Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/684 E. 2023/397 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/684 Esas
KARAR NO:2023/397

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:03/11/2021
KARAR TARİHİ:24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde P-…-0 numaları İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … İnş. ve Tic. A.Ş.’ye ait … Mah. … Cad. No:… …/ … adresinde davalının güvenlik dahil birtakım hizmetleri üstlendiği inşaat şantiyesi alanında 26/10/2014 tarihinde hırsızlık vakası meydana geldiğini, müvekkili şirket nezdinde, sigortalı konutta gerçekleşen hırsızlık vakası sonucunda ortaya çıkan maddi kaybın 13/04/2015 tarihinde 13.237,52 TL müvekkili sigorta şirketi tarafından … İnş. ve Tic. A.Ş.’ye ödendiğini, davaya konu hırsızlık neticesinde meydana gelen maddi hasarın müvekkili şirketçe sigortalıya ödenmiş olup anılan hasardan sorumlu olan davalı şirketin yasal süre içerisinde…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve borçlu tarafından akibe itiraz edildiğini belirterek, itirazlarının iptalini, takibin devamını, haksız itirazdan dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri, vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın süresi biten poliçeye dayalı olarak ve poliçe teminatı kapsamında olmayan bir hususla ilgili olarak sigortalıya yapılan ödemenin rücuen talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, davalının sigortalı firmaya karşı herhangi bir sözleşmesel yükümlülüğü bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalının davaya konu hırsızlık olayı ile ilgili herhangi bir ihmal ve kusuru bulunmadığını, hırsızlık konusu olayın gerçekleştiği mahalde ilgili mevzuat gereğince özel güvenlik hizmeti verilmesinin mümkün olmadığını, olayın yaşandığı tarihte, … Sitesinde özel güvenlik hizmetinin sunulabilmesi için gerekli olan ve … Site Yönetimi tarafından valilikten alınması gereken özel güvenlik izin belgesinin olmadığını, davacı tarafından yanlış husumet yöneltilmek suretiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosyası ile ikame edilen davada alınan 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda da açıkça “hırsızlık olayının meydana geldiği 26/10/2014 tarihi dönemini kapsayan özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alınması ile ilgili … İnş. ve Tic. A.Ş.’nin İstanbul Valiliği’nden alınması gereken Özel Güvenlik Belgesi alınmamıştır.” şeklindeki tespit ile, ilgili adreste özel güvenlik hizmetinin sunulmasının mümkün olmadığının açıkça belirtildiğini, ilgili dosya kapsamında Özel Güvenlik Şube Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabı uyarınca, hırsızlık olayının gerçekleştiği adreste özel güvenlik hizmeti sunulmasına imkan tanıyan İstanbul Valiliğinden alınması gereken özel güvenlik izninin olay tarihinden sonra alındığı dolayısıyla ilgili adreste özel güvenlik hizmeti verilmesinin mümkün olmadığının tespit edildiğini, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğüne yazılan yazıya istinaden gelen cevapta ilgili adrese 19/02/2015 tarihli karar ile özel güvenlik izni verildiğinin belirtildiğini, olayın ise 26/10/20174 tarihinde gerçekleştiğini, tüm bu hususlardan anlaşılacağı üzere, hırsızlık olayının yaşandığı … İstanbul isimli sitede özel güvenlik hizmetinin verildiğinden söz edilemeyeceğini, bu nedenle de davalının özel güvenlik hizmeti sunulamayan bir alanda özel güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmediğinden bahisle sorumlu utulmasının düşünülemeyeceğini, söz konusu adreste özel güvenlik görevlisi olduğu iddia edilen …’ın ve o tarihte yine özel güvenlik personeli olduğu iddia edilen diğer personellerinin SGK kayıtları incelendiğinde, bu personellerin olayın gerçekleştiği … Sitesinde resepsiyon görevlisi olarak görevlendirildiğini, davacı ile davalı şirket arasında söz konusu adreste ve olay tarihinde güvenliği sağlamaya yönelik olarak … Site Yönetimi tarafından alınmış bir özel güvenlik izni bulunmadığı açık olup davalının özel güvenlik izni alınmamış bir alanda güvenlik hizmetini yerine getirmesi söz konusu olamayacağından ve güvenlik hizmeti verilmeyen bir alanda da güvenlik hizmetinin gereğinin yerine getirilmesinde kusurlu davranıldığından söz edilemeyeceğinden, davacının aksi yöndeki iddialarının ve davanın reddi gerektiğini, davanın öncelikle usulden, esasa girildiği takdirde ise esastan reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 19/08/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Hırsızlık Hasarlarında uygulanacak muafiyetin, diğer hasarlar muafiyeti tanımı içinde kaldığı, uygulanacak muafiyetin poliçe 3. sayfasında 2.500.-USD karşılığı TL olduğunu, sigorta eksperi tarafından tespit edilen 7.335.-USD hasar bedeline 2.500.-USD’lık hırsızlık muafiyetinin uygulanması sonrasında hasar tutarının 5.035.-TL olarak hesap edildiği tespit edildiğini, davacı sigortacının, 13.237,52 TL hasar ödediğine dair banka dekontu dava dosyasında görüldüğü, talebe bağlılık ilkesi gereği bu tutarın rücu talebi açısından uygun olduğunu, tespiti yapılmış olan çalınan mal kalemlerindeki birim fiyatlar ve hesaplanan KDV hariç 21.479,32 TL bedelin serbest piyasa rayiçlerine uygun ve sunulmuş olan faturalarla uyumlu olduğu, bu anlamda talebe bağlılık açısından, davacının yapmış olduğu poliçe muafiyeti sonrası 13.237,52 TL’lik hasar/tazminat ödemesinin ve rücu talebinin uygun olabileceği, sigorta poliçesinin davacı firma ile davadışı Sigaralısı olan … İnş. ve San. Tic. A.Ş. arasında kurulu olduğu, sigorta süresinin 02/05/2011 – 01/01/2013 / 610 gün olduğunu, bakım devresinin takiben 365 gün olup, 01/01/2014 yılında sona erdiğini, bu anlamda eğer uzatma zeyili yoksa hırsızlık hadisesi tarihi olan 25/10/2014 tarihinin poliçe süresi dışında olduğu tespit edildiği, hırsızlık tarihini içerecek (bakım devresi – bakım devresinde hırsızlık teminatı kapsam dışıdır) uzatma zeyi var ise dava dosyasına beyanı gerekeceği ve var olması durumunda ise hasarın sigorta kapsamında bir hasar olduğunu, poliçe süresinin hasar tarihini içerecek şekilde uzatıldığını gösterir süre uzatım zeyilinin dava dosyasına beyanın gerekeceği, eğer süre uzatılmamış ise rücu hakkının olmayacağı (lütuf ödemesi kaynaklı olarak), sigortacının poliçe kapsamında ödemiş olduğu ve sigortalısının haklarına halef olduğu miktarca, hırsızlık hadisesinin meydan gelmesinde sorumluluğu olan ancak gerçek ve sigortalısı ile arasında özel güvenlik sözleşmesi akdedilmiş 5188 sayılı kanun kapsamında kurulmuş ve faaliyette bulunan Özel Güvenlik Şirketi bulunması halinde rıcu hakkının var olduğunun kabul edilebileceği, şahıslara rücu talebinde bulunabileceği tespit edildiğini, ancak davacı sigortacının haklarına halef olduğu dava dışı sigortalısının şantiye sahasının güvenliğini sağlamak açısından İstanbul Valiliğinden alınan bir iznin olmaması nedeni ile bağıntılı olarak davalı taraftan böylesine bir hizmeti aldığına dair bir görüşe heyetlerinin objektif olarak kanaat getiremediğini, bu anlamda, bu halin hukuki münakaşasının ve nihai taktirinin ancak Mahkememize ait olabileceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 03/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Hırsızlık hasarlarında uygulanacak muafiyetin, diğer hasarlar muafiyeti tanımı içinde kaldığını, uygulanacak muafiyetin poliçe 3. Sayfasında 2.500.-USD karşılığı TL olduğunu, sigorta Eksperi tarafından tespit edilen 7.335.-USD hasar bedeline 2.500.-USD’lık hırsızlık muafiyetinin uygulanması sonrasında hasar tutarının 5.035.-USD olarak hesap edildiği tespit edildiğini, tespiti yapılmış olan çalınan mal kalemlerindeki birim fiyatlar ve hesaplanan KDV hariç 21.479,32 TL bedelin serbest piyasa rayiçlerine uygun ve sunulmuş olan faturalarla uyumlu olduğu, bu anlamda talebe bağlılık açısından, davacının yapmış olduğu poliçe muafiyeti sonrası 13.237,52 TL’lik hasar/tazminat ödemesinin ve rücu talebinin uygun olabileceğini, meydana gelen hırsızlık ama hadisesinin poliçe vadesinde meydana gelmiş olduğunu, davacı yanın prim ödemelerini gösterir yönde tahsilat ekranı görsellerinin dava dosyasına beyan edildiğini, bilirkişi kurulumuzda borçlar hukuku ve sözleşme hukuku alanında görüş bildirecek uzman bilirkişi bulunmadığı, bu nedenle konunun Sözleşme Hukuku alanında değerlendiril esine dair yeni bir bilirkişi heyeti teşkili suretiyle tespitine dair takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağını, dosya kapsamındaki belgelerde; dava dışı sigortalı ve/veya davalı taraf ile herhangi bir güvenlik şirketi arasında Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi görülemediğini, davalı ile … Geçici Yönetim Kurulu arasında kurulu ve 01.10.2013’te yürürlüğe giren hizmet sözleşmesi Madde 3.1.de, davalının kurul tarafından onaylanmış 5188 saylı kanuna uygun olarak faaliyet gösteren bir firmasını görevlendireceğini, yöneteceği ve denetleyeceğinin belirtildiğini, davacı yanın sigortalısı ile davalı arasında sözleşmenin 3.1. maddesinin Güvenlik Hizmetleri başlıklı bölümünde – … (davalı) … gayrımenkulde ihtiyaç duyulan güvenlik ve koruma hizmetlerinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un gereklilikleri uyarınca verilmesini sağlamakla yükümlü olduğunu beyan ve iddia etmiş olsada mevcut bilirkişi kurulumuzda Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında değerlendirme yapacak Özel Güvenlik Uzmanı Bilirkişi bulunmamakla bu konuda heyetimizce değerlendirme yapılamadığını, sigorta sözleşmesine istinaden düzenlenen poliçede tespit edildiği üzere sigortalı birden fazla yükleniciyi ihtiva etmektedir. bu anlamda böylesine bir inşaat işinde sözleşmesel olarak faaliyet yürüten tüm yüklenicilerin sigortalı olarak gösterildiğini, bu durumda hukuki münakaşası ve taktiri mahkememize ait olmak üzere, sözleşmesel olarak idari işler ve/veya güvenlik işleri ile ilgili olarak projede sözleşmesel olarak görevlendirilen yüklenicilerin de davacı tarafın düzenlediği poliçede, yüklenici ve/veya alt yüklenici olarak sigortalı olacağının mütalaa edildiği görüldü.
TBK’nın adam çalıştıranın sorumluluğu başlıklı 66/1.maddesinde “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının inşaat şantiyesinde yaşanan hırsızlık olayı neticesinde gerçekleşen maddi zararı sigortalıya ödediğini belirterek, ödediği bedelin rücuen tahsili için davalı hakkında icra takibi yaptığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, eldeki dava açılmadan önce davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … Ltd. Şti aleyhine ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığı, bu davanın davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ve istinaf incelmesinden geçerek kesinleştiği, kararın incelendiği İstanbul Bam 17.Hukuk Dairesinin 2019/3313 E., 2020/1519 K. Sayılı ilamının ” ifadesine başvurulan özel güvenlik elemanı davalı şirket çalışanı olduğunu iddia etmediği gibi SGK belgelerine göre de davalı çalışanı değildir.Bu halde, davalı tarafın sözleşme hükümlerine riayet etmediği ,kusur ve ihmali olduğu gerekçesi ile sorumlu kabul edilmesi mümkün değildir.Haksız fiil sorumluluğu için ise davalı şirket tüzel kişiliğinin adam çalıştıranın sorumluluğuna gidilebilmesi için güvenlikçinin davalı çalışanı olması gerekirken, yukarıda açıklandığı üzere çalışanı olmadığıda ortadadır. ” şeklinde gerekçelendirildiği, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile alınan 25.06.2018 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda özel güvenlik elemanı …’ın … Ltd.Şti çalışanı olduğu, kendisinin giriş çıkışa aykırı izin vermekle, %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, davalı ve dava dışı sigortalı arasında imzalanan sözleşmenin 3.1. maddesinin Güvenlik Hizmetleri başlıklı bölümünde – … (davalı) … gayrımenkulde ihtiyaç duyulan güvenlik ve koruma hizmetlerinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un gereklilikleri uyarınca verilmesini sağlamakla yükümlü olduğununun kararlaştırıldığı, bu sözleşme maddesi kapsamında davalının davaya konu maddi zarardan sorumlu olduğu, ayrıca tam kusurlu olduğu tespit edilen özel güvenlik elemanı …’ın davalı şirketin çalışanı olduğunun SGK kayıtları ile anlaşıldığı, davalının sözleşmesel sorumluluğu dışında, adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında TBK’nın 66.maddesi uyarınca davaya konu zarardan sorumlu olması gerektiği gözetilerek, davacının ödeme tarihinden itibaren isteyebileceği işlemiş faiz mahkememizce resen hesaplanarak ve davacının isteyebileceği işlemiş faizin 9.340,70 TL olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacağın likit olmadığı gözetilerek davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, icra takibinde davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının…. İcra Müdürlüğününü … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.237,52 TL asıl alacak, 9.340,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.578,22 TL üzerinden ve takip talebindeki diğer şartlar ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebi ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 1.542,31 TL harçtan, peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.267,39‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 274,92‬ TL peşin harcın toplamı olan 334,22‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 184,33‬ TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.155,5‬0 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.129,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre 1.309,31 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, geriye kalan 10,69‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır