Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/449 E. 2023/502 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/449 Esas
KARAR NO:2023/502

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/07/2021
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/12/2011 tarihinde sürücü …’ün yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile … … ilçe merkezinde hareket halinde iken aracın direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi neticesinde … ilçesi Kavak yolu üzerinde park halinde bulunan çekici kamyonuna çarpması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 11/12/2011 tarihinde meydana gelen kazaya bağlı olarak müvekkilleri … ve …’ün oğlu …’ün kaza yerinde kafasına aldığı darbe sonucu bilinci kapandığını, acil müdahale sonucu yoğun bakımda tedavi altına alındığını bilinci hiç yerine gelmediğini, müteveffada çoklu organ yetmezliği geliştiğini, birçok operasyon, müdahale geçirdiği ancak en ufak bir gelişme sağlanamadığını, müvekkilleri, hastanenin yakınından ev tuttuğunu, makinalara bağlı olarak yaşayan, bilinci yerine hiç gelmeyen oğullarını eve çıkardığını, …, kazadan sonra 8 ay boyunca makinalara bağlı, bilinci kapalı biçimde hayata tutunmaya çalıştığını, ancak kazaya bağlı oluşan organ yetmezlikleri, ani komplikasyonlar, solunum problemleri baş göstermiş ve hepsinin sonucunda vefat ettiğini, her ne kadar kazanın oluşumunda … kusurlu bulunmuş ise de kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kanunlardan ötürü sürücünün kusuru yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı hakkına engel olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu15.06.2011 tarihinde ve 2011/411 sayılı kararıyla, kendi kusuruyla ölen sürücü kazalarında, ölen sürücünün desteğinden yoksun kalanları üçüncü şahıs konumunda kabul etmek suretiyle, bu kişiler için destekten yoksun kalma tazminatı ödenebileceği yönünde karar verildiğini, müvekkillerinin 22/06/2020 tarihinde … plakalı aracın ZMSS’si olmamasından ötürü … Hesabı’na zararın karşılanması, destekten yoksun kalma tazminatı için başvurduğunu, … Hesabı başvuruları “…’ün 12/08/2012 tarihinde ölümünün 11/12/2011 tarihli kazadan kaynaklandığına dair herhangi bir kayıt ve belge bulunmamaktadır. Talebinizin değerlendirilebilmesi için …’ün ölümünün söz konusu kaza ile illiyetini gösteren belgelerin tarafımıza gönderilmesi gerekmektedir.” diyerek taraflarına 15/07/2020 tarihinde tebliğ olan cevapla başvurularının reddedildiğini, müvekkillerinin oğlu …’ün kazadan sonra bilinci yerine gelmediğini ve cihazlara bağlı bir hayat sürdüğünü, kazanın sebep olduğu organ yetmezlikleri çektiğini, …’ün hastane evrakları, genel adli muayene raporu ve epikrizleri incelendiğinde kazadan sonra kendisine gelmediği, bitkisel hayat yaşadığı, buna bağlı solunum yetmezliği bulunduğu yazmaktadır ve bu durumunu ispatlayan belgeler … hesabına başvuru yaparken gönderildiğini, … hesabı bu belgeleri yeterli bulmadığını, … Hesabının talep ettiği illiyet bağının kesilmediğini gösteren belgelerin ancak uzman bilirkişilerce tespit edilebilecek raporlar olduğunu ve bunun sağlanmasının zor olması ve taraflardan birince alınacak raporun objektif olmayacağı endişesi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu, … Hesabının vermiş olduğu yanıtın ret olarak değerlendirilmediği ve bu sebepten ötürü Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru koşulu olan sigorta şirketine başvuru koşulunun sağlanmaması sebebiyle “başvurunun usulden reddine” karar verildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonunun vermiş olduğu usulden ret kararının akabinde 04/05/2021 tarihinde … Hesabına, yeniden başvuru yaparak ölümle kaza arasındaki illiyet bağına ilişkin bir inceleme yapılması için alanında uzman bir bilirkişiye dosyanın götürülmesini aksi takdirde taleplerinin açıkça reddetmelerini ve akabinde dava haklarını kullanacakları ihtar edilmesine rağmen yanıt verilmediğini, … Hesabı, müteveffanın ölümü ile yaşanılan trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığı ve başvurularının illiyet bağını gösteren bir belge sunmadıkları gerekçesiyle reddettiğini, … Hesabına başvuru yaparken tüm evrakların sunulduğunu, ancak evraklar … Hesabı’na ölümle illiyet bağı kurulması için yeterli gelmediğinden belirlenecek uzman bilirkişiler tarafından …’ün ölümünün söz konusu kaza ile illiyet bağını gösteren bir bilirkişi raporu aldırılmasını ve müvekkillerinin meydana gelen kaza sebebi ile uğramış olduğu zararının güncel verilere göre hesaplaması yapılarak (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için işbu belirsiz alacak davasını açtıkların, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;, Başvurucular vekilinin müvekkili kuruma yapılan başvurusu sonrasında dosya münderecatı incelendiğini, yapılan inceleme sonucunda …’ün 11.12.2011 tarihinde trafik kazası geçirdiği, 12.08.2012 tarihinde öldüğü görüldüğünü, soruşturma kapsamında düzenlenen 08.02.2012 tarihli tutanakta hayati tehlikesinin kalmadığı belirtildiğini, bu nedenle …’ün 12.08.2012 tarihinde ölümünün 11.12.2011 tarihli kazadan kaynaklandığına dair herhangi bir kayıt veya belge bulunmadığını, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, müteveffa …’ün ölümü ile söz konusu trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığından başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, başvurucu vekili tarafından 26.01.2021 tarih …sayılı başvuru ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmıştır. İşbu başvuru neticesinde Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından K-… sayılı karar verildiğini, kesin hüküm itirazında bulunduklarını, eylemin TCK 179/2 maddesinde tanımlanan trafik güvenligini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğunu, buna göre davacılarının desteğinin tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ve trafik güvenligini tehlikeye sokma olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e. maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanasımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra açılmıs olması karşısında açılan dava zamanaşımına uğramış olup reddi gerektiğini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 17.05.2005 tarihinden sonraki kazalarda Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulama bulur. Kaza tarihi 25.06.2005 itibari ile geçerli olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresi, 11.12.2019 tarihinde sona erdiğini, davacı taraf her ne kadar müvekkili kuruma başvurmuşsa da davacı taraf gerekli evrakların müvekkili kuruma başvuru yapmadığını, müteveffa …, kendi sevk ve idaresindeki araçta dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, müvekkili kurum sürücü zararlarından sorumlu olmadığını, müvekkili kurum; Sigortacılık Kanunu ve … Hesabı Yönetmeliği gereğince sadece kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası düzenlenmeyen aracın sürücüsünün dışındaki başka araç sürücüleri ve üçüncü şahısların (yayalar – araç içinde yolcu olarak bulunan kişilerin) uğramış olduğu, maluliyet, ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatlarını ödemekle yükümlü olduğunu, dolayısıyla kendi kusuruyla kazaya sebebiyet veren müteveffadan dolayı başvurucu destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, başvurucu taraf, müteveffanın tek taraflı yaptığı kaza sonunda bir zararının oluştuğunu ispatlaması gerektiğini, … hesabı’nın sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, bu sebeple müvekkilinin aleyhine hükmedilecek bir tazminat var ise bu tazminat miktarının hesaplanmasında, 09.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren kanun doğrultusunda azami faiz oranı aşılmamak kaydıyla teknik faiz ve trh-2010 yaşam tablosu uygulanması gerektiğini, tüm bu sebepler ile davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİL VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemidir.
… CBS … sayılı soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağı, hastane kayıtları, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Davacılar 11/12/2011 tarihinde oğulları …’ün … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, belirterek davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep etmişlerdir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla …bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kaza ile ölüm arasında illiyet bağı olup olmadığı, kesin hüküm itirazı, zamanaşımının dolup dolmadığı, zarar miktarının tespiti konularında olup, zarar hesabı ve kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak;12/08/2012 tarihinde hastanede öldüğü bildirilen … oğlu 1996 doğumlu … hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde,
1.Kişinin ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını açıklayacak herhangi bir tıbbi belge bulunmamakla birlikte kişinin 12/12/2011 tarihinde araç içi trafik kazasına bağlı yaralanma ifadesiyle götürüldüğü hastanelerde yapılan muayene-tetkikleri sonrasında kafatası, yüz kemiklerinde, ekstremitelerde kırıklar, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti tanısı ile tedavi gördüğü, oluşan beyin doku harabiyeti nedeniyle yatalak kaldığı, palyatif bakım hastası olduğu, klinik durumunda iyileşme olmaksızın 12/08/2012 tarihinde öldüğü dikkate alındığında;
Kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, yüz ve ekstremite kemik kırıklarıyla birlikte; beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana gelmiş olduğu,
2.Kişinin 12/12/2011 tarihinde meydana gelen araç içi trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesabı bakımından mahkememizce alınan 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;
A- Olay: 11.12.2011 tarihinde saat sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … … ilçe merkezinde hareket halinde iken aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu … ilçesi Kavak yolu üzerinde park halinde bulunan çekici kamyona çarpması sonucu …’ün ilkin yaralanmasıyla daha sonra 12.08.2012 tarihinde vefat etmesi ile neticelen dava konusu trafik kazası meydana geldiği,
B- 11.12.2011 tarihinde trafik kazası sonrası 12.08.2012 tarihinde vefat eden ……’ün anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatı (Yetiştirme giderinin tenziliyapılmıştır)¸Olduğu,
C- … Hesabı’nın 2011 yılı 200.000,00 TL teminat limiti dahilinde müteveffanın haksahiplerinin DYK tutarları;
D- Davacı vekilinin başvuru tarihinden sonraki 8 iş günü 02.07.2020 tarih olduğu,
E- Sorumluluk, temerrüt tarihi, faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 04.04.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda kök rapordaki kanaati değiştirecek bir husu olmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, … CBS … sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde; mülkiyeti davacı baba …’e ait aracı dava dışı eniştesinin aldığını, bir süre kullandıktan sonra aracı henüz 16 yaşında olan müteveffa …’e verdiği, kazanın …’ın idaresinde gerçekleştiği, her ne kadar savcılık dosyasında soruşturmanın suça sürüklenen çocuk … hakkında yürütüldüğü görülmekle birlikte, davacıların eniştesi olan dava dışı Ali Kasnakçı adlı kişinin aracın kullanımını yaşını ve ehliyeti olmadığını bildiği …’e verdiği, olayın aynı zamanda taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu, (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 05.05.2015 Tarih, Esas: 2014/9-790 Esas, 2015/146 Karar ), ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dolayısıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafından 26.01.2021 tarih …sayılı başvuru ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığı, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından K-… sayılı karar verildiğini, belirterek kesin hüküm itirazında bulunulmuş ise de başvurunun usulden reddine karar verildiği, esasa ilişkin bir karar olmadığı anlaşılmakla kesin hüküm itirazı yerinde görülmemiştir.
Müteveffa destek … Karagözün tek taraflı gerçekleşen kazada %100 kusurlu olduğu, davacı … … CBS … sayılı soruşturma sayılı dosyasında alınan ifadesinde kazaya karışan aracı satın aldığını ancak henüz trafikten devrini almadığını belirttiği, buna göre bu davacının aracın işleteni ve maliki olduğu, zarar gören 3. kişi sayılmayacağı analaşıldığından bu davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı …’ün destekten yoksun kalan 3.kişi konumunda olduğu, dava ve talep hakkının olduğu, alınan ATK raporuna göre kaza ile desteğin ölümü arasında uygun illiyet bağının olduğu, davacının bilirkişi raporu ile tespit edilen tutar kadar alacaklı olduğu, (119.143,46 TL), ancak desteğin kaza anında 16 yaşında olduğu ve ehliyetinin olamayacağı, bu nedenle hesaplanan tutardan takdiren %20 oranında indirim yapılması gerektiği, davalı tarafından desteğin emniyet kemeri takmadığı ileri sürülmüş ise de emniyet kemeri takılmadığına dair dosya kapsamında bir tespitin olmadığı, bu nedenle bu yönde bir indirim yapılmadığı, mahkememiz kısa kararında sehven sehven davacı … için hesaplanan destekten yoksun kalma miktarı üzerinden indirim yapılarak hüküm kurulduğu, bunun gerekçeli karar yazımı sırasında farkedildiği, bunun resen yada talep üzerine düzeltilecek bir maddi hata olmadığı, taraflara yüklenen hak ve borçların düzeltilemeyeceği anlaşıldığından kısa kararın hüküm fıkrasında değişiklik yapılmadan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’ün davasının reddine,
2-Davalı …’ün davasının kısmen kabulü ile 64.685,23 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 222,25-TL posta masrafı ve 59,30-TL başvuru harcı masrafı olmak üzere toplam 1.781,55‬ -TL yargılama giderinden 1.057,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 723,85‬ -TL’sinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan, 30-TL yargılama giderinden 12,13-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 17,87-TL’sinin davalının üzerinde bırakılmasına,
5-Davanın kabulü yönünüden Av. Asg. Ücr. Trf. Göre takdir edilen 18.871,52 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın reddi yönünüden Av. Asg. Ücr. Trf. Göre takdir edilen 12.938,49 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Harçlar Kanuna göre, alınması gereken 8.138,68-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 102,47-TL peşin harç ve 3.314,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 4.722,21‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 102,47-TL peşin harcı + 3.314,00-TL ıslah harç toplamı olan 3.416,47‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 59,57 (810,15-TL) oranında, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 40,43‬ (549,85-TL) oranında, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
11-Karar kesinleştiğinde arta kalan avasın yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip ..
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır