Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/466 E. 2022/208 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/466 Esas
KARAR NO :2022/208

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/07/2021
KARAR TARİHİ:23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 16/07/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin …. İcra Dairesi … Esas nolu dosyasına konu edilmiş 15.03.2020 ödeme günlü 35.000,00 TL bedelli keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti. olduğu lehtarın da müvekkil … Ltd. Şti. olduğu bonoya ilişkin olarak davalıya bir borcu bulunmadığını, müvekkili … Ltd. Şti. aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış ve müvekkilin adresine gönderilen ödeme emri 11.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin matbaa işleri yaptığını, davalı da merkez kutu … ticaret ünvanı ile aynı işle (yapıştırma ve ambalaj) iştigal ettiğini, müvekkili davalı şirket yetkililerini tanıdığını, geçmiş zamanda müvekkilinin ofisine defalarca gelindiğini hatta müvekkilinin sattığı bir makineye karşılık aldığı senetlere de davalı kefil olarak imza attığını, müvekkili ile davalı arasında doğrıudan ticari ilişki bulunmadığını, icra takibine konu kambiyo senedi … Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili … Ltd. Şti. lehine düzenlendiğini, iş bu senet taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle düzenlenip müvekkiline teslim edildiğini, … Tic. Ltd. Şti. söz konusu senede bağlı ticari ilişkiden kaynaklanan borcunu müvekkili şirkete ifa ettiğini, müvekkili şirket bonoyu geri iade edeceği zaman ofisinde bonoyu aramış fakat bulamadığını, müvekkili şirket ile … Tic. Ltd. Şti. arasında sürekli ticari ilişki olduğu için bonoyu geri teslim etmiş olabileceğini düşündüğünü, müvekkili şirket bononun varlığından 11.06.2021 tarihinde davaya konu icra takibinden ödeme emri tebliğ olduğunda haberdar olduğunu, müvekkilinin davalı … ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili davalı … ile hiçbir iş yapmadığını, icra takibine konu bono … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili … Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiğini, davalı …’ün müvekkili ile arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirket sahibi … tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve ödenmeyen alacağını tahsil ettiğini, bunun üzerine davalı da bir şekilde eline geçirmiş olduğu müvekkile ait senedi icra takibine koyarak müvekkilden haksız kazanç sağlama gayreti içerisine girdiğini, icra takibinin neye ilişkin olduğu tarafımızca bilinmemekte olup davalının da müvekkili şirketten hiç bir alacağı bulunmadığını, davalı tarafından alacağı hiçbir şekilde ispat edilemeyeceğini, dava konusu icra takibine konu bono ile herhangi bir ilgisi ve sorumluluğu bulunmadığnıı, tüm bu nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, icra takip alacaklısı davalının kötü niyetle hareket ettiği açıkça ortadadır. Hal böyle iken davalının icra takip dosyasındaki alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği dilekçesinde özetle; davaya konuyu icra müdürlüğü dosyasının infaz edilmiş olması sebebiyle menfi tespit davası olarak görülemeyeceğini, söz konusu icra dosyasına davacı şirket tarafından 05.08.2021 tarihinde 3.030,4 TL tutarında bir ödeme yapılmış olup davacı şirket süresinde ne borca ne de senet üzerindeki imzaya etmemiş olup huzurdaki davayı ikame etmiş olması iyiniyetten ne derece uzak olduklarını ortaya koymakta olup, söz konusu davanın konusuz kalmış olması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek koşuluyla, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 16.07.2021 tarihinde ikame edilmiş olan davaya konu icra dosyası infaz edilmiş ve kapandığnıı, infaz edilmek suretiyle kapanmış olan icra dosyasına ilişkin olarak davanın menfi tespit tespit davası olarak devam etmesi mümkün değildir. Söz konusu davanın istirdat davası olarak görülmesi gerektiğini, davacı tarafın da ifade ettiği üzere bir makine alım satımı neticesinde meydana gelen ilişki davacı şirketin müvekkile vermiş olduğu siparişler üzerinden devam etmiş ve neticesinde senedin borçlandırıcı işlemi meydana gelmiştir. Müvekkilin şifahi olarak tüm iyiniyetli girişimlerine rağmen davacı şirket “bugün ödeyeceğim yarın ödeyeceğim” demek suretiyle müvekkili oyalamış ve neticesinde söz konusu senet tarafımızca icra yoluyla tahsil edildiğini, menfi tespit davasının şartlarını taşımayan haksız davanın reddine, sayın mahkemenin aksi kanaatta olması halinde yine menfi tespit davasının şartları taşımayan haksız davanın reddi ile davaya istirdat davası olarak devamına, davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesi durumunda ise, arabuluculuk dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, davacı tarafın iddialarını temellendiremediği hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celbedilmiş ve incelenmiştir.
Menfi tespit davası İİK 72. maddesinde düzenlenmiştir. Borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer. Bono ödeme vaadinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir, sebepten mücerrettir.
6100 sayılı HMK’nın ispat hakkı başlıklı 189/3. maddesinde ”kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.” 200/1 maddesinde ise “bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar ve değerleri 2500 TL’yi geçtiği takdirde senetle ispat olması gerekir. 2. maddesinde ise; bu madde uyarınca senet ispatı gereken hususlarda 1. fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı hakkında tanık dinlenebilinir. 201/1. maddesinde senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler 2500 TL’den az miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz” hükümlerine yer verilmiştir.
Davaya konu senedin miktarı göz önüne alındığında yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca bononun bedelsiz olduğunu ileri süren davacının bu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerekir.
Bono kambiyo senedi olduğundan sebepten mücerret borç ikrarını içerir, bononun ticari defterlerde kayıtlı olmaması onu hükümden düşürmeyeceği gibi mücerretlik niteliğini de etkililemez. (Yargıtay 19.HD 2010/5585-2011/2263 sayılı kararı bu yöndedir)Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalı ile aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise davacı tarafın iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunduğu, eldeki davada ispat yükünün davacıda olduğu, HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin, ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile ancak senetle ispat edilebileceği, davacının senede karşı senetle ispat koşulunu yerine getirmediği, bono kambiyo senedi olduğundan sebepten mücerret borç ikrarını içerdiği, davacı tarafça ticari defter incelenmesi talep edilse de, bononun ticari defterlerde kayıtlı olmamasının onu hükümden düşürmeyeceği gibi mücerretlik niteliğini de etkilemediği, davacıya yemin delili hatırlatılsa da yemine dayanmaktan imtina ettiği gözetilerek yazılı delille ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 80,70 TL’den mahsubu ile artan 517,02‬ TL. harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 5.250,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*