Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2022/478 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/408 Esas
KARAR NO :2022/478

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ:24/06/2021
KARAR TARİHİ:21/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı vekili tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ödeme emrine havi takip başlatıldığını, müvekkiline 28/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, gönderilen ödeme emrinde takibe mesnet teşkil eden senedin alacaklı tarafa ileride alınacak kumaşlara karşılık teminat olarak verildiğini, bedelinin de alacaklıya makbuz karşılığı elden ödendiğini, senet aslı incelendiğinde tanzim tarihinin 01/07/2011 olduğunu, ödeme tarihinin ise 01/07/2018 olarak sonradan doldurulduğunu, senedin arka kısmında konsinye olarak verildiğinin görüldüğünü, ayrıca çok fahiş olarak takip talebinde talep edilen % 15,75 oranındaki faiz oranın da iptalinin gerektiğini, davalıya yapılan ödemeler nedeniyle müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek ihtiyati tedbir yolu ile dava sonuna kadar icranın teminatsız olarak durdurulmasını, borçlu olmadığının tespitini, takip talebinde haksız talep edilen % 15,75 oranındaki faiz oranının iptalini, % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu delillerinde cari hesap ekstresi sunduğunu, hesap dökümünün incelendiğinde davacının müvekkiline olan borcunun senet bedeli olan 9.876,00 USD olduğunun doğrulandığını, davacının borcun bir kısmının ödendiğine ilişkin imzasız ve kime ödendiği dahi belli olmayan ödeme makbuzları sunduğunu, bu makbuzların hiçbir geçerliliğinin olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ödeme makbuzlarının toplam bedelinin 4.050 dolar olduğunu, borcun yarısına dahi tekabül etmediğini, müvekkilinin davacıdan 9.876,00 USD alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddine, % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72. Maddesi kapsamında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 01.07.2011 tanzim tarihli, 01.07.2018 vade tarihli 9.786 USD tutarlı bono ile kambiyo takibi yapıldığı görülmüştür.
Dava ve takip konusu bono incelendiğinde; 1.07.2011 tanzim tarihli, 01.07.2018 vade tarihli 9.786 USD tutarlı olduğu, düzenleyenin davacı lehtarının davalı olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf icra takibine konu olan senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında olup mahkememizce bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Huzurdaki davada davacının iddiasının, yerleşik içtihatlar, doktrin ve uygulamada da kabul edildiği üzere “bedelsizlik” iddiasına dayandığı, zira davacının herhangi bir hükümsüzlük iddiasına dayanmadan senetlerin, “ileride yapılacak satışa ilişkin ödeme amacıyla” verildiği iddiasında bulunduğu, bu noktada Yargıtay Hukuk Genele Kurulu’nun E.2017/19-832; K.2019/459 sayılı 16/04/2019 tarihli kararında, imzası ikrar edilmiş ve nakden kaydı içeren senet dolayısı ile borçlu olunmadığı istemine ilişkin davada ispat yükünün davacı tarafta olduğuna hükmedildiği görülmekle huzurdaki uyuşmazlıkta mezkur içtihatlar uyarınca ispat yükünün davacı tarafta olduğu kanaatine varılabileceği, bununla birlikte davalının cevap dilekçesi içeriğinde de bu hususu değiştirecek bir sebebe rastlanmadığı, davacının iddiasının temelinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibindeki alacağın, makbuzlar ile ödendiğinin belirtildiği, bu halde davacının bu iddiasının yazılı delil ile ispat edilebileceği, ancak mübrez dosya içerisinde ve inceleme günü incelemeye sunulan belgelerle bunun ispatının mümkün olmadığını, senet bedelinin ödendiğini, tahsil edildiğini gösteren herhangi bir dekont, makbuz banka EFT vb. gibi ödemeyi tevsik edici somut belge ve kayıtların sunulmadığı, davacının dayandığı, ticari defter niteliğinde olmayan, defter ve belgelerin davacının iddiasını ispat eder nitelikte olmadığı, ödeme belgesi olarak verilen senetleri de bu hususu doğrulamadığı gibi ticari kayıtlar ile desteklenmediği, doğrulanmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından sunulan tahsilat makbuzları incelendiğinde dava ve takip konusu senede ilişkin olduğuna dair bir ibarenin olmadığı, yine ön yüz fotokopisi sunulan 2.500 TL’lik senedin dava ve takip konusu senede ilişkin yapılan ödeme olduğuna dair bir makbuz ve teslim evrakının olmadığı görülmüştür.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Senetle ispat kuralı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nda (HMK) 200. maddede yer almıştır.
Bonodaki imza inkar edilmemiştir. HMK 201. Maddesinde senede karşı senetle ispat zorunluluğu düzenlenmiştir. Bonoya karşı ileri sürülen iddiaların yazılı delille kanıtlanması gerekir. İspat külfeti davacı taraftadır.(Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin2016/71 Esas – 2016/509 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir )
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli görülmüş, davacının bilirkişi raporuna itirazlarının reddine karar verilmiş, davacı tarafından yemin deliline başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın davacı hakkında senede dayalı olarak icra takibi yaptığı, davacının ise senedin konsinye ( teminat ) olarak davalıya verildiğini ve bedelinin de bilahere ödendiğini belirterek eldeki davayı açtığı, senette konsinye ibaresinin yer aldığı fakat davacı tarafından teminat şartının gerçekleşmediğinin iddia edilmediği bilakis daha sonra senet bedelinin ödendiği ve senedin bedelsiz kaldığının iddia ediliği, davacı tarafından sunulan makbuzların davalı tarafından kabul edilmediği ve makbuz ve belgelerden dava konusu senede ilişkin bir ödeme ibaresinin olmadığı, bilirkişi incelemesi ile de davacı kayıtlarından senede ilişkin bir ödemenin tespitinin yapılamadığı, davacının yemin teklifi üzerine davalının yemini eda ettiği, davalının yeminli beyanında dava konusu senetten dolayı hiçbir tahsilat yapmadığını belirttiği gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.462,31-TL harcın mahsubu fazlaca alınan 1.381,61-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 11.931,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır