Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/657 E. 2022/810 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/657 Esas
KARAR NO:2022/810

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:20/10/2021
KARAR TARİHİ:02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirketin …. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına yetki itirazında bulunulduğunu, davalı borçlu tarafın yetki itirazı, davalı müvekkili şirket merkezinin … Mah. …Sok. No:40 … / … adresinde bulunması nedeniyle hukuken geçerli olmadığını, Türk Borçlar Kanununun 89.maddesi gereğince para borçları, alacaklının yerleşim yeride ödenmesi gereken, yani “götürülecek”borç olduğunu, bu nedenle dava konusu icra takibinin davacı müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul icra dairesinde başlatıldığından borçlunun yetki itirazının hukuki geçerliliğinin bulunmamakta olduğunu, davalı borçlu … Turizm San. Ve Tic. A.Ş. Davacı müvekkili …Tic. A.Ş. tarafından işletilen otellerden muhtelif tarihlerde mal ve hizmet alımında bulunduğunu, bunun karşılığında bir kısım ödemeler yapmışsa da sonuçta cari hesaptan 72.408,70-TL borcu kaldığını, birçok kereler borcun ödenmesi talep edilmişse de ödenmemesi üzerine …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket tarafından icra dairesinin yetkisine ve herhangi bir neden belirtilmeden takip konusu borca ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı şirketin davacı müvekkili şirketten almış bulunduğu mal ve hizmet karşılığında düzenlenen faturalara itiraz edilmediğini, taraf ticari defter ve belgelerine işlendiğini, verilen mal ve hizmetin bir miktarının bedelinin ödenmiş olmasına rağmen, 72.408,70-TL’nin ödenmediğini belirterek, davalı borçlunun kanuna aykırı olarak ve kötü niyetle yaptığı borca itirazın iptalini, takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatının mahkumiyetini, yargılama giderlerinin davalı borçlu şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasında yapılan ilamsız takip yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olduğunu, işbu icra dairesine müvekkili şirket tarafından yetki itirazında bulunulduğunu, İİK 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı düzenlenmiş olduğunu, HMK 6. maddesi ile genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı hüküm altına alındığını, işbu davaya konu icra takibinin tüm bu düzenlemeler ışığında, davalı müvekkilin yerleşim yeri … Mah. … Cad. NO:11/A … …/… olduğundan yetkili … İcra Dairelerinde başlatılması gerekir olduğunu, davaya konu icra takibinin hukuka aykırı olduğu gibi işbu dava da yetkisiz yerde başlatıldığından öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın alacak taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte, taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, mahkememiz huzurunda görülen bu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağının bulunmamakta olduğunu, söz konusu davanın reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, davacı yanın talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının kabulünün mümkün olmadığını, davacı yanın dava dilekçesi ile sunduğu hizmetlere binaen faturalar düzenlediğini iddia ettiğini, işbu hizmetlerin hiçbiri müvekkili şirket tarafından alınmamış olduğunu belirterek, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddini; davacı taraf aleyhine haksız icra takibi nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini taleple cevap verdiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafın dava konusu döneme ait elektronik mühürlü ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak Gelirler İdaresi GİB bilgi sistemine yüklendiği, davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı tarafından inceleme gününe katılan olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki ve davanın konusu alacak; davacı firma davalıya ve davalının misafirlerine otel konaklama hizmeti verdiği, davacının konaklama hizmet faturaları düzenlediği, iş bu faturalara binaen davalının ise peyder pey ödemeler yaptığı cari hesap hareketlerinden ve incelemeye sunulan fatura, ödeme dekontlarından anlaşıldığı, davacının dava konusu cari hesap alacağını oluşturan konaklama hizmet faturalarını e-temel fatura şeklinde düzenleyip davalının e fatura portalına gönderdiği, ancak fatura içeriğindenki konaklama hizmetinin verildiğine ilişkin ispatlayıcı başkaca bilgi ve belge davacı tarafından incelemeye sunulamadığı, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği, 31.12.2020 tarihi itibariyle 72.408,70 TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı gözüktüğü, Bu alacağın 2021 yılına devrettiği ve başkaca ödeme olmadığı, huzurdaki davada toplam 72.408,70 TL cari hesap alacağına 1.727,89 TL işlemiş faiziyle birlikte talep ettiği, davacı tarafından 23.04.2021 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacının defter ve kayıtlarında alacağının 72.408,70 TL olarak tespit edildiği, işlemiş faiz talebi yönünden; hesap özeti(bakiye) karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin dosyada ihtar belgesinin olmadığı görülmüş olup takdirinin mahkemede olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 03/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davalının 2019 ve 2020 yılı BA formunda dava konusu cari hesap alacaklarını oluşturan tüm faturaları vergi dairesine bildirdiği, davalının faturalardan haberdar olduğu, faturayı alan ve beyan eden davalının faturaların kendisine ve içeriğine yasal süre içinde itiraz etmediğini mütalaa etmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/12329 E., 2016/6138 K.,08/04/2016 tarihli ilamında “Dava, mal satımı nedeniyle faturalara dayalı bakiye alacağın tahsili istemiyle başlanılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, mal teslim ettiğini iddia ettiğine göre bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmek zorunda olup, salt fatura düzenlenmesi malın teslimini göstermez. Ancak icra takibine konu edilen faturalar davalı defterine kayıt edilmiş veya Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne BA formları ile davalı tarafından faturalar bildirilmiş ise faturalar kapsamındaki malların teslim alınmış olduğunun kabulü gerekir.” gerekçesi ile faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olması halinde veya vergi dairesine BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura konusu malların tesliminin ispatlandığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davacının alacaklı olup olmadığının araştırılması için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği ve bu kapsamda bilirkişiden raporlar alındığı ve davalının BA formlarının ilgili vergi dairesinden celbedildiği, davaya konu alacağın konaklama hizmet faturalarına ilişkin olduğu, davacının konaklama hizmet faturalarını e-temel fatura şeklinde düzenleyip davalının e-fatura portalına gönderdiği, davalının dava konusu cari hesap alacağına konu tüm faturaları vergi dairesine bildirdiği ve faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediği, bu durumun davaya konu hizmetin verildiğini ve davacının alacaklı olduğunu ispatladığı, davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği gözetilerek davacının takip öncesi işlemiş faize ilişkin talebinin yerinde olmadığı kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacağın likit olduğu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 72.408,70-TL asıl alacak ve takip talebindeki faiz oranı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında 14.481,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 4.946,23 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 3.680,16‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 1.266,07 TL peşin harcın toplamı olan 1.325,37‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.585,39 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.727,89 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.616,5‬0 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.578,82 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre 1.289,23 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, geriye kalan 30,77‬ TL.nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır