Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/196 E. 2022/595 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/196 Esas
KARAR NO :2022/595

DAVA:Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ:01/06/2018
KARAR TARİHİ:20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Holding A.Ş., kurulmuş veya kurulacak şirketlerin sermaye ve idarelerine iştirak etmek, vereceği yatırım kararları doğrultusunda kaynakları kanalize etmek, yatırım, finansman, pazarlama, organizasyon ve yönetim konularında danışmanlık yapmak hususlarında faaliyet gösteren İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne 1352/4 sicil numarası ile kayıtlı SPK’ya tabi, halka açık bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin 15/09/2017 tarihinde yapılan 2015-2016 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında, …, …, … ve Sanlı Baş’ın, şirket yönetim kurulu üyeliklerine 2019 yılı hesaplarının görüşüleceği Olağan Genel Kurul Toplantısına kadar görev yapmak üzere seçildiklerini, ayrıca her konuda ve en geniş şekilde hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın Yönetim Kurulu Başkanı …’in şirket unvanı altına atacağı münferit imzası ile temsil ve ilzam edilmesini karar verildiğini, müvekkili şirketin saklamakla yükümlü olduğu tüm defter ve belgelerin, şirket merkezinde muhafaza edildiğini, ancak, müvekkili şirketin yönetim kurulu karar defterinin şirket merkezinden kimliği belirlenemeyen üçüncü kişilerce çalındığının tespit edildiğini, nitekim, 22/05/2018 tarihinde … 45. Noterliği nezdinde yapılan usulsüz işlem ile bu hususun ortaya çıktığını, üçüncü şahıslarca sahte imzalar ile belge sahteciliği yapılarak karar defterinde kararlar alındığı ve usulsüz şekilde notere “aslı gibidir” tasdiki yapıldığının öğrenildiği, noterlik tarafından bilgisi verilen yönetim kurulu kararlarına gerçekte yönetim kurulu üyelerinin katılmamış ve imzaların da bu şahıslarca atılmamış olduğunu, üçüncü şahıslarca şirket yönetim kurulu karar defteri çalınarak karar defterinde imzaların taklit edildiğini, söz konusu belgelerde yapılan sahtecilik ve imza taklitler nedeniyle derhal, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirim yapıldığını, sahte imzalar ile tanzim edilen yönetim kurulu kararlarının tescil ve ilan edilmemesinin talep olunduğunu, şirketin yönetim kurulu karar defteri, şirketi merkezi içinde her yerde arandığını, personele sorulduğunu, ancak buna rağmen karar defterinin bulunamadığını, yönetim kurulu karar defterinin hali hazırda halen üçüncü şahısların elinde olduğunu, bu kişilerce yine usulsüz iş/işlem yapılmaya çalışılma ihtimali olduğunu, bu ihtimalde ise, müvekkili şirketin, yatırımcılarının ve kamunun ciddi şekilde zarar görme riski olduğu gibi, şirket işlemlerinin yürütülebilmesi, yönetim kurulu kararlarının alınabilesi için yönetim kurulu karar defterine ihtiyaç olduğunu, bu nedenle de ilgili defterlerin zayi olduğunun tespiti ve zayi belgesi verilmesi talebi ile yasal süresi içinde huzurdaki davayı ikame etmek zaruretinin hasıl olduğunu, zira aksi halde, şirket ortaklarının ve yatırımcılarının, ciddi şekilde mağdur olacağını, ayrıca mağduriyet yaratacak usulsüzlüklere yol açılma ihtimali olduğunu, halihazırda şirket yönetim kurulu kararlarının da alınamadığını, şirketin 2017 yılına ait Olağan Genel Kurulu Toplantısı çağrı kararı, şirketin işletmeleri ile ilgili kararlarının alınamamakta olduğunu, müvekkili şirket bünyesinde … olmak üzere birçok otel ve işletme mevcut olduğunu, aynı zamanda şirketin birçok iştiraki ve bağlı ortaklığı bulunduğunu, yönetim kurulu karar defteri çalınmış olduğundan tüm bu işletmeler, iştirakler ile ilgili kararların alınamadığını, ivedi olarak zayi belgesi verilmesini talep ettiklerini, zira aksi halde şirket faaliyetlerinin aksayacağını, tüm bu nedenlerle şirketin SPK’ya tabi halka açık bir şirket olduğunun evleviyetle nazara alınarak, şirketin ortaklarının ve yatırımcılarının telafisi imkansız zararlara uğramaması ve hak kayıplarını yaşamaması adına kimliği belirlenemeyen üçüncü şahıslarca, şirket merkezinden çalınan yönetim kurulu karar defterinin, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, zayi olduğunun tespiti ile yönetim kurulu karar defterine ilişkin zayi belgesi verilmesini talep ile dava açtığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 14/03/2019 tarih, 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararında ; “…Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, savcılık dosyaları, tanık beyanları, dayanılan diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre, çalınması nedeniyle zayi olduğu iddia edilen 2017 yılı yönetim kurulu karar defterinin, çalınmak suretiyle zayi olduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden davacı tarafın davasının kabulü ile, zayi olduğu anlaşılan … 25.Noterliği’nin 20/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı açılış tasdiki ile yürürlükte bulunan bir adet yönetim kurulu karar defterinin 6102 Sayılı Kanunun 82/7.md uyarınca zayi olduğunun tespitine ve davacı şirkete zayi belgesi verilmesine; asli müdahil yönünden davanın reddedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Asıl dava yönünden davacı tarafın davasının kabulü ile, zayi olduğu anlaşılan … 25.noterliği’nin 20/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı açılış tasdiki ile yürürlükte bulunan bir adet yönetim kurulu karar defterinin 6102 sayılı kanunun 82/7.md uyarınca zayi olduğunun tespiti ile kararın davacı şirkete zayi belgesi olarak verilmesine; 2-asli müdahil yönünden davanın reddine…” kararı verildiği, kararın müdahil vekilince istinaf edildiği,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin, 25/02/2022 tarih, 2019/1742 E. ve 2022/235 K. Sayılı ilamıyla, “… esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına … davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, İstinaf kaldırma kararı sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2022/196 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, savcılık dosyaları, tanıklar ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, TTK 82.maddesine dayalı olarak açılan zayi belgesi verilmesine ilişkindir.
TTK 82/7. maddesinde “bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir…” denilmiştir.
Davacı taraf, şirketin 2017 yılına ait Yönetim Kurulu Karar defterinin hırsızlık nedeniyle zayi olduğunu, çalındığını ileri sürmektedir.
Şirketin …/İstanbul adresinde kurulu bulunduğu görüldüğünden TTK. 82/7. maddesi gereğince bu davaya bakma hususunda mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmış ayrıca, davanın, zayinin öğrenildiği tarihten itibaren yasal 15 günlük süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Haz. Soruşturma numaralı dosyası celp edildip incelendiğinde, mahkememiz davacısı şirketin, yönetim kurulu karar defterinin çalındığına ilişkin hırsızlık suç duyurusunda bulunduğu, davacı şirketin ve şirketin yönetim kurulu başkanı …’in müşteki, … ve …’ın şüpheli olarak yer aldığı, 15/08/2019 tarihinde, “….müşteki şirket Yönetim Kurulu Başkanı …’in kollukça alınan beyanında şirkette tek başına imza yetkisinin bulunduğunu, şirket eski münferit imza yetkisine sahip olan şüpheli … ve Yönetim Kurulu Üyesi …’ın yönetim kurulu ve imza yetkileri ellerinden alındığı için yönetim kurulu defterinde yetkileri olmadığı halde imza atarak işlem yaptıkları, bu durumun fark edilmesi üzerine yönetim kurulu defterinin kaybolduğunu, sahtecilik ve dolandırıcılık nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nının … soruşturma numarası ile sahtecilikten dolayı taraflar hakkında şikayetçi olunduğu, bu nedenle şüphelilerin söz konusu defteri çalmış olabileceklerini düşündüğü, ancak herhangi bir kamera kaydının bulunmadığını, şüpheli …’ın alınan beyanında … Anonim Şirketinin aile şirketi olduğunu, müştekinin kızı olduğunu, müştekinin pay çokluğunu kullanarak şirketin kazancını kendisine aktarmaya çalıştığını, ofise gelerek çilingir vasıtasıyla kapıyı açtırıp defterleri kendisinin sakladığını, aralarında ticari davaların devam ettiğini, şüpheli …’ın alınan beyanında şikayetçinin öz ablası olduğunu, söz konusu suçun işlendiği zaman yönetim kurulu üyesi olmadığını, hiçbir resmi belgeye imza atmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan tahkikat neticesinde söz konusu şirketin aile şirketi olduğu, aralarında alacak verecek meselesi bulunduğu, şüphelilerin üzerlerine atılı hırsızlık suçunu işlediklerine dair müştekinin beyanından başka somut delil elde edilemediği….” anlaşılmış olmakla, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, müşteki vekilinin itirazı üzerine, ….Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği görüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Haz.Soruşturma numaralı dosyası celp edildip incelendiğinde, dava dışı …’ın, hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlale ilişkin suç duyurusunda bulunduğu, …’ın müşteki, …’in şüpheli olarak yer aldığı, 25/03/2019 tarihinde, “..Şüpheli … ifadesinde özetle söz konusu şirketin yönetim kurulu başkanı sıfatıyla Eylül 2017 tarihinden itibaren münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili kişisi olduğu, söz konusu şirket adresine girmediğinden dolayı çilingir yardımı ile kapıyı açtığı, söz konusu yerin şirketin merkezi olduğu, şahsın tarafından hukuka ve görevlerine aykırı şekilde alınan götürülen hiçbir bilgi belge ve evrakın olmadığı, atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği, yapılan soruşturma ve tüm dosya kapsamına göre …’in 28 Eylül 2017 tarihli … 52.Noterliğinin …ni münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğuna dair imza sirkülerinin dosyaya sunulduğunun görüldüğü, şüphelinin söz konusu şirkette yetkili olduğu görüldüğü, olayda suç ve suç unsuru bulunmadığı….” anlaşılmış olmakla, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, müşteki vekilinin itirazı üzerine, ….Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği görüldü.
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası celp edildip incelendiğinde, davacısının …, davalılarının … ve … olduğu, davanın konusunun “… bir önceki dönemin yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ya da zayi belgesi olmadan açılış onayı aldığı karar defterinin hükümsüzlüğünün tespitine…” ilişkin olduğu ve davanın 10/09/2020 tarihinde reddine karar verildiği görüldü.
Davacı tanıklarından …’ın, dinlendiği, 11.10.2018 tarihli duruşmada,”……şirkette dışarıdan imza yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi olarak 2017 yılı Eylül ayından beri görev yaptığını,davacı şirketin Anonim Şirket olup halka açık şirket olduğunu, davacı şirketin merkezinin … … olduğunu, ticari defter ve belgelerin şirket merkezinde bulunduğunu, 2018 yılı Mayıs ayı sonunda yönetim kurulu karar defterinin kayıp olduğunun ortaya çıktığını, Ticaret Sicil Memurluğu’ndan kendisi ve Yönetim kurulu başkanı …’in imzasının taklit edilerek imza yetkisinin değiştirilmesi talebinin yapıldığının kendilerine ulaştırıldığı, bunun üzerine yönetim kurulu olarak toplanıp karar almak istediklerini ancak, tüm aramalara rağmen yönetim kurulu karar defterinin şirkette olmadığını tespit ettiklerini, eski yönetim kurulu başkan ve üyesi olan … ve …’dan yönetim kurulu karar defterini şirket merkezinden aldıkları yönünde şüpheleri olduğu…” yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacının diğer tanığı …’ın , dinlendiği ,11.10.2018 tarihli duruşmada, “….davacı şirkette 3 yıldan beri imza yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi olduğunu,davacı şirketin 1 yıl önce genel kurulda yapılan seçimde yönetim kurulunun değiştiğini, değişen yönetim kurulu sonrasında imza yetkilerinin de değiştiğini, Ticaret Sicil Memurluğu’ndan 2018 yılı Mayıs ayı sonunda bir usulsüz karar olduğunun taraflarına bildirildiğini, bunun üzerine gerekli hukuki işlemler yapıldığını, Yönetim kurulu toplantısı yapılacağını, bu nedenle yönetim kurulu karar defterinin gerekli olduğunu, şirket merkezinde yapılan aramalarda bu defterin bulunamadığının ortaya çıktığını, halen bu defterin kayıp olduğu….” yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Zayi belgesi verilmesi davaları sonucu verilen kararlar, niteliği gereği kesin hüküm teşkil etmediğinden üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi ve onları bağlaması mümkün değildir. Bu nedenle, hasımsız açılan bu davalara müdahil olunması mümkün bulunmadığı anlaşıldığından, müdahale talebi kabul edilen ve ancak 10/04/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılan, … Mirasçısı …’ın ve … Holding A.Ş.’nin müdahale taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması yanında ticari defterlerin yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olması gerekmektedir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, savcılık dosyaları, tanık beyanları, dayanılan diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanca, çalınması nedeniyle zayi olduğu iddia edilen 2017 yılı yönetim kurulu karar defterinin, çalındığının ve muhafaza etmek için basiretli bir tacirin alması gereken tedbirleri aldığının, özen görevini yerine getirdiğinin, defterin zayi olmasında kusuru olmadığının ispat edilemediği anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90-TL. harcın mahsubu ile bakiye 44,80-TL. harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır