Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/755 E. 2022/1091 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/755 Esas
KARAR NO :2022/1091

DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ:02/12/2021
KARAR TARİHİ:28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu … Plakalı2015 Model … marka araba ile 02/08/2020 tarihinde … İli, … ilçesinde normal hızda kendi şeridinde ve kurallara uygun bir şekilde seyir halindeyken, maliki ve sürücüsü … olan … Plakalı araç ile maliki ve sürücüsü … olan … Plakalı araç müvekkilinin aracına çarpmış ve tam kusurlu olarak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, oluşan bu kaza sonucunda olay yerine gelen trafik ekiplerince kaza tespit tutanağı tutulmuş olup tutulan ve tutanakta karşı yan araç sürücülerinin 2918 sayılı KTK’nın 52/1-c “diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak” kuralını ihlal ettiklerini, müvekkilinin ise kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, kaza neticesinde müvekkilinin aracın ana aksamları değişmiş, ciddi anlamda kaporta işçiliği ve boya işçiliği yapılmış olduğunu, müvekkilinin aracında 4.695,29-TL bedelinde maddi hasar meydana geldiğini, müvekkilinin aracının 2015 model ve kilometresinin de kaza tarihinde yaklaşık 59.922 km olup çok düşük olduğunu, az kullanılmış böyle bir aracın, kaza sonucu ana aksamları değişmiş, ciddi anlamda kaporta işçiliği ve boya işçiliği yapılmış olduğunun sabit olup, tramer kayıtlarına da kaza kaydı geçmiş olduğundan, aracın satışı halinde, bu kayıtlar, alıcı tarafından rahatlıkla görünebileceğinden, müvekkilinin doğal olarak bu kazalı aracını, kaza görmemiş değerinden daha düşük fiyata satacağı tartışmasız olduğunu, … plakalı aracın, … Sigorta A.Ş. tarafından … No’lu poliçe ile sigortalandırıldığını, … Sigorta A.Ş ‘ye 28/09/2021 tarihinde değer kaybı talebi ile KEP adresi üzerinden başvuruda bulunulmuş olduğunu ve aynı tarihte tebliğ edildiğini, başvuruya istinaden yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, … plakalı aracın ise … Sigorta A.Ş. tarafından … No’lu poliçe ile sigortalandığını, … A.Ş’ye 05/10/2021 tarihinde değer kaybı talebi ile KEP adresi üzerinden başvuruda bulunulmuş ve aynı tarihte tebliğ edilmiş olduğunu, başvuruya istinaden yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, davadan önce yasa gereği arabulucuya başvurulduğunu bu süreçte davalılar ile yapılan görüşmelerin telekonferans yoluyla yapılmış ve anlaşma sağlanamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar tarafından ödenmesi gereken değer kaybı bedelinin tahsili için iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, öncelikle alacaklarını belirli hale getirebilmek için usul ekonomisi gereğince tensiple beraber dosyanın bilirkişiye tevdini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 50-TL değer kaybının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili ile her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde 02/08/2020 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı belirttiği … plakalı aracın, 02/05/2020 başlangıç- 02/05/2021 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile … adına adına, kaza tarihi itibarıyla maddi hasarda araç başına 41.000-TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminat miktarının davalı müvekkili sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğun üst limiti olduğunu, davacı vekilinin, müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğini iddia ettiği dava konu olan trafik kazasında müvekkiline ait … plakalı aracın hasar gördüğünü hasar neticesinde araçta değer kaybı meydana geldiğini belirtmiş ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla değer kaybı bedeli için toplam 50-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ettiklerini, davacı vekilinin değer kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, söz konusu kazanın davacı tarafından müvekkili sigorta şirketine ihbarı sonrası müvekkili şirket nezdinde …/3 numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu ve değerlendirildiğini, davacının aracında meydana gelen hasar sonrasında yapılan söz konusu tamirat, mini onarım kabul edilmekte olup genel şartlat gereği mini onarımla giderilebilen hasarlar teminat dışı kabul edileceğini, izah edildiği üzere davacının başvurusu değer kaybı anılan teminat dışı haller kapsamında yer aldığından usul ve yasaya uygun olarak reddedildiğini, işbu nedenle haksız olan bu davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
kabul anlamına gelmemek kaydı ile; zarar gören araçta meydana gelen “değer kaybı”nın belirlenebilmesi için 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca aşağıdaki kriterler çerçevesinde bir hesaplama yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bu tür sigortalarda asıl amacın, zarar görenin uğradığı”gerçek zararın” giderilmesi olduğunu, bu sebeple Mahkememizce sebepsiz zenginleşmeye mahal vermemek amacıyla öncelikle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti, kusur oranlarının belirlenmesi sonrasında da araçta meydana gelen değer kaybının tespitinin gerekli olduğunu, yaptırılacak bilirkişi incelemesi için tüm delillerin toplanmasından sonra dava dosyasının; kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu’na değer kaybı tespiti için ise teknik üniversite veya Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi zararı ispat külfeti davacıya ait olduğundan dolayı da bilirkişi ücretinin davacı tarafından karşılanması gerektiğini, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüte düşeceğinin önem kazandığını, özel dairenin bu konuda birçok kararı bulunduğunu, 02/06/1997 gün ve … sayılı kararında da “sigortacı kendisine tazminat ödemesi için gerekli ihbar yapılıp, belgelerin ibrazından itibaren 8 işgünü içinde ödeme yapacağı hükme bağlandığını, diğer bir deyişle sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü anca bu tarihte muaccel hale geldiğini, ancak bu tarihte muaccel hale geldiğini, ancak hasar başvurusu sonrasında davacının talebi teminat dışı olduğundan reddedildiğini, bu nedenle kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutlabileceği kanaatinde olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın reddini, aksi halde belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesine göre; 02/08/2020 tarihinde … plakalı araç seyir halindeyken …’e ait … Plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bu kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından … nolu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluğunıun bulunduğunu, öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, KTK’nın 109/1-a maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tanzimine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmünün amir olduğu, söz konusu madde hükmü uyarınca, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan davanın reddinin gerekeceğini, HMK 6.Madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmamış ve dava şartı olan zorunlu şartı yerine getirilmediğini, iş bu dava nedenle huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğinin, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi 01/06/2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterlerin esas alınması gerektiğini, araçta meydana gelen değer kaybı hesap edilirken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kilometresi gibi hususlar da göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığının, iş bu nedenle davanın reddi gerektiğini, araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilmesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararlar ZMMS teminatı dışında olduğunu, ZMMS genel şartları’nın A.6/k maddesinde “gelir kaybı, kar kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri’nin ZMMS teminatı dışında olduğu açıkça belirtmiş olduğundan söz konusu taleplerin reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Kaza tespit tutanağı, trafik kayıtları, sigorta poliçeleri ve hasar dosyası, fotoğraflar, Tramer kaydı ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, araçta meydana gelen değer kaybı zararına ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı, adına kayıtlı, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile maliki ve sürücüsü dava dışı … (…) olan … plakalı ve maliki ve sürücüsü dava dışı … olan … plakalı araçlar arasında, 02/08/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, … plakalı aracında değer kaybına ilişkin zararın meydana geldiği, … ve … plakalı araçların işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketleri tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, aracında meydana gelen değer kaybının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen değer kaybı bedelinin tespiti noktalarında toplanmakta olup, kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Makine Mühendisi … ve Sigorta Uzmanı … tarafından hazırlanan 28/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-İki nolu davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …(…) ve davacı sürücüsü …’in kusursuz oldukları,
-Davaya konu aracın daha önce 12/04/2018 tarihinde bir kazası daha olduğu ve söz konusu kazada aynı bölgeden hasar almış olduğu, değişimi yapılan parçaların değer kaybına sebebiyet vermeyecek özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı … A.Ş’n,n sorumlu tutulabileceği bir değer kaybı miktarı bulunmadığı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacının ve davalı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalı … plakalı aracın sürücüsü ve maliki dava dışı … (…)’nun kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, davalı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalı … plakalı aracın sürücüsü ve maliki dava dışı …’in, kazanın meydana gelmesinde %100 kusur oranı ile sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin, dava dışı sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde değer kaybına ilişkin maddi zarardan sorumlu olduğu, ancak, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait … plaka sayılı araçta, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu tutulabileceği bir değer kaybının olmadığı, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin dava dışı sürücünün meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı, iş bu nedenle davacının davalılardan tazminat talep edemeyeceği kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30-TL. harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL. harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır