Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/36 E. 2021/32 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/36 Esas
KARAR NO:2021/32

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/08/2016
KARAR TARİHİ:19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı/borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, taraflar arasında imzalanan 22/01/2016 tarihli sözleşmenin konusunun, müvekkili şirketin davalı şirkete, … … tarafından öngörülen mali desteklerden faydalanılması ile ilgili yatırım projesinin hazırlanmasından danışmanlık hizmeti verilmesi, başvuru dosyasının hazırlanması ve … …’na mürcaatını kapsadığını, sözleşmenin 3.maddesinin 4.bendinden “… Projelerinde … Ltd. Şti’nin hizmet sorumluluğu projenin hazırlanması ve mürcaatın gerçekleştirilmesi ve projenin aians tarafından kabulü halinde teknik danışmanlık ile sınırlıdır. Hazırlanacak projenin kabulü veya reddi … tarafından yapılacak olup … Ltd. Şti.’nin hazırlanan yatırım projesinin kabulü veya reddedilmesi ile ilgili herhangi bir taahhüdü bulunmamaktadır” denildiğini, davalının onaylanmış olduğu teklif formunda müvekkili şirketin projenin onaylanması ile ilgili herhangi bir taahhüdünün bulunmadığının açık olduğunu, kaldı ki aynı maddenin 6.bendinde de “… Proje başvurusu yapan işletme, … … kapsamında bulunan …’e resmi kayıtlı olması veya merkez ya da yasal şubelerinin bu ilde kayıtlı olması zorunludur.” denildiğini, davalının bu zorunluluğu bilmediğini ima ederek sözleşme gereği üstlenmiş olduğu ödeme yükümlülüğünün kalan miktarından imtina ederek müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin merkezi …’da olmasına rağmen …’de bulunan … Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan büyük bir firma olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 40.maddesinde “Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde, ticari işletmesini ve ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirir” aynı maddenin 3.fıkrasında ise “Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubeleri de bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunur” denildiği, şube tescilinin, müvekkili ile aralarında tanzim edilen sözleşmeden önce yerine getirilmesi gereken yasal bir zorunluk olmasına rağmen bu işlemi gerçekleştirmeyen davalının, … …’na yapılan başvuru neticesinde aslında daha önceden yapması gereken bir işlemi yaptığını ve bu durumun faturasını müvekkiline çıkartmayı hedeflendiğini, taraflar arasındaki sözleşmede herhangi bir garanti verilmediği gibi … …’nın başvuru kabul veya reddetmesinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tarafların bu konuda mütabakata vardıklarını ve sözleşme konusu ticari işin 3.500,00-TL + KDV bedel karşılığında yerine getirilmesi için anlaştıklarını, iş bedelinin yarısının peşinen ödendiğini, kalan yarısının ise proje tesliminden sonraya bırakıldığını, projenin ajansa teslim edildiğini, ancak davacı yanın kalan bakiyeyi müvekkile ödemediğini, bakiye iş bedelinin tahsili hususunda davalı/borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibi durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın %20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açtıkları itirazın iptali davasında davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyerek teşvikten müvekkili yararlandıramadığı gibi, bu amaçla müvekkile yaptırmış olduğu masrafların iadesinin talep edildiğini, davacının ise huzurdaki dava ile sözleşmenin şartlarının yerine getirildiği ve bu sebeple bakiye alacağını da hak ettiği iddiasıyla eksi kısmın tahsilini talep ve dava ettiğini, uyuşmazlığın sözleşmenin taraflarca gereği gibi ifa edilip edilmediği noktasında toplandığını, aynı konuda, aynı taraflar arasında açılan bu davaların, tarih sırasıyla önce açılan davada birleştirilmesinin gerektiğini, müşterilerine profesyonel olarak hizmet verme amacıyla hareket eden bir kuruluş olan davacı şirket yetkililerinin, müvekkili şirket yetkililerini ziyaret ederek “… …’nın çok uygun kredileri bulunduğunu, bu kredilerin kısmen hibe kredileri de kapsadığını ve bu kredilerin kullanılmasında kendilerinin aracılık yaptığını ve müvekkili şirketinde de bu kredilerinden yaralanma şartlarına haiz olduğunu,” belirttiklerini, bir bedel karşılığı danışmanlık hizmeti veren kuruluşların öncelikle hizmet verdikleri müşterilerinin verilecek hizmetten yararlanabilme koşullarını taşıyıp taşımadıklarını bilmelerinin zorunlu olduğunu, davacı vekilinin dilekçesinde … şirketinin sorumluluğunun … Projelerinde projenin hazırlanması ve müracaatın gerçekleştirilmesi ve projenin ajans tarafından kabulü halinde teknik danışmanlık ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin büyük bir işletme olduğu ve şube tescilini zamanında yapmadığını iddia ettiğini, ancak … şirketinin müvekkili şirkete … …’dan kredi alınabileceğini, müvekkili şirketin kredi için gerekli şartlara haiz olduğu belirterek anlaşma yaptığını, büyük bir ticari işletme olan müvekkili şirketin zaten başvuru şartlarını bilmesi gerektiği ve bunları kendisinin hazırlaması gerektiği kabul edilirse bu durumda … şirketine verilen para ne için verileceğini anlaşılamadığını, şirketlerin basiretli iş adamı olarak hareket ederek kendilerinin uzman olmadıkları ya da yeterince bilgi sahibi olmadıkları birçok konuda danışmanlık hizmeti aldıklarını, davacı şirket ile danışmanlık ve başvuru hizmeti almak için anlaşma imzaladığını ve sözleşme gereği ilk ödemenin yapıldığını, anışman şirketi de basiretli iş adamı gibi davranarak öncelikle hizmet vermeyi taahhüt ettiği şirketin … … başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığını kontrol etmesi gerektiğini, çünkü müvekkil şirketin başvurusunun başvuru rehberinin 2.1.1.3 bölümünde belirtilen “Başvuru Sahiplerinin ve Ortaklarının Uyması Gereken Genel Koşullar” kriterlerini karşılamaması nedeniyle ret edildiğini, gerekçe olarak …’de kayıtlı şube aracılığı ile başuvruda bulunulmak istenmesi halinde … üzerinden şube adı ile başvuruda bulunması gerekirken başvurunun işletmenin merkezinin yasal adı ile yapılması” hususunun gösterildiğini, yani başvurunun davacının dilekçesinde iddia edildiği üzere müvekkili şirketin tescillerinin zamanında yapılıp yapılmamasından değil, danışmanlık hizmeti veren … şirketinin başvuruyu şirketin … Şubesi adına değil şirket merkezi adına yapmış olmasından reddedildiğini, bunun çok vahim bir hata olduğunu, kendisini danışman olarak adlandıran ve projelerin hazırlanması ve müracaatın gerçekleştirilmesi hizmetini vermek üzere anlaşma yapıp para alan davacı şirketin yapılmayacak bir hatayı yaparak yanlış müracaatta bulunduğunu, bu nedenle de başvurunun red edildiğini, … Kalkınma Ajansından alınan bilgilere göre müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği alanda doğru başvuruda bulunan şirketlerin, bu avantajlı krediden yararlandırıldığının öğrenildiğini, müvekkili şirketle danışmanlık, proje hazırlanması ve müracaat hizmeti verme konusunda anlaşma yapan … şirketinin, müvekkili şirkete vermesi gereken hizmeti yanlış ve hatalı vererek müvekkilinin %50’si hibe olarak verilen krediden yararlanmamasına neden olduğunu, bu durumun müvekkili şirkete çok büyük zarar verdiğini, davacı şirketin verdiği hizmetin hatalı ve kusurlu olmasına ve müvekkilinin maddi açıdan çok büyük kayıplara yol açmasına rağmen hala ücret talep edilmesinin de başka bir vahamet olduğunu, yapılan takibin haksız itirazın haklı ve yerinde olduğunu beyanda davanın reddini talep ettiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilli şirketle … … Proje kredileri için projenin hazırlanması, müracaatın yapılması ve danışmanlık verilmesi konularında sözleşme imzalayan davacı … şirketi vermesi gereken hizmeti hatalı olarak vererek müracaatı yanlış yaptırdığını ve bu nedenle de başvuru red edildiğini, öncelikle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verilmesini, davanın reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 22/12/2017 tarihli, … E.-… K. sayılı dosyasından, dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2017 tarih ve … E. – … K. sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın mahkememize gelerek ve … Esas’ına kaydının yapıldığı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasının yetkisizlik kararı ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğinden bahisle, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının mahkemesine iade edildiği iş bu kerre, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının, 23/03/2018 tarihli müzekkere ile mahkememizin … E. Sayılı dosyası ile birleştirildiği, dosyanın, 19/01/2021 tarihli ara karar ile tefrikine karar verildiği ve Mahkememizin 2021/36 Esasına kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, 22/01/2016 tarihli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi, fatura, ihtarname ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalıdan, fatura alacağından kaynaklı, asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.199,03-TL. üzerinden ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek %11,5 ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca, faize ve faiz oranına itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, fatura alacağına dayalı takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler SMMM-KGK Bağımsız Denetçi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … ve … Hukuk Fak. Öğr. Grv. Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 29/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, “…davalı/birleşen dava davacısı … tarafından hatalı adla sistemde davacı/birleşen dava davalısı … adına hatalı olarak başvurulduğu hususu göz önüne alındığında …’ın danışmanlık ücreti olarak davacı …’den talep ettiği bakiye danışmanlık ücretini hak etmeyeceği mütalaa edildiği…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; icra dosyası, sözleşme, fatura, ihtarname ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu, mahkememizde de, tarafların ticari defter ve kayıtları sunulmadığından incelenemediği, ancak taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu ve davacı yanca sözleşmeye ilişkin faturalar düzenlendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, ihtilafın davacının, sözleşme kapsamında edimini yerine getirip getirmediği ve buna ilişkin düzenlenen faturadan kaynaklı alacağının olup olmadığı noktasında toplandığı, davacının yönlendirmesi ile davalı şirketin mevcut sözleşme kapsamında, …’de şube açarak gerekli şartları sağladığı ve edimini yerine getirdiği, … başvuru sistemine yapılacak başvurunun, “Başvuru Rehberine” uygun olarak yapılmasının sorumluluğunun sözleşme kapsamında davacıda olduğu, davacının, davalı adına yaptığı başvurunun … … Genel Sekreterliğince 16/03/2016 tarihinde red edildiği, davacının, davalının, … şube ticaret ünvanı ile başvuruda bulunması gerekir iken, hatalı olarak, İstanbul merkez ticaret ünvanı ile başvuruda bulunduğu ve başvurunun bu nedenle red edildiğinin anlaşıldığı, davacının sözleşmesel edimini gereği gibi yerine getirmediği, bu nedenle davaya konu icra takibinden kaynaklanan danışmalık ücretini talep edemeyeceği kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 37,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,74-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.199,03-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktara göre KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır