Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/447 E. 2022/2 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/447 Esas
KARAR NO :2022/2

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:08/07/2021
KARAR TARİHİ:10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;davacının, davalı … A.Ş.’nin … Şubesinin müşterisi olduğunu davalı bankanın banka ve kredi kartını kullandığını,26.03.2021 tarihinde yalnızca davalı bankanın bilgisi dahilinde olan ve saklı tutulması gereken kişisel bilgilerin meçhul kişiler tarafından ele geçirildiğini ve davacının banka üzerinden dolandırıldığını, bankanın sistemindeki eksikliklerden yararlanmak suretiyle davacının kartından kendisinin bilgisi ve isteği dışında toplam 35.998,00 TL tutarlı harcama yapıldığını, davacıyı olay günü, kendisine ait cep telefonundan …A.Ş.’nin … Şubesinden davacının müşteri temsilcisi olduğunu beyan eden bir şahıs tarafından arandığını, bu kişinin yalnızca davalı banka tarafından bilinmesi mümkün olan bilgileri davacıya söylediğini, davacı da banka tarafından arandığı yönünde güven oluşturduğunu, bu kişinin bankanın kredi kartını… Sitesi .. Blok Daire … … adresine bizzat kendi postaladığını söylediğini yardımcı olabileceği bir hususun bulunup bulunmadığını sorduğunu, davacının da internet bankacılığına girdiği şifre ile mobil bankacılığa giremediğini ifade ettiğini, bu sorunun çözülmesini istediğini, kendisini arayan kişinin öncelikle kartın ayrıcalıklarını anlatmak istediğini söylediğini …, …, …, … ve … belli miktarın üzerinde yapılan harcamalarda dilediği zaman harcamak üzere para puan kazanabileceğini söylediğini, davacı, bankaya olan inancı ve kendisinde yarattığı güven duygusunun etkisi ile sadece davalı bankanın bilmesi mümkün olan bilgilerin kendisine söylenmesiyle birlikte bu durumdan şüphe duymadığını telefondaki kişinin teklifini kabul ettiğini, Onay için kendisine gönderilen kodu tuşladığını, telefondaki kişinin yanlış tuşladığını ifade etmesi üzerine kendisine gönderilen ikinci kodu tuşladığını, davacının daha sonra telefondaki kişinin kendisine gönderdiği şifre ile giriş yapmak istediğinde mobil bankacılığa ve internet bankacılığına giremediğini, bir hafta sonra davalı bankayı araması üzerine, olay günü banka kartıyla bilgisi dışında kredi kartından … Şirketi’nden 26.03.2021 tarihinde … ve … sipariş kodu ile iki defa 17.999,00-TL olmak üzere toplam 35.998,00-TL tutarında alışveriş yapıldığını fark ettiğini ve hemen mevcut kartı kullanıma kapattığını, davacı dolandırıldığını fark ettiğinde durumu bankaya bildirdiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığının …/.. Soruşturma numaralı dosyası ile ilgili soruşturmanın halen devam ettiğini, davacının yazılı olarak davalı bankaya başvurduğunu, gerekli araştırmanın yapılarak mağduriyetinin giderilmesini ve uğradığı zararın karşılanmasını talep ettiğini, ancak davalı bankanın 03/04/2021 tarihli cevap ile söz konusu işlemin kart ve şifre kullanılarak gerçekleştirildiği için kartından harcama yapılan tutarın iade edilemeyeceğini bildirdiklerini bunun üzerine bu davayı açtıklarını, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak üzere davacının kartından bankanın kusuru ve ihmali neticesinde hukuka aykırı biçimde harcama yapılan 35.998,00-TL’nin davalı bankadan yasal faizi ile tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.03.2021 tarihli Bankacılık Sözleşmesi imzalandığını, Davacının banka nezdinde kredi kartı bulunduğunu, anılan ürünün davacı tarafından kullanıldığını, dava konusu olayda, davacının bilgi ve şifrelerini kendisini arayan şahısla paylaşması neticesinde, dava konusu işlemlerin meydana geldiğini, bu nedenle, davacının iradesi dışında bir kullanım söz konusu ise, davacı, bilgisi ve iradesi dışında işlemleri gerçekleştiren kişilere karşı husumet yöneltilmesi gerektiğini, davanın banka yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, … Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma numaralı dosyası nezdinde konuya ilişkin şikayette bulunulduğunun bildirildiğini, dosyanın bekletici mesele yapılmasına, dava konusu harcamaların davacının kart bilgileri ve 3D secure güvenlik şifresi de dahil olmak üzere, tüm bilgiler girilmek suretiyle gerçekleşmiş olduğunu, dava konusu olayda tüm kusurun davacıda olduğunu,
davacının, saklamakla yükümlü olduğu şifrelerini 3. şahıslarla paylaşarak, dava konusu olayın meydana gelmesine kendisinin sebebiyet verdiğini, yasal düzenlemeler kapsamında işlemlerin tamamından davacının sorumlu olduğunu, husumet itirazı doğrultusunda davanın husumet yönünden reddine, davacının yapmış olduğu şikayete ilişkin soruşturma dosyasının bekletici mesele
yapılmasına, mahkemece usule ilişkin cevap ve itirazlarımızın kabul görmemesi halinde, esasa ilişkin cevap ve itirazlarımız doğrultusunda ve re’sen gözetilecek hususlar dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava; dava, bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davalının kusurlu olduğu iddiasıyla açılan hizmetinden kaynaklı alacak davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73.maddesinde de Tüketici Mahkemeleri düzenlenmiş ve ” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir.
Somut davada; dosyaya sunulan bankacılık hizmetleri sözleşmesinin gerçek kişiler için düzenlenen sözleşme olduğu, işlem yapılan kartın bireysel kredi kartı olduğu, ticari kart ve sözleşme olmadığı ve bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi 10/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır