Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/779 E. 2023/668 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/779 Esas
KARAR NO:2023/668

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:28/05/2021
KARAR TARİHİ:04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı le, …’nın üretimini yapacağı bir elektrikli araca ait kapıların kaynak işlemlerini yapacak olan bir … Sistemi için anlaştıklarını, bu anlaşmaya istinaden 11.12.2019 tarihli bir sözleşme yapıldığını, sözleşme şartlarına uygun olarak, … Sistemini, davalıya 21.02.2020 tarihinde sevk edildiğini, yine sözleşme şartlarına uygun olarak 4 hafta içerisinde sistemi, İleri Mekanik’in fabrika alanında çalışır hale getirdiğini, davalının talebi üzerine ve iyi niyet çerçevesinde sistemin faturasını 2 parça halinde kesildiğini, ilk faturanın 30.03.2020, ikinci faturanın 29.07.2020 tarihlerinde kesildiğini, yapılan sözleşmeye istinaden, sistem öncelikle İleri Mekanik Fabrika alanında test edildiğini, bu testler tamamlandıktan sonra da, davalı tarafından Fas’a sevk edileceğini, ancak müvekkili şirket sistemi çalışır hale getirmesine rağmen, İleri Mekanik, kapıyı meydana getiren alt bileşenleri gerekli kalitede üretemediği için, sevkiyattan sonraki 4 hafta içerisinde sistemin kabulü yapamadığını, davalının alt parçalarını iyileştirmesi yaklaşık 10 hafta sürdüğünü, bu zaman zarfında müvekkili şirket gereken tüm desteği davalı şirkete vermeye devam ettiğini, yaşanan gecikmenin nedeni müvekkili şirket olmamasına rağmen, davalının sözleşmenin gereği olan ödemeleri zamanında yapmadığını, sevkiyattan sonraki 3 aylık çalışma neticesinde, davalının, seri olarak kapı üretimi yapabilecek seviyeye geldiğini, bu noktadan sonra yapılması gereken sistemin Fas’a sevk edilmesi olduğunu, ancak sistem bir türlü Fas’a sevk edilmediğini, Fas’a sevk işleminde müvekkilinin edimi makineyi ve sistemi doğru ambalajlayıp, Fas’ta tekrar kurmaktan ibaret olduğunu, nakliye–gümrük işlemlerinin davalı şirkete ait olduğunu, pandemi bahane edilerek sevkiyat davalı tarafça bekletildiğini, bu süre zarfında İleri Mekanik, bu sistemi kullanarak üretim yapmaya devam ettiğini, … sistemi yaklaşık 1 yıldır seri imalat şartlarında davalı tarafından kullanıldığını, sevkiyat için kararlaştırılan tarihler davalı tarafça iptal edildiğini, buradaki gecikme davalı şirketin keyfiliğinden ileri geldiğini, müvekkili şirkete olan borcun, Fas’a nakil gerçekleştirilmedi bahanesi ile ötelendiğini, bu haklı ve doğru bir neden olmadığını, müvekkili şirketin bu süreçte başka firmalara yaptığı yurt dışı sevkiyatları gerçekleştirdiğini, pandemi bahane edilerek davalı tarafça yapılan gecikmenin sonuçlarına davalı şirketin katlanması gerektiğini, müvekkili şirketin sevkiyat için 1 yıl bekleyerek üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, davalı tarafın ürettiği bahane ile müvekkili alacağını geciktirmesinin MK 2. madde dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kimse kendi kusurundan faydalanamaz ilkesi ile de ters düştüğünü, müvekkili şirketin kalan alacağı olan 24.200,30 Euro olan alacağı ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin mevcut durumu kötüye kullanması, sistemi kullanıp kazanç sağlamasına rağmen müvekkilinin alacağını ödememesi iyiniyetten uzak olduğunu bu nedenlerle,
müvekkili tarafından imalatı ve kurulumu davalı şirkette yapılıp, davalı şirket tarafından kullanılmaya devam eden kaynak sistemi ile ilgili olarak, müvekkili alacağının, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 Euro alacağının dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, (fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden) fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; tacir sıfatını haiz taraflar arasında akdedilmiş olan esas sözleşmede ve ek sözleşmede yetki şartı mevcut olup; son tarihli olan 29.07.2020 tarihli ek sözleşmede İstanbul Çağlayan Mahkemelerinin yetkili olduğu sözleşmede açıkça yer aldığını, bu itibarla mahkememizce davanın esasına girilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın iddialarının tamamı hakikat hilafı olup; davacı tarafın müvekkili şirket nezdinde muaccel hale gelmiş herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, müvekkili şirket … … (otomobil üreticisi grup)’a yapacağı üretimler için ihtiyaç duyduğu Kapı Çerçevesi Robot Kaynak Hücresi için davacı tarafla anlaştığını, 11.12.2019 tarihli sözleşmede varılan anlaşma uyarınca sözleşme konusu işin bedeli 150.000 Euro + KDV olup sözleşme uyarınca bu ödeme; sözleşme tarihi itibarıyla 30.000 Euro,
2020 yılı 5. hafta 1. kaynak ve kontrol fikstürleri tamamlandığı takdirde 30.000 Euro,
2020 yılı 9. hafta hat ölçüme uygun ilk parçaları çıkardığı takdirde 30.000 Euro,
2020 yılı 14. hafta parçalar İleri PPAP onayı alındığı takdirde 30.000 Euro,
Sistem Fas’a sevk edildiğinde 20.000 Euro,
Kalan bakiye Fas lokasyonunda … tarafından PPAP onayı alındıktan sonra yapılacağını, yine taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tüm iş bedeline dair fatura Fas’a nakliye öncesi kesileceğini, davacı tarafça faturanın iyi niyetli olarak ve müvekkili şirketin talebi üzerine 2 parça halinde kesildiği iddiası açıkça yalan beyan niteliğinde olduğunu, faturanın Fas’a nakliyenin hemen öncesinde kesileceği taraflarca kararlaştırılmış olmasına rağmen davacı taraf mali bilançolarının iyileştirilmesi ve kredibilitesinin yükselmesi için 50.000 Euro’luk fatura düzenlenmesini istediğini müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkili şirket davacının zor durumda kalmasını istemediğini ve bunun üzerine taraflar arasında 29.07.2020 tarihli ek sözleşme akdedildiğini davacının ”müvekkili şirketin hatası sonucu 4 haftada gerçekleşmesi gereken kabulün 10 haftada gerçekleştiğine” dair mesnetsiz iddiasının uyuşmazlığın çözümünde önemi bulunmamakla birlikte, gecikmenin nedeni müvekkili şirketin kusuru değil; davacı tarafın edimini gereği gibi yerine getirmemiş olması olduğunu, ekte sunmakta olduğu dekontlardan da anlaşılacağı üzere, yapılan hizmetin geldiği aşama itibarıyla müvekkili şirket yapması gereken ödemeleri fazlasıyla yapmış durumda olduğunu, bu nedenlerle; öncelikle, yetki sözleşmesi gereği yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğundan mahkememizin yetkisizliğine, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, satınalma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı … …. Tic.A.Ş ile davalı … …. San Ve Tic. A.Ş. arasında 11 Aralık 2019 tarihli Genel Satınalma Sözleşmesi ve 29 Temmuz 2020 tarihli Genel Satınalma Sözleşmesi EK-1 imzalandığını, Genel Satınalma Sözleşmesinin her iki tarafça da imzalanmış olmasına rağmen, Genel Satınalma Sözleşmesinin EK-1 davalı … …. San Ve Tic. A.Ş. tarafından imzalanmadığı (imza kısmı boştur), bununla birlikte davalı cevap dilekçesinde bu sözleşmeye (EK-1’e) atıfta bulunduğunu ve bazı hususları ispatlamak için ek sözleşmeye dayandığı için, bu sözleşmenin de geçerli olduğu kabul edilerek değerlendirmelerde bulunulduğunu, tarafların gecikmede Covid-19 pandemisinin etkili olduğu yönündeki iddiaları bakımından yapılan değerlendirmede, COVID-19’un 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi olarak ilan edildiği, tarafların bu tarihten yaklaşık 4 ay sonra sözleşme eki akdettiği ve bu durumu bilmelerine rağmen ek sözleşmeye herhangi bir hüküm koymadıkları, basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü altında bulunan tarafların içinde bulunulan pandemi koşullarına göre sözleşmeyi uyarlama imkanları varken bunu yapmak yerine fatura düzenlemesine ilişkin değişiklikler içerir bir ek sözleşme akdettikleri, dolayısıyla pandemi koşullarının varlığına rağmen bu hususta bir düzenleme yapmayan tarafların, bu sebebe dayanamayacağı, bununla birlikte nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğunu, dava konusu (… … (otomobil üreticisi grup) nın üretimini yapacağı bir elektrikli araca ait kapıların kaynak işlemlerini yapacak olan bir) … Sisteminde herhangi bir ayıp olmadığı gibi sistemin çalışır vaziyette olduğu anlaşıldığını, dosya kapsamından bundan sonraki sürecin, dava konusu sistemin FAS’a taşınarak davalının belirtiği ilgili mahalde tekrar kurularak çalıştırılmasıdır. Ancak COVID-19’un 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından salgın olarak ilan edildiği, COVID-19 salgını nedeniyle beynelmilel nakliye hizmetinin sağlanmadığı gerekçesiyle, … grubunca da makinenin Fas’ta faaliyete geçeceği yere dair altyapıların kurulması mümkün olmadığını beyan edilmiştir. dolayısıyla nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, davacı şirketin defter-i kebir ve yevmiye defterleri elektronik ortamda tutulmaktadır. 2019-2020 yılı, şirketin elektronik ortamda tutulan defterlerin açılış ve kapanış dönemi işlemlerinin kaydedildiği yevmiye ve kebir defterlerine ilişkin e-defter beratlarının yasal süreleri GİB bilgi sistemine yüklendiği, Davalı şirketin 2019-2020 yılı noter onaylı yevmiye, kebir defterinin yasal süre içerisinde açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süre içerisinde yaptırıldığı, tarafların ticari defterlerinin delil niteliğini taşıdığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye binaen davacının davalı ünvanına iki adet toplamı 177.000 EURO Robotik Üretim Hattı ve Entegrasyon faturası düzenlediği, faturalar her iki tarafın ticari defter kayıtlarında yer aldığı, Sözleşmenin 4. maddesin de (onaydan sonra ödenecek şeklinde yazılı) hükme bağlanan 22.000 EURO kısmının davalı tarafından ödenmediğini, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2020 tarihi itibariyle 217.993,88 TL döviz karşılığı (24.200,30 EURO) defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağın 2021 yılına devrettiği başkaca ödemenin olmadığını, davalı şirketin davacı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2020 tarihi itibariyle 211.432,89 TL (24.200,30 EURO) defter ve kayıtlarında davacıya borçlu olduğunu, bu borcun 2021 yılına devrettiği başkaca ödemenin olmadığını, davacının alacağını dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği (fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden), dava tarihinden itibaren talep edilen işlemiş faizin takdir ve değerlemesinin mahkemenin görev ve alanında olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 17/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; piyasa araştırması yapılaak ortalama; konaklama, yeme ve içme, uçak, paketleme sökme muhtelif harcama toplamda 1.715,40 Euro bedele yapılabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 03/05/2023/2022 tarihli 2. ek bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki yazışmaların takdirinin Mahkememize ait olduğunu, ek rapordaki görüşlerini değiştirecek herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığını mütalaa etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında genel satınalma sözleşmesinin ve teknik şartnamenin akdedildiği, davacı tarafın bu sözleşme nedeniyle alacaklı olduğunu belirterek eldeki davayı açtığı, davalı tarafın ise covid 19 pandemisi nedeniyle Fas’a sevkiyatın yapılamadığını bu nedenle kusurlu olmadığını savunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonrası davalının davacıya 24.200,30 Euro borçlu olduğunun anlaşıldığı, teknik şartnamenin 3.sayfasında belirtilen Fas Nakliye ve Devreye alma bölümünde belirtilen davacının sorumlu olduğu işin davalı tarafından başka bir firmaya yaptırma bedelinin bilirkişi heyeti tarafından 1.715,40 Euro olarak belirlendiği, davacının alacaklı olduğu tutardan bu bedelin mahsubu ile davacının isteyebileceği tutarın 22.484,90 Euro olduğu kanaati ile davacının açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 1.000 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile 21.484,90 EURO’nun 28/12/2022 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 30.020,12 TL harçtan peşin, ıslah ve tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 22.515,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 178,29 TL peşin harç, 7.300 TL ıslah harcı ve 26,74 TL tamamlama harcı toplamı olan ‭7.564,33‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 67.525,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.179,1‬0‭ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin tamamının davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Artan avansın ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır