Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2022/277 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/380 Esas
KARAR NO :2022/277

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/06/2021
KARAR TARİHİ:20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 11/06/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, her türlü ürün ve hizmetin tanıtımında kullanılan içerik üretimi, tasarımı, yapımı, açık ve kapalı alanlarda reklamcılık hizmetleri ile dijital ve elektronik reklam işlerini yapma, ajans ve sair reklam verenlere reklam alanı kullandırma ve söz konusu reklamların çeşitli mecralarda teşhir edilmesi hususunda sektörün önde gelen firmalarından biri olduğunu, bu kapsamda müşterilerine çeşitli reklam mecralarında yer tahsis etmekte ve belirlenen sürelerde reklamların teşhiri için müşterilerine reklam mecralarını kullandırmaya yönelik hizmet vermekte olduğunu, buna istinaden, davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davalı şirkete ait reklam görsellerinin müvekkili şirkete ait billboardlarda asımının belli tarih aralıklarında yapılarak teşhir edilmesi hususunda taraflar arasında mutabakat sağlanarak; Hasacarlar İnşaat’a ait reklam görselinin yayınlanması için 12.11.2018 tarihli “Reklam Yeri Kullanım Hizmet Teklifi” akdedilmiş olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan işbu reklam yeri kullanım hizmet tekliflerine istinaden, taraflar arasında uzun vadeli ve farklı periyotlarda hizmet verilmesine ilişkin mutabakat sağlanmış olduğunu; müvekkili şirketin, davalının temin edeceği reklamlara/kampanyalara ilişkin reklam görsellerini ilgili periyotlarda asmayı (teşhirini), davalı taraf da buna karşılık müvekkili şirkete belli bir bedel ödemeyi yüklenmiş olduğunu, bu sebeple, müvekkili şirket, taraflar arasındaki anlaşmaya konu reklam görsellerinin anlaşmada belirlenen şekilde sergilenebilmesi için davalı şirkete yer tahsis ederek kararlaştırılan tarihlerde görsellerin sergilenmesini sağlamış olduğunu ve sözleşmeler ile yüklendiği reklam yeri kullandırılması hizmeti ve reklam teşhirine yönelik edimini gereği gibi ifa etmiş olduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmeler üzerine düşen edimleri fazlasıyla yerine getirdiği ve buna karşılık bir ücret hak etmiş olduğunun sabit olduğunu, reklam teşhirini sağlayan müvekkili şirket, anlaşma gereği verdiği hizmeti ve üzerine düşen tüm edimleri tam ve gereği gibi ifa etmiş olduğunu, sunmuş olduğu hizmet karşılığı reklam hizmet bedeli için 18.11.2018 tarihli, … seri no’lu ve 1.249,97 TL, 25.11.2018 tarihli … seri no’lu ve 02.12.2018 tarihli, … seri no’lu 2.499,95 TL bedelli faturaları tanzim ederek davalı şirkete faturalandırmış olduğunu, bunun yanı sıra müvekkili şirkete ait cari hesap ekstresi de dilekçeleri ekinde Mahkememize sunulduğunu, ancak, cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere, davalı tarafından ticari ilişki gereği hizmetin başlangıcından itibaren hizmet verilmesine ilişkin ekte sunulan faturalar bedelinin ödenmemiş olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirket tarafından kendilerine sunulmuş olan hizmetten doğan borcuna ilişkin herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, faturalandırılan söz konusu bedeller davalı tarafından vadesinde ödenmediğinden, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından ödenmemiş 4.999,89 TL bedelin tahsil edilebilmesi adına icra takibi başlatılmış olduğunu, buna karşılık olarak davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz etmiş olduğunu ve takibin durduğunu, taraflarınca, davalı şirket tarafından takibe itiraz edilmiş olunması sebebiyle, TTK madde 5/A uyarınca, İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na 12.06.2020 tarihinde başvurulmuş olduğunu, fakat arabulucu tarafından taraflarına iletilen bilgiler doğrultusunda ve arabuluculuk anlaşamama son tutanağından da görüleceği üzere davalı şirket temsilcisine arabulucu tarafından ulaşıldıktan ve irtibat numarası dahi belirlendikten sonra, toplantı için defaten irtibata geçilmesine rağmen davalı tarafın toplantı talebine olumlu cevap vermemiş olduğunu ve sözlü olarak sürece devam etmeyeceklerini bildirmiş olduklarını, bu doğrultuda 04.08.2020 tarihinde arabuluculuk sürecinin sonlandırıldığının taraflarına iletilmiş olduğunu, 04.08.2020 tarihinde arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiş olduğunu ve müvekkili şirket ile davalı şirketin arabuluculuk görüşmesi neticesinde anlaşamadığının tutanağa geçirilmiş olduğunu, davalı şirket, aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz etmiş olduğunu, davalının borçlu olmadığı yönündeki itirazları ile yetki itirazı ve sair tüm itirazlarının hukuki dayanağı bulunmamakla birlikte, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket, verdiği hizmetin karşılığı olan ücreti davalı borçludan tahsil edememiş olduğunu, davalı taraf her ne kadar şirket adresinin …/… olması sebebiyle yetki itirazında bulunmuşsa da, taraflar arasında akdedilen hizmet teklifinin 13. maddesinde de görüleceği üzere her türlü anlaşmazlıkta İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu taraflarca kararlaştırılmış olduğunu, davalı, fatura bedelini kötü niyetli şekilde ödemediği gibi, aleyhine yapılan icra takibine müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak adına haksız ve hukuka aykırı mesnetsiz bir şekilde itiraz ettiğini ve arabuluculuk görüşmelerine dahi katılmaktan imtina ettiğini, bu sebeplerle, davalı tarafın itirazlarının hiçbir hukuki dayanağının bulunamamakta olduğunu, davalı borçlu şirket, davaya konu icra takibine hukuka aykırı şekilde, zaman kazanmak, müvekkili şirketin haklı alacağını sürüncemede bırakmak ve zarara uğratmak amacıyla itiraz etmiş olduğunu, borcun miktarı likit bir niteliğe sahip olduğundan gerek yasa gerekse Yargıtay içtihatlarından malum olduğu üzere, davalı borçlunun haksız itirazlarının icra inkar tazminatını gerektirdiğinin tartışmasız olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptaline, takibin tüm fer’ileri ile devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 19/07/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle;
Takibe itiraz edilmesi sonrasında davacı tarafından İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … arabuluculuk numarası ile yürütülen görüşmeler neticesinde anlaşmaya varılamadığı belirtilmişse de usulüne uygun şekilde işletilmiş bir arabuluculuk sürecinin bulunmamakta olduğunu, arabuluculuk başvurusu sonucu müvekkili şirket ile hiçkimsenin irtibata geçmemiş olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında anlaşma zemini sağlanmaya çalışılmamış olduğunu, davacının her ne kadar şirket yetkilisine ulaştığı ve toplantı için defaten irtibata geçildiği, ancak müvekkili tarafından toplantı talebine olumlu cevap verilmediği, sözlü olarak sürece devam etmeyeceklerinin bildirildiği iddia edilmişse de bu hususun tamamen gerçek dışı olduğunu, arabuluculuk komisyonuna müzekkere yazılarak arabuluculuğa ait müvekkile tebligat/bildirim yapılıp yapılmadığına ilişkin evrakların istenilmesini talep ettiklerini, bu sebeple arabuluculuk sürecinin kanuna ve usule uygun şekilde işletilmemesi sebebiyle öncelikle davanın usulden reddinin gerekmekte olduğunu, işbu dava ve İcra takibi yetkili yerlerde açılmamış olduğunu, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmasa da müvekkile yönelik alacaktan kaynaklı icra müdürlüğünün … İcra Müdürlüğü olmasının gerekmekte olduğunu, işbu dava dosyasında davalı olarak gösterilen müvekkili şirket … İli … İlçesinde “… Mah. … Cad. No:21-23/D adresinde faaliyet göstermekte olduğunu yerleşim adresinin bu adres olduğunu, ödeme emrinde de bu durumun sabit olduğunu, iş bu nedenle yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) ve icra daireleri olup mahkememiz yetkisine de itiraz etmekte olduklarını, müvekkili şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olduğunu, dilekçe eki olarak gösterilen belgelerin tebliğ edilmemiş olduğunu, davacının dava dilekçesi ekinde müvekkili şirket ile akdedilen hizmet teklifini, reklamların sergilendiğine ilişkin görselleri vb. sunduğunu belirtmişse de ekler müvekkili şirkete tebliğ edilmediğinden bu belgelere ilişkin cevap verme şanslarının bulunmamakta olduğunu, müvekkile eklerin tebliğ edilmemiş olmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmekte olduğunu, bu itibarla, davacı delilleri taraflarına tebliğ edildiğinde bu hususlarda beyanda bulunma haklarını saklı tutmakla birlikte,, davacının sunduğu taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme olmadığını, taraflar arasında akdedilmiş yazılı veya sözlü bir sözleşme olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından davacı tarafından itirazın iptali dava açılması haksız ve hukuka aykırı olup müvekkilden haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, bu sebeple davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, ayrıca davacı yandan bu tutumu nedeni ile kötüniyet tazminat da talep etmekte olduklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın reddine, takip çıktısı üzerinden hesap edilecek %20 oranında kötüniyet tazminatı ile birlikte, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK. 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili 20/01/2022 tarihli dilekçesinde ve 20/04/2022 tarihli duruşmadaki beyanında davalı şirket ile yargılama sırasında sulhen anlaşmaya vardıklarını, tarafların birbirlerinden başkaca yargılama giderleri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, açılan davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 26/03/2022 tarihli dilekçesinde; davacı taraftan yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
H.M.K 307. Maddesi feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup davaya son veren taraf işlemleridir.
Davacı yanın davasından feragat ettiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde de bu konuda yetkili olduğu anlaşılmakla vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 53,80 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile artan 6,59 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır