Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2023/776 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/476 Esas
KARAR NO :2023/776

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:30/07/2021
KARAR TARİHİ:25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davacıları davalı şirketin pay sahiplerinden oludğunu, davacı …’ın daha önce şirket hisselerini devredip şirketten çıkmışsa da, babası …’ın vefatı üzereni babasına ait olan hisselerin bir kısmının mirastan kendisine intikal ettiğini, dolayısıyla yeniden hissedar olduğunu, davacıların yaklaşık 20 seneden beridir şirket işleriyle ilgilenmediğini, tüm yürütme işlerini şirketin diğer oraklarından …’nün yönetmeye başladığını, …’nün şirketi kötü yönetmesi sonucunda, ilk önce 2017 senesinde şirket çeklerinin … ve …’ın çeklerin ödenmemesi sonucu oluşacak cezai yaptırımları dikkate alarak kendi şahsi hesaplarından 629.4478,73 TL harcayarak bir kısım ekleri ödemek zorunda kaldığını, geri kalan çekleri …’nün ödeyeceğini beyan etmesine rağmen ödemediğini ve bunun neticesinde davacı … aleyhine …. İcra Ceza Mahkemesinde … E., …. Ceza Mahkemesinde … E., …. İcra Ceza Mahkemesi … E. sayılı dosyalarla ceza davaları açıldığını, bunlardan ikisinde davacının mahkum olduğunu ve 726 sayılı Kanunun 49+.maddesinden yararlanarak yine çek bedellerini alacaklılara ödemek zorunda kaldığını, bundan başkaca, ortaklardan … bir örgüle üye olmaktan dolayı tutuklandığını ve Şirkete Mahkeme kararıyla … tarafindan kayyum atandığını, şu anda Şirket’in kayyumlaır tarafından yönetildiğini, davacıların 20 yıldan beri bu şirketin hiçbir faaliyetine karışmadıklarını, tüm faaliyetleri …’nün yürüttüğüü, buna karşın bu kağıt üzerindeki sahipliği davacıların maddi ve manevi zararlara uğradığını, bu sebeple ortaklıktan pay bedeli talep etmeden çıkmalarına izin verilmesi zarureti doğduğunu, yukarıda belirtildiği üzere TTK 531. madde uyarınca davacıların maddi ve manevi zarar gördüğü ilgili şirketin ortaklığından pay bedeli almadan çıkmalarına izin verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, mahkememizde açtığı işbu dava ile neticede müvekkillerinin 20 yıllık şirket faaliyeti içerisinde işbu faaliyetlere karışmadıklarını, tüm faaliyetlerin … tarafından yürütüldüğünü, buna karşın kağıt üzerinde pay sahibi olmaları nedeniyle kendilerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını, bu nedenle de TTK 531 maddesi kapsamında müvekkillerinin maddi ve manevi zarar görmeleri karşısında ilgili şirket ortaklığından pay bedeli alınmadan çıkmalarına izin verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafın TTK 531 madde kapsamında şirket ortaklığından çıkma gerekçeleri olarak da şirketin … tarafından kötü yönetildiğini, 2017 senesinde şirket çeklerinin ödenmediğini, bundan kendilerinin haberdar edilmediğini, oluşacak cezai yaptırım karşısında 629.448,73 TL’lik bu çek bedellerinin kendi hesaplarından ödenmiş olduğunu, geri kalan çekleri …’nün ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini, bunun sonucunda M. … aleyhinde …. İcra Ceza Mahkemesinde … E. ile dava açıldığını yine …. İcra Ceza Mahkemesinde … E. ile yine …. İcra Ceza Mahkemesinde … Esaslar ile ceza davacı açıldığını bu davaların ikisinden mahkum olduklarını ve bu çek bedellerini ödemek zorunda kaldıklarını beyan ettiklerini, yine bir başka gerekçelerinde şirketin ortağı olan …’nün örgüt üyesi olmaktan tutuklandığını, şirkete … tarafından kayyum atanmış olduğunu ve şirketin … tarafından yönetildiğinin iddia edildiğini, öncelikle şirketi yalnızca kendi başına … 20 yıldır yönetmediğini, şirket kayıtlarına ve atanan imza yetkili yöneticilere bakıldığından, yine dosyaya gelen imza sirkülerlerine bakıldığından davacılarında şirketi temsile yetkili olduğunun görüleceğini 04.10.2012 tarihli imza sirkülerine bakıldığında bu tarihten itibaren üç yıl boyunca davacıların babaları … ile …’nün şirketi müştereken koyacakları imza ile yönetmek üzere karar alındığının görüleceğini, yani 04.10.2015 tarihine kadar zaten şirketi yöneten davacıların babası … olduğunu, son 20 senedir şirketin yönetiminin …’de olmadığını ve davacılar ile babalarının da şirketi temsil ettiklerini, şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgilendiklerini aşağıdaki bilgilerde ortaya koyacağını;

NOTER YEVMİYE NO YÖNETİM KURULU BŞK. ÜYELİK SENE
….Noteri … … … ve … 13.08.2003
….Noteri … … … ve … 13.08.2004
….Noteri … … … ve … 13.08.2005
….Noteri … … … ve … 13.08.2006

Yukarıda verilen noter tasdiklerinde ve şirket kararlarında şirketin temsil ve ilzamı bakımından … ve …’nün Şirket ünvanı altında koyacakları müşterek imzalarıyla temsil ve ilzam etmelerine oy birliği ile karar verildiğinin görüldüğünü,

NOTER YEVMİYE NO YÖNETİM KURULU ÜYELİK SENE
….Noteri … … … ve … 03.01.2007
….Noteri … … … ve … 03.01.2008
….Noteri … … … ve … 03.01.2009
….Noteri … … … ve … 03.01.2010

Yine yukarıda alınan karar ve noter tasdiklerinde yapılan görev taksiminde yönetim kurulu başkanı … ve Yönetim kurulu başkan vekili …’nün şirket ünvanı altında atacakları müşterek imzaları ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmelerine oy birliği ile karar verildiğinin görüldüğünü,

NOTER YEVMİYE NO YÖNETİM KURULU ÜYELİK SENE
….Noteri … … … ve … 06.10.2009
….Noteri … … … ve … 06.10.2010
….Noteri … … … ve … 06.10.2011
….Noteri … … … ve … 06.10.2012

Yine şirket kararında ve noter tasdiklerinde … ve …’nün şirket kaşesi altında atacakları müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzam edileceklerine dair oy birliği ile karar verildiğinin görüldüğünü,

NOTER YEVMİYE NO YÖNETİM KURULU ÜYELİK SENE
….Noteri … … … … 01.10.2012
….Noteri … … … … 01.10.2013
….Noteri … … … … 01.10.2014
….Noteri … … … … 01.10.2015

Yine şirket alınan kararında ve noter onayında … ve …’nin şirket ünvanı altına koyacakları müşterek imzalarıyla şirketi temsil ve ilzam edilmesine oybirliği ile karar verildiğinin görüldüğünü,

NOTER YEVMİYE NO YÖNETİM KURULU ÜYELİK SENE
….Noteri … … … 10.08.2015
….Noteri … … … 10.08.2016
….Noteri … … … 10.08.2017
….Noteri … … … 10.08.2018

Yine şirket kararı ve noter tasdiki uyarınca şirket yönetim kurulu üyeleri … … ve …’ın şirket ünvanı ve kaşesi altına koyacakları münferit imzalarıyla şirketi her hususta temsil ve ilzam etmelerine oy birliği ile karar verildiğinin görüldüğünü, davacıların iddia ettiği gibi şirketin, … tarafından değil şirket yönetim kurulu tarafından yönetildiğini, şirket yönetim kurulunun %50’sinin ise davacıların kendilerinin oluşturmakta olduğunu, davacıların dava dilekçesinde belirttiği veya iddia ettiği üzere şirketi …’nin yönettiğinin doğru olmadığını, …’nin şirketin tamamına tedbir koymuş ve yönetimini almış olmadığını, yalnızca pay kayyumluğuna döndüğünü ve …’ün payı itibarı ile …’nin işlem yapabildiğini, neticede açılan bu dava kötüniyetli açılmış olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, anonim şirket ortaklığından pay bedeli almadan çıkma istemine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 14/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların davalı … A.Ş.’den çıkmalarını haklı gösterir bir husus bulunmadığını mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi tarafından heyeti düzenlenen 01/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; – Davalı …A.Ş’ne ait Kurumlar Vergisi Beyannamesinin incelenmesinde, davalı tarafın 2021 yılı sonu itibari ile,Kasa Hesabında, 3.866,70 TL.Alıcılar Hesabında, 12.420,00 TL.Ticari Mallar Hesabında, 319.765,16 TL.Devreden KDV Hesabında, 25.499,54 TL. olmak üzere Aktif Toplamının 361.551,40 TL. olduğu,Satıcılar Hesabında, 21.920,52 TL.Ortaklara Borçlar Hesabında, 285.992,30 TL.Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabında, 3.192,16 TL.Özkaynaklar Hesabında, 50.446,42 TL. olmak üzere Pasif Toplamının 361.551,40 TL. Olduğunu, davalı …A.Ş’ne ait, …’ın %34,5, …’ın %15,5 hisseye sahip olduğunu, her iki davacı tarafın davalı taraf şirkette hisse oranları toplamının %50 olduğunu mütalaa edilmiştir.
TTK’nın haklı sebeplerle fesih başlıklı 531.maddesinde ” Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2021/4566 E., 2022/8644 K. sayılı ilamında “Bölge Adliye Mahkemesince; 6102 sayılı TTK 445 ve 446. maddesi gereğince, davacının sermaye artırımlarının yapıldığı genel kurullarda karara olumsuz oy vermediği gibi muhalefetini tutanağa geçirtmediği ve davanın 446. maddede öngörülen 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin dava tarihine kadar 11.292.236,60 TL zarar ettiği ve sermaye arttırımının zorunlu olduğunun bildirildiğinden sermaye artırım kararlarının haklı ve yasal olduğu, 6102 sayılı TTK. kapsamında anonim şirket ortaklığından çıkma müessesesi düzenlenmediği, ortaklıktan ayrılmayı gerektirir haklı bir sebebin mevcudiyeti ispatlanmadığı gibi talebin şirketin feshini içerdiği düşünülse dahi bunun için A.Ş.’de en az 1/10 payını temsil eden pay sahibinin olması gerektiği ve davacının bu paya sahip olmadığı, sermaye olarak konulan arazinin iadesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, mahkemece davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine dava değeri olan 200.000,00TL üzerinden AAÜT. hükümleri gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararını kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile TTK’da anonim şirket ortaklığından çıkmanın düzenlenmediğini ve ortaklıktan ayrılmayı gerektirir haklı bir sebebinin mevcudiyetinin ispatlanması gerektiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların 20 yıldır şirketin faaliyetine karışmadığını, ortaklardan …’nün bir örgüte üye olmaktan dolayı tutuklandığını, şirkete kayyım atandığını, …’nün şirketi kötü yönettiğini, şirket çeklerinin ödenmemeye başladığını, davacıların kendi kişisel hesaplarından bir kısım çek bedelini ödemek zorunda kaldığını ve davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek pay bedeli almadan şirket ortaklığından çıkmalarına izin verilmesini talep ettiği, tensip tutanağı ile davacılar vekiline fesih taleplerinin olup olmadığını açıklaması için süre verildiği, davacılar vekili tarafından sunulan 05/08/2021 tarihli dilekçe ile şirketin feshi taleplerinin olmadığının belirtildiği, dosyaya sunulan hazirun cetvellerinden davacıların şirket genel kurul toplantılarına katıldıklarının anlaşıldığı, mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile de davalı şirketin mali durumunun kötü olmadığının anlaşıldığı, …’den gelen yazı cevabında davalı şirketin yönetim kurulunun Fon tarafından oluşturulmasının sonlandırıldığının belirtildiği, tüm bu hususların davacıların davalı şirketten çıkmalarını haklı gösterecek bir hususun bulunmadığını gösterdiği gözetilerek, davacıların açtığı davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile eksik alınan 210,55‬ TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 17.900 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır