Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2021/858 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/490 Esas
KARAR NO:2021/858

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/08/2021
KARAR TARİHİ:21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin telekomünikasyon sektörünün öncü markalarından olduğunu, taraflar arasında … Tip Abonelik Sözleşmesi’nin akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin kullanımına kurumsal telefon aboneliği sunulduğunu, müvekkili şirketin bu sözleşme kapsamında kurumsal telefon aboneliği hizmetinin sağlamayı, davalının ise aylık kullanım b edeli oranında kendisine tanzim edilen faturaların tutarını düzenli olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği verdiği hizmet bakımından fatura tahakkuk ettiğini, buna rağmen davalı tarafından aynı özen gösterilmemiş ve sözleşme gereği ödeme yükümlülüğünde olan tutarların ödenmemiş olduğunu, sözleşmeden doğan alacaklar için müvekkili tarafından … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazın taraflarına hukuka uygun olarak tebliğ edilmediğini, işbu itirazın iptali davasına konu taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, yine taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile davalının … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası tahtında yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptalini, takibin tüm fer’ileri ile devamını, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkili şirketin adresi olan … Mahkemeleri’nin yetkisinin kabulü gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının işbu davayı kötü niyetle açtığını ve haksız olarak alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde sunmuş olduğu abonelik sözleşmesinin 01/06/2016 tarihinde, Sınırları Kaldıran 3 GB Tarifesi için 2 yıl taahhütlü olarak akdedilmiş olup dava konusu bedelin davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu faturalardan görüleceği üzere 2018 yılının haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarına yani sözleşmenin sonlanmasından sonraki dönemlere ait olduğunu, sadece buradan bile davacı tarafın davasında haksız olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin aldığı hizmet karşılığında aylık kullanım bedeli oranında bir ücret ödemeyi taahhüt ettiğini, davacı şirketin, sunduğu elektronik haberleşme hizmetinden yararlanmayan müvekkilinden bu kapsamda ücret talep etmeye devam etmesinin kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın dava konusu ücretin karşılığında müvekkiline hangi hizmetleri sunduğunu kanıtlaması gerektiğini, faturaların tek başına alacağın varlığını kanıtlayamaz olduğunu, faturalar ile birlikte aynı zamanda fatura konusu işlemin gerçekleştiğinin ispatlanması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının açmış olduğu davanın reddini, davacını haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle müvekkili şirketin lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacı tarafından davalı şirkete, faturadan kaynaklı olarak … 6.İcra Müd…. E. sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı yanca, cevap dilekçesinde şirket merkezinin …’da olduğu bu nedenle yetki itirazı ile dosyanın HMK. 17. Maddesi gereğince, yetkili … Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği görüldü.
Taraflar arasında imzalanan, Abonelik Sözleşmesinin, 7.maddesi ile yetkili mahkemenin “…ABONE’nin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri …” olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 17. maddesinde ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nun 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Bu halde yetki sözleşmesi münhasır yetki sözleşmesidir.
Münhasır yetki sözleşmesine rağmen dava başka bir yer mahkemesinde açılırsa, karşı tarafın yetki sözleşmesine dayanarak yetki itirazında bulunabilmesi mümkündür. Ancak yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin münhasır yetkili hale gelmesi ve tarafların yalnızca bu mahkemede dava açmaları ile ilgili olan hüküm, kamu düzeni ile ilgili değildir, yani tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları mahkeme kesin yetkili mahkeme haline gelmez. Taraflar isterlerse kararlaştırılmış olan mahkemeden başka bir yer mahkemesinde de dava açabilirler. Davalı yetki sözleşmesine dayanarak yetki itirazında bulunmazsa taraflar arasında mevcut yetki sözleşmesinden vazgeçildiği anlamına gelir ve davanın açıldığı mahkeme taraflar arasındaki yetki sözleşmesini kendiliğinden dikkate alarak yetkisizlik kararı veremez. Yani yetki sözleşmesi mahkemenin kendiliğinden dikkate alması gereken bir itiraz (dava şartı) niteliğinde değildir, yetki itirazı bir ilk itirazdır ve yasal süresinde ileri sürülmezse kendiliğinden dikkate alınamaz. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, I.cilt 487.syf) (Yargıtay 6.HD.05/04/2016 tarihli E.7388/K.2732 ve Yargıtay 19.HD.07/10/2015 tarihli, E.809/K.12237 )
Somut olayımızda taraflar arasında, HMK.17. madde hükmü gereği, yetki sözleşmesi mevcut olup, davacı tarafından yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemeden başka bir yer olan İstanbul Mahkemelerinde dava açıldığı, davalının cevap dilekçesinde, yetki sözleşmesine dayanarak, şirket merkezinin bulunduğu … Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin ilk itirazda bulunduğu anlaşıldığından, davalının yetki itirazının kabulü ile, Mahkememizin yetkisizliğine; Mahkememiz yetkisiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, kararın tebliğinden itibaren ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından,davalı aleyhine açılan davada, davalının yetki itirazının kabulü ile, dava dilekçesinin mahkememizin yetkisizliği nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, talep halinde HMK nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanın 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktara göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır