Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2021/563 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/245 Esas
KARAR NO:2021/563

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin maliki olduğu … plakalı iş makinasının 07/07/2009 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesiyle sigortalandığını, 15/12/2009 tarihinde aracın kaza yaptığını, kaza tutanağının ve sürücü ifadelerine göre sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, ayrıca ehliyetsiz olarak araç kullandığının tespit edildiğini, … plakalı karşı aracın sigortacısı olan … A.Ş. tarafından sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 3.825-TL’nin davalıya ödenerek ödenen tazminatın müvekkili şirkete rücu edildiğini, müvekkilinin rücu edilen bedeline ödenmesi için davalıya müraacat ettiğini , ancak bir sonuç alamaığını bu nedenle alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek takibe itirazın iptaline ,% 40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı …, … 16. Noterliği tarafından düzenlenen 04/06/2007 tarih ve … yevmiye, … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi ile …. A.Ş.’ne 37 ay süre ile kiralandığını, finansal kiralanan aracın her türlü faydası kiracıya ait olduğunu, zilyetliği ve fiili hakimiyeti de kanun gereği kiracıya ait olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3. Ve 85. Maddelerinde tarif edilen işleten sıfatı aracın zilyedi olan ve aracın tereddütsüz fiili hakimiyetinde bulunduran kiracıya ait olduğunu, işlemin uzun süreli kiralama olması ve işleten sıfatının kiracıda bulunması gerekçeli ile husumetin finansal kiralama şirketine yöneltilmeyeceğinin açık olduğunu, dava konusu bedelin finansal kiracıdan talep edilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkili şirkete karşı açılmış usul ve yasaya aykırı davanın husumet yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 23/02/2015 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamında; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı … şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle karşı aracın sigorta şirketine ödenen tazminatın rücuen tahsili talep edilmiş ise de; davacıya sigortalı olan … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından dava dışı …. A.Ş.’ne 37 ay süre ile Finansal kiralama sözleşmesiyle kiralandığı, kira dönemi sonunda da bu şirkete aracın devredildiği anlaşılmış olup, KTK’nın 85. Maddesine göre davalı … şirketi kaza tarihi itibariyle aracın işleteni olmadığı gibi sonradan mülkiyetin dava dışı şirkete devretmiş olduğundan tazminat sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmakla bu kanaat ışığında davanı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir…” karar verildiği,
Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/05/2019 tarih, 2016/8353 Esas ve 2019/6270 Karar sayılı ilamı ile “…Dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak, sigorta şirketi tarafından sigortalı aleyhine itirazın iptali şeklinde açılan rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı … şirketinin, davalı şirkete ait aracın ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalı şirket tarafından dava dışı … A.Ş’ne uzun süreli kiralama sözleşmesi ile teslim edilen sigortalı aracın anılan şirket elinde iken zorunlu trafik sigortası genel şartlarına aykırı olarak kullanılmasından dolayı meydana gelen zarardan sigorta şirketinin, sigortalısına rücu imkanının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigotacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Görüldüğü gibi davalı şirketin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren olduğundan, davalı şirket sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Somut olayda davacı ile davalı arasında 07.07.2009/2010 vadeli ZMSS poliçesi, araç kiralama sözleşmesinden önce düzenlenmiş olup poliçede, sigortalı davalı …dir. Davalı şirket tarafından, kazaya karışan araç, dava dışı … A.Ş’ne 04.06.2007/18.06.2010 tarihleri arasında uzun süreliğine kiralanmış ve kiracıya teslim edilmiştir. Davaya konu trafik kazası 15.12.2009 tarihinde, araç kiracı şirket zilyetliğinde iken meydana gelmiştir. Davacı … şirketi tarafından kaza nedeniyle 3.kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli zarar görene ödenmiş ve trafik sigortası genel şartlarının B.4/b maddesi (sürücünün ehliyetsiz olduğu) ile sürücünün ağır kusurlu bulunduğu ileri sürülerek ödenen tazminatın sigorta ettirenden (sigortalı, akit) rücuen tahsili için işbu dava açılmıştır. Davalıya ait aracın kiralandığı şirket, 2918 Sayılı KTK’nun 3.maddesine göre aracın işletenidir. Ancak KTK’nun 95. maddesi hükmü uyarınca bu dava ZMSS şirketi tarafından sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi, sigortalısı) hakkında açılabilir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalı şirketin aracın işleteni olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA … ” karar verildiği, bozma sonrası dosyanın, mahkememize gelerek 2021/245 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
….İcra Müdürlüğü’nün, … E. Sayılı dosyası, ZMMS sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, ödeme dekontu, ekspertiz raporu, ihbar dilekçesi, 04/06/2007 tarihli, Finansal Kiralama Sözleşmesi, 23/07/2010 tarihli satış sözleşmesi ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 15/12/2009 tarihinde meydana gelen ve sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle, dava dışı karşı aracın sigorta şirketine, davacı yanca ödenen tazminatın, sigortalı aracın ZMSS sözleşmesine dayanılarak davalı sigortalıdan rücuen tahsili talepli başlatılan icra takibine, davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Bozma öncesi, Sigortacı …, Makine Yüksek Mühendisi … tarafından hazırlanan 21/01/2015 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda; “…1) Sürücü …’in ehliyeti olmadığı halde yönetiminde ki … plakalı iş makinesi ile geri geri manevra yaparken park halindeki … plakalı kamyona çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı için Karayolları Trafik Kanununun 36 – 38 – 84/j ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 157/a/10 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu kanaatine varılmıştır.
2) Davalı …Ş., kaza tarihinde … plakalı forkliftin işleteni olmadığı için Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi gereğince tazminat sorumluluğunun olmadığı kanaatine varılmıştır.
3)… plakalı kamyon normal park halinde olduğu için sahibi … … kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır.
4)Tazminata konu araç, … plakalı, … marka … tipi, 07.09.2000 tarihinde trafiğe çıkmış, 2001 model, 15.12.2009 tarihinde kazaya karışmış kamyonun kasar tutarının KDV dahil 3.824,86 TL olduğunu ve davacı sigortacı tarafından 24.09.2010 tarihinde ödendiğini taktirlerinize arz ederiz.
5) Davacı tarafından …. İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile 3.825 TL asıl alacağın ödenme tarihi 24.09.2010 itibariyle yasal faizi ile tahsili için 27.04.2011 tarihinde icra takibi yapıldığını; davalı …Ş.’nin tazminat sorumluluğu olmadığı için faiz sorumluluğunun da olmadığını; raporun bütünlüğü yönünden ödenme tarihi 24.09.2010 ile icra takip tarihi 27.04.2011 arasındaki süre için yasal faiz hesabının yapıldığını; yasal faiz tutarının 202,77 TL ve asıl alacak ile yasal faiz toplamının 4.027,63 TL olduğunu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, icra dosyası, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, ödeme dekontu, ekspertiz raporu, ihbar dilekçesi, 04/06/2007 tarihli, Finansal Kiralama Sözleşmesi, 23/07/2010 tarihli satış sözleşmesi tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun kusura ve hesaplamaya ilişkin kısmının hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacı … şirketine ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigortalı bulunan … plakalı iş makinasının dava dışı araç sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde %100 kusuru bulunduğu, meydana gelen trafik kazası nedeniyle, dava dışı 3.kişinin aracında meydana gelen hasarın ve onarım bedelinin piyasa şartları ile uyumlu ve kadri maruf olduğu ve davacı yanca ödenen iş bu hasar tazminatından, sigorta poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından, davalının, 5.341,62-TL. asıl alacak ve 354,30-TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam, 5.695,92-TL. üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olmaması nedeniyle davacının talep ettiği icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davacının davasının kabulü ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davalının, 3.825-TL. asıl alacak ve 202,78-TL. işlemiş faiz olmak üzere, toplam 4.027,78-TL. üzerinden yaptığı itirazının iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %9 yasal faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
b) Davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 275,13-TL harçtan peşin alınan 65,35-TL + 3,46-TL tamamlama harcı toplamı olan 68,81-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 206,32-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.027,78-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı + 275,13-TL peşin harç + 3,46-TL tamamlama harcı + 800-TL bilirkişi ücreti + 225,75-tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.329,54-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktara göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır