Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/653 E. 2021/779 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/653 Esas
KARAR NO:2021/779

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2021
KARAR TARİHİ:25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …. İcra Dairesi’nin … ve… sayılı dosyalarıyla davacı aleyhine ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıtığını; … E. Sayılı icra dosyasının davacının yanlış itirazı nedeniyle durdurulamadığını, … E. Sayılı icra dosyasının usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle durdurulduğunu, davacının 2020 yılında …-… ilçesinde 200.000 TL karşılığında bir dükkan devir alarak ”…” ismi ile bir restaurant açtığını,davacının dükkanı devir aldığından yaklaşık 15-20 gün sonra davalı … Servis Ve Dağıtım Limited Şirketi yetkilisinin dükkana geldiğini ve davacıya ”Biz Size 30 Bin Tl Nakit Verelim, 1 Yıllık Sözleşme Yapalım Bunun Karşılığında Da Siz De … Ve … Satın, Bir Yıl Sonunda Da İşleyişe Göre Yeniden Sözleşme Yapar Ve Yatırım Yaparız” dediklerini, yatırım teklifinin yapıldığı zamanda henüz vergi levhasını bile yeni asan davacı … (o zaman ismi …) adına ibanına 30.000 TL para yatırdıklarını, paranın yatırılmasının hemen ertesi gününde davacı ve eşinin dükkanı devir aldıkları şahısla ters düştüğünden ve 30.000 TL’lik kısmı da devir için ödediğinden, … şirketine iade yapamadıklarını, davacı ve eşinin, …’da tehdit altında da olmasından dolayı, …’yı terk ettiklerini ve hemen …’ye haber vererek, 30.000 TL’yi ödeyeceklerini belirttiklerini,davalı … Servis Ve Dağıtım Limited Şirketinin sözleşmenin 1 yıllık süreli dolmasını bekleyerek, davacının 30.000 TL’lik borcuna karşılık olarak yaklaşık 100.000 TL’lik icra takibi başlattığını, davacının 30.000 TL’lik yatırım bedeli borcunu kabul etmediğini, kalan miktarı kesinlikle kabul etmemekle beraber, neden kaynaklandığını dahi bilmediklerini, davacının sebep olduğu borcun sadece imzaladığı yatırım bedeli sözleşmesinden kaynaklandığını ve takip başlatılan tutarda bir borcu olmadığının belgeler ve kayıtlar ile sabit olduğunu, bu nedenlerle; davacının söz konusu borcun borçlusu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının davasını somutlaştırarak talep sonucunu belirli hale getirmesi gerektiğini, talep sonucunu hmk 119. maddesi gereği açık şekilde belirtilmediğini, dava dilekçesinin içeriğinde ….İcra Müdürlüğünün… E. ve … E. Sayılı dosyaları için menfi tespit davası açtığını belirttiğini,ancak bu dosyalarda davalı şirketin alacaklı sıfatı ile yer almamadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacının menfi tespit davası açılmasında hukuki yararının olmadığını, taraflar arasında 07.05.2019 tarihli Satış Noktası Sözleşmesi ve Özel Şartlar akdedildiğini, aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalı yana, … Ltd. Şti’nin ürettiği/üreteceği ve satış ve dağıtımını üstlendiği/üstleneceği ürünlerin müşterinin halihazır işyerinde ve/veya ileride açacağı işyerlerinde sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde satış hak ve imtiyazı tanındığını, Sözleşmenin tarafların akdi imzaları ile yürürlüğe koydukları ve sözleşmenin başlangıcında belirtilen tarihten başlayarak 3 yıl süreli ve 3500 kasakoli kotalı olduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen kota miktarlarına uygun satış yapmadığını ve özen borcuna aykırı davrandığını, Sözleşmenin Özel Şartlar’ının 4. maddesinde “Müşteriye, baştan bir defaya mahsus münhasır satış ve reklam yer bedeli olarak 35.001,16 TL ödenmiştir.” hükmünün yer almadığını, sözleşmede yazılı olduğu üzere davacı ile varılan anlaşma gereği davalı şirket tarafından davalı yana münhasır satış ve reklam yeri bedeli olarak KDV dahil 35.001,16 TL, davalının banka hesap bilgilerini içerir yazılı talebine istinaden ödendiğini, . ödemeye karşılık ise, davalı tarafça 07.05.2019 tarih … sıra nolu 35.001,16 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davacının dava dilekçesinde yatırım bedeli yönünden borçlu olduğunu kabul ettiği halde iş bu tutarı menfi tespit davasına konu ettiğinden kötüniyetli olduğunu, Sözlemede E-Cezai Şart başlıklı maddede sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde ise ”davalı taraf, 6.000 ABD Dolarının ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı cezai şart bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde düzenlendiğini, davalı … Ltd. Şti. ile davacı arasında yer alan 26.04.2019 tarihli Emanet Cihazların Kullanılması Hakkında Teslim ve İzin Belgesi ile 1 adet … Marka, … barkod numaralı çift kapılı soğutucu dolabı ariyeten kullanılmak üzere davacı borçluya teslim edildiğini, taraflar arasındaki ilişki sona ermiş olmasına rağmen davacı tarafça bahsi geçen soğutucunun dolap şirkete iade edilmediğini, soğutucu dolabının bedeli 1.250 Amerikan Dolar olduğunu, sözleşme hükümlerinin ihlali nedeniyle doğan cezai şart bedelinden davacı tarafın sorumlu olduğunu, davacı ile yapılan tüm şifahi görüşmelere rağmen işbu bedelin ödenmemesi üzerine, …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davacının beyanlarının aksine takibin sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle cezai şartın tahsili amacıyla başlatıldığının görüldüğünü, davalının sözleşmede yer alan özel şartlarda düzenlenen hususlara ve özen borcuna aykırı davrandığını, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle yatırımın iadesinin talep edildiğini, davacı ile yapılan tüm şifahi görüşmelere rağmen işbu bedelin ödenmediğini, ayrıca davacının davalı şirkete cari hesap borcu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız davanın reddine, davacının kötüniyetli açmış olduğu işbu davası nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşme, cari hesap nedeniyle başlatılan icra takipleri nedeniyle davacı tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından davalı ile akdedilen Satış Noktası Sözleşmesi, Özel Şartlar, Emanet Cihazların Geçici Kullanılması Hakkında Teslim Ve İzin Belgesi başlıklı sözleşmelerin imze edildiği, sözleşmeler kapsamında davacının davalıdan ürününü satmasının karalaştırıldığı, davacıya bir seferlik satış ve yatırım bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığı, bir kısım cihazların geçici kullanmak üzere davacıya teslim ediğinin anlaşılmıştır.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK’nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Davacının tacir olup olmadığının tespiti bakımından … … Vergi Dairesi tarafından davacının 24/04/2019-12/06/2019 tarihleri arasında mükellefiyet kaydı bulunduğu, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini vermediği ve defter tasdikine ilişkin mükellef veya noterler tarafından yapılan bir bildirimin bulunmadığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından söz konusu mükellefin 26/02/2021 tarihinde işe başlama bildirimi verdiği ancak yapılan faaliyet yoklamasında ödevlinin faal olmadığı anlaşıldığından aynı gün kaydı kapatıldığı, Vergi Dairesinde herhangi bir vergi kaydının bulunmadığı, … Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından verilen cevapta davacının oda kaydının bulunmadığının bildirildiği, … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevapta sicil kaydına rastlanılmadığının bildirildiği hususları değerlendirildiğinde davacının tacir olmadığı, her iki tarafın tacir olma koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı tarafın tacir olmadığı ve davanın menfi tespit davası olup mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı bu nedenle Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
6-Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır