Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/789 E. 2022/143 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/789 Esas
KARAR NO:2022/143

DAVA:İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/05/2016
KARAR TARİHİ:02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 18/05/2016 havale tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirketin … Bankası A.Ş’nin … numaralı çekini dava dışı … İth.İhr.San.ve Tic. Ltd.Şti’ye keşide ederek verdiğini, söz konusu şirketin de çeki ciro ederek müvekkiline verdiğini, çekin vadesi geldiğinde bedelini tahsil için bankaya gittiğinde çekin çalıntı olduğu iddiası ile çekin kolluk kuvvetlerince alındığını, müvekkilinin alacağının davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine davalı hakkında … 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başladığını, ancak davalının iş bu takibe itiraz edince takibin durduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, davacı ile müvekkili arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin sadece çeki keşide ederek dava dışı … İth.İhr. San.Tic.Ltd.Şti’ne teslim ettiğini, çekin davacının eline ne şekilde geçtiğini müvekkili şirketin bilmediğini, davanın reddine karar verilerek davacı tarafa kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf davalı aleyhine süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak takip başlatmış, davalının itirazı üzerine huzurdaki itirazın iptali davasını açmıştır.
Mahkememiz 06/02/2019 tarihli duruşmasında davanın reddine kararı verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1045 Esas 2021/2042 Karar sayılı 01/12/2021 tarihli ilamında ” takip ve dava konusu çek 05/02/2015 keşide tarihlidir. Davacı tarafından davalı aleyhine davaya temel oluşturan takip ise 07/08/2015 tarihinde başlatılmıştır. Öte yandan takip ve dava konusu çekin keşidecisi davalı, lehtarı ise dava dışı …. AŞ, hamili ise davacıdır.
6102 Sayılı TTK’nun 732/1 maddesi gereğince zaman aşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Yine aynı kanunun 732/4 maddesi gereğince ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde davanın 6102 Sayılı TTK’nun 732.maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşme davası olarak değerlendirilip tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmış, dosyanın mahkememizin 2021/789 Esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Benzer nitelikteki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/72 E.,2021/1156 K. Sayılı ilamında “Somut olayın incelenmesinde; davacının dava konusu çeke ciro yoluyla hamil olduğu benimsenerek süresinde bankaya ibraz edilmeyen bu çek nedeniyle keşideciden sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine göre talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu hamiline düzenlenmiş çekin lehdarı ve ilk cirantasının dava dışı … , ikinci cirantanın ise davacı olduğu anlaşılmaktadır. Çek, davacı tarafça icra takibine konmuştur. Davaya esas çekin, … tarafından davacıya devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda eldeki alacak davasının tarafları arasında görünürde bir temel ilişkinin varlığından söz edilemez. Birbirini takip eden ve kopukluk bulunmayan muntazam ciro silsilesine göre, davacı çekin yetkili hamili olup, çekin halen davacının elinde bulunması çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksi, yani ödemenin varlığı, ancak ciranta ile hamil veya keşideci ile hamil arasında düzenlenmiş yazılı bir belgeyle ispat edilebilir. Keşideci/davalı … … Ltd.Şti. lehtar/ciranta arasındaki hukuki ilişki davacıyı bağlamaz ve davacı aleyhine sonuç doğuramaz. Bu durumda dosya kapsamına göre, davacının çekin meşru hamili olduğu, çek bedelinin ödendiği savunmasının ispat edilemediği ve keşidecinin davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği gözetilerek davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir.” gerekçesi ile çek bedelinin ödendiği savunmasının ispat edilememesi nedeniyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Keşide ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın “Sebepsiz zenginleşme” başlıklı 732. maddesinde; “(1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
(3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü yer almaktadır.
Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkı, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü veya zamanaşımına uğradığı hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır.
Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt: VII, Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Haziran 2003, s. 589 vd.).
Davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak keşideci hakkında alacak talebinde bulunması durumunda ispat külfeti keşidecinin olup keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı keşideci keşide ettiği çekin ödendiğini veya bedelsiz olarak düzenlendiğini usule uygun delillerle kanıtlamalıdır (Yargıtay 19. HD’nin 2014/7009 E., 2014/10412 K.,2015/9503 E.-2016/1489 K. sayılı kararları).
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalı aleyhine süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hâmilin 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca keşideciye karşı sebepsiz iktisap kuralları gereğince dava açabileceği, keşideci aleyhine TTK m. 732 hükmüne göre dava açılabilmesi için, senedin hâmilinin yetkili (meşru) hâmil olması gerektiği, davacının düzgün ciro silsilesine göre yetkili (meşru) hâmil olduğu, davalı tarafından borcun ödendiğinin ve çekin bedelsiz kaldığının ispat edilemediği, başka bir ifadeyle, TTK m. 732(4) hükmü uyarınca ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalı keşideciye ait olduğu halde, keşideci tarafından zenginleşmediğinin (çek bedelinin ödendiğinin) ispat edilememiş olması nedeniyle, davanın kabulüne karar verilmiş, davacının takibe konu alacağı likit olup bu alacağa davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiği anlaşıldığından davacı lehine asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalının … 7.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin 18.000 TL.asıl alacak ve takip talebindeki faiz oranı üzerinden devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında 3.600 TL. İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.229,58 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.016,89 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 212,69 TL peşin harcın toplamı olan 241,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 239,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*