Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/148 E. 2022/425 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/148 Esas
KARAR NO :2022/425

DAVA:Menfi Tespit(6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2022
KARAR TARİHİ:08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 01/03/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında 27.10.2016 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını ve faktoring sözleşmesine istinaden borçlu … … Şirketinden faturalar ile tevsik edilmiş alacak temlik alındığını ve ödeme aracı olarak borçluları … San. Tic. Ltd. Şti. ve … olan 27.10.2016 düzenleme tarihli 03.02.2017 ödeme tarihli 150.000,00 TL bedelli bono , … A.Ş … … Şubesine ait, keşidecisi … Ve Tic. Ltd Şti lehdarı … San. Tic. Ltd. Şti ve cirantası müvekkili şirket … A.Ş. olan, 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çekin müvekkili şirkete ciro edildiğini, Kredi sözleşmesi uyarınca müvekkiline tevdi edilen 2 adet kıymetli evrak mevcut olduğunu, bunların taraflarının aynı kişiler olmadığını, müvekkili şirketin 08.02.2017 tarihinde bononun muhatapları olan … ve … … Şirketine … 20. Noterliği’nden Hesap Kat İhtarı çektiğini ve borcun ödenmemesi durumunda yasal yollara başvuracağını ihbar ve ihtar etmiş olduğunu, ancak borç ödenmediği için müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya ile yukarı bilgileri yer alan bonoya istinaden borçlular adına takip başlattığını, diğer kıymetli evrak olan çekin henüz vadesi gelmediği için çekle ilğili bir işlem yapılmamış olduğunu, davalı şirket ve …’in 22.02.2017 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açtığını, yukarıda bilgileri yer alan 50.000,00 TL bedelin çek, keşide günü olan 15.03.2017 tarihinde çek bankaya ibraz edilmiş olduğunu ancak banka tarafından karşılığı bulunmadığı için çekin arkasına karşılıksızdır şerhi düşüldüğünü, davalı borçlu … … Şirketi tarafından 14.02.2017 tarihinde banka hesabımıza 10.000,00 TL havale yapıldığını, söz konusu çekin keşide tarihi olan 15.03.2017 tarihinde ise davalı borçlu … … Şirketi tarafından “ETKİN (ÇEK N: …) 50.000,00 TL ÇEKE İSTİNADEN GÖNDERİLEN” açıklaması ile banka hesaplarına 40.000,00 TL havale yapıldığını, davalı borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin … A.Ş … … Şubesine ait, keşidecisi … Ve Tic. Ltd Şti olan, 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapıldığının aşikar olduğunu, davalılar tarafından açılan ve 10.04.2019 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı dosyasında …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas … sayılı kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde kesin karar kurduğunu, davalılar tarafından …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile işbu ilamın takibe konulduğunu ve taraflarına 21.02.2022 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiğini, yapılan ödemelerin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında değil 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından faktoring sözleşmesine istinaden davalılara finansman sağlamış olduğunu ve bu nedenle davalıların müvekkili şirkete borçlu konumunda olduğunu, davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip nedeniyle açılan menfi tespit davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe konu bononun teminat senedi olduğu hukuki gerekçesiyle davalıların borçlu olmadığı yönünde karar verildiğini, ancak kararın devamında “davacı tarafça yapılan ödemelerin davalıdan tahsili ile davacılara iadesine karar verilmesi gerekir” şeklideki karar ve devamında hüküm başlığının 3. Fıkrasında “Davanın kabulü ile; davacıların ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklindeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan ödemenin söz konusu icra dosyasına istinaden olmadığını, yukarıda bilgileri yer alan çeke istinaden olduğu için İstanbul bölge Adliye Mahkemesinin ilamının hukuka aykırı olduğunu, karar miktar itibariyle kesin olması nedeniyle taraflarınca temyiz kanun yoluna başvurulamamış olduğunu ve hüküm fıkrasının tavzihi veya yargılamanın iadesini talep etme yoluna gidildiğini, Tavzih veya Yargılamanın iadesi dilekçeleri 24.02.2022 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine … İş emri numarası ile gönderilmiş olduğunu ve ekte mahkemenize sunulduğunu, davalılar tarafından verilen istinaf ilamının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile takibe konulduğunu, davaya konu istinaf ilamı için taraflarınca hüküm fıkrasının tavzihi veya yargılamanın iadesinin talep edilmiş olduğunu ve işbu talep için karar verilene kadar müvekkili şirket aleyhine başlatılan takip nedeniyle icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep etme zorunluluklarının doğmakta olduğunu, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. hesaplarına 14.02.2017 tarihinde 10.000,00 TL ve çekin keşide günü olan 15.03.2017 tarihinde müvekkili şirket hesabına (ÇEK N: …) 50.000,00 TL çeke istinaden gönderilen açıklaması ile 40.000,00 TL havale yoluyla gönderdiğini, yapılan ödemenin 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapıldığı için müvekkili şirket tarafından çeke ilişkin davalılar aleyhine takip başlatmamış olduğunu, ödemelerin …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına istinaden yapılmadığı için müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığını, menfi tespit davalarının kabulüne ve ilerde telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaya yatırılan bedelin alacaklı davalılara ödenmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yukarıda açıklanan nedenler ve mahkememizin resen tespit edeceği sebeplerle, ilerde telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaya yatırılan bedelin alacaklı davalılara ödenmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haklı davalarının kabulü ile davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve …’e borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP : Davalılar vekili mahkememize verdiği 09/03/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkilleri tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle müvekkillere borçlu olmadığının tespiti için dava ikame ettiğini ve ilgili icra dosyasına yatırdıkları paranın alacaklı müvekkillere ödenmemesi yönünde ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini talep etmişse de tüm taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, verilen ihtiyat-i tedbir kararının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin daha önce huzurdaki davanın davacısına karşı menfi tespit davası açtığını, daha önce davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine istinaden icra tehdidi altında ödeme yapmış olduklarını, ödeme sonrası müvekkilleri tarafından açılan menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olduğunu ve yargılamaya istirdat davası olarak devam edildiğini, yapılan yargılama sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 E. 2022/99 K. Sayılı kesin kararı ile müvekkillerin dosya kapsamında yapmış oldukları ödemenin huzurdaki davanın davacısından alınarak müvekkillere ödenmesine karar verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin karar akabinde müvekkillerin huzurdaki davanın davacısına icra tehdidi altında ödemiş oldukları paranın iadesi için mezkur ilam taraflarınca ilamlı icra takibine konu edildiğini, mezkur icra dosyasının dayanağı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 E. 2022/99 K. Sayılı ilamı olduğunu, ilgili kararın kesin olarak verildiğini, kesinleşmiş ilama dayalı olan ilamlı icra takiplerine karşı da menfi tespit davası açılamayacağının tartışmadan vareste olduğunu, konuyla ilgili olarak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/6848 E. 2014/4247 K. Sayılı kararında; ”Yukarıda davacı yanca açıklandığı üzere davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılamaz. Bu durumdaki davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken…” şeklinde hüküm kurarak konuya açıklık getirdiğini, huzurdaki davanın konusu ile birebir aynı olan yüksek mahkeme kararından da anlaşılacağı üzere kesinleşmiş bir ilama dayalı olarak başlatılan ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açılamayacağından mezkur kesinleşmiş ilam uyarınca müvekkillere borçlu olan davacı yanın huzurdaki dava yönünden bir hukuki yararının bulunmamakta olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmayan davacının ihtiyat-i tedbir kararı verilmesi yönündeki talebi reddedilmesi gerekirken teminat karşılığında kabulüne kararı verilmesinin de hatalı olduğunu, bu nedenle taraflarınca, mahkememizce verilen ihtiyat-i tedbir kararına itiraz etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, işbu itirazlarının da duruşmalı olarak değerlendirilmesini akabinde ihtiyat-i tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle dosya kapsamında haksız ve hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itirazlarının duruşmalı olarak incelenmesine, yapılacak inceleme sonrası itirazlarının kabulü ile verilen ihtiyat-i tedbir kararının kaldırılmasına, akabinde yapılacak yargılama neticesinde davacı yan tarafından usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen davanın reddine, davacı yanın borçlu olduğu sabit olmasına rağmen haksız olarak ikame ettiği dava nedeniyle dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini taleple cevap verdikleri görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, İİK m.72’ye göre açılan menfi tespit davasıdır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası Uyaptan celbedilmiş ve incelenmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/6848 E., 2014/4247 K., 04/03/2014 tarihli ilamında, “davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılamaz. Bu durumdaki davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı gibi, bu gerekçe ile davanın reddi sonucunda İİK’nun 72. maddesindeki yazılı tazminata hükmolunabilmesi için gerekli şartların somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden tazminata hükmedilmesi de doğru değildir.” gerekçesi ile kesinleşmiş ilama karşı menfi tespit davası açılamayacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı … … Ltd.Şti. arasında faktoring sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının da sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile verilen davanın reddi kararının istinaf incelemesi ile çekin keşide tarihi gelmeden ve karşılıksız olduğu tespit edilmeden, faktoring sözleşmesinin teminatı olarak alınan bononun takibe konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine ve yapılan ödemelerin davacılara iadesine karar verildiği ve istinaf mahkemesinin 27/03/2022 tarihli ek kararla tavzih talebini reddettiği, eldeki dava yönünden davacı tarafın davalılar tarafından yapılan ödemelerin icra dosyası için değil çeke istinaden yapıldığı belirtilerek menfi tespit talebinde bulunulduğu, davacının menfi tespit talebinin kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşmiş ilama dayalı olarak menfi tespit davası açılamayacağı ve davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu gerekçe ile İİK m.72’deki tazminata hükmolunması için gerekli şartlar gerçekleşmediği için davalıların tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davalıların ihtiyati tedbire ilişkin itirazlarının haklı olduğu kanaati ile verilen ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Mahkememizce verilen 03/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
4-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 1.651,41-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.570,71-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı ve Davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır