Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/450 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/339 Esas
KARAR NO :2022/450

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/05/2019
KARAR TARİHİ:14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğu, …’ın aynı zamanda davalı şirket nezdinde de sigortalı olduğu, sigortalının 07/12/2015 tarihinde sol dizinde meydana gelen eklem zedelenmesi nedeniyle ameliyat olduğu, 30.128,41 TL tutarındaki tedavi masrafının müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığı, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. Maddesi gereğince; tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde, tedavi masraflarının poliçelerdeki teminat oranlarına göre sigortacılar arasında paylaşılması gerektiği, TTK 1466 maddesi ikinci fıkrası gereğince, ödemede bulunan sigortacı müvekkilinin aynı sigortalıyı sigortalayan … Sigortaya rücu hakkının bulunduğu, bu sebeple …. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibi yapıldığı, ancak yapılan icra takibinden sonuç alınamadığı, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği, ancak bu yoldan da bir sonuç alınamadığını belirterek, 18.162,69 TL’nin 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek görevsizlik itirazında bulunmuş ve icra takibinin derdest olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini savunmuş, esasa ilişkin olarak da; davaya konu hastalığın dava dışı sigortalı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş olan bireysel sağlık sigortası poliçesi kapsamında bulunmadığını, dava dışı sigortalının kazanılmış bir hakkı olmadığını, talep edilen alacak miktarının dav dışı sigortalının müvekkili şirket nezdindeki bireysel sağlık sigorta poliçesinin limit sınırının aştığını, sigortalının bireysel sağlık sigortasının koasüranslı nitelikte olduğunu, özel şartlar ile teminat kapsamı dışında bırakılmış halden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası,Sağlık Sigorta Poliçeleri, tedavi belgeleri, ödeme belgeleri ve dayanılan diğer tüm deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmıştır.
….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 22/10/2019 tarih, … E.-… K. Sayılı görevsizlik kararına istinaden, Mahkememizin 2020/1 esasına kaydedilen dosyadan, 06/01/2020 tarih, 2020/1 E.-2020/4 K. sayılı kararı ile, görevsizlik kararı ile Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği, mahkememiz kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin, 15/04/2021 tarih, 2021/259 E.-2021/410 K. Sayılı ilamıyla, mahkememizin görevli olduğu gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği, mahkememize gelen dosyanın 2021/339 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Dava, davacının, dava dışı bireysel sağlık sigortalısı …’in, bu poliçe teminatı kapsamında ödenen tedavi giderlerinin, dava dışı sigortalı …’in yine bireysel sağlık sigortası ile sigortalı olduğu davalı sigorta şirketinden, ödenen tedavi giderlerinin, %50’lik kısmının, TTK.1466 maddesi ve Sağlık Sigortası Genel Şartları Uyarınca rücu’en tahsili davasıdır.
İhtilaf, davacının, davalıdan, alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK ….266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı / Tazminat Hesap/ SUT – Tedavi Giderleri Değerlendirme Uzmanı … ve Sigorta Tahkim İtiraz Hakemi … …tarafından hazırlanan 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Dava dışı Sigortalı … davaya konu ameliyat tarihinde ; davalı … SİGORTA A.Ş. Bünyesinde KH/349401-3 numaralı grup sağlık sigortası sertifikası ile sigortalıdır. …, aynı zamanda aynı süre için (01.03.2015-2016) Davalı … Sigorta A.Ş. Firmasında … numaralı poliçe ile sigortalıdır.
2-Her iki poliçede yatarak cerrahi işlemlerle ilgili teminatlar aynıdır. Uyuşmazlık konusu talebe konu dava dışı sigortalının olduğu ameliyat hususunda poliçelerde istisna klozu bulunmamaktadır.
3-Dava dışı sigortalı …’e sol dizde patolojisi nedeni ile yapılan tetkik ve tedaviler;
a- Sol dizdeki patolojisi ile illiyetli ve tıbben uygundur.
b-Tedavi giderinin tedavi yapılan kuruma göre uygundur.
4-TTK 1514. Madde gereği, sağlık sigortası poliçesi, birden fazla sigortacı tarafından teminat altına alınarak yaptırılabilmekte, tedavi giderleri içinse, TTK ….1519/2. Fıkra atfı ile zarar sigortalarına yönelik hükümler, dolayısıyla, TTK 1466. Maddedeki müşterek sigorta hükümleri uygulanabilmektedir.
5-Müşterek sigortada rücu miktarı, TTK 1466. Maddede “….Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur….. Bu halde, ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır.” şeklinde düzenlendiğinden eklinde düzenlendiğinden ve fakat uyuşmazlığa konu iki poliçe de yatarak tedavide limitsiz ve %100 teminat verdiği için anılan düzenlemedeki şekilde bir hesaplama yapılamamaktadır. Ancak, bu durum, davacının davalıya rücu hakkını kaldırmayacağı için her iki poliçe de aynı teminatı verdiğinden rücu hakkının da %50 oranı olan 15.064,21.-TL ‘nin asıl alacak miktarı olacağının kabulü mevzuata ve hakkaniyetli olacağı,
6- Davalı yanca ileri sürülen koasürans hususu, sigorta şirketi ile reasürans şirketi arasındaki bir sözleşme olduğundan TTK 1466. Maddeki rücu hakkını ortadan kaldırmayacağının…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 09/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; “…Davalının, sunduğu zeyilname incelendiğinde, zeyilnamenin, dava dışı …’ın, 12.10.2015 tarihinde poliçeden çıkışı için tanzim edildiği görülmüştür. Bu çerçevede, dava dışı …’ın işbu davaya konu talebine ilişkin ameliyat tarihi olan 07.12.2015 tarihinde, davalı Şirket nezdindeki poliçenin, anılan zeyilnameden dolayı yürürlükte olmadığı anlaşıldığından kök raporda işbu husustaki tespitimizin, bilirkişi raporuna itiraz aşamasında sunulan zeyilnameye istinaden değiştirilmesi hâsıl olmuştur…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, dava dışı …’ın, davaya konu 07/12/2015 ameliyat tarihinde, davacı nezdinde, sağlık sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu, davacı yanca ameliyat tarihinde, dava dışı sigortalısının davalı nezdinde de bireysel sağlık sigortası bulunduğu ve dolayısıyla TTK. 1519/2 madde atfı ile TTK.1466 madde kapsamında müşterek sigorta hükümlerinin uygulanması ile dava dışı sigortalıya ödenen tedavi giderlerinin %50’sinin davalıdan rücuen tahsili talep edilmiş ise de, dava dışı sigortalının davalı nezdinde bulunan sağlık sigortasının, 12/10/2015 tarihinde poliçeden çıkışı için zeyilname düzenlendiği, iş bu nedenle dava dışı sigortalının işbu davaya konu talebine ilişkin ameliyat tarihi olan 07/12/2015 tarihinde, davalı şirket nezdindeki poliçesinin, anılan zeyilnameden dolayı yürürlükte olmadığı, davacının, dava dışı sigortalısına ödenen tutarın davalıdan rücuen tahsilini talep edemeyeceği kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü … : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 310,18-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 229,48-TL.’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır