Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2021/697 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/334 Esas
KARAR NO:2021/569

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/06/2019
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile Davalı … arasında 01.01.2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, taşınmaz sahibi ve ipotek veren diğer Davalı … … ise, Davalı …’nın müvekkili şirket ile olan ticari ilişkisi kapsamında doğmuş ve doğacak borçları için maliki bulunduğu; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, 6 Pafta, 332 Cilt, … Sahife No’da kayıtlı 16/150 Arsa Paylı, 1. Kat, niteliği daire olah 5 No’lu Bağımsız Bölüm’ü 12.11.2015 tarih ve …. yevmiye numarası ile düzenlenmiş resmi senet uyarınca 1. Derece’den, 160.000,00 TL’ye kadar Müvekkili Şirket lehine ipotek vermiş bulunduğunu, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında Davalı …’ya mal satışı yaptığını, fatura konusu malları teslim ettiğini, böylece üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, davacının, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında Davalı …’dan alacaklı olduğunu, ancak Davalı …’nın yapılan tüm uyarılara rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcunu ödemede temerrüde düştüğünü ve cari hesap borcunu da ödemediğini, davalı …’nun borcunu ödemede temerrüde düşmesi üzerine Müvekkili Şirket tarafından Davalı …’ya ve …’nın borçları için taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki …’a … 25. Noterliği aracılığıyla 18 Ekim 2018 tarihli … yevmiye no’lu ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarname ile müvekkili şirket alacaklarının 7 (yedi) gün içerisinde ödenmemesi halinde davalılar aleyhinde İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi ve diğer yasal yollara başvurulacağının ihtaren bildirildiğini, ne var ki, davalılar tarafından davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını ve haksız gerekçeler ile itiraz edildiğini, tüm bu sebepler üzerine davalılar aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, ipoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla icra takibi başlatılması zorunluluğunun doğduğunu, ancak söz konusu icra takibine karşı Davalılar tarafından haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğini, davalıların itirazlarının haksız ve dayanaksız olup, Mahkeme’ce, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalılar … ve … hakkında herhangi bir konkordato mühleti kararı bulunmadığını, ancak, davalılar itiraz dilekçesinde … ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin konkordato mühleti içerisinde olduğunu gerekçe göstererek Davalı … hakkında da takip İşlemi yapılamayacağına ilişkin icra dosyasına beyanda bulunduklarını, söz konusu konkordato| mühleti kararının … ve Dış. Tic. Ltd. Şti. için verilmiş olup bu karar nedeniyle davalı … için konkordato nedeniyle itiraz yapılmasının herhangi bir hukuki ve fiili dayanağının bulunmadığını, davalılar hakkında verilen herhangi bir konkordato mühleli kararı olmamasına rağmen, ipotek takibinde ve dolayısıyla işbu davada taraf olmayan … ve Diş Ticaret Ltd. Şti. hakkında verilen konkordato mühleli kararına dayanarak haksız bir şekilde kendilerine menfaat sağlamaya çalıştıklarını, davalılar anılan icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; takip konusu dahil tüm riskleri karşılayacak miktarda teminatı bulunuduğu, sürekli olarak aldığını ve karşılığını verdiği ürünlerin teminatını teşkil etmek amacıyla takibe konu taşınmazı teminat ipoteği olarak verdiğini, dolayısıyla herhangi bir risk olmadığını beyan ettiğini, davalıların itiraz dilekçesinde açıkça davalı …’nın borçlarının teminatı olarak dava konusu taşınmazı ipotek verdiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden üzerine |düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olup davalı …’nın yapılan tüm uyarılara rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan vadesi gelmiş cari hesap borçlarını ödemememesi nedeniyle, müvekkili şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatma hakkını kullanabileceği hususunun izahtan vareste olduğunu, bu sebeple yaptıkları itirazın haksız olduğunu, diğer yandan, davalı …’ın, kendisinin 2014 yılından itibaren diğer davalı … ile ortaklığını ve ilişkisini bitirmiş olmasından bahisle işbu dava konusu ipoteğin hükmü kalmadığını ve iptali gerektiğine ilişkin beyanlarının da taraflarınca anlaşılamadığını belirterek, davalıların itirazının iptalini ve ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; davacının beyaz eşya (elektronik ev aletleri) üretimi yapan ve Türkiye’de … ve … markalarının sahibi bir firma olduğunu, müvekkili … ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’de; davacı/ karşı davalı şirketin yaklaşık 21 yıldır … Bölge Distribütörlülüğünü yapmakla birlikte, aynı zamanda yaklaşık 30 yıldır Türkiye piyasasında beyaz eşya sektöründe olması nedeniyle de, Türkiye genelinde kurduğu pazar ağıyla davacı şirketin markasının tüm Türkiye pazarında tanınırlığını sağlayan ve tüm Türkiye’de pazar payı edinmesi sağlayan bir firma olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirket ile çalışması; aralarındaki uzun yıllara dayalı öncelikle güven ilişkisine ve beraberinde sözleşmeye binaen cari hesap ilişkisi olduğunu, müvekkili şirketin, davacı firmadan almış olduğu ve alacağı mallara karşılık teminat vermiş de olsa, bazı dönemler teminatın kat be kat fazlası malları davacı şirketten alabilmekte ve yıl sonu hatta bazan birkaç yılda bir yapılan karşılıklı mukabakatlarla borçların tasfiye edilerek kapatıldığını, bu karşılıklı mutabakatlarda müvekkilinin primleri ve indirimlerinin düşülerek borç tasfiyesi yapıldığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki cari hesaba dayalı ticari ilişki devam etmekte iken davacı/ karşı davalı firma aniden Türkiye’ den çekilme kararı aldığını ve müvekkili firma ve alt bayilerini zor durumda bıraktığını, beyaz eşya, geniş bir pazar payı ve servis güvencesi isteyen bir iş olduğundan, davacının bu hususu gözetmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeden keyfi olarak ve aniden Türkiye pazarında çekilmesiyle, müvekkil şirketi hem bayileri hem de tüketiciler nezdinde zor durumda bıraktığını, davacının servis ve yedek parça vermemesi nedeniyle sürekli davalar açılmaya başlandığını ve müvekkilinin tazminatlar ödemeyle karşı karşıya kaldığını, ayrıca, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlara tamamen itiraz ettiği hususları saptırmaya ve yanıltmaya yönelik olup, kabulünün mümkün olmadığını, ticari ilişkiden kaynaklı alacağının varlığı dolayısıyla, başlatılan icra takibine yapmış olduğu itirazının yerinde olup, itirazının kabulüne, müvekkili şirket ile davacı/ karşı davalı firma arasında imzalanmış olan bayilik/ distribütörlük sözleşmesi gereği, davacı/ karşı davalı firma tarafından müvekkilİ şirkete mal verilmekte ve verilen malların karşılığı olarak müvekkilİ davalı/karşı davacıdan teminat aldığını, görüleceği üzere müvekkili firma sözleşmeden kaynaklı üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aldığı malların karşılığı olarak davacı/karşı davalıya teminat verdiğini ve ticaretini basiretli tacir olarak yerine getirmesi gerektiği gibi ifa ettiğini, açıklandığı üzere işbu teminatın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülük dolayısıyla verilmiş teminat olup müvekkili tarafından sözleşmeden kaynaklı bu yükümlülüğün yerine getirildiğini, davacının beyanının aksine, müvekkili tarafından borcun olması dolayısıyla verilmiş teminatlar olmadığını, müvekkili şirketin de davacıdan alacağının bulunduğunu ve bu nedenle itirazın yerinde olduğunu, davacı/ karşı davalının başlatmış olduğu İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibine; takibe itiraz dilekçesi, ihtarname ve iş bu karşı dava dilekçesi ile alacaklı konumda olması dolayısıyla haklı olarak itiraz ettiklerini, … şirketi ile diğer davalı …’ ın ortaklığı ve ilişkisinin 2018 yılında sona erdiğinden, bu açıdan da … yönünden husumet yokluğuyla da davanın reddini, karşı davasında belirttiği; yıllardır davacı/ karşı davalı firmanın distribütörlüğünü yapan müvekkili şirketin davacı/ karşı davalıdan halihazırda ciddi miktarda alacağının bulunduğunu, İşbu nedenler dolayısıyla da takibe haklı olarak itiraz ettiklerini, müvekkili firma tarafından keşiden edilen … 11. Noterliğinin 18 Ocak 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarları ile de müvekkilinin fatura, fiyat farkı ve prim alacağının mevcut olduğunu, davacı/ karşı davalı firma tarafından müvekkili şirkete yüksek tutarla faturalandırılarak gönderilmiş olan mallar ile müvekkili firmanın satmış olduğu mallar arasında fiyat farkı oluşmuş olup, oluşan fiyat farkı kesilerek davacı/ karşı davalı tarafına fatura edilmiş ancak işbu fiyat farkı fatura alacağımız, davacı/ karşı davalı firma tarafından ödenmediğini, davacı/ karşı davalı firmanın ticari teamül ve yükümlülüklere aykırı, keyfi olarak aniden Türkiye piyasasından çıkma kararı alması üzerine; müvekkili firma ile aralarındaki anlaşma kapsamında davacı/ karşı davalı firma edimlerini ifa etmekten kaçındığını ve müvekkili şirkete ürün vermeyi kestiğini, İş bu durum ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı müvekkil firmayı ve dolayısıyla alt bayilerini zor durumda bıraktığını, haliyle mal alamayan birçok alt bayi ticari faaliyetini durdurma kararı aldığını ve müvekkili şirkete olan borcunu ödeyemediğini, müvekkilinin firmanın maddi anlamda zararı mevcut olmakla birlikte, fiyat farkı, fatura ve prim alacağının mevcut olduğunu, müvekkilinin … ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davacı/ karşı davalı şirket arasındaki ticari ilişki özellikle devam eden ticari işlerindeki CARİ hesap nedeniyle, sözleşmeye dayalı olarak müvekkil … ve Dış Tic. Ltd. Şti. Üzerine kayıtlı taşınmaz teminat olarak alacaklı lehine 6.500.000,00 TL ipotek ettirildiğini, müvekkili … ve Dış Tic, Ltd. Şti. ile davacı/ karşı davalı firma arasındaki ticari ilişki aynı şekilde devam ettiği halde, öteden beri devam edilen ticaret kapsamında cari hesap kapsamında alınan ürünler satıldıkça karşılığının davacı/ karşı davalı firmaya ödendiği halde, davacı şirketin, müvekkili şirket gibi ticareti devam ettirdiği şirketlerin durumlarını dikkate almaksızın ve umursamaksızın, keyfi olarak almış olduğu Türkiye’deki faaliyetlerini sona erdirme kararı üzerine; üstelik müvekkili şirkete yönelik edimlerini yerine getirmeden, doğmuş borçlarını ödemeden, müvekkilin teminat olarak gösterdiği taşınmazı paraya çevirmek isteyerek bir nevi yangından mal kaçırır gibi müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatmasının tamamen haksız ve kötüniyet göstergesi olduğunu, açıklanan sebeplerle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında imzalanan Bayilik sözleşmesi, İpotek belgesi, ihtarnameler, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … E.sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalılardan “… ili, … ilçesi, … Mah. 1013 ada, … parsel 6 pafta, 332 cilt, 32894 sahife no’da kayıtlı 16/150 Arsa paylı 1. Kat niteliği daire olan 5 nolu bağımsız bölüm, üzerindeki 12/11/2015 tarih ve 19297 yevmiye numarası ile 160.000-TL bedelli 1. Derece ipotekten” kaynaklı olarak, 160.000-TL. asıl alacak üzerinden, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek aylık %5 temerrüt faizi ile birlikte tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, davalıların süresi içerisinde, borcun tamamına itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalılardan, Bayilik Sözleşmesinden kaynaklanan, ipotek takibi sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…. dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yana ait incelenen 2015-2016-2017-2018 yılı ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davalı şirketin 2015-2016-2017-2018 yılına ait Ticari Defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığını, Davalı …’ın davacı şirket ile olan ticari ilişkisi kapsamında doğmuş ve doğacak borçları için maliki bulunduğu ıziosmanı … mahallesi … ada … parsel, 6 pafta, 332 cilt, … sahife no’da kayıtlı 16/150 arsa paylı, 1. Kat niteliği daire olan 5 no.lu bağımsız bölümü 12.11.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile 160.000,00 TL’ye davacı lehine ipotek ettiğini, davacı tarafın 1 nolu davalıdan (…) alacağının 402.354,00TL olduğunu, 2 nolu davalı (…) … … mahallesi … ada … parsel, 6 pafta, … cilt, … sahife no’da kayıtlı 16/150 arsa paylı, 1. Kat niteliği daire olan 5 no.lu bağımsız bölümü 12.11.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenlenen resmi senet uyarınca 1. Dereceden 160.000,00 TL’ye davacı lehine üst sınır limit ipotek ettiği görüldüğünü, davalı …’ın ipoteği verdiği 160.000 TL ile sorumlu olduğunu, üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı belirlendiğini, bununla rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktarın belirlenmiş olduğunu, bu durumda teminat alacağı ve takip giderleri ve temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar süreye tabi olmaksızın temin ettiğini, Üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosunda üst sınır belirlendikten sonra “bu meblağa ilaveten” denilerek, ilaveler yapılamayacağını, yapılsa da geçerli olamayacağını…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalılar vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 23/03/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; “….Davalı tarafın Cari hesabında Yapılan İncelemede Davacı Tarafa 424.139,35TL olduğu ancak davacı tarafından 402.354,00-TL talep edildiği, davacı tarafın talebine bağlı kalınarak alacak bakiyesinin 402.354,00TL olduğu, Davalı …’ın davacı şirket ile olan ticari ilişkisi kapsamında doğmuş ve doğacak borçları için maliki bulunduğu … … mahallesi … ada … parsel, 6 pafta, 332 cilt, … sahife no’da kayıtlı 16/150 arsa paylı, 1. Kat niteliği daire olan 5 nolu bağımsız bölümü 12/11/2015 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenlenen resmi senet uyarınca 1 dereceden 160.000-TL’ye davacı lehine ipotek ettiğinin görüldüğünü, davacı tarafın 2 nolu davalı (…) … … mahallesi … ada … parsel, 6 pafta, … cilt, … sahife no’da kayıtlı 16/150 arsa paylı, 1. Kat niteliği daire olan 5 no.lu bağımsız bölümü 12.11.2015 tarih ve 19297 yevmiye numarası ile düzenlenen resmi senet uyarınca 1. Dereceden 160.000,00 TL’ye davacı lehine üst sınır limit ipotek ettiği görülmüş olup 2. Davalı …’ın ipoteği verdiği 160.000-TL ile sorumlu olduğunu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalının defter incelenmesi için … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. Sayılı dosyasından, bilirkişi Mali Müşavir …’tan aldırılan14/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, “…Davacı şirket tarafından 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin yasal ticari defterlerin tarafına ibraz edilemediğini, bu yıllara ilişkin yasal ticari defterlerin açılış taşdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılıp yaptırılmadıkları, bu defterlerden kapanış tasdikleri yaptırılması gereken Yevmiye Defterlerine kapanış tasdiklerinin yaptırılıp yaptırılmadıkları ile İlgili bir tespit yapılamadığını, raporundaki bu yıllara ilişin olarak yapılan tespitlerin davacı şirketin bilgisayar ortamındaki kayıtlarından yapıldığı, Davacı … A.Ş. nin 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına İlişkin yasal defter kayıtlarının e defter kapsamında olup elektronik ortamda tutulduğu, bu defterlerin açılış ayları ve kapanış ayları dahil olmak üzere aylık beratlamalarının yasal sürelerinde yapılmış olduğu, bu defterlere yapılması gereken muhasebe kayıtlarının usulüne göre yapıldığını, diğer bir ifade ile bu defterlerin davalı lehine delil olmasına engel bir tespitin olmadığını, Davacı …’nin kayıtlarındaki davalıya ait 2012 dahil 2018 yılına kadar olan tüm hesap hareketleri çıkartılarak raporu ekinde sunulduğu, raporu ekinde sunulan hesap hareketlerinden de anlaşılacağı üzere gerek takip tarihi olan 03/01/2019 tarihinde davacının davalıdan 370.928,57 TL’sı asıl alacağının bulunduğu, davacı şirket hakkında iş bu davanın 25/06/2019 tarihinde açılmış olduğu, takip tarihinden sonra dava tarihine kadar davalı tarafından davacıya toplam 70.568,83 TL’sı ödeme yapıldığı, dava tarihi olan 25/06/2019 tarihi Itibari ile de davacının davalıdan 300.359,74-TL’sı tutarında asıl alacağının bulunduğu, davacı şirket yetkilileri tarafından, tarafına İbraz edilen davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş örnek faturalardan, fiyat farkı açıklaması ile düzenlenen faturaların aslında prim faturaları olduğu kanaatine ulaşıldığı, zira fiyat farkı açıklamaları olan faturaların, hiç birisinde davacının hangi tarih ve sayılı faturasına ve/veya hangi tarih ve sayılı faturadaki hangi ürüne ait fiyat farkı iadesi olduğu konusunda herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, diğer bir ifade ile fiyat farkı iadesine ilişkin bir açıklama, hesaplama ve/veya fiyat farkı ladesine ilişkin referansın belirtilmediği, bu durumda bu faturaların bir fiyat farkı iadesine ilişkin olmadığı, davalı kayıtlarında belirtildiği ve raporu ekinde listelendiği üzere bu faturaların taraflar arasında kararlaştırılan ve muhtelif şekillerde tanımlanan tüm primlere ait faturalar alduğu kanaatine ulaşıldığını, Davalı tarafından davacı adına düzenlenen pirim faturaları toplamının 1.273.254,63 TL’si olduğunu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
12/11/2015 tarih ve 19297 yevmiye nolu Resmi Senedin incelenmesinde, davalı … tarafından, “… ili, … ilçesi, … Mah. 1013 ada, … parsel 6 pafta, 16/150 Arsa paylı 1. Kat niteliği daire olan 5 nolu bağımsız bölüm” üzerinde, davalı …. Şti.’nin borçlarına karşılık, davacı lehine 160.000-TL bedelli limit ipoteği tesis edildiğinin, düzenlendiği görülmüştür.
Davalı yanca, cevap dilekçesi ile birlikte, bayilik sözleşmesinden (fatura, ve fiyat farkından kaynaklı alacak, prim alacakları, yoksun kalınan kardan kaynaklı doğmuş doğacak maddi azara ve davacının ürün, servis ve yedek parça hizmeti vermemesi, bayi ve tüketicilerin açmış ve açacağı dava ve talepler nedeniyle doğmuş,doğacak zararlardan) kaynaklanan 10.000-TL. bedel üzerinden karşı dava açıldığı, karşı davanın, 16/11/2020 tarihli ara karar ile tefrik edilerek, mahkememizin … Esasına kaydının yapılarak, yargılamaya devam olunduğu, 17/11/2020 tarihinde, arabuluculuğa başvurulmadan açılan iş bu davanın, usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; icra dosyası, sözleşme, İpotek belgesi, ihtarnameler, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamına göre alınan, talimat dosyası bilirkişi raporu ve esas dosyadan alınan kök ve ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacı şirket ile davalı … Şti. arasında 13/06/2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, davalı … tarafından, “… ili, … ilçesi, … Mah. 1013 ada, 6966 parsel 6 pafta, 16/150 Arsa paylı 1. Kat niteliği daire olan 5 bağımsız bölüm nolu ” taşınmazı ile ilgili, davacı lehine 160.000 TL için limit ipoteği verildiği, davalılara, … 25.Noterliği’nin 18/10/2018 tarih, …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesi, aksi takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçileceğinin ihtar edildiği, bilirkişilerce incelenen davacı ve davalı şirket ticari defter ve belgelerinde, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı yanca her ne kadar davacıdan alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de, davalı yanca süresi içerisinde, açıkca takas mahsup hakkı ileri sürülmemiş olmakla, (Yargıtay 11.HD. 16/06/2021 tarih, 2020-5868 E.-2021/5139 K.), davalının davacıdan alacaklı olduğu iddiası değerlendirilmemiş olup, davacının davalılardan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu, davalıların icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, davalıların ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından, 160.000-TL. asıl alacak üzerinden yaptıkları itirazının iptaline ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren aylık %5 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, (Takibin, talep edilen asıl alacak ve işlemiş faizi ile, vekalet ücreti, masraflar, takipten sonra işleyecek faiz dahil olmak üzere ipotek limitinin toplamı olan 160.000- TL ile sınırlı tutulmasına ) alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile, davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından, 160.000-TL. asıl alacak üzerinden yaptıkları itirazının iptaline ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren aylık %5 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, (Takibin, talep edilen asıl alacak ve işlemiş faizi ile, vekalet ücreti, masraflar, takipten sonra işleyecek faiz dahil olmak üzere ipotek limitinin toplamı olan 160.000- TL ile sınırlı tutulmasına )
2-Davacının icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak tutarının %20’si olan, 32.000-TL. icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 10.929,6‬0-TL harçtan, peşin alınan 1.932,40-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 8.997,2‬-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 19.150-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı + 1.932,40-TL peşin harç + 439,5‬0-TL tebligat-müzekkere + 2.000-TL bilirkişi giderleri olmak üzere toplam 4.426,3‬0-TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.980,00-TL arabuluculuk ücretinin; davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı ile davalı … Şti. tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilini yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır