Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/572 E. 2022/67 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/572 Esas
KARAR NO:2022/67

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/09/2021
KARAR TARİHİ:08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında “…” adlı dizi projesinin demo bölümünün çekimi için 06/11/2020 tarihinde Joint Venture Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca tarafların karşılıklı olarak belirli edimleri yapmayı yüklendiğini, sözleşmenin 9. Maddesine göre davalı şirketin tüm reji ekibini, kurgu, montaj, color, efektler, ses, tasarım, sunum, satış pazarlamayı üstlenirken; müvekkili şirketin, teknik ekip, ekipman, konaklama, ulaşım, yol, yemek, kostüm, dekor, prodüksiyon giderlerinin tamamını ve resmi işlerin müvekkili şirket tarafından tamamlanan projenin giderlerini müvekkili şirkete ödemeyi üstelenmiş olduğunu, müvekkili şirketin yüklenmiş olduğu edimi ifa etmesine rağmen davalı …’in sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, … 21. Noterliği aracılığı ile 25/03/2021 tarihli, … Yevmiye No’ lu İhtarın davalılara gönderildiğini, davalının ihtarname ile de yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz etmesi sonucunda ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin yapılmış olup anlaşma sağlanamadığını, sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca kararlaştırılan 186.685-TL’lik meblağın müvekkili şirket tarafından, ortaklığın faaliyete geçişi ve sözleşme ile ilgili ilk masrafların (teknik ekip, ekipman, kostüm, dekor,prodüksiyon,konaklama,yolve yemek, araç kiralama, ssk ve stopaj dahil olmak üzere a’dan z’ye tüm masrafların) karşılanması için ödenmiş olduğunu, davalı şirketin sözleşmede yüklenmiş olduğu, “tüm reji ekibini, kurgu, montaj, color, efektler, ses, tasarımı, sunum, satış pazarlamayı” yerine getirmemiş olduğunu, girişilen tüm hukuki yollara rağmen neticeye ulaşılamayıp, ortaklığa yapılan 186.685-TL’lik bakiyenin sözleşmenin 9. Maddesi kapsamında tahsili için cebri icra yoluna başvurulmak zorunda kalındığını, davalılar aleyhine başlatılan icra takibine ise haksız ve mesnetsiz olarak 05/07/2021 tarihinde itiraz etmeleri sonucunda takibin durduğunu, davalı …’in, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükleri serbest iradesiyle kabul etmesine rağmen yerine getirmemiş olup girişilen tüm çabalara rağmen borcunu ifa etmek niyetinde olmadığını, bununla birlikte başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz etmiş olup borcu inkar etmekte olduklarını, İİK 67’de borçlunun borca itirazının haksızlığına karar verilmesi durumunda davanın veya hükmolunan şeyin tahammülüne göre %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedileceğinin düzenlendiğini, haksız olarak yapılan bu itiraz neticesinde davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu sebepler ile sözleşmeye aykırı davranan borçlu aleyhine başlatılan icra takibine devam edilebilmesi için işbu davayı açma gereği doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; haklı davalarının kabulünü, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptalini, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin devamını, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşmenin 9.maddesine göre ihtarname, icra takibi ve sonunda dava açma hukuk aşamalarını takip etmiş olduğunu, oysa ki sözleşmede uyuşmazlık olduğunda nasıl çözümleneceğine ilişkin 18.maddenin düzenlenmiş olduğunu, buna göre; “Taraflar özel çıkarlarını değil, ortaklığın müşterek çıkarlarını gözönünde tutarak hareket edecek ve anlaşmazlıklar dostça halledilmeye çalışılacaktır. Bütün bunlara rağmen dostça bir çözüme ulaşılamaz ise, konu hakem yoluyla halledilecektir. Hakem Heyeti, Türk Kanunlarında tarif edildiği şekilde çalışır.” denildiğini, davacı tarafın hakem yoluna başvurmadan önce icra takibine ve devamındaki aşamalara geçmiş olduklarını, dolayısıyla sözleşmeye, usule ve esasa aykırı şekilde davrandığını, sözleşmenin konusu sözleşmenin 2. Maddesinden de anlaşılacağı üzere “…” adlı dizinin demosunun çekilmesine ilişkin olduğunu, söz konusu demonun müvekkili tarafından hazırlanmış ve davacı tarafa hem gönderilmiş hem de bildirilmiş olduğunu, yine söz konusu bu demonun, müvekkilleri tarafından kanallara gönderilmiş olduğunu ve bu dizinin çekimi ile ilgili gerekli çalışmalar, görüşmelerin de yapılmış olduğunu, dava dilekçesinde belirttikleri üzere, müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirmediğinin asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın sözleşmenin 9. Maddesi uyarınca yapmış olduğunu iddia ettiği tüm bedel olan 186.685-TL’sini faizi ile birlikte ve icra inkar tazminatı da dahil olmak üzere talep etmekte olduğunu, sözleşmenin 4.maddesinin 5.fıkrasında: “Ortaklık faaliyete geçmeden önce tarafların sadece teminat ve sözleşme giderleri ile ilgili olarak yaptıkları münferit ve müşterek ödemeler, usulüne uygun şekilde ortaklığa dekont edilecektir.” denildiğini, bu maddeden de anlaşılacağı üzere yapılan ödemelerin dekontlarının söz konusu olmak zorunda olduğunu, hiçbir masrafın usulüne uygun olarak müvekkillerine davacı tarafça sunulmamış ve gönderilmemiştir olduğunu, öncelikle davacı yanın yapmış oldukları tüm harcamaların dekontlarını mahkemeye sunması gerektiğini, sözleşmenin 4. Maddesinin 1.fıkrasında: “tarafların ortaklıktaki hisseleri, hakları ve yükümlülükleri, kar ve zarara katılma payları Rota için % 50 ve Big fame için % 50 olacaktır.” denildiğini, ortaklık % 50 ve neticesinde de kar ve zararlık yükümlülüğünün % 50 olarak düzenlenmişken, madde 9 ile tüm zararın müvekkiline yüklenmesinin hukuka ve esasa aykırılık teşkil ettiğinin aşikar olduğunu, davacı tarafın yapmış olduğunu iddia ettikleri masrafların dekontlarını mahkemeye sunduktan sonra işbu dilekçe ekinde sunmuş oldukları masraf dekontları ile birlikte dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini talep ettiklerini, bunun neticesinde çıkacak olan lehlerine miktar için dava açma haklarını da saklı tuttuklarını da ayrıca belirtmek istediklerini, müvekkili Bertuğ açısından bir itirazlarının da mevcut olduğunu, kefil konumundaki kişilerin ancak sözleşme miktarı ile sorumluluğunun gerek kanun gerekse yargıtay kararlarında açık ve net bir şekilde belirtilmekte olduğunu, dolayısı ile gerek faiz gerekse icra inkar tazminatının müvekkili … için istenilmesinin hukuken mevcut olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın reddini, …. İcra müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasının iptalini, kötü niyetle, haksız olarak açılan icra takibi sebebi ile lehlerine % 20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, arabuluculuk toplantısına katılma, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; İİK.nın 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davalı vekili tahkim ilk itirazında bulunduğundan HMK.nın 138. maddesindeki; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…” hükmü gereğince dosya üzerinden öncelikle bu husus incelenmiştir.
HMK.nın 408/1. maddesine göre Tahkim sözleşmesi, tarafların iradesine tabi olan uyuşmazlıklar için mümkündür. Başka bir deyişle, tarafların dava konusu üzerinde kabul veya sulh yolu ile serbestçe tasarruf edemeyecekleri hallerde, tahkim mümkün değildir.
Tahkim yoluna gidilebilmesi için tarafların tahkim sözleşmesi yapmaları ya da düzenledikleri sözleşmede tahkim şartına yer vermeleri gerekir. Tahkim anlaşması veya tahkim şartındaki uyuşmazlığın hakem veya hakemler kurulunca çözümlenmesine ilişkin irade beyan ve açıklaması tahkim şartı sözleşmesinin temel unsurudur. (HMK.nın 412. maddesi) Tahkim şartı veya anlaşmasının geçerli olabilmesi için tarafların tahkim iradesini açıkladıkları tahkim şartı ya da sözleşmede tartışma ve karışıklığa neden olmayacak biçimde açık ve kesin olarak belirtmiş olmaları zorunludur. Taraflar sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların tümünün tahkim yoluyla çözülebileceğini kararlaştırabilecekleri gibi sadece bir bölümünün tahkim yoluyla çözülebileceğini de kararlaştırabilirler.
Geçerli bir tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise; Mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesinin kararlaştırıldığı hallerde aleyhine dava ikame olunan davalı tarafça ileri sürülecek tahkim itirazı, HMK.nın 116. maddesi gereğince ilk itiraz olarak sayılmış olup, aynı Kanunun 117. maddesinde, ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 06/11/2020 tarihli Joıne Venture Sözleşmesi’nin incelenmesinde, sözleşmenin taraflarının, davacı ve davalılar olduğu, sözleşmenin 18. maddesinde “…tarafların özel çıkarlarını değil, ortaklığın müşterek çıkarlarını gözönünde tutarak hareket edecek ve çıkacak anlaşmazlıklar dostça halledilmeye çalışılacaktır. Her kademede memur ve işçilere taraflardan birinin memur veya işçisi olmak gibi bir anlayışı lüzum bırakmayan bir yönetim tarzı uygulanacaktır. Bütün bunlara rağmen anlaşmazlık konusunda dostça bir çözüme ulaşılamaz ise, konu hakem yoluyla halledilecektir. Hakem heyeti, Türk Kanunlarında tarif edildiği şekilde çalışır. Hakemlerin kararı kesindir. İşbu madde tahkimname hükmündedir ihtilafların halli için hakeme gidilmiş olması, bu sözleşmeye konu olan dizi ve demo bölüm ile ilgili işlerin durdurulmasını gerektirmez…” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesine göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın hakemde görülüp çözümlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından Tahkim ilk itirazı süresinde yapıldığından ve taraflar arasındaki sözleşmesinin 18. maddesine göre taraflar arasındaki ihtilafların tahkim yolu ile çözümlenmesi düzenlendiğinden davalı tarafın Tahkim ilk itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca cebri icra Devletin Egemenlik ve Hükümranlık haklarının kullanılmasının doğrudan bir sonucu olduğu, devletin nüfuz ve iktidarını simgeleyen bir hakimiyet tasarrufu olduğu bu nedenle tahkim anlaşmasının ilamsız icra takibi yapılmasına engel olmayacağı (Yargıtayın yerleşik uygulamaları ve doktrinde de aynı görüş hakimdir.) bu nedenle icra takibi yapılması ve icra takibinde Tahkim itirazında bulunulmamasının dava aşamasında Tahkim ilk itirazında bulunulmasına engel teşkil etmez.
Yukarıda yapılan açılamalar ışığında taraflar arasındaki sözleşmesinin 18. maddesi gereğince taraflar arasındaki dava konusu anlaşmazlığın hakem heyetinde görülmesi gerektiği ve davalının süresi içerisinde Tahkim ilk itirazında bulunduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nın 116/1-b, HMK.413/1 maddeleri gereğince ve ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesi uyarınca davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nın 116/1-b, HMK.413/1 maddeleri gereğince ve ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesi uyarınca davacının davasının usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.294,50-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.213,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın usulden ret edilmesi gözönüne alınarak belirlenen, 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır