Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2023/640 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/290 Esas
KARAR NO :2023/640

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:30/04/2021
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın … … şubesi ile … … Hiz. Org. San. ve Tic. A.Ş. arasında 10/05/2018 ve 21/02/2020 tarihli genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, diğer davalıların ise 10/05/2018 ve 21/02/2020 tarihli genel kredi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatı ile 8.800.000 TL limitle sınırlı olmak üzere imzaladıklarını, davalı … … Hiz. Org. San. ve Tic. A.Ş. ile müteselsil kefillerinin sözleşme yükümlüklerini yerine getirmemesi üzerine kredi borcunun kat edilerek, …. Noterliğinin 09/03/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun 1 gün içinde ödenmesinin istendiğini, kat ihtarnamesinin borçlu firmaya ve müteselsil kefillerinin bilinen tüm adreslerine tebliğ edilmesine karşı, verilen sürede borcun ödenmediğini, dava konusu genel kredi sözleşmeleri ile diğer takibe dayanak belgelere istinaden … … Hiz. Org. San. ve Tic. A.Ş. ile müteselsil kefiller hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/194 D.İş sayılı dosyası üzerinden …’dan şimdilik 5.129.593,31 TL, … … Hiz. Org. San. ve Tic. A.Ş.’nin ise kredi borcunun teminatını teşkil eden ipotek limitinin üzerinde kalan kısım olan 1.129.593,31 TL tutarda ticari kredi alacağını karşılayacak orada ihtiyati haciz kararı alınarak, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebellüğ eden borçlu şirket ve kefillerin 06/04/2021 tarihinde borca itiraz ettiğini, borçluların itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; alacak iddiasının kaynağının 21/02/2020 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi olduğunu, davacı tarafın 2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini de borcun kaynağı olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, dosya içerisinde bulunan yazışmalarda bu durum rahatlıkla anlaşılabileceğini, ayrıca dosyaya sunacakları yazışmalardan da davaya konu tüm alacakların 21/02/2021 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden sonra doğmuş olduğunun görüleceğini, kullandırılan kredinin 2.250.000 TL KGF teminatlı olduğunu, işbu bedel davacı bankaca ilgili kurumdan tahsil edildiğini, KGF teminatlı kredi için usulüne uygun yapılandırma teklif edilmesi gerektiğini, buna rağmen 09/03/2021 tarihinde …. Noterliğinin … sayılı ihtarı ile kredinin kat edildiğini, davacı taraf kötü niyetli hareket ettiğini ve müvekkili şirkete yönelik başlatmış olduğu takip neticesinde diğer tüm bankaların harekete geçmesine neden olduğunu, davacı banka takibe geçtikten sonra 02/04/2021 tarihli …. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarıyla yapılandırma teklif edildiğini, her ne kadar gecikmede olan taksitler bulunmakta ise de; mail yazışmalarında da anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin kredi kullanmış olduğu … şube müdürü ile yapılan görüşmeler neticesinde gecikmede olan taksitlerin ödenmesi ve 6 milyon ek teminat verilmesi hususunda müvekkili şirkete 10/03/2021 tarihine kadar süre verildiğini, verilen süre dolmadan 10/03/2021 tarihinde kredinin kat edildiğini, davacı taraf kötü niyetle ve açık bir gerekçe olmaksızın sözleşmeyi fesh ettiğini, kefiller yönünden ise; Türkiye Sicil Gazetesinin 11/03/2010 tarih ve 7519 sayılı nüshasının 383. sayfasında limiti 500.00 TL’yi aşan her türlü sözleşme ve borçlanmada hukuk ve mali müşavirden yazılı onay alınacağının karar altına alındığını, müvekkillerinin bu yönüyle alacaklının basiretli tüccar gibi davranmaması nedeniyle zarara uğradığını, dolayısıyla başka bankalar bu onayları isteyerek kullanılacak kredi ile ilgili müvekkili bilgi sahibi olurken, alacaklı bankanın bu süreci işletmeyerek şirket ortaklarının bilgisi dışında kredi kullanılmasına sebebiyet verdiğini, bu hata nedeniyle müvekkillerinin sorumlu tutulmasının düşünülemeyeceğini, açılan kredi limitleri kapsamında kredi kullanma talebi geldiğinde davacı bankanın bu yazılı onayı istemesi gerekmekte olduğunu, bu süreç işletilmediğinden kefil olarak müvekkillerin bu borçtan sorumlu olduğunun düşünülemeyeceğini, davacı taraf tahsilde tekerrür oluşturacak şekilde takip başlatıldığını, takip talebi ve ödeme emri tahsilde tekerrür olmama kaydı ile düzenlenmediğini, takip tarihine kadar işletilen faiz fahiş olup gecikmede olan taksitler yönünden 653.000 TL faiz talebinde bulunulduğunu, işletilen faize de açıkça itiraz ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesi ve ekinde sunmuş olduğu ipotek belgeleri ve anlatımlarında da anlaşılacağı üzere davaya konu alacak rehinle teminat altına alındığını, 21/02/2021 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi limiti olan 8.800.000 TL karşılık alınmış ipotekler olduğunu belirterek, davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve davalı şirketin ticaret sicil dosya sureti celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 5.148.444,58 TL asıl alacak, 53.543,82 TL işlemiş faiz, 2.677,19 TL BSMV; 4.308,85 TL ihtarname masraf, 910 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.209.884,44 TL (davalı şirket açısından 4.000.000 TL ipotek bedelini aşan kısım için) alacak için tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …’nın Mahkememize sundukları 26/05/2022 tarihli raporlarında; davacı bankanın takip tarihi itibariyle, asıl borçlu … Lastik Servis Hiz. Org. ve Tic. A.Ş. den tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 5.145.751,54 TL asıl alacak, 53.515,82 TL işlemiş temerrüt faiz, 2.675,79 TL BSMV, 910 TL İhtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.207.162 TL, alacaklı olduğunu, davacı bankanın ikinci alternatifli hesaplamaya göre alacağının 4.989.040,21 TL asıl alacak, 51.886,02 TL işlemiş temerrüt faiz, 2.594,30 TL BSMV, 910 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 4.308,85 TL ihtarname ücreti olmak üzere toplam 5.048.739,38 TL olarak hesaplandığını, davalının KGF kefaletiyle kullanmış olduğu 2.250.000 TL ve 500.000 TL KGF davacı bankaya kefaletinden ötürü 11/08/2021 tarihinde 1.789.575 TL ve 400.000 TL ödeme yaptığını, KGF gönderilen havaleler bankadaki hesapta izlenmekte olduğunu, ancak bu gönderilen tutarların borçlular hakkında takip alacağı tamamen tahsil olunana kadar bu hesapta izlenmesi ve takibin son bulmasıyla tekrar KGF iade edileceğini, bu nedenle kredi borcundan mahsup edilemeyeceğini, TSG.nin 11/03/2010 tarih ve 7519 sayılı nüshasında yayımlanan şirket ana sözleşme tadilinin ( limiti 500.000 TL aşan her türlü sözleşme ve borçlanmada hukuk ve mali müşavirden yazılı onay alınacağına ilişkin) kredi veya kefalet sözleşmesi üzerinde bir tesiri bulunmadığının belirtilmesi gerektiğini, kefillerin sorumluluğu bakımından üst sınır teşkil eden rakama temerrüt faizi, yargılama gideri ve sair feri borç sebebiyle bir ilave yapılamayacağını, başka bir anlatımla, kefilin temerrüt faizi, yargılama masrafı gibi borçlardan sorumluluğu ancak kefalet limitine kadar geçerliği olduğunu, kefalet limitinin üzerinde kefile bir sorumluluk yüklenmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı bankanın takip tarihi itibariyle; davalı kefillerin 500.000 TL ile sorumlu olduklarının tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, Doç. Dr. … ve Prof. Dr. … Mahkememize sundukları kök ve ek raporlarında; kefaletten eşin rızasının aranmayacağı yönündeki kanaate, TBK mad. 584/3 hükmü uyarınca katıldıklarını, kefilin sorumlu olduğu miktarın, ana para ve ana paraya bağlı tüm feri alacakları kapsadığını, faiz, yargılama harç ve giderleri gibi masraflarının bunun dışında tutulamayacağını, bununla birlikte kefilin kendi temerrüdünden dolayı ortaya çıkan temerrüt faizleri veya kefilin şahsına yönelik dava ve takip masraflarının sorumluluk sınırının dışında kalacağını, bir başka deyişle kefilin, kefalet belgesinde gösterilen azami miktarı aşsa bile kendi temerrüdünün yasal sonucu olarak işlemiş olan temerrüt faizi ve kefile karşı açılan dava ve takip masraflarından herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan sorumlu olduğunu, temsil yetkisine ilişkin miktar, konu veya başka şekilde kanunda öngörülmeyen sınırlamaların ticaret siciline tescil ve ilan edilmesinin tek başına üçüncü kişiler bakımından etkili olmayacağının açık olmakla birlikte, imza sirkülerine konulduğunu ve hukuki işlem yapılmadan önce muhataba sunulmuş belgede yer alan sınırlamaların, muhatap tarafından hele de banka gibi daha dikkatli ve özenli olması gereken kuruluşlar tarafından kural olarak bilindiğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu yönüyle de doktrindeki hakim görüşe göre, davacının sınırlamaları bilindiği kabul edilmesi gerektiğini, davacı bankanın …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile … Lastik Hiz. Org. San. ve Tic. A.Ş. ile müteselsil kefil borçluları aleyhine takip başlattığı takipte; 5.148.444,58 TL asıl alacak, 53.543,82 TL işlemiş faiz, 2.677,19 TL BSMV, 4.308,85 TL ihtarname masraf, 910 TL İhtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.209.884,44 TL alacak talebinde bulunduğunu, davalıların itiraza dayanak bir delilde sunmaması neticesinde, davacı talebinin toplam alacak yönünden tespitlerden daha düşük olduğunu ve davacı bankanın talebi kadar alacaklı olduğunu, asıl alacak 5.148.444,58 TL olduğunu, ancak davacı 4.000.000 TL ipotek limitini aşan matrah üzerinden, borç tamamen tasfiye olana kadar yıllık %23.40 oranında temerrüt faizi talebinde bulunduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı bankanın … … şubesi ile davalı şirket … … Hiz. Org. ve Tic. A.Ş. arasında 10/05/2018 tarihli ve 4.000.000 TL limitli, 21/02/2020 tarihli ve 8.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, davalılar …’nın 10/05/2018 tarihli genel kredi sözleşmesine 4.400.000 TL limit ile müteselsil kefil olduklarını, 21/02/2020 tarihli genel kredi sözleşmesine ise 8.800.000 TL limit ile müteselsil kefil olduklarını, davacı banka tarafından asıl borçlu davalı şirket … … Hiz. Org. ve Tic. A.Ş. kredi kullandırıldığı, kredinin geri ödenmemesinden dolayı davacı bankaca …. Noterliğinin 09/03/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek hesabın kat edildiği, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığı ve davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu ve bu davanın açıldığını anlaşılmıştır.
Genel Kredi sözleşmeleri, ihtarname, banka kayıtları, icra dosyası, bilirkişi raporu ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre; asıl borçlu davalı şirket … … Hiz. Org. ve Tic. A.Ş. tarafından kullanılan krediler nedeniyle davalı kefillerde kefalet limitleri kapsamında bulunan takip konusu borçtan dolayı sorumlu olduğu, davacı bankanın ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle; 5.148.444,58 TL asıl alacak, 53.543,82 TL işlemiş faiz, 2.677,19 TL BSMV, 4.308,85 TL ihtarname masrafı ve 910 TL İhtiyati Haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.209.884,44 TL asıl alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Genel Kredi sözleşmesinde kefil olarak yer alan davalıların tamamının asıl borçlu şirketin ortağı olmaları nedeniyle TBK.nın 584/3. maddesi gereğince eş muvafakatine gerek bulunmadığı, davalı Hülya Saygılı’nın 21.02.2020 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığında şirket ortağı olmadığı bu nedenle eş muvafakatinin gerektiği ileri sürülmüş ise de; davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre davalı Hülya Saygılı’nın 27.10.2019 tarihli Genel Kurula katıldığı, hazirun cetvelinde imzasının bulunduğu, bu tarihten sonra şirket hisselerini devrettiğine dair ve şirketin ortağı olmadığına dair hiç bir belge sunulmadığı, davalı şirketin A.Ş. olduğu ve ticaret sicil dosyasında ortaklıktan ayrıldığına dair hiçbir veri bulunmadığı anlaşıldığından, davalıların buna ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir.
TGS nin 11.03.2010 tarihli 7519 sayılı nüshasının 383.sayfasında davalı şirketin 500.000 TL yi geçen her türlü sözleşme ve borçlanmada hukuk ve mali müşavirden yazılı onay alınacağının ilan edildiğini, davacının basiretli tüccar gibi davranmadığını, bu nedenlerle davalı kefillerin sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüş ise de; TTK.nın 371/3 maddesi göz önüne alındığında temsil yetkisine ilişkin miktar, konu veya başka şekilde Kanunda öngörülmeyen sınırlamaların ticaret siciline tescil ve ilân edilmesinin tek başına üçüncü kişiler bakımından etkili olmayacağından ve ayrıca TMK.nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı gereğince, şirketin kullandığı kredi nedeniyle kefil olan ortakların sözleşme uygulandıktan yani kredi alındıktan sonra ödeme aşamasında bu hususu ileri sürmelerinin dürüstlük kuralına aykırı olacağından, davalıların buna ilişkin savunmasına itibar edilmemiş ve kefalet miktarları dahilinde borçtan sorumlu olduklarına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalıların icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı anlaşıldığında davalıların yaptığı itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 23,40 oranında faiz ve % 5 BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; 5.148.444,58 TL asıl alacak, 53.543,82 TL işlemiş faiz, 2.677,19 TL BSMV, 4.308,85 TL ihtarname masrafı ve 910 TL İhtiyati Haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.209.884,44 TL alacak için davalıların yaptığı itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. yönünden 1.148.444,58 TL) yıllık % 23,40 oranında faiz ve % 5 BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Kabul edilen alacağın % 20’si olan 1.041.976,89 TL icra inkar tazminatının davalılardan (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. nin 229.688,92 TL den sorumlu olacak şekilde) alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken 355.887,21 TL harçtan, peşin alınan 63.836,78 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 292.050,43 TL harcın davalılardan (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 350.197,69 TL vekalet ücretinin davalılardan (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 63.836,78 TL peşin harç, 212,60 TL tebligat-müzekkere ve 16.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 80.608,68 TL yargılama giderlerinin davalılardan (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400 TL arabuluculuk ücretinin tamamının davalılardan (Davalı … … San. ve Tic. A.Ş. nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır