Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2023/167 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/730 Esas
KARAR NO :2023/167

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:13/01/2021
KARAR TARİHİ:08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine 18.750 TL bedelli çeke dayalı olarak …. İcra Müdürlüğünün … (… Yeni E.) E. sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin işbu takibe ilişkin ödeme emri kendisine tebliğ edildiğinde süresi içerisinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile borca ve çek üzerindeki imzaya itiraz ettiğini, fakat müvekkilinin o dönem gençlik çağında olması ve dava dosyasını takibe ilişkin hiçbir bilgi ve tecrübesinin olmaması edeniyle itirazının kabul edildiğini düşünerek herhangi bir işlem yapma gereği duymadığını, bu sebeple de mahkemenin imza örneği vermesi içi ayin etmiş olduğu günü kaçırarak imza örneğini veremediğini, hal böyle olunca da ilgili mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğini yaptığı imza itirazının kabul gördüğünü ve dosyanın kapandığı düşünerek yıllarca bir girişimde bulunmayan müvekkilinin, söz konusu irca dosyasının yenilerek haciz işlemleri başlatılınca yaptığı itirazın kabul olmadığını ve aslında dosyanın kapanmadığını anladığını, bu nedenle de işbu menfi tespit davasının açılma zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkilinin daha önceden tanışıklığı bulunan şirketin ön muhasebe işlerini yürütmesi hususunda anlaştığı … isimli kişinin kendisini teşvik etmesi üzerine 05/085/2007 tarihinde çek üzerinde kaşesi bulunan … Ambalaj – … … Plastik Ambalaj Alım Satım İmalat ve Pazarlama San ve Tic. şahıs şirketini kurduğunu, müvekkili teşvik eden kötüniyetli bu kişi ve kişiler müvekkili adına çek karnesi talep etmeye ve senet tanzim etmek istemeye başlayınca müvekkilinin koktuğun ve şirketin kapatma isteğini ilettiğini, akabinde ise kormuş olduğu ve şirketi 2008 yılının Ocak ayında kapattığı, söz konusu şirketten toplamda 7 ay kadar faaliyet gösterdiğini, fakat o süreçte birçok işlemin, imzanın taklit edilmesi suretiyle kendisinden gizlenerek yapıldığını ise sonradan öğrendiğini, işbu davaya konu olan icra takibine dayanan çekte müvekkilinin haberi olmadın imzalanan çeklerden biri olduğunu, icra takibine dayanak olan çekin müvekkiline ait ciro silsilesi kısmı incelendiğinde şirketin kaşesi üzerine atılan imzanın müvekkilinin imza sirkülerindeki imzayı taklit etmeye çalışılarak atıldığının açıkça görülmekte olup, yine aynı şekilde kaşenin altına el yazısı ile müvekkilinin adının yazılmış olduğunu yazının da yapılacak bir incelemede açıkça müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın kabulü ile irca takibine konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu 23/08/2007 tarihli çekin ve …. İcra Müdürlüğü’nün … (… Yeni E.) E. sayılı icra dosyasının müvekkili yönünden iptaline, davalının çekte yazılı miktarının %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit davsına konu iptalini talep ettiği takip dosyasındaki çek ile dava dilekçesinde borçlu olunmadığının tespiti istenilen takip dosyasındaki çekin bir ilgisi olmayıp huzurdaki davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine, takip dosyası hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, harca esas değerin, takip dosyası kapak hesabı alınmadan asıl alacak miktarının da altında gösterilmiş olup eksik harcın davacı tarafça tamamlattırılması ve bu nedenle davacıya kesin süre verilmesi gerektiğini, kambiyo takibine konu çek ile davacının davaya konu ettiği çekin farklı çekler olup bu davanın konusunu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası oluşturmadığından husumetin müvekkili şirkete yöneltilmesi mümkün olmayıp mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı yanın imzaya itirazı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebi ile ikame ettiği davanın her yönüyle hukuka aykırı olduğundan mezkur davanın müvekkiline yöneltilmesinin mümkün olmadığını, takip dosyasına konu çek ile davaya konu edilen çeklerin farklı oyup davaya ilişkin husumet itirazlarını baki kalmak kaydıyla davalı müvekkili çeki ciro yolu ile teslim aldığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olup çek bedelini talep etme hakkı bulunmadığını, ciro zincirinde kendisinden önce yer alan cirantaların ticari ilişkilerini incelemek gibi bir sorumluluğunu ve imkanı bulunmadığı gibi kendisinden önceki cirantaların imzalarının sahte olup olmadığını bilmesi ve bilebilecek durumda olmasının da mümkün olmadığını dolayısıyla müvekkilinin kötüniyeti veya ağır kusurunun bulunulduğundan söz edilemeyeceğinden müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatı ve idari para cezasına hükmedilmemesini talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine, davacı yanın alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, imza inkarına dayanan menfi tespit davasıdır.
06/12/2022 tarihli ATK raporunda; inceleme konusu çek arka yüzünde “… AMBALAJ…” kaşe izi üzerine atılı 3. ciro imzası ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ün eli ürünü olmadığı mütalaa edilmiştir.
Doktrinde ve uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK 2013/1746 esas ,2015/896 karar sayılı 4.3.2015 tarihli ilamı )
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, imzanın sahteliğinin mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, alınan 06/12/2022 tarihli ATK raporu ile davaya konu çekteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle dava konusu çek nedeniyle davacının davalıya karşı borçlu olmadığı gözetilerek açılan davanın kabulüne karar verilmiş, davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu … … Bankası Merkez Şubesine ait … nolu 19/09/2007 keşide tarihli 19.975 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-İhtiyati tedbir yolu ile icra veznesinde bekletilen paranın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Alınması gereken 1.364,49 TL harçtan, peşin harç ve tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.002,25‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 320,21 TL peşin harç, 42,03 TL tamamlama harcı toplamı olan 421,54‬‭ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.610‬‭ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan avansın ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır