Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2022/501 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/141 Esas
KARAR NO :2022/501

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/02/2022
KARAR TARİHİ:28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, distribütör ve davalı arasında 01/09/2017 imza tarihli Açık Satış Noktası Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesi gereği davalının sözleşme süresince Sözleşme adresinde yazılı işyerinde müvekkili şirketin pazarlama, dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerini düzenlilik ve süreklilik arz edecek şekilde satmayı ve bulundurmayı,10/b maddesi gereği davalı bira satışına ilişkin faaliyetlerini kısmamayı ve bira satışını azaltacak davranış ve eylem içerisinde girmemeyi,
10/c maddesi gereği sözleşme süresince işletmesinde etkin ve sürekli olarak ürün
satışının yapılabilmesi için gerekli satış belgesi, ruhsat vs. gibi yasal zorunlulukları yerine getirmeyi,
20. Maddesi gereği sözleşme süresi içerisinde işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması halinde cezai şart ödemeyi,
ve çeşitlice başkaca yükümlülükleri kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, müvekkili şirket ve bayi/distribütör tarafından sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin tamamının eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmasına rağmen, karşı tarafın sözleşmeye aykırı olacak şekilde sözleşmenin ilgili maddelerine aykırı davrandığının öğrenilmiş olduğunu, bunun akabinde davalının işyerinde, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile yapılan keşif akabinde ibraz edilen bilirkişi raporunda işletmenin davalı tarafından kapatıldığı ve faal olmadığını, bu tespit çerçevesinde davalının sözleşmede yer alan işletmeyi açık tutma edimini yerine getirmediğini
ve sair hususların tespit ve rapor edilmiş olduğunu, tespit talepleri doğrultusunda yapılan keşif akabinde … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve ekindeki fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere davalının müvekkili şirket ile imzalamış olduğu sözleşme karşılılığında genel katkı almasına ve çeşitli yükümlülükler altına girmesine rağmen sözleşmedeki yükümlülüklerini ihlal etmiş olduğunu, bu sebeple ve yukarıda izah edildiği nedenlere dayalı olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla katkı bedeli iadesi, cezai şart, ve delil tespit masraflarının ödenmesi talebiyle ikame ettiğimiz icra takibine davalının itiraz etmiş olması nedeniyle işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluğunun doğduğunu, davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak işletmesini kapatması nedeniyle müvekkili şirketin ürünlerini bulundurmadığının … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiğinden; sözleşmenin ihlalinden doğan ilgili maddeler uyarınca uyarınca katkı tutarı olan 22.090-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası tarafından uygulanan avans işlemlerindeki güncel faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz oranı ile birlikte iadesini, sözleşmenin 20. Maddesi uyarınca kararlaştırılan 22.200-TL cezai şartın tahsilini, delil tespiti dosyasının asıl dava dosyasının eki sayıldığından, delil tespiti yargılama giderleri de asıl davanın yargılama giderleri dahil edilerek yargılama giderlerini de talep etme zorunluluğunun doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… …, Namıkkemal Vergi Dairesi, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları, celp edilip incelenmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsilini teminen, davacı yanca, ….İcra Müd. … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, davanın itirazın iptali davası olduğu, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 08/03/2022 tarihli cevabi yazısı ile, “…davalının gerçek ticari işletme kaydı bulunmadığı gibi, ortağı bulunduğu bir şirket kaydının da olmadığı…”, … …’nın 04/03/2022 tarihli cevabi yazısı ile “…davalının Esnaf Odası’na meslek kaydının bulunduğunun ve halen devam ettiği …”, Namıkkemal Vergi Dairesi’nin 08/03/2022 tarihli cevabi yazısı ile de, “… davalı mükellefin 25/04/2018 tarihinde faaliyetine son verdiği, mükellefin faaliyetine devam etmediğnden vergi levhasının da bulunmadığının …” bildirildiği ve davacının dava tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmıştır.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır