Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/436 E. 2022/442 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO:2021/436 Esas
KARAR NO:2022/442

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/04/2016
KARAR TARİHİ:14/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/12/2014 tarihinde müteveffa …’in kendi sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiği, geride kalan eşinin destekten yoksun kaldığını, aracın kaza tarihinde … Sigorta A.Ş ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, YHGK 2011/17-142 E., 2011/411 K.sayılı kararına göre mütevefaanın kusurunun geride kalanlara yansıtılamayacağı ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faizi yargılamada gideri ve vekate ücreti ile tahsiline karar verilmesi talebi ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 16/10/2014-2015 vadeli ve … sayılı ZMMS poliçesi ile mevekkiline sigortalı olduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sürücünün kazada tam kusurlu olması sebebiyle talebin teminat dışı olduğunu, dava dilekçesinde dayanak yapılan YHGK kararının dava konusu olay ile uyuşmadığını, ayrıca YHGK kararının da tartışmalı olduğunu, yansıma zararının şartlarının oluşmadığını, alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, hesaplamada asgari ücretin baz alınması gerektiğini, ileri sürülerek neticede davanın reddine karar verilmesi talebi ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
TBK 53. Maddesi ”Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri.2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” hükmünü içerir.
TBK 55. Maddesi; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” hükmünü içermekte olup destekten yoksun kalma zararları bu çerçevede belirlenecektir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, desteğin kusuru nedeniyle tazminat talep edilip edilemeyeceği, alacağın varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.
… 6. ATM 2016/345 E., 2017/485 K.sayılı dosyasında tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi …’dan alınan raporda sonuç olarak; ”… Cumhuriyet Başsavcılığı 2014/2390 soruşturma sayılı dosyası kapsamına göre kazanın oluşumunda … başka bir sorumlu bulunmadığını, …’in 07/12/2014 tarihinde hayatını kaybetmesi sebebiyle davacı eşi … …’in nihai destekten yoksunluk zararı 138.729,97 TL olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartları ile 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa hükümlerinde hak sahiplerinin kendi kusurlarına denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu hususunda düzenlemeler yapılmıştır, kaza tarihi ise 07/12/2014 olduğu” mütaala edildiği anlaşıldı.
Davacı tarafın … 6 ATM 2016/345 E., 2017/485 K.sayılı dosyasında verdiği ıslah dilekçesi ile dava değerini ıslah ederek 138.629,97 TL ye çıkarttığı anlaşılmıştır.
… 6 ATM 2016/345 E., 2017/485 K.sayılı kararında “Somut olayda bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sabittir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Mahkemesi’nin 23/09/2013 tarih, 2013/9042 esas, 2013/12620 karar) ,Yukarıda açıklanan yasal hükümlere göre davacının ikametgahı yönünden yetkili mahkeme …/… Asliye Ticaret Mahkemesi, kazanın meydana geldiği yer kuralına göre yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemesi, davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri kuralına göre ise yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olup, davacı ise bu seçimlik haklarını aşmak suretiyle davayı … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmıştır. Davalı vekili kendisine geçen seçimlik hakkını İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirttiğinden davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olup davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” kararıyla yetkisizlik kararı verdiği anlaşıldı.
Yetkisizlikle ile mahkemize gelen dosyanın mahkememizde , 2017/975 esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Mahkememizin 2017/975 Esas, 2018/157 Karar sayılı kararı ile “…Trafik kazası sonrasında müteveffanın destekten yoksun kalan eşi için maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, 07/12/2014 günü sürücüsü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken dreksiyon hakimiyetin kaybederek ve %100 kusurlu olarak meydana gelen trafik kazasında destek …’in vefat ettiği, işbu davanın desteğin eşi davacı tarafından açıldığı, desteğin çocukları nüfus aile kayıt tablosuna göre reşit olup destekten yoksun kalma durumları olmadığı, usule ve hukuka uygun bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan hesaplamada davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 138.729,97 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümeleri ve yargıtay hukuk genel kurulunun içtihatları doğrultusunda davacının destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatı ile tazminat almaya hak kazandığı, davacının harçlandırılmış ıslah dilekçesi doğrultusunad bilirkişi raporunda belirtilen bedel olan 138.729,97 TL üzerinden davanın dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlekte kazaya karşına aracın ZMMS sigortacısı olan davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verildiği görüldü.
Mahkememizin 2017/975 Esas, 2018/157 Karar sayılı kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1923 Esas, 2021/622 Karar ve 20/04/2021 tarihli kararı ile “… anne ve babası olay tarihinden önce öldüğü anlaşılan destek …’in olayın meydana geldiği 07/12/2014 günü 22 yaşından küçük ve bekar olduğu anlaşılan kızı … …’in bulunduğu; aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporun incelenmesinde ise davacı eşin destek payı hesaplanırken müteveffa desteğin gelirinin yarısını davacı eşine ayıracağı kabul edilerek hesaplama yapıldığı, destek payı alacaklısı … … için destek hesabının yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle destek …’in, destek payı alacaklısı kızı … … için ayıracağı destek geliri payı da hesaplanarak davacının uğradığı destek zararının belirlenmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetli olmamıştır…” şeklinde karar verdiği görüldü.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 20/04/2021 tarihli 2019/1923 Esas, 2021/622 Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılması üzerine dosyanın Mahkememize gelerek 2021/436 Esas sıra numarasına kaydı yapıldığı ve bu esas üzerinden yargılamaya devam olunduğu görüldü.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 20/04/2021 tarihli 2019/1923 Esas, 2021/622 Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılması üzerine kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 11.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; 07.12.2014 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu vefat etmesiyle neticelen tek taraflı trafik kazası meydana geldiği, 07.12.2014 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatlarının tazminat hesaplamalarda bakiye ömür belirlenmesinde son içtihatlara göre TRH 2010 tablosunun esas alınarak progresif rant yöntemi kullanılarak , bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için %10 arttırılıp, %10 ıskonto edilmesi suretiyle yapılan hesaplama sonucunda ;
”Hak Sahipleri Hesaplanan DYK Tutarı
…’ın DYK Tutarı 286.924,10
Dava dışı Kızı …’ın DYK Tutarı 13.210,02
Toplam DYK Tutarı 300.134,12 olacağı, … plakalı, otomobil davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı 268.000,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından belirlenen üst limit 268.000,00 TL olması nedeni ile Garame hesabı yapıldıktan sonra hak sahiplerinin limit dahilinde destekten yoksun kalma tazminatı;
Hak Sahiplerinin TEMİNAT
DAVACI HAK SAHİBİ LİMİTİYLE SINIRLI DYK
TAZMİNATLARI
…’ın DYK Tutarı = 256.204,32 TL
Dava dışı Kızı …’ın DYK Tutarı = 11.795,68 TL
Toplam DYK tutarı = 268.000,00 TL olduğu,
SGK tarafından davacılara rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı, Davacı taraf 14.12.2016 dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine destekten yoksun kalma tazminatı talebi için başvuru yapmadığı, Sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları üzerine, itirazları karşılar şekilde bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 28.02.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak;
07.12.2014 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in hak sahiplerinin; .ek rapor tarihi itibariyle …’ın DYK Tutarının 447.472.41 TL, Dava dışı Kızı …’ın DYK Tutarının17.131,02 TL, Toplam DYK Tutarı 464.603,43 olacağı, Bozma Öncesi rapor tarihi itibariyle destekten yoksun kalma tazminatlarının; …’ın DYK Tutarı 161.754,95 TL, Dava dışı Kızı …’ın DYK Tutarı 15.369,46 TL, Toplam DYK Tutarı 177.124,41 olacağı,” mütaala edildiği görüldü.
Davalı tarafın itirazları üzerine bozma öncesi hesap yöntemine göre bilirkişiden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 25.04.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; ”07.12.2014 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in hak sahiplerinin; Bozma Öncesi rapor tarihi itibariyle destekten yoksun kalma tazminatları; (PMF 1931 Yaşam tablosuna göre);
…’ın DYK Tutarı 130.617,17
Dava dışı Kızı …’ın DYK Tutarı +15.369,46
Toplam DYK Tutarı 145.986,63 olacağı, … plakalı, otomobil davalı … (…) Sigorta A.Ş. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı 268.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacılara rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı, Davacı taraf 14.12.2016 dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine destekten yoksun kalma tazminatı talebi için başvuru yapmadığı, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm delillere göre; Trafik kazası sonrasında ölen müteveffa …’in eşi olan davacının destekten yoksun maddi tazminatı talep ettiği, 07/12/2014 günü sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken dreksiyon hakimiyetin kaybetmesi neticesinde oluşan kazada müteveffa …’in %100 kusurlu olduğu, davalının sigorta poliçesi kapsamında sorumluluk limitinin 268.000,00 TL olduğu, BAM kaldırma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporlarında müteveffanın bekar kızı … için pay ayrılarak hesaplamalar yapıldığı, her ne kadar davalı tarafından mütefarık kusur indirimi yapılması gerektiği iddia edilmiş ise davacının talebi ve iddia ettiği zararın mirasçı sıfatına değil destekten yoksun kalan 3.kişi sıfatına dayandığı, bu nedenle desteğin kusurunun davacıyı etkilemeyeceği, nitekim BAM 40. Hukuk Dairesi tarafından da davalının bu itirazının yerinde görülmediği, davalı tarafından ise güncel verilerler kullanılarak, asgari ücret artışları dikkate alınarak hesap yapılması yönlerinde bilirkişi raporlarına itiraz edilmiş ise de, davacı tarafından BAM 40. Hukuk Dairesi kaldırma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporuna bir itirazda bulunulmadığı ve bilirkişi hesabına göre davanın ıslah edildiği, ve davanın da ıslah edilen tutar üzerinden kabul edildiği, yine davacı tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmediği, dolaysıyla davacı tarafından itiraz konusu edilmeyen hususlar bakımından davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, BAM 40. Hukuk Dairesinin kaldırma kararı öncesinde hükme esas alınan bilirkişi rapor tarihi itibariyle verilerin dikkate alınması gerektiği, bilirkişi tarafından BAM 40. Hukuk Dairesinin kaldırma kararı öncesindeki rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile 130.617,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 130.617,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 8.922,45-TL harçtan peşin alınan 504,20-TL harcın mahsubu ile eksik alınan 8.418,25-TL’nin harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 16.358,63-TL vekalet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20-TL başvurma harcı + 29,20-TL peşin harç + 475,00-TL ıslah harcı toplamı olan 533,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.456,40-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 94,15 (1.371,20-TL) oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 600,00-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 5,85 (35,10-TL) oranında davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı