Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2023/59 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/575 Esas
KARAR NO :2023/59

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:16/09/2021
KARAR TARİHİ:01/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın (… Grup), davalı … A.Ş.’de azınlık hissedar olduğunu; …’nun davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri olduğunu; yönetim kurulu üyelerinden …’nın davalı şirketin yönetim kurulunda davacı … Grup’u temsil ettiğini; somut olayda, TTK’nın 390/4. maddesinde tanımlanan elden dolaştırma yöntemine uygun biçimde alınmış bir yönetim kurulu kararından bahsetmenin mümkün olmadığını; sunulan mail yazışmalarından açıkça görüleceği üzere davaya konu 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 numaralı Esas sözleşme tadiline ilişkin yönetim kurulu kararının, davalı şirket avukatı … tarafından e-mail yoluyla şirket yönetim kurulu başkanı dahil 7 yönetim kurulu üyesine gönderildiğini; bahsi geçen mailde, ”Sayın …’nun teklifi üzerine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 390. Maddesi’nin 4. Fıkrası uyarınca Yönetim Kurulu Üyelerince onaylanmıştır” açıklaması bulunsa da önerinin yönetim kurulu başkanı tarafından bütün üyelere gönderilmediğini; bu teklifin, kanunun açık yasak hükmüne rağmen temsilci kullanılarak, yani şirket avukatı marifetiyle başkanın kendisi de dahil 7 üyeye gönderildiğini; mail yazışmaları incelendiğinde Av. …’in ‘’…@…’’ adresinden, 23 Ağustos 2021 saat 10:10 da davaya konu yönetim kurulu kararını içeren e-maili şirket yönetim kurulu başkanı …’na, başkan vekili … ile şirketin diğer 6 yönetim kurulu üyesinden, 5 üyeye gönderdiğini; e-maili …’a da CC ettiğini; ekli karar tasarında 8 üyenin adının açılmış olmasına rağmen, adına tasarıda yer verilen …’a bu önerinin gönderilmediğini; yönetim kurulu kararının oluşmasında temsil ilişkisinin yasak olduğunu; öte yandan önerinin bütün üyelere yapılması gerekirken, 8 adet yönetim kurulu üyesinden yalnızca 7’sine gönderildiği öne sürülerek TTK’nın 390.maddesinin 2. ve 4. fıkrasında yer alan emredici düzenlemelere aykırı olan 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 numaralı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; konu yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunu; davalı vekilinin 21/10/2021 UYAP tarihli cevap dilekçesinin ekinde sundukları mail yazışmalarıyla adeta ikrar edildiğini; davalı şirketin, davalı şirketin tabi olduğu halka arz sürecini kullanarak ”hukuki yarar” kavramıyla hiç bir alakası bulunmayan açıklamalarıyla davanın reddinin gerektiğini savunduğunu; davalının savunmalarında bahsi geçen 22/09/2021 tarihli genel kurul toplantısıyla tadil edilmesine karar verilen esas sözleşmede şirket paylarının (B) grubu ve (C) grubu olarak sınıflandırıldığını; B grubu hissedarların hisselerini halka arz etmesinin genel kurul onayına bağlandığı ve C grubu hissedarların hisselerini serbestçe halka arz edebileceğinin kararlaştırıldığını; davacıların, pay sahibi olduğu davalı şirketin yapısını tamamen değiştiren işbu esas sözleşme tadili kararının, huzurdaki davaya konu, yok hükmündeki 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararı neticesinde alınabildiğini; belirtildiği üzere huzurdaki davaya konu yönetim kurulu kararının amacının, esas sözleşme tadilinin oylamaya sunulacağı genel kurul toplantısına çağrı yapılması olduğunu; bu durumda, davaya konu 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitini talep etmekte hukuki yararımızın bulunmadığına yönelik savunmaya itibar edilmesinin mümkün olmadığını; davaya konu 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunu; davalı tarafça, 21/10/2021 UYAP tarihli cevap dilekçesinin 9 numaralı ekinde sunulan mail yazışmaları ile sabit olduğunu; karar şeklinde yazılmış önerinin, öneri tarihinden sonra yönetim kurulu üyesine iletilmesi durumunda TTK’nın 390/4. maddesi kapsamında usulüne uygun biçimde alınmış bir yönetim kurulu kararının varlığından söz edilemeyeceği hususunun açık olduğunu; somut olay bakımından ortada, tüm yönetim kurulu üyelerine iletilmiş karar şeklinde yazılmış bir önerinin olmadığını; karar şeklinde yazılmış önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine iletilmemesi halinde, TTK’nın 390/4. maddesinde öngörülen geçerlilik koşullarının gerçekleşmiş sayılamayacağı ve bu nitelikteki kararların geçersiz/yok hükmünde olduğu hususunun yerleşik Yargıtay içtihatı ile sabit olduğunu; bu durumda, anılan yönetim kurulu kararının TTK’nın 390/4 maddesine uygun biçimde alınmasının gerektiği; davalı tarafından davacı yönetim kurulu başkanına söz konusu karar önerisinin yapıldığı ispat edilemediğinden davalı şirketin 07/03/2013 tarihinde genel kurulunun yapılmasına dair alınan yönetim kurulu kararının geçersiz bulunmakta olduğunu; huzurdaki davaya konu 23/08/2021 tarihli ve 2021/22 numaralı yönetim kurulu kararının, davalının tüm savunmalarının aksine TTK’nın 390/4. Maddesi çerçevesinde elden dolaştırma yöntemiyle alınacak kararların kurucu unsurlarından olan ”karar şeklinde yazılmış önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine iletilmiş olması” ve ”önerinin bizzat yönetim kurulu üyesinin kendisi tarafından diğer üyelere sunulması” şartlarının gerçekleşememiş olduğundan yoklukla malul olduğu öne sürülerek davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, anonim şirket yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; her ne kadar iletim yönetim kurulu üyesi tarafından bizzat yapılmamış olsa da önerinin yönetim kurulu başkanı … tarafından yapıldığını, TTK md.390/4 düzenlemesi gereğince emredici hükmün “iletimin” değil, “önerinin” yönetim kurulu üyelerinden birisi tarafından yapılması olduğunu, İlk mailde haberdar edilmeyen yönetim kurulu üyelerinden …’ın sonradan gönderilen ayrı bir maille konudan haberdar edildiği ve bu öneriyi aldığı ve öneriden haberdar olduğunu teyit ettiğini, tüm bu sebeplerle kanun metninde yer alan “elden dolaştırma” yöntemiyle öneride bulunma ve karar alma şartlarının oluştuğunu, davalı şirketin 23/08/2021 tarihli yönetim kurulu kararının TTK md.390/4 hükmü kapsamında geçerli olarak değerlendirilebileceğini mütalaa etmişlerdir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/3013 E., 2015/8295 K., 15/06/2015 tarihli ilamında, “TTK’nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda ikisinin oyu ile karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu başkanı olan davacı toplantıda hazır bulunmadığı, diğer iki üye toplantıda hazır olmakla birlikte, yönetim kurulu başkanının bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Yasa’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Mahkemece itibar edilen raporda da, bu husus belirtilmiş olmasına rağmen aksi sonuca varılması doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece, TTK’nın 390/4 ve 392/7. maddeleri dikkate alınmak suretiyle yönetim kurulu kararının yok hükmünde olup olmadığının tartışılması, yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu kabul edildiği takdirde bu sefer bu karara dayalı olarak yapılan genel kurul toplantısının da geçersiz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekle mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile yönetim kurulu karar önerisinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Adana Bam 9. Hukuk Dairesi 2018/1134 E., 2019/853 K., 19/07/2019 tarihli ilamı ile, ” 6102 sayılı TTK’nın 390. maddesinde, anonim şirketlerde yönetim kurulunun ne şekilde karar alacağı düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında, yönetim kurulu üyelerinden hiçbirinin toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararlarının, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebileceği belirtildikten sonra aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması, bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir. O halde, açıklanan şekle uyulmadan alınan bir yönetim kurulu kararının geçerliliğinden söz edilemeyecektir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 17/11/2015 tarih, 2014/17476 E., 2015/12128 K.sayılı ilamı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15/06/2015 tarih, 2015/3013 E., 2015/8295 K.sayılı ilamı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2017 tarih, 2015/14750 E., 2017/2344 K.sayılı ilamı)
Somut olayda davacı tarafça, bahsi geçen yönetim kurulu kararı öncesinde davacıya çağrı yapılmadığı iddia edilmekte, davalı taraf ise çağrının telefonla yapıldığını ancak davacının toplantıya katılmadığını savunmaktadır. TTK’nın 490. maddesine göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartı olup, davalı şirket, davacıya toplantı için çağrı yapıldığını ve TTK’nın 490. maddesine göre önerinin davacı dahil tüm üyelere yapıldığını ispat edebilmiş değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.” gerekçesi ile önerinin tüm üyelere yapıldığının ispat edilemediği gerekçesine dayanan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararını kanun ve usule uygun bulmuştur.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 390. maddesinde, anonim şirketlerde yönetim kurulunun ne şekilde karar alacağı düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında, yönetim kurulu üyelerinden hiçbirinin toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararlarının, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebileceği belirtildikten sonra aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması, bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların davalı şirketin halka açılması amaçlı esas sözleşme tadiline ilişkin 23.08.2021 tarih ve 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararının davalı şirket avukatı tarafından e-mail yoluyla 7 tane yönetim kurulu üyesine gönderildiğini, önerinin yönetim kurulu üyesi olmayan şirket avukatı tarafından yönetim kurulu üyelerine gönderildiğini bunun kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, önerinin bütün yönetim kurulu üyelerine yapılması gerekirken birisine yapılmadığını belirterek yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalı şirketin 8 tane yönetim kurulu üyesinin bulunduğu, uyuşmazlığa konu yönetim kurulu kararının 23/08/2021 tarihli olduğu ve bu kararın toplantı yapılmaksızın yazılı önerinin kabul edilmesi şeklinde alındığı, davacılar tarafından önerinin davalı şirketin avukatı tarafından yapıldığı belirtilse de önerinin yönetim kurulu başkanı … tarafından yapıldığı ancak maillerin şirketin avukatı tarafından gönderildiği bu hususun yönetim kurulu kararının sıhhatine etki etmediği, TTK ‘nın 390/4 maddesinde karar şeklinde yazılmış önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olmasının kararın geçerlilik şartı olduğunun açıkça düzenlendiği, eldeki uyuşmazlık yönünden önerinin yönetim kurulu kararı alınmadan önce yönetim kurulu üyesi olan …’a gönderilmediği, açıklanan şekle uyulmadan alınan bir yönetim kurulu kararının geçerliliğinden söz edilemeyeceğinden davaya konu yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalı …A.Ş.’nin 23/08/2021 tarihli 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç toplamı olan ‭118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 2.197,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

01/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.