Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/369 E. 2022/935 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/369 Esas
KARAR NO :2022/935

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:08/06/2021
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; daha önceden …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile aynı mahiyette olan tazminat davasının davalılar aleyhine ikame edildiğini, davanın taraflarınca takipsiz bırakıldığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve dava dosyasının kesinleştiğini, müvekkilinin sigorta tahkim komisyonuna başvuru yapmak istemediğini, bu kez iş bu davanın davalılar aleyhine yöneltildiğini, davalı/sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 13/03/2018 tarihinde Kastamonu istikametinden Karabük ili istikametine seyrederken … mevki KM 28’e geldiği esnada yolda karşı yola ilerleyen yaya …’a aracının sol ön kısmı ile çarptığını iş bu kaza neticesinde müvekkili …’ın annesi olan müteveffa …’ın ölümüne neden olduğunu, iş bu davaya davalı kusuruyla sebep olduğunu, müteveffaya atfedilebilecek bir kusur bulunmamakta olduğunu, kaza sonrasında sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olması nedeniyle, sigorta şirketine 12/12/2019 tarihinde başvurulmuşsa da, davalı sigorta şirketinin iş bu zarar tazmini taleplerine olumsuz yanıt verdiğini, mezkur trafik kazasında hayatını kaybeden müvekkili …’ın annesi olan müteveffa …’ın gelirinin kaza tarihi olan 13/03/2018 itibariyle asgari ücret üzerinden hesaplanmasının gerektiğini, davacı müvekkilinin mezkur kazada annesini kaybetmekle beraber davacı müvekkilinin psikolojik problemler yaşadığını, bundan kaynaklı davacı müvekkili adına manevi tazminat talepleri olduğunu, davalı …’dan 150.000-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini, müteveffanın ev hanımı olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, müteveffanın kazancının asgari ücret olarak kabul edilerek tazminat hesabına gidilmesi gerektiğini, … plakalı aracın … poliçe nolu sigorta poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamına alındığını, müvekkilinin maddi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalayan … Sigorta A.Ş. tarafından tazmin edilmesinin gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’ye taraflarınca 12/12/2019 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından taraflarına ödeme yapılmadığını belirterek davanın kabulüne, müvekkili lehine olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak ve ileride arttırılmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL tutarındaki maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizleri ile birlikte davalılardan tahsiliyle taraflarına ödenmesini, müvekkili lehine olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak ve ileride arttırılmak kaydıyla 150.000-TL tutarındaki manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizleri ile birlikte tahsiliyle taraflarına ödenmesini, … plakalı aracın kaydına tedbir konulmasını, adli yardım taleplerinin kabulü ile adli yardım kurumundan yararlandırılarak, yargı harç ve giderlerinden muaf tutulmalarını, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; 13.03.2018 tarihinde meydana gelen bir trafik kazasında, davacılar destekçisinin ölmesine neden olduğu iddia edilen … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdindeki …/0 nolu ZMMS Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, söz konusu poliçeye göre teminatları, sakatlanma ya da ölüm halinde şahıs başına azami 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, bunun otomatikman her olayda ödenmesi gereken bir meblağ olmadını, gerçek zarar ve trafik sigortalılarının kazanın meydana gelmesindeki kusur miktarına göre tazminat meblağının belirleneceğini, müvekkili şirketin poliçelerden kaynaklanan sorumluluğunun; azami teminat limiti dâhilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, trafik tutanağında ve diğer adli safahatlardaki sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, Sosyal Güvenlik Kurumlarınca davacıya aylık bağlanıp bağlanmadığının, ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasının da gerekeceğini, davacıya bu kaza nedeniyle aylık bağlanmışsa, davacının zararı doğmamış olacağından müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunulmasının mümkün olmayacağını, davacının haklı olduğu, desteğin ölümü nedeniyle maddi tazminat ödenilmesi ihtimalinin doğması halinde, bu tazminatın nasıl hesap edileceği, Karayolları Motorlu Araçları ZMMS Trafik Poliçesi Genel Şartlarının “Ek:2- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” yan başlığı altında belirlendiğini, T.C. Hazine Müsteşarlığınca hazırlanarak Resmi Gazetede yayımlanan ve tebliğ niteliğinde olup yasal mevzuatlarının bir parçası olan söz konusu genel şartname bağlayıcı olduğunu, yürürlük tarihinden sonraki olaylara uygulandığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; İstanbul mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının annesinin ölümüyle maddi desteğinden yoksun kaldığının kabul edilemez olduğunu, TBK 53 md. düzenlenen ölüme neden olmanın doğurduğu destekten yoksun kalma karşılığı olan giderim konusunun desteğin yitirilmesi yüzünden uğranılan zarar olduğunu, dayanak raporların belirlediği asli kusura dayanılarak maddi giderim isteminde bulunulamaz olduğunu, olay sonraki beyinde ur oluşması nedeniyle ameliyat geçirmiş olan davalının halen özel bir iş yerinde asgari ücretle çalışmakta olduğunu, olay sırasında kazalıya çarpmamak için yaptığı manevralar sonucun aracının büyük hasar gördüğünü ve hurda değeri ile satıldığını, ölümü nedeniyle istenebilecek manevi giderim, sunulu kanıtlar ile YİBK’nun 22/06/1966 gün 7/7 sayılı kararı ışığı altında, felaketi özenir hale getirecek nitelikte olmaması, özel durumların gözetilmesi, ilgililerin sosyal ve ekonomik durumlarının dikkate alınmasını belirterek, usul ve yasaya uygun olmayan tazminat istemlerinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, ölümlü trafik kazasıyla nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
10/01/2021 tarihli ATK raporuna göre; davalı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, maktul yaya …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 19/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacının olay tarihi itibariyle 48 yaşında olduğu ve müteveffanın davacıya fiili desteğine ilişkin belge sunulmadığından davacının destekten yoksunluk zararının hesaplanmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul gören uygulamaya göre normal şartlarda erkek çocuklar 18, kız çocukları 22 yaşına kadar destek tazminatı alabilecekler, çocukların yüksek okul okuyor olması yada okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek alabileceklerdir.(Yargıtay HGK 10/06/2015 tarih 2013/17-2343 esas 2015/1534 karar, 17. HD. 09/04/2015 tarih 2013/17627 esas 2015/5572 karar, 21. HD. 10/12/2013 tarih 2013/17221 esas 2013/23524 karar, 4. HD. 24/01/2011 tarih 2010/1818 esas 2011/512 karar sayılı ilamları)
Davacının dava konusu kaza sonrası annesinin vefat etmesi nedeniyle davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, olay tarihinde davacının 48 yaşında olduğu, müteveffadan fiili destek aldığının ispat edilemediği, ayrıca dava konusu kaza nedeniyle davacının başka bir maddi zararının oluştuğunun ispat edemediği gözetilerek davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak davacı lehine hükümde gösterilen tutarda manevi tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000-TL’nin 13/03/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 683,1‬0 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve ATK fatura bedeli dahil hesaplanan 1.940,35‬ TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 128,5‬0 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre 87,41 TL’sinin davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına, geriye kalan 1.232,59‬ TL.nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır