmış iki farklı dava olduğu açık olduğunu, davacının alacak konusu aynı olduğu halde iki farklı davada aynı alacağı tahsil etmek istemesi ve “tahsilde tekerrür” olmamak üzere bir dava açması, aynı alacağın iki farklı taraftan ayrı ayrı tahsil edilmesine olanak tanıyacağını, başka bir ifadeyle davacı tarafın mükerrer tahsilat yapmasına olanak tanınacağını, davacı tarafın açtığı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı davasında talep ettiği alacakla aynı konuda olduğundan huzurdaki davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, müvekkili şirket kredi borcunun sorumlusu olmadığı gibi müvekkilin kefil sıfatı veya başkaca sorumluluk doğuran bir sıfatı da olmadığını, davacının iddialarını kanıtlar hiçbir delil sunmadığı açık olduğunu, dava dışı Has Gıda ile akdedilen kredi sözleşmesine dayalı olarak, tamamen ayrı bir tüzel kişiliği olan, hukuk dünyasında Has Gıda ile bir tutulması mümkün olmayan müvekkili şirketten alacak talep edilmişse de henüz bu alacakla ilgili yargılamanın devam ettiği ve davacının alacaklarını tahsil etmek için halihazırda haciz işlemlerini yürüttüğü ortadayken müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarımız kabul edilmez ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, organik bağ nedeniyle tüzel kişiliğin kaldırılması sebebine dayanan alacak davasıdır.
09/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5’inci maddesinden, sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
Madde 5/A-(1) Bu Kanunun 4. maddesinde verdiğinde kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şarttır.
Yine 7155 sayılı kanunun 22. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3’ncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” cümlesi ile arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur.
Yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanunun Dördüncü bölümünden sonra gelmek üzere; “Dava şartı olarak Arabuluculuk” başlığıyla eklenen Beşinci Bölüm ve maddeye göre;
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A-(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Somut olayda, davacı tarafından açılan alacak davasında, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dava dilekçesinde yer almadığı anlaşıldığından, davacı vekiline tensip zaptının 15 nolu ara kararı ile arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş ve karar tebliğ edilmiş, davacı vekilince arabuluculuk tutanağının dosya sunulmadığı görülmüştür. Tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde, davacı yanca son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulmadığı anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin harçtan mahsubu ile artan 3.334,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın davacıya iadesine,
Davacı ve Davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza