Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2023/147 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2023/147

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 08/10/2020 tarihinde sürücü…, kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Konya istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen, müvekkilinin kullanmış olduğu araca çarpmış ve çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesine sebebiyet vermiş olduğunu, iş bu kazanın müvekkillinin ağır bir şekilde yaralanmasına, maddi ve manevi zarara uğramasına neden olduğunu, müvekkilinin kaza sebebi ile maluliyetinin tespiti bakımından … Devlet Hastanesi’nde muayene olduğunu,13/04/2021 tarihli rapor ile müvekkilinin %96 oranında malul olduğunun tespit edilmiş olup ömür boyu yatağa bağımlı ve bakıma muhtaç duruma düşmüş olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in, söz konusu kazanın meydana gelişinde 08/10/2020 tarihli kaza tespit tutanağına göre 2918 sayılı KTK’nın m.56/1-A (Şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek) maddesini ihlal etmesi sebebi ile tam kusurlu iken yine müvekkilinin aynı tarihli tutanağa göre iş bu kazanın meydana gelişinde kusuru bulunmadığını, kazaya ilişkin tüm evrak ve tanık beyanlarının soruşturmanın yapıldığı … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyasında mevcut olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza sebebiyle ağır şekilde yaralanmış ve ciddi maluliyetlerinin ortaya çıkmış olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra … Hastanesi’ne kaldırılmış, akabinde de hayati tehlikesi sebebi ile … Devlet Hastanesi’ne sevki ile tedavi sürecine alınmış olduğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın, davalı … şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile (Poliçe teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla) kaza tarihinde sigortalı bulunmakta olduğunu, kaza tarihinde davalı … nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün iş bu kazanın meydana gelişinde kusurlu olup iş bu kazadan dolayı davalı … kusur oranında sorumlu olduğunu, dava açılmadan önce yasal zorunluluk nedeniyle gerekli olan belgelerle PTT vasıtasıyla davalı … şirketine başvuru yapılmış olup ilgili başvurunun 30/03/2021 tarihinde davalı şirkete iletilmiş olduğunu, başvuruya binaen davalı şirket bünyesinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, taraflarınca yapılan başvuruya davalı tarafından cevap verilmiş olduğunu ve taraflarından bazı eksik evrakların istenmiş olduğunu, taraflarınca eksiklerin giderilmiş olduğunu ve davalı yan ile kısmi olarak ihtiyari arabuluculuk marifetiyle uzlaşı sağlanmış olduğunu, söz konusu yapılan anlaşmada bakıcı gideri ile ilgili dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile anlaşmaya varılmış olduğunu, bakıcı giderine ilişkin taleplerine olumsuz dönüş yapılmış olduğunu ve iş bu sebeple müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması açısından huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için şimdilik 5.000-TL bakıcı giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk konusu edilmeyen dava konusu tazminat alacağı hakkında dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu kazaya karışan … plakalı, … adına kayıtlı aracın … poliçe numarası ile 14/11/2019 – 14/11/2020 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu,
poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 410.000-TL. ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildiriş olmalarının davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi teminatı dışında olduğunu,
söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, her halde bakiye poliçe teminat limiti doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini, davacı tarafından, müvekkili sigorta şirketine dava konusu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine … numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu, işbu hasar dosyası kapsamında, 25/05/2021 tarihinde 55.888,54-TL ve 31/08/2021 tarihinde 334.000-TL hasar ödemesi gerçekleştirilmiş olduğunu, öte yandan ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılması halinde davacının gerek maluliyet gerekse de bakıcı giderine ilişkin taleplerinin eksiksiz olarak karşılanmış olduğunun anlaşılacağını, aleyhe hüküm kurulması halinde azami poliçe teminat limiti gözetilerek (20.111,46-TL) karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde talep edilen bakıcı ve tedavi giderlerine yönelik taleplere ilişkin müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu, bir an için bakıcı giderine yönelik zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulması kabul edilse dahi; söz konusu zararlardan müvekkili şirketin ölüm-sakatlık teminatı dahilinde tek teminat ile sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, müvekkili şirket tarafından kazaya karışan plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olmasının tek başına poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkili şirket tarafından ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun davacı tarafından ispatı gerektiğini, ayrıca dava konusu kaza meydana geldiği esnada davacı Sezer Yetişgen’in motosiklette sürücü olduğu dikkate alındığında, kask ve koruma gözlüğü takıp takmadığı hususu önem arz ettiğini, kaza tespit tutanağında her ne kadar kask takıp takmadığı belirsiz ise de; davacının yüz ve omuz bölgesinde yaralanması gerçekleşmiş olduğundan her halde kaskının takılı olmaması ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunmakta olduğunu, sigortalı araç sürücüsü bakımından rücu haklarının saklı olduğunu, Mahkememiz tarafından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmadığından bu konuya ilişkin de Mahkememiz vasıtasıyla araştırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, anılan sebepler ile, her şekilde davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde etkili olan tüm unsurların irdelenerek tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde hesaplamanın, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve trh 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre yapılması gerektiğini, her durumda, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminatın “Ancak Dava Tarihinden İtibaren” işleyecek “Yasal Faiz” ile birlikte talep edilebileceğini, davacının avans faiz istemesi kanuna aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkili sigorta şirketi tarafından gerçekleştirilen hasar ödemeleri ile dava konusu kaza nedeniyle tüm zararları karşılanmış olduğundan her halde davanın reddini, dava konusu tedavi giderleri ve bakıcı giderlerine yönelik müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu olmadığından davanın reddini, Mahkememiz aksi kanaatte olması halinde; kusura ilişkin itirazlarının kabulü ile tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur raporu alınmasını; her halde hesaplanacak tazminata %20’den az olmamak üzere müterafik kusur (kask) indirimi uygulanmasını, davacının -var ise- dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen maluliyet oranının “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı siciline kayıtlı aktüerler tarafından TRH 2010 Tablosu ve 1.8 teknik faiz esas alınarak yapılmasını, aleyhe bakıcı giderine hükmedilmesi halinde aile içi bakım nedeniyle hakkaniyet indirimi uygulanmasını, Sosyal Sigortalar Kurumu’na yazı yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ödenen – bağlanan rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tutarı ile tenzile tabi olup olmadığının sorulmasını, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olup olmadığının araştırılarak bu halde halinde teminatın paylaştırılmasını, Mahkememizce herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı vekilinin, 16/12/2022 tarihli dilekçe ile davalı ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görüldü.
Davalı vekilinin, 14/12/2022 tarihli dilekçe ile davacı ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görüldü.
Davacı vekilinin sulh olduklarını ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiş olması karşısında sulh olunan davada karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davasının konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30-TL. harcın mahsubu ile alınması gereken 120,60-TL. harcın davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekilinin beyanı gözönüne alınarak davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.