Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2022/109 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/595 Esas
KARAR NO : 2022/109

DAVA :Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Yıl Mah. …Sok. No:.. Bodrum Kat Bağcılar- İstanbul adresindeki taşınmazın maliki olduğunu, davacının davalı kurumun…nolu abonesi olduğunu, davalı kurumca, davacıya 24/10/2013 tarihli Elektrik Tüketim Tahakkuku yapıldığını,…sıra nolu 59.806,90.-TL. bedelli fatura düzenlendiğini, faturaya konu olan taşınmazın 1998 yılından bu yana kapalı olduğunu ve hiç kullanılmadığını, davacının kuruma itiraz ettiğini ancak itirazlarına bir cevap alamadığını, kurum tarafından borcun icraya konulduğunu, davanın kabulüne, davaya konu fatura ve protokolden dolayı davalıya, 32.230,17-TL. borçlu olmadığının tespitine, protokole binaen icra tehdit ve baskısı altında ödenen 38.263,30-TL.’nin davacıya faiziyle birlikte iadesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, tahakkuklarda ve tanzim edilen fatura bedellerinde herhangi bir hata söz konusu olmadığını, davacı şirket yetkilileri tarafından EPDK ve ilgili yasal düzenlemelere uygun şekilde tahakkuk ve faturalandırma yapıldığını, bu nedenle davacının açtığı haksız davanın reddi gerektiğini beyan ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin … Esas, …Karar, 01/10/2019 tarihli kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan tüm deliller ve 04/03/2019 tarihli bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda, Yargıtay kararına göre, zamanaşımı süresinin 10 yıl kabul edilip, davalının, geçmişe yönelik 10 yılllık süreyi talep edebileceği gözönüne alınarak, toplam 10 yıllık süreye göre ve de sözleşme ve yönetmelik hükümleri gereği ilk ve son okuma tarihlerine göre terditli olarak ayrı ayrı hesaplama yapılmış ise de; davacının dava dilekçesinde, davalının geçmişe yönelik 10 yıllık süreyi talep edebileceği ve bu nedenle 10 yıllık süre dışında kalan bölümlerin zamanaşımına uğradığı yönünde bir iddiasının, zamanaşımı def’inin bulunmadığı, bu nedenle zamanaşımına yönelik hesaplamaların denetime elverişli olmadığı; bilirkişi raporunun, denetime elverişli olan sözleşme ve yönetmelik hükümleri gereği ilk ve son okuma tarihlerine göre, yapılan hesaplamaya göre, davalı şirket tarafından, 6179 Sayılı Kanun kapsamında EPDK’nın gelir düzenleyici tarifeleri dikkate alınarak yaptığı hesaplamalara göre, davacının abonesi olduğu dönemde bağlı olan sayaçların, 19/05/1998-24/10/2013 ilk/son okuma tarihleri arasında sayaç okuma işaretlerine göre tüketim bedelinin 59.806,90-TL. olduğu ve bu bedelin taksitlendirme protokolü kapsamında, davacı tarafından 70.494,47-TL. ödeme yapıldığının tespit edildiği, mahkememizde de, davacının, basiretli bir tacir olarak, aboneliğini kapatmadığı ve bu konuda davalı şirkete bilgi vermediği anlaşılmış olup, tacir olan davacının, aboneliğini kapatmadığı sürece, sözleşme ve abonelik kapsamında adına fatura tanzim edileceğini bilmesi gerektiği, temerrüde düşmesi için faturanın tebliğ edilmesine veya elektriğin kesilmesine gerek olmadığı, kaldı ki dava dilekçesinde kullanılmadığı iddia edilen bir yerin elektriğinin kesilmemesi için protokol yapıldığının beyan edildiği hususları da gözönüne alınarak, davalının müterafik kusurunun da bulunmadığı, davacının, tüketim bedelinin 59.806,90-TL. olduğu ve bu bedelin taksitlendirme protokolü kapsamında, davacı tarafında ödenen 70.494,47-TL.’nin hukuka ve mevzuata uygun olduğu kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine….” dair karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 13/09/2021 tarih ve 2020/327 Esas- 2021/2214 Karar numaralı ilamında; “…Taraflar arasında dava konusu tahakkuk ile ilgili olarak düzenlenen 05/08/2014 tarihli taksitlendirme protokolü gereğince, protokol tarihinde 60.493,47 TL’ye ulaşan borcun taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı, davacı vekilinin protokolü ihtirazı kayıt ile imzaladığı ve bu protokol kapsamında ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece YTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. …- oğlu ile Mali Müşavir …’dan aldırılan 05/02/2018 tarihli ek raporda ” dava konusu fatura düzenlenirken ,aktif ve kapasitif tüketim miktarlarının doğru olarak belirlendiği,ancak hangi döneme ait birim fiyatlarının baz alındığı, Dağıtım, İletim ve PSH bedellerinin hasıl hesaplandığı, TRT Payı ve Enerji Fonu’nun hangi bedel üzerinden tahakkuk ettirildiğinin anlaşılamadığı, dolayısıyla faturada tüketim miktarlarının doğru hesaplandığı ancak fatura tutarı hususunda bir yorum yapmanın mümkün olmadığı ” belirtilmiştir.
Elektrik Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda ise “davacının … sayılı tesisata abonesi olduğu dönemde bağlı… marka … seri nolu aktif ve… Marka … seri nolu indüktif reaktif sayaçların 19/05/2013 ilk-24/10/2013 son okuma tarihleri ara- sında sayaçların okuma hareketlerine göre tüketim bedelinin 59.806,90 TL olduğu,anılan bedelin taksit- lendirme protokolü gereği davacı tarafından 70.494,47 Tl olarak ödendiği, zamanaşımı nedeniyle da- vacının söz konusu faturanın 40.448,03 TL’lik kısmından sorumlu olması gerektiği ,davacının 23.936,32 TL ödeme yaptığı ” hususu tespit edilmiştir.
Mahkeme gerekçesinde de yazılı olduğu üzere, davalının tahsil ettiği alacağın zaman aşı- mına uğradığı yönünde davacı tarafça ileri sürülmüş zamanaşımı def’i bulunmadığından bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değildir. Bilirkişinin bu yöndeki tespit ve hesabı hatalı olup mahkemece de dikkate alınmamıştır.
Ancak dosyaya ibraz edilen ve hükme dayanak yapılan rapor , yargısal denetime elverişli olmayıp davacının rapora vaki itirazları karşılanmamıştır.
Ayrıca mahkeme gerekçesinde davalının müterafik kusurlu olmadığı belirtilmiş ise de Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki 2014/15145 Esas, 2015/9168 Karar nolu 21/05/2015 tarihli ilamında : “Davacının sayacının, davalı kurum tarafından süresinde ve düzenli aralıklarla okunmaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir. TBK’nun 114/2. maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken TBK’nun 52. maddesi uyarınca, davacı ile birlikte davalının da müterafik kusurlu olduğu açıktır. HGK’nun 22/05/2012 günlü ve 2002/19-340 E.-2002/420 K., 13. Hukuk Dairesi’nin 19/01/2004 günlü ve 2003/321 E.- 2003/72 K. sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Davalı kurumun müterafik kusuru nedeniyle, davacının sorumlu olduğu bedelden (borcun tamamından) en fazla % 50 oranında indirim yapılması gerekmektedir” denilmiştir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; tüketim bedelinden, davalının da müterafik kusuru nedeniyle TBK’nun 114/2. maddesi delaletiyle 52. maddesi uyarınca uygun bir oranda indirim yapılması gerekmektedir.
Buna göre, mahkemece yeni oluşturulacak konusunda uzman üçlü bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen hususlar dahilinde, önceki raporlara itirazları ve çelişkiyi giderici mahiyette, hükme ve yargısal denetime elverişli yeni rapor alınarak sonucuna göre rapor verilmesi gerekirken ,eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği …” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, istinaf kaldırma kararından sonra, mahkememize gelen dosyanın … Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Mahkememizin, 26/10/2021 tarihli duruşmasında, “…Tarafların iddia ve savunmalarının tüm delillerin değerlendirilip, İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesinin 2020/327 E.- 2021/2214 K. sayılı ilamı doğrultusunda, alacağın varlığı ve miktarı davalı tarafın sorumluluğu hususunda dosya kapsamı değerlendirilerek bilirkişi incelemesi yapılmasına, Üç Kişilik Elektrik Mühendisi bilirkişi heyetinin, mahkememizce görevlendirilmesine, her bir bilirkişi için 1.000- TL. olmak üzere toplam 3.000-TL. ücret takdirine, ücretin Davacı Yanca 2 Haftalık Kesin Süre içerisinde yatırılmasına yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ve dosyadaki mevcut duruma göre karar verileceğinin Davacı Vekiline İhtarına (Davacı Vekiline İhtarat Yapıldı.), ücret yatırıldığında, dosyanın Günsüz olarak bilirkişiye tevdiine…” karar verilmiş ve huzurda bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Mahkememizce, kesin süreye ilişkin verilen ara kararda, bilirkişi incelemesi yaptırılacağı, bilirkişi ücretinin ne miktar üzerinden yatırılacağı,ücretin yatırılmasına ilişkin gereken süre, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanmış, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonuç açık bir şekilde anlatılmış ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verileceği hususu, huzurda bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir. Bilirkişi incelemesi, uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin iddianın ispatı ile doğrudan ilgilidir, uyuşmazlığın çözümü için uzman bilirkişi incelemesi yapılmasını gerekmekte olup, davacı, bilirkişi incelemesine ilişkin delil avansını yatırmadığından delilden vazgeçmiş ve dayanılan vakıa ispatsız kalmıştır. HMK 190. Maddede düzenlenen ispat yükü ilkesine göre; ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı iddiasını ispatlayacak, teknik bilirkişi incelemesi için bilirkişi ücretini yatırmamış, iddiasını ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.203,86-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 1.123,16-TL.’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.964,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan, 1.248,20-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.