Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2022/949 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/613 Esas
KARAR NO:2022/949

DAVA:Yargılamanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ:06/03/2019
KARAR TARİHİ:28/11/2022

Mahkememize açılan Yargılamanın Yenilenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın Yenilenmesini talep eden davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/02/2019 tarihli dilekçesi ile; Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasında kanun yollarının tükendiğini, dosyanın esasına ilişkin önemli derecede etkili olabilecek yeni delillere ulaşıldığını, hilenin ortaya çıkması nedeniyle HMK.nın 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi şartlarının oluştuğunu, Mahkemenin 2011 yılından itibaren yürütmüş olduğu ve 2014 yılına kadar dosyanın yargılamasındaki tek görevli hakimi ve 2014-2016 yılları arasında yine dosyaya bakmakla görevli heyette bulunan eski hakim …’nin … terör örgütü üyesi olması sebebiyle HSK kararı ile meslekten ihraç edildiğini, ayrıca davalı … şirketinin hakim ortağı … İmalat..A.Ş. olduğunu, … şirketinin hakim ortağı ….A.Ş. hissedarlar listesinin ise; Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, taraflarına bilgi edinme hakkı çerçevesinde gönderilmiş olan 17/12/2018 tarihli ve … sayılı yazısı ile …’in bu şirketin hissedarı olduğunu öğrendiklerini ve böylelikle 3 aylık kanuni yargılamanın iadesi başvuru süresinin başladığını, … ile … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi eski hakimi … arasındaki bağlantının ise; her ikisinin de … terör örgütü ile ilişkili olması olduğunu, …’in …/… terör örgütü itirafçısı, eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi … tarafından yapılan itiraflar çerçevesinde örgüt ilişkisinin olduğunun görüldüğünü, eski Hakim …’nin bilirkişiyi resen atadığını, bilirkişiye dosya tevdi ederken yemin ettirmediğini, bu şekilde raporu hükme esas alarak hileli davrandığını, eski Hakim …’nin itirazlarını dikkate almadığını, eski hakim …’nin yargı makamını kullanarak adaletin yerini bulmasını engellendiğini, müvekkilinin eski avukatı olan Av. …’ın hileli davrandığını ve karşı tarafla hareket ettiğini belirterek, HMK.nın 375. ve 377. maddelerinde öngörülmüş olan yasal süreler dahilinde yapmış oldukları yargılamanın iadesi taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın Yenilenmesi talebine karşı beyanda bulunan davalı vekili sunduğu dilekçesinde; davacının talebinin haksız, hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek herhangi yeni bir iddianın olmadığının açık olduğunu, …/… Esas sayılı dosyada karar veren heyet veya hakimler hakkında bir yasaklılık bulunmadığı gibi karşı yanca yargılama sırasında ret talebinde de bulunulmadığını, ayrıca karar veren heyette yer alan eski hakim …’nin …’den ihracı hususunun yargılama sırasında da dile getirildiğini, eski hakimin meslekten ihraç edilmiş olmasının dosyanın yargılamasında … parmağı olduğuna işaret ettiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının eski Hakim …’nin müvekkili hissedarlarından … ile iltisaklandırmaya çalışmaktan, Mahkemeyi aldatıcı ve yanıltıcı ifadeler kullanmaktan imtina etmediğini, davacı tarafın …’in müvekkili ortaklarından olduğunu başından beri bilmesine rağmen yeni öğrenildiğini iddia etmesinin ve …’in de … ile bağlantısı olduğunu dile getirmesinin haksız ve yersiz olduğunu, …’in … örgütünün hedefindeyken kendisine … demenin kötü niyetli olduğunu, bilirkişi incelemelerine ve GKS’lere ilişkin iddiların yargılamanın yenilenmesine sebep olamayacağını, Avukat … hakkındaki iddiaların Mahkemelerce incelendiğini ve hakkında beraat kararı verildiğini, davacının Yargılamanın Yenilenmesi başvurusunun süresinde yapılmadığını ve yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin var olmadığını belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 09/05/2019 tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile; yargılamanın iadesi talebinin HMK.nın 379. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.HD. nin 16/09/2021 tarih ve 2019/1841 E., 2021/1201 K. sayılı ilamı ile “…Talep HMK.nın 374. ve devamı maddelerine uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Dava dosyasının yapılan incelemesinde; ilk derece mahkemesinin 2011/503 Esas 2015/281 K sayılı, 27.03.2015 tarihli kararının, temyiz ve karar düzeltme kanun yollarından geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının, yargılamanın yenilenmesine dair talep dilekçesi, ayrı bir dava olarak harçları yatırılmak suretiyle ve ayrı bir esas üzerinden ve ayrı bir dosya üzerinden yürütülmesi gerekmektedir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nın 2. maddesi gereğince,” Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir. Ceza mahkemelerinde şahsi hukuka ait hakların hüküm altına alınması halinde de, celse harçları hariç olmak üzere (1) sayılı tarifeye göre harç alınır. “denilmektedir.
Yargılamanın iadesi davası, ilk davadan ayrı yeni bir dava olup, dava değeri üzerinden, tıpkı yeni açılan davalar gibi yargılama harçlarına tabidir. Nitekim, Harçlar Kanunu’nun 10. maddesi gereğince yargılamanın iadesi davalarında, yeni davalar gibi harç alınacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Harcı ödenmeyen işlemler” başlıklı 32. madde gereğince ise ” Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse, işleme devam olunmakla beraber, bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” şeklindedir.
İlk Derece Mahkemesince yargılanmanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak kanundaki düzenlemeye uygun şekilde harç alınmadığı görülmektedir. Harçlar Kanunu 10. maddesi gereğince, yargılamanın yenilenmesi talepli davalar nispi harca tabi davalardan olduğundan, (1) Sayılı Tarife gereğince anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi harç alınması gerekmektedir. (Emsal mahiyette; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4989 Karar No:2019/819–Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/17359 Karar No:2013/15257 –Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4838 Karar No: 2019/2498 )
Dava harcı, kamu düzenine ilişkin olup, davanın görülmesi için yasayla getirilmiş dava şartı niteliğinde olduğundan, harç konusu HMK’nın 355. maddesi uyarınca dairemizce resen nazara alınmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, başvuru harcının ve dosya kapsamına göre dava değeri üzerinden peşin harcın yatırılması hususunda, kanuni sonuçları hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar mahkemece, yargılamanın yenilenmesi talebini içerir dilekçeye istinaden yapılan inceleme, kesinleşen dosya üzerinden yürütülmüş olsa da, ayrı bir esas alındığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiş, kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355 ve 353/1.a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle Mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememiz kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.HD. tarafından kaldırılmasından sonra dosya Mahkememizin yeni esasına kayıt edilerek, yapılan tensip zaptı ile başvurma ve nispi peşin harcın yatırılması için davacı vekiline kesin süre verilmiş ve davacı vekili tarafından süresi içerisinde başvurma ve peşin nispi harç yatırılmıştır.
Talep; HMK.nın 374 ve devamı maddeleri gereğince Yargılamanın Yenilenmesi talebine ilişkindir.
HMK.nın 379. maddesi gereğince taraf vekillerine çıkarılan davetiye sonucunda taraf vekilleri duruşmada hazır bulunarak beyanda bulunmuşlardır.
Yargılamanın yenilenmesi talep edilen Mahkememizin … Esas, …. Karar sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı … … … İth. İhr. ve Tic. A.Ş. tarafından davalılar … ve … Makine İthalat Pazarlama ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan dava; davalı şirketin asıl borçlu diğer davalının kefil sıfatıyla imzaladığı Garanti Bankası tarafından kullandırılan genel kredi sözleşmesine istinaden sunulan teminat mektubunun Özelleştirme İderesi tarafından ihalenin iptal edilmesi sonrasında nakde çevrilmesinden dolayı davacının ödemek zorunda kaldığı miktarın, genel kredi sözleşmesinde asıl borçlu ve kefil sıfatıyla imzası bulunan davalılardan tahsiline yönelik başlattığı … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına, davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu ve yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile icra takibine vaki itirazlarının kısmen iptaline, tahsilde tekerrür olmamak üzere 55.991.796 TL asıl alacak, 1.511.778,49 TL işlemiş faiz ile 251,60 TL ihtarname masrafından oluşan toplam 57.508.826,09 TL alacağın, bu tutar içerisindeki asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle tahsili için icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, takdiren % 40 oranında hesap edilen 22.396.718,40 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, koşulları oluşmadığından davalı …’nın kötü niyet tazminatının reddine dair Mahkeme heyeti tarafından oy birliğiyle karar verildiği, kararın davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2016 tarih ve 2015/7552 Esas, 2016/6810 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, davalı …’nın karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2017 tarih ve 2016/10174 Esas, 2017/1821 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve kararın 28/03/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığı’nın 03.08.2017 tarihli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, şartları oluşmadığından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın iadesi; HMK.nın 374. maddesine göre kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi olağanüstü yasa yollarından biridir. Yargılamanın iadesi sebepleri HMK.nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi, sebepleri ile yargılamanın iadesi talep edilebilir.
Somut olayda yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan taraf dosyada tekli hakim olarak yargılamayı yürüten ve heyette karara iştirak eden eski Hakim …’nin … terör örgütü üyesi olduğu için meslekten ihraç edildiğini, ilgili hakimin yargılama sırasında hileli davrandığını ayrıca davacı … … Yatırım İth. İhr. ve Tic. A.Ş.nin hakim ortağı olan … isimli şahsında … ile ilişkili olduğunu, bu nedenle hem eski hakimin ve hem davacı şirketin hakim ortağı olan …’in … terör örgütü ile ilişkili olduklarından aralarında bağlantı bulunduğunu, meslekten ihraç edilen hakimin yargılama sırasında bilirkişi seçimi, rapora itirazların değerlendirilmesi ve sair usuli işlemlerde hileli davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin önceki vekili Av….’ın da hileli davrandığını karşı tarafla hareket ettiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini talep etmiş olup, yargılamanın iadesi talebinde ileri sürülen bu sebeplerin; HMK.nın 375. maddesinde sayılan yasal sebeplerden hiç birisine uymamaktadır. Davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesine talep ettiği hususlardan bilirkişi seçimi, bilirkişinin yemini ve diğer usuli işlemlere ilişkin iddiaları yargılama aşamasında yapılacak itiraz konularını oluşturmakta olup, yargılamanın yenilenmesi sebebi değildir. Davacı vekilinin heyette karara iştirak eden eski Hakim …’nin … üyesi olduğundan bahisle 15/07/2016 sonrasında HSK tarafından hakkında meslekten ihraç kararı verilmiş olması da tek başına yargılamanın iadesi sebebi olmayıp, yukarıda sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirine girmemektedir. Mahkememizin 2011/503 Esas sayılı dosyasının karar verildiği tarih olan 27/03/2015 tarihinde kararı veren Mahkeme heyeti oybirliği ile karar vermiş olup, ilgili karar Temyiz ve Karar Düzeltme aşamasında da çok sayıda Hakim, Yargıtay Üyesi ve Daire Başkanı tarafından incelenerek kesinleşmiştir. Mahkememizce karar verildiği tarihte, heyette yer alan üye hakimlerden biri olan eski hakim … hakkında verilmiş bir ihraç kararı bulunmamaktadır. HSK tarafından verilen ihraç kararı karar tarihinden çok sonra olup, ihracına karar verilen eski Hakim …’nin karar tarihinde, verilen karara ilişkin şahsi karar ve oyunu bildirirken söz konusu ihraç gerekçesine sebep olan … üyeliğinden kaynaklı olarak örgütün amacı doğrultusunda örgüt adına hareket ederek bu saikle veya lehine karar verilen tarafın örgütle iltisakı olduğundan bahisle davacı tarafı korumak maksadıyla şahsi oyunu kullandığına ve yine yargılamanın yenilenmesi talebinde belirtilen davacı şirketin hissedarı olan …’in de karar veren eski Hakim … ile aralarında bağlantı bulunduğuna dair yargılamanın iadesini talep eden tarafça somut bir delil ortaya konulmamıştır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 18. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2017 tarih ve 2017/318 Esas, 2017/284 Karar sayılı, 37. Hukuk Dairesinin 26/05/2017 tarih, 2017/957 Esas, 2017/986 Karar sayılı, 7. Hukuk Dairesinin 10/05/2017 tarih, 2017/457 Esas, 2017/492 Karar sayılı ilamları da aynı doğrultadır.)
Yargılamanın yenilenmesini talep eden tarafın müvekkilinin önceki avukatı olan Av. …’ın davada karşı tarafla hareket ederek hileli davrandığına yönelik iddiası da soyut bir iddiadan öteye geçmemekte ve yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden sayılmamaktadır. Bu husus ancak vekalet ilişkisinin kötüye kullanılmasından kaynaklı bir sorumluluk sebebidir. Kaldı ki; Av…. hakkında İstanbul Barosuna şikayet edilmiş, kınama cezası ile cezalandırılmasına 24.12.2012 tarihinde karar verilmiş, ….Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasında 27.11.2014 tarihinde beraatine karar verilmiştir.
Yukarıda izah ediliği üzere yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan tarafın ileri sürdüğü nedenlerin hiçbirisi HMK.nın 375. maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden olmadığı gibi, Yargılamanın iadesi talebi süresinde yapılmamıştır.Talepte bulunan tarafın ileri sürdüğü nedenlerden karara katılan eski Hakimin … terör örgütü üyesi olduğu, davacı şirketin hissedarı olan …’inde … terör örgütü ile ilişkili olduğuna yönelik iddialarını 27/03/2017 havale tarihli karar düzeltme talebine ilişkin ek dilekçesinde belirtmekle; ileri sürdüğü yargılamanın yenilenmesi nedenlerine ilişkin hususları dilekçe tarihinde bildiği ve farkında olduğu tartışmasız olduğu, yine Av. … hakkında İstanbul Barosuna ve Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet tarihi göz önüne alındığında bu konular hakkında da davacının çok önceden bilgi sahibi olduğu ve bu haliyle yargılamanın yenilenmesi talep eden tarafın HMK.nın 377. maddesinde belirtilen yargılamanın iadesi sürelerine ilişkin iade nedenlerine göre üç aylık hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmakla; süre yönünden de talebin reddi gerekmiş olup, yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK.nın 379. maddesinin 1.fıkrasının a-c bentlerinde belirtilen koşullar oluşmadığından HMK.nın 379/2 maddesi gereğince talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargılamanın iadesi talebinin HMK’nın 379 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 991.256,12 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 991.175,42 TL.nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yargılamanın iadesini talep eden davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin yargılamanın iadesi talebi reddedilen taraftan alınarak davalı … … Yatırım İth. İhr. ve Tic. A.Ş.ne verilmesine,
4-Yargılamanın iadesini isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yargılamanın iadesi talebinde bulunan tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır