Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2023/456 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/330 Esas
KARAR NO:2023/456

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/12/2019
KARAR TARİHİ:07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile karşı taraf arasında 15.03.2019 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesi ile karşı tarafın ürettiği mamüllerin (kuruyemiş,çerez) pazarlaması hususunda ticari bir anlaşma yapıldığını, müvekkil şirket bayilik sözleşmesi doğrultusunda tüm edimlerini yerine getirmiş ve karşı tarafın ürettiği mamülleri bayi olarak pazarlama işine başladığını, müvekkil şirket bu işin yapılması için gerekli olan alt yapıyı hazırlamış, mamüller için korunaklı depolar tutmuş,yeterli sayıda servis aracı ve saha personeli istihdamında bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili şirkete verdiği ürünlerin bozuk ve kokulu çıkması, son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin müvekkil firmaya verilmiş olması,üretim esaslarına uymayacak şekilde paketlemelerin yapılması dolayısyla davalı taraf ile müvekkil şirket arasında ihtilaf çıktığını, bu kapsamda bayilik sözleşmesinin akdinde de imzası bulunan davalı taraf yetkilisi … ile bir araya gelindiğini ve durum izah edilerek bozuk, kokulu ve tarihi geçen malların iade alınması bildirildiğini, … ile varılan mütabakat çerçevesinde, davalı taraf yetkilisi … ile varılan uzlaşıya rağmen davalı taraf iade farklarını kabul etmemekte direnmiş, bu kapsamda müvekkil şirkete 76.828,14 TL borcunun bulunduğuna dair ihtarname göndermiş ve müvekkili şirket de … ile yapılan mutabakatı ihtara cevap vererek hatırlatıldığını, davalı tarafın iddiası olan bakiye borcun 76.828,14 TL olması hususuna karşılık müvekkili şirket bakiye borcun 17.600,00 TL’den 331 koli aile boyu çekirdek iade farkı düşümü ile ortaya çıkacağını bildirmekte ancak tarafların uzlaşamadığını, ayrıca davalı taraf bayilik sözleşmesi uyarınca iade alması gereken mamülleri de almadığını, müvekkil şirketin bayii olarak piyasaya pazarladığı,bozuk ve kokulu olması gerekçesiyle müvekkili şirkete iadesi yapılan ürünler karşı tarafça alınmadığı için zorunlu olarak müvekkil şirket tarafından bozuk ve kokulu malların imha edilmesi için … Belediyesine başvurulduğunu, bozuk ve kokulu mallar imha edilerek durum tutanağa bağlandığını, bu şekilde piyasadan müvekkil şirkete gelen ve gelmesi ihtimali bulunan mamüller için de aynı yol takip edilerek bozuk ve kokulu mamüller imha edildiğini, davalı tarafın bayilik sözleşmesinin gereklerini yerine getirmemesi,edimlerine uymaması,bozuk ve kokulu malları teslim almaması nedeniyle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi müvekkil şirketin kusuru olmaksızın fiilen sona erdiğini, ayrıca müvekkil şirketin bu iş kapsamında oluşan zararları mevcut olduğunu, müvekkili şirketin mamüller için depo kiralaması,servis araçlarının temini, personel alımı,stant ve reklam masrafları gibi birden çok kalemde zararları oluştuğunu, bakiye borç hususundaki uyuşmazlık gibi nedenlerle arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, arabuluculuk dosyası kapsamında görüşmeler yapıldığını ancak taraflar uzlaşamamış ve sonuç elde edilemediğini, müvekkil şirketin davaya konu bayilik sözleşmesi kapsamında davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi, davalı şirket yetkilisi olan … ile yapılan mutabakat sonrasında müvekkili şirkete ürün göndermeyerek sözleşmeyi fiilen askıya alması, müvekkil şirkete verilen ürünlerin bozuk ve kokulu çıkması gibi hususlar müvekkil şirkete ticari olarak büyük zarar vermiş ve piyasada itibar kaybetmesine neden olduğunu, ayrıca bayilik sözleşmesinin yapılmasıyla beraber müvekkil şirketin bu iş için depo kiralaması, servis araçlarının temini, personel alımı,stant ve reklam masrafları gibi sabit masrafları olduğunu, bu giderlere ilişkin kira sözleşmeleri ve dekontlar bilahare dosyaya tarafımızca sunulacağını, müvekkili şirketin sözleşmenin fiilen sona ermesi nedeniyle ticari kaybı, kardan yoksun olma durumu söz konusu olduğunu, bu hususun ancak bilirkişi marifetiyle tespit edilebileceği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğini belirterek, sözleşmenin davalı şirketin kusuru ile sona erdiğinin tespitini, müvekkili şirketin davalı tarafa 59.512,23 TL borçlu olmadığının tespitini, müvekkil şirkete hala iade gelen ürünlerin değerinin borçtan düşülerek cari hesabın belirlenmesini, artan kısmın müvekkil şirkete geri ödenmesini, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesi nedeniyle yapmış olduğu giderler ve yoksun kalınan ticari kar nedeniyle uğradığı müspet ve menfi zararların bilirkişi marifetiyle belirlenerek davalışirketten fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin alınarak müvekkil şirkete verilmesini, müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 20.000,00 TL müvekkil şirket lehine manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirketin bayisi olduğundan bahisle dosyaya bayilik sözleşmesi sunduğunu, ancak davacı müvekkil şirketin bayisi olmadığını, sundukları sözleşmede müvekkil şirketin kaşesi olmadığı gibi şirket yetkililerine ait imza da bulunmadığını, ayrıca …’ın şirket yetkilisi olmayıp sözleşme tarihinde yalnızca şirket çalışanı olduğunu, bu nedenle şirket adına sözleşme yapma yetkisinin bulunmadığını, bu sebeple geçerli bir bayilik sözleşmesinin olmayacağını, ayrıca …’ın 22/05/2018 tarihinde satış müdürü olarak işe başlayıp 31/07/2019 tarihinde de işten ayrıldığını, … ile yapılan mutabakata bahisle davacı tarafın sundukları yazıların da müvekkil şirketi bağlamasının düşünülemeyeceğini, bu hususta …’a şirketçe hiç bir yetki verilmediğini, ayrıca müvekkil şirketin alanında tanınmış eski ve kurumsal firma olup (…) bozuk ve kokulu mal satmasının ticari teamüllere göre imkansız olduğunu, bu nedenle de müvekkilin bozuk, bayat ürün gönderdiğini kabul etmediğini, bu aşamaya kadar müvekkil şirket yetkililerine, ürünlerin bozuk veya bayat olduğuna ilişkin süresinde yapılmış hiç bir yazılı bildirim bulunmadığı gibi, iade faturalarda dahi hiç bir açıklama yazılmadığını, yalnızca “fiyat farkı” yazıldığını, ürünlerin de ayıplı olduğuna ilişkin hiç bir delillerinin olmadığını, … Belediyesi’ne imha talebinde bulunulduğunu, ancak davacının delilleri arasında belediyece yapılmış bir inceleme belgesinin dahi olmadığını, yalnızca kendi beyanları üzerine bir takım ürünlerin toplanarak imha edildiğine ilişkin zabıta tutanağının bulunduğunu, söz konusu imhanın tarımsal ürünlerde analizin İl Tarım Müdürlüğü tarafından yapılmasının gerektiğini, gümrükten teslim alınacak ürünlerde dahi İl Tarım Müdürlüğü’nün analizinin talep edildiğini, bu hususta belediyelerin hiç bir yetkisinin olmadığını, ayrıca davacı tarafın müvekkil şirkete 16/07/2019 tarihli, … nolu, 25.172,23-TL bedelli ve 16/07/2019 tarihli, … nolu, 34.340-TL bedelli fiyat farkı açıklamalı 2 adet fatura gönderdiğini, faturaların müvekkil şirkete 23/07/2019 tarihinde geldiğini, müvekkil şirket ise … 7.Noterliği’nin … yevmiye ve 25/07/2019 tarihli ihtarnamesi ile “Faturaların herhangi bir mal veya hizmet teslimatı yapılmadan düzenlendiğini, fiyat farkının her hangi bir anlaşmaya uygun olmadığını, ihtarname tarihi itibarıyla şirketlerine 76.828,14-TL borçlarının bulunduğunu, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ayrıca müvekkil şirketin adresinin Bağcılar/İstanbul olup, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin bu davada yetkili olmayıp, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle yetki itrazlarının da kabulü ile haksız ve yersiz açılmış davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bayiilik sözleşmesinden kaynaklı alacak ve tazminat istemine ilişkindir.
29/09/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda …’ın davalı şirketi temsile yetkili başka sözleşmeler imzalayıp imzalamadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Mahkememizce 01/07/2020 tarihinde Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bam 43.Hukuk Dairesinin 2021/625 E., 2021/506 K.sayılı ilamı ve ” Dava konusu sözleşmenin davalı şirket adına dava dışı … isimli şahıs tarafından imzalanmış olup, adı geçenin o dönemde şirketin satış müdürü olarak çalıştığı anlaşılmakta olup, esasen bu husus tarafların da kabulündedir. Davalı şirketin temsile yetkililerinin … olduğu sabit olup, …’ın davalı şirket adına sözleşme imzalama yetkisi olduğuna dair bir genel kurul kararı veya yönetim kurulu kararı veyahut bir vekaletname ise ibraz edilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 40.maddesin de “yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları ,doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar” denilmiştir. Yine aynı kanunun 46. Maddesine göre: “Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Bu durumda, sözleşmeyi, davalı şirket adına imzaladığı iddia edilen …’ın davalı şirketi temsil yetkisi olduğuna dair bir karar olmamakla birlikte, adı geçen şahsın şirket adına daha önceden benzer nitelikte sözleşme imzalaması ve bunların davalı şirket tarafından benimsenmesi halinde, bu kişinin şirketi temsil yetkisi olduğunu kabul etmek mümkün olabilecektir. Mahkemece, davalı şirkete ait tüm kayıtlar üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, … tarafından davalı şirket adına imzalanmış benzer nitelikte sözleşmeler bulunup bulunmadığı, bu sözleşmelerin davalı şirket tarafından benimsenip benimsenmediği, dolayısıyla …’ın dava konusu sözleşme bakımından da davalı şirketi temsile yetkisi olup olmadığının araştırılarak bu hususta deliller toplanıp davalının mahkemenin yetkisine yönelik itirazı bir hadise (ön sorun) şeklinde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
İstinaf mahkemesinin kaldırma kararı sonrası yargılamaya devam edilmiş ve yetki itirazı bir ön sorun olarak incelenmiştir. İstinaf ilamı doğrultusunda davalı kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, … tarafından davalı şirket adına imzalanmış benzer nitelikte sözleşmelerin bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Davalı vekiline kesin süre verilerek benzer nitelikte sözleşme sunması istenmiş, sunulan sözleşmelerin … tarafından imzalanmadığı anlaşılmıştır. Davalı şirkete müzekkere yazılarak son 4 yıla ait sözleşmelerin sunulması istenmiş, davalı vekilince bu dönemdeki tüm sözleşmelerin sunulduğu, covid döneminde başka sözleşme yapılmadığı belirtilmiştir. Benzer sözleşmeler üzerinde inceleme yapılmasına ilişkin verilen İstinaf kararı doğrultusunda mahkememizce tüm araştırma yapılmış, … tarafından imzalanan başka sözleşme tespit edilememiş, davacı tarafça da …’ın dava konusu sözleşme bakımından temsile yetkisi olduğunu gösterir başka bir ispat mekanizmasının sunulmadığı gözetilerek; dava konusu bayilik sözleşmesindeki yetki şartıyla davalının bağlı olmadığı ve HMK m.6 uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinin eldeki uyuşmazlık yönünden yetkili olduğu kanaati ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde HMK 20/1 maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi halde HMK 20/1-son cümle uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilerek karara bağlanmasına,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır