Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/620 E. 2022/495 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/620 Esas
KARAR NO :2022/495

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:05/10/2021
KARAR TARİHİ:28/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirket olan … San ve Tic A.Ş. ‘nin ortağı olduğunu, 2018 yılında hisse devri yaptığını, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından ortaklıktan çıkma izni, olmadığı takdirde şirketin feshine karar verilmesini talep ettiğini, asıl borçlu şirketin ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından konkordato başvurusu yaptığını, dava dışı asıl borçlu ile davalı bankanın yeniden yapılandırma sözleşmesi imzaladığını, finansal yapılandırma sözleşmesindeki birçok bölümde, daha evvelki kredi sözleşmelerinde imzası bulunan müteselsil kefillere karşı her alacaklı kuruluşun dava/yasal takip başlatmaya, başlatmış olduğu yasal takipleri/davaları devam ettirmeye yetkili olduğu belirtildiğini ancak asıl borçluya karşı başlatılmış takiplerin yalnızca usuli olarak devam ettirileceği hüküm altına alındığını sözk konusu hükümlerin hukuki anlamda geçerli sonuç doğurmayacağını, kefilin asıl borçludan daha ağır bir sorumluluk altına sokulmasının mümkün olmadığını, davalı bankaya bir ay içinde asıl borçlu … San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı dava ve takip haklarını kullanması varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmeleri, ve ara vermeden takibe devam etmeleri hususunda … 13. Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini fakat aradan 1 ayı aşkın süre geçmesine rağmen bir aksiyon alınmadığını belirterek TBK 601. Maddesi kapsamında kefaletin sonlandırılmasını istemiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … San ve Tic A.Ş arasında 09/01/2013 ve 01/12/2015 tarihlerinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeleri davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borçluların bankaya olan borçlarını ödememeleri sebebi ile … 17. Noterliğinin 02/05/2018 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu … Şirketi ile dava dışı diğer borçlular ve davacı kefil hakkında 20/07/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere mahsus yol ile icra takibi başlatıldığını, davacının ihtarname keşidesinden önce icra takibi işlemlerinin başlatıldığını, davacının da kefil olarak tarafı olduğu genel kredi sözleşmesinde de kefil borcun yapılandırılmasına muvafakat ettiğini, bu sebeple doğan borçtan sorumlu olduğunu kabul ettiğini, kefil dilerse borcu ödeyerek kefaleti sonlandırabileceğini, davacının dava dilekçesi içeriğindeki bir kısım iddiaları müvekkiline yöneltemeyeceği gibi müvekkiline karşı iddiasını ispatlayamadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmeleri kapsamındaki kefaletin TBK 601. Maddesi kapsamında sonlandırılması talebidir.
Uyap üzerinden gönderilen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; dava dışı asıl borçlu … San ve Tic A.Ş.’nin 25.04.2018 tarihinde konkordato talep ettiği mahkemece tensiple birlikte , takiplerin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, 3 aylık süre ile geçici mühlet kararı verildiği, devam eden süreçte 1 yıllık kesin mühlet ve 6 aylık uzatma kararlarının verildiği ve 14.09.2020 tarihinde de davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın 17.12.2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı bankadan celbededilen finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi incelendiğinde; dava dışı asıl borçlu ile davalı banka dahil 12 banka arasında 11.06.2020 tarihinde imzalandığı, sözleşmesinin imzalanmasının borçlu ve müteselsil kefiller bakımından borcun yenilendiği, nakledildiği, kefaletin sonlandığı anlamına gelmediği, müteselsil kefiller bakımından başlatılan takiplere devam edilmesi ve takip başlatılması konusunda yetkili olunduğu hususlarına yer verildiği görülmüştür.
Uyap üzeriden celbedilen ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı banka tarafından borçlular dava dışı borçlar … San. ve Tic. A.Ş., … ve davacı …, hakkında 17.434.132,00 TL üzerinden 20.07.2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dosyada mevcut … 17.Noterliğinin 02.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; toplam 4.669.439,09 TL ile 1.867.296,69 Euro alacağın 1 gün içerisinde ödenmesi için dava dışı asıl borçlu ile davalı ve diğer kefillere ihtarname keşide ediliği ihtarnamenin asıl borçlu şirkete 04.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
19.01.2013 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde; 19.000.000.- TL tutarında davacının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu,19. Maddesinde Kefalet Sözleşmesi başlığı altında kefaletin kapsamına yer verildiği, 19.1.3 maddesinde doğmuş borçların birden fazla demdit edilip uzatılmasınıa, taksitlendirilmesine, yeniden yapılandırılmasını kefilin peşinen kabul ettiğinin, teminatlardan vazgeçilmesini, ibra verilmesini, kefilin kabul ettiğinin 19.4.1 bendinde bankanın borçları taksitlendirmesinin, müşteri, diğer kefil ve teminatlardan vazgeçmesinin, ibra etmesinin kefilin yükümlülüğünü kaldırmayacağının, bankanın açıkça kasten kefil aleyhine hareket ettiği kanıtlanmadıkça kefilin sorumluluğunun devam edeceğinin, 19.4.4 maddesinde diğer teminatlara başvurmadan kefile başvurulabileceğinin, 19.4.5 maddesinde bankanın teminatlarından vazgeçmesi nedeniyle kefilin durumunun ağırlaştığını ileri süremeyeceğinin, 14.4.8 maddesinde borcun taksitlendirilmesi ve yeniden yapılandırılmasında bankanın serbest olduğunun ve kefilin bunu kabul ettiğinin düzenlendiği görülmüştür.
01.12.2015 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde;25.000.000.- TL tutarında davacının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu bu sözleşmenin de 20. Maddesinde Kefaletin düzenlendiği ve 19.01.2013 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki yukarıda sayılan düzenlemelere paralel düzenlemelere yer verildiği görülmüştür.
… 13.Noterliğinin 01.07.2021 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde; davalı bankanın dava dışı asıl borçlu ile akdedilen finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi gereği borcun 10 yıl vadelendirildiğini, asıl borçlu hakkında dava ve takip hakkının kullanılması, ara vermeden takibe devam edilmesi aksi halde TBK 601. Maddesi kapsamında kefaletin sonlandırılması yoluna gidileceğinin ihtar edildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller kapsamında bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Dava Dışı … San. Ve Tic. A.Ş ile Davalı… Bankası A.Ş arasında; 01.12.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 09.01.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, Dava Dışı … San. Ve Tic. A.Ş firmasının imzalamış olduğu 01.12.2015 tarih, 25.000.000.- TL ve 09.01.2013 tarihli 19.000.000.- TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesini Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil sıfatıyla, Dava dışı … ve Davacı …’un 25.000.000.- TL ve 19.000.000.- TL kefalet bedeli ile müteselsil kefil ve tarih ibarelerini kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı görüldüğü, Dava Dışı … San. Ve Tic. A.Ş ile Davalı… Bankası A.Ş arasında akdedilen 01.12.2015 ve 09.01.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden taraflar arasında borç ilişkisinin doğduğu, Dava dışı firma 25.04.2018 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile konkordato mühleti verilmesi için mahkemeye başvurmuş ve konkordato talebi reddedildiği, Dava Dışı firmanın borçları yapılandırılmış olup, firma ile Davalı Banka arasında 11.06.2020 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Kredisi Sözleşmesi akdedildiği, Genel Kredi sözleşmesinde 31.4 maddesi imza ve yürürlülük tarihi, Sözleşme örneğinin Müşteriye verilmesi“Bu sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun rıza ve beyanlarıyla bugün imzalanmış, sözleşmenin bir örneği aynı anda ve usulüne uygun olarak üşteriye verilmiş teslim edilmişitr. Bu sözleşmede veya ayrıca yazılı bir yürürlük tarihi belirlenmemiş ise imza tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.” hükmün altına dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş., … ve Davalı … ın tarih yazıp imzaladığı görülmüştür. Davalının ilgili sözleşmeyi imzalamakla borçtan sorumlu olduğu kanaati Sayın Mahkemenin değerlendirmesi bünyesinde olduğu, Davalı vekili Davalının Dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş firmasında bulunan hisselerinindevri için 26.01.2018 tarihinde hisse devir protokolü akdedildiğini belirtmiş olup, TBK m. 131/I hükmünde de “Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.” TBK m 598/1 hükmünde “Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur. Borçlu ve kefil sıfatı aynı işide birleşmiş olursa, alacaklı için kefaletten doğan özel yararlar saklı kalır.Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir. Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet özleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir. Hükmünde olduğundan, Takdir ve Hukuki yorum Yüce Mahkemenin olduğu, FİNANSAL YENİDEN YAPILANDIRMA KREDİSİ SÖZLEŞMESİ FYYS, “Alacaklı Kuruluşlar ile Borçlu ve Müteselsil Kefiller arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmelerinin geçerliliğini ortadan kaldırmamakta olup, anılan kredi sözleşmelerine ek olmak üzere imzalanmıştır. Taraflar anılan kredi sözleşmeleri ile FYYS hükümleri arasında çelişen bir hüküm bulunması halinde bu FYYS hükümlerinin uygulanacağını, FYYS’nin, herhangi bir surette FYYS’ye konu borçların yenilendiği, mevcut borçların, kefaletlerin sona erdiği, başkaca bir borcun bulunmadığı anlamına gelmediğini, Alacaklı Kuruluşlar bakımından herhangi bir teminattan feragat anlamına da gelmediğini kabul eder. “7. FYYS’de Hüküm Bulunmayan Haller FYYS, Borçlu ile Alacaklı Kuruluşlar arasında daha önce imzalanmış bulunan sözleşmelerin ayrılmaz bir parçası olup, FYYS’de ve Çerçeve Anlaşmada hüküm bulunmayan hususlarda her bir Alacaklı Kuruluşun kendi alacağı için geçerli olmak üzere Alacaklı Kuruluş ile imzalamış olduğu sözleşme geçerlidir. Belirtilen metinlerde aynı konulara ilişkin düzenlemeler arasında çelişki bulunması durumunda, FYYS’de ve Çerçeve Anlaşmada yazılı hükümler öncelikli olarak uygulanacaktır.”Hükmünde olduğundan, Davacı ile Davalı Banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesini Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil sıfatıyla, Davalı …’ ın 19.000.000.- ve 25.000.000.- TL olmak üzere toplamda 44.000.000.- TL kefalet bedeli ile müteselsil kefil ve tarih ibarelerini kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı görülmüş olup, Borcun varlığı ile birlikte TBK 583. maddesine uygun olarak kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapıldığı (kefillerin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin ve müteselsil kefillik sıfatının kefilin kendi el yazısı ile yazıldığı) ve bu şekliyle geçerli bir kefalet sözleşmesi imzalandığı ve kefaletin geçerli olduğu, kefalet limitinin toplamda 44.000.000,00 TL olduğu anlaşılmış olup, Davalı …’un kefaletnameyi imzalamakla borçtan sorumlu olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı taraf dava dilekçesinde dava dışı asıl borçlu ile finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi imzalandığını, davalıya dava dışı asıl borçluya takibe devam etmesi için ihtarname çektiğini davalının asıl borçlu hakkında takibe devam etmemesi nedeniyle TBK 601 maddesi gereğince kefaletin sonlandırılmasını talep etmiştir.
TBK’nın 601.maddesi; ”Süreli olmayan kefalette kefil, asıl borç muaccel olunca, adi kefalette her zaman ve müteselsil kefalette ise, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 01.12.2015 tarihli sözleşmenin 20. Maddesi ve alt başlıklarında ile 19.01.2013 tarihli sözleşmenin 19. Maddesi ve alt başlıklarında kefaletin kapsamına yer verildiği, doğmuş borçların birden fazla demdit edilip uzatılmasınıa, taksitlendirilmesine, yeniden yapılandırılmasınına kefilin muvafakat ettiğinin yazıldığı, tacir olan davacının sözleşmeyi imzaladığı, kaldı ki Finansal Yeniden Yapılandırma sözleşmesinde sözleşmesinin imzalanmasının borçlu ve müteselsil kefiller bakımından borcun yenilendiği, nakledildiği, kefaletin sonlandığı anlamına gelmediği düzenlemesine yer açıkça yer veriliği, sözleşmenin borcun yenilenmesi değil muaccel olan borcun tasfiyesine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Süreli olmayan kefalete ilişkin TBK’nın 601. maddesi hükmünden müteselsil kefilin yararlanabilmesi adi kefilden farklı olarak “kanunun öngördüğü haller” ile sınırlı tutulmuştur. Burada “kanunun öngördüğü haller” ibarssinden anlaşılması gereken husus, alacaklının, müteselsil kefile başvurabilmesi için yerine getirilmesi kanun gerekli zorunlu eylemlerdir. TBK’nın 586. maddesinde; alacaklınını borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden müteselsil kefile başvurabileceğini ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiği düzenlenmiştir. TBK’nın 586/2 maddesinde ise alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağı, ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacının 01.12.2015 ve 19.01.2013 tarihli sözleşmeler ile müteselsil kefil olduğu, sözleşmelerin 19. Ve 20 maddelerinde yapılandırmalara muvafakat edildiği dolaysıyla, yapılandırma nedeniyle TBK 601. Maddesi gereği kefaleti sonlandırama hakkının bulunmadığı gibi, davalı bankanın yapılandırmadan önce hesabı kat edip asıl borçluyu ihtar ettiği ve akabinde icra takibi başlattığı, kaldı ki asıl borçlu şirket tarafından takipten önce konkordato yoluna başvurulduğu geçici mühlet ve tedbir kararı aldığı akabinde kesin mühlet ve ek mühletin verildiği, ve konkordato sürecinde asıl borçlu ile yapılandırma imzalandığı, TBK 601 kapsamında müteselsil kefile başvuru şartının yerine getirildiği bu bakımdan da TBK 601. Maddesi gereğince davacının kefaleti sonlandıramayacağı kanaati mahkememizde hasıl olmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/06/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı