Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/426 E. 2022/256 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/426 Esas
KARAR NO :2022/256

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:01/07/2021
KARAR TARİHİ:12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 27/12/2019 tarihinde… plaka sayılı araç ile … İli … kavşağı istikametinden … bulvarını takiben hastane kavşağı istikametine seyri esnasında … köprü altına geldiği esnada hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması ve sürüklenmesi sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ilgili kazada araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralanarak sürekli malul hale geldiğini, kaza ile ilgili olarak … CBS’nın …soruşturma, … karar sayılı dosyasında bulunan kaza tespit tutanağı ve diğer belgeler ile de sabit olduğu üzere davalıya sigortalı… plakalı aracın 2918 sayılı KTK’nın 52/11-B maddesine göre kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin maddi zararının sürekli maluliyet, geçici maluliyetinin tazmini için… plaka sayılı araçların ZMSS bulunduğu … Sigortaya müracaat edilerek açılan … numaralı hasar dosyası üzerinden müvekkilinin cismani zararının karşılanmaması sebebi ile … arabuluculuk numarası ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde davalı ile anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin kazadan sonra … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü ve müvekkilinin gerçek maluliyet oranının belirlenmesi için adli tıpa sevkinin gerektiğini, işbu davanın yetkili mahkemede açıldığını, zaman aşımı hususunda yaralamalı kazalarda ceza zaman aşımı uygulanacağından işbu davada kaza tarihi olan 27/12/2019 tarihi olması sebebi ile ceza zaman aşımı olan 8 yıl geçmeden açılması sebebi ile dava konusunun zaman aşımına uğramamış bir alacak olduğunu, müvekkilinin üzerine hiçbir mal varlığı ve geliri olmadığını, müvekkilinin yargılama giderlerini karşılayacak maddi güce sahip olmadığını, bu sebeple davanın adli yardım talepli olarak açıldığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle tensip zaptı ile birlikte adli yardım taleplerinin kabulünü, belirsiz alacak olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 500-TL sürekli iş göremezlik, 500-TL geçici iş göremezlik olarak toplamda 1.000-TL cismani zarar tazminatının 27/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında ve ancak teminat limitleriyle sorumlu olduğunu, öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davanın araç sigorta ettirenine, araç sürücüsüne ve SGK’ya ihbarının gerekmekte olduğunu, zira davacı tarafın herhangi bir ödeme almışsa, aynı ödemeyi mükerrer şekilde taraflarından tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşmiş olacağını, bu nedenle ihbar dilekçelerinin ayrıca sunulacağını, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, HMK madde 114 uyarınca tarafları ve konusu aynı olan bir davanın tespiti halinde davanın reddi gerektiğini, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, soruşturma ya da ceza davasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski halin iadesi veya diğer bir tazminat davası açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağını, davacı yanın da tarafı olduğu ceza dosyası evraklarının müzekkere yoluyla celbini, ceza dosyasında uzlaşma bulunuyor ise davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, kaza ile sakatlık ve ölüm söz konusu ise kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e göre Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için Mahkememizce dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevk edilmesi gerektiğini, “geçici iş göremezlik” tazminatı taleplerinin trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, ilgili giderlerin SGK tarafından karşılanması gerekmekte olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılacak olan hesaplamanın Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi çerçevesinde ZMMS Genel Şartları’na göre aktüeryal yöntem ve teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza iş kazası ise; SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, kaldı ki SGK tarafından davacının geçici iş göremez kaldığı iddia edilen dönemde hastalık/geçici iş göremezlik kolundan ödeme yapılmış olabileceğinden mükerrer ödemeye mahal vermemek adına bu hususun SGK’ya müzekkere yazılarak sorulması gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesinin gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. madde uyarınca hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmamakta olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerekmekte olduğunu, daha önce yapılmış ödemelerin faizi ve güncellemesi yapılarak mahsup edilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla teminatın tek, zarar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanunu 96. madde gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu 92. maddesinde sigorta şirketinin sorumlu olmadığı hususların tek tek sayılmış olduğunu, huzurdaki davada bu bentte sayılan durumlardan birinin varlığının tespiti halinde davanın reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine,
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinden kaynaklanan bedensel zararın tahsili davasıdır.
Davacı vekilinin, 12/04/2022 tarihli dilekçe ve 12/04/2022 tarihli duruşmada, davalı ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, arabuluculuk ücretinin taraflar arasında yapılan, “İbraname ve Sulh Anlaşması” gereğince davalı yana yüklenmesini, davanın konusuz kaldığını, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin sulh olduklarını ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiş olması karşısında sulh olunan davada karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 80,70-TL. harçtan peşin alınan 59,30-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 21,40-TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Taraf vekillerinin talepleri doğrultusunda taraflar lehine veya aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır