Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2021/864 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2021/864

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Davacı müvekkili ile davalı abone arasında 01.06.2018 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşme uyarınca müvekkil şirket nezdinde davalı şirkete … abone numarasıyle indirimli elektrik enerjisi tedarik edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme 01.07.2020’ye kadar olmasına karşın 04.10.2018 tarihinden sonra müvekkil firmadan elektrik kullanmadığını, davalı tarafça en az iki ay önceden iş yeri tahliyesine ilişkin bildirim yapılmadığı için sözleşmedeki cezai şart muaccel hale geldiğini, kaldı ki davalı tarafça müvekkili şirkete belirtilen süreler haricinde de yapılan bir bildirim bulunmadığını, şüphesiz ki abone tarafından talep edildiği takdirde müvekkili şirketçe abonenin yeni iş yerine abonelik taşıma vb işlemleri gerçekleştirilebilecek iken, abone tarafından bu yönde bir talepte bulunulmadığı gibi sözleşmeden doğan bildirim yükümlülüğü de yerine getirilmediğini, icra dosyaları açıldığını ve itiraz edildiğini, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…E. Sayılı icra dosyalarına davalı/borçlu tarafından yöneltilen haksız yetki ve esas hakkındaki itirazlarının iptali ile takiplerin devamına ve davalı/borçlunun kötüniyetli borca itirazı sebebi ile takip konusu alacakların %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; “İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davası bir süreye tabi olup alacaklı bu davayı, itirazın kendisine (varsa, vekiline) tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir.” dava konusu olayda icra takibi 2018 yılında yapılmasına rağmen davacı 3 yıl sonra itirazın iptali davası açtığını, iş bu dava davalının ikametgahında açılması gerekirken davacı şirketin ikametgahında açılmış olup iş bu sebeple de reddi gerektiğini, davalı firma ile 2018 yılında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalamış bulunduğunu, iş bu sözleşmeye göre tarafına indirimli elektrik enerjisi sağlanacaktı oysa ki davalı şirket sözleşme de yer alan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemiş ayrıca gecikme bedeli olarak aylık yüzde beş ve ödenmeyen her fatura için yüzde oniki faiz belirleyerek tarafını zor duruma koyduğunu, ayrıca davacı tarafca tarafıma İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince … esas sayılı dosyası ile dava açılmış bu davada yer alan bilirkişi raporlarına göre davacı tarafın tarafımda istedikleri bedeller gerçeği yansıtmadığını, ödemiş olduğu faturalardan dolayı davacı tarafın icraya verdiğini, borçlu olmadığının İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince…esas sayılı dosyası bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bunun üzerine davacı firmaya güveni kalmadığı için sözleşmeyi fesih ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İ.İ.K.nun 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a)Bu Kanunda,
b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
… Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevapları ile davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.