Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/210 E. 2022/760 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/210 Esas
KARAR NO :2022/760

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:29/03/2021
KARAR TARİHİ:20/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirkette 02/05/2019 tarihine kadar yönetim kurulu başkan sıfatına haiz olduğunu, ancak müvekkilinin davalı şirketin iş ve işlemlerine müdahalesi ve bu hususta almış olduğu bir karar bulunmadığını, davalı şirketin hali hazırda olduğu gibi 2018-2019 yıllarında da bizzat yönetim kurulu üyeleri … tarafından yönetildiğini, buna rağmen 30/12/2020 tarihinde yapılan 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısının 6,7,8,9 ve 17 numaralı kararlarında sadece müvekkilinin ibra edilmediğini, aksine şirketin faaliyetlerini bizzat yürüten diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, müvekkilinin söz konusu faaliyetlerde herhangi bir önerisi, işlemi olmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle de alınan kararlardan bizzat sorumlu diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilerek, müvekkilinin ibradan kaçınılmış olmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmadığını, bizzat yönetimde yetki sahibi olan ve doğrudan sorumlu olan işbu yöneticiler sorumluluktan kurtulmak adına halkı yanlış yönlendirdiklerini ve bu nedenle genel kuruldan bu şekilde karar çıkmasını sağladıklarını, şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerin akışı her yönüyle incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, inceleme sonucunda şirketin zarara uğratılmış ise sorumluların …’ın olduğunu, ilgili faaliyet dönemindeki ibranın kapsamına giren iş ve işlemlerde hiçbir müdahalesi, hiçbir bilgisi bulunmayan müvekkili bakımından ibra etmeme kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ibra edilmemesi için geçerli, haklı herhangi bir nedende bulunmadığını, genel kurul kararında da ibra etmeme kararının somut nedenleri ortaya konulmadığını, tamamen keyfi, objektif iyi niyet kurallarına aykırı ve hukuka aykırı olarak alınan asıl yetkili ve sorumlu kişilerin ibrası, müvekkilinin ibra edilmemesi yönündeki kararın bu nedenlerle iptalinin gerektiğini belirterek, davalı şirketin 30/12/2020 tarihinde yapılan 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısının 6,7,8,9 ve 17 numaralı kararlarının iptaline karar verilmesini, müvekkili hakkında ibra, diğer bizzat yönetimi ve tüm yetkileri ellerinde bulunduran … hakkında ibra edilmeme kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; işbu davanın aslen kötü niyetli olarak ikame edildiğini, davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin kabulünün mümkün olmadığını, davacı…’ın Ekim 2017’den Mayıs 2019’a kadar müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, ticaret sicilde kayıtlı açık bir konuda davacı tarafından gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, davacı ilgili dönemlerde şirket yönetim kurulu başkanı olarak şirketi “münferiden en geniş anlamda ve en geniş yetkilerle herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın” temsil ve ilzama yetkili kişi olduğunu, bu kapsamda davacı dışında 2018 ve 2019 yıllarında müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili herhangi bir kişi bulunmadığının açık olduğunu, davacının ilgili dönemlerde herhangi bir önerisi, işlemi olmadığı ve bu kapsamda sorumluluğu olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacının hukuka aykırı iş ve işlemleri ile müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin davacı tarafından yönetildiği süreçte hem öz kaynaklarını yitirdiğini hem de binlerce yatırımcısını mağdur ettiğini, davacı tarafından yapılan hukuka aykırı ve örtülü kazanç aktarımı niteliğine haiz iş ve işlemler sebebiyle müvekkili şirketin hali hazırda daha zarar görmeye devam ettiğini, davacının hukuka aykırı işlemleri sebebiyle sorumlusu olmadığı yüksek meblağlı alacaklardan müvekkilinin sorumlu tutulmaya çalışılmakta olduğunu, müvekkili Şirkete de yöneltilen 19 adet iş, 3 adet Asliye Hukuk ve 7 adet tüketici davası bulunduğunu, anılan davaların aleyhe sonuçlanması sonucu müvekkili Şirketin ödemekle yükümlü tutulacağı bedelin yaklaşık 9.000.000 TL civarında olduğunu, bu durumun bile davacının müvekkili Şirketi içine sürüklediği durumu gözler önüne sermekte olduğunu ve ibra edilmemesine dayanak teşkil ettiğini, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu 2018 ve 2019 yılları içerisinde kendisine ait şirketleri müvekkili şirkete fahiş bedellerle iştirak edinerek hukuki zeminde kendisine haksız kazanç sağladığını ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin davacı tarafından maddi ve itibari zarara uğradığının açık olduğunu, bu kapsamda ilgili zarara sebebiyet veren davacının ibra edilmemesinde herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını, davacı tarafça dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının c bendi ile diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında bira edilmeme kararı verilmesinin de talep edildiğini, bu talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından yapılan usulsüzlükler sebebiyle müvekkili şirkete kesilen idari para cezasından davacının sorumluluğunun bulunmakta olduğunu, anılan kararın iptalinin talep edilmesini kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava genel kurul kararının iptali davasıdır.
Davalı şirket ticaret sicil dosya sureti ve Genel Kurul Toplantı tutanağı ve ekleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış bilirkişi rapor ve ek raporu alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve …, Mahkememize sundukları 24/05/2022 ve 07/09/2022 tarihli kök ve ek raporlarında; Davacının yönetim kurulu başkanı ve imza yetkili olduğu dönemlere ilişkin belgeler ve imzaladığı belgeler tespit edilmiş olup, esasen bu hususlar çekişmesiz olduğunu, 3.maddede şirketin davacının kusur ya da kastı ile özvarlık azalışına neden olduğu, 7.maddede davacının 35.000.000 TL’lik varlık satışı ile zarar yarattığı, 8. maddede 125.000.000 TL’lik hissenin … Holdinge fahiş fiyat ile satıldığı hususlarının davacının sorumluluğunu doğurucu bir nitelikte olduğuna ilişkin dosya muhteviyatında ispata muhtaç kaldığı kanaatlerine varıldığını, 5. maddede davacının kavuşamadığı 52.251.100 TL’lik alacağından o dönemde yönetici olan davacının sorumlu olduğu, 6. maddede hisse devir sözleşmesi ile; …’in devir karşılığında, yukarıda yazılı olan…’ın bildireceği şirket, kurum ve şahısların ödemelerini üstlendiği ve yaklaşık 1.350.000 TL veya mutabakat ile mahsuplaşılacak ve artı eksi rakam…’a ödenecektir. ibareleri ile, belirtilen sözleşmelerde, davalı iddialarının belgelenmiş olduğunu, 9. maddede; … Holding A.Ş. uhdesinde olan hisseler, … A.Ş uhdesinde olan hisselere göre çok düşük bir bedelle satıldığından, bu satışı gerçekleştiren … Holding yönetim kurulu başkanı olan davacının kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, 10. madde de belirtilen hususların değerlendirilmesinin ise tamamen Mahkemenin takdirlerinde olduğunu belirtmişlerdir.
Davacı davalı şirketin 30.12.2018 tarihinde yapılan 2018 ve 2019 yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısında alınan 6,7,8,9 ve 17 nolu kararların iptalini ve kendi hakkında ibra, yönetimi ve tüm yetkileri ellerinde bulunduran … hakkında ibra edilmeme kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin 30.12.2020 tarihli Genel Kurul toplantı tutanağı ve eklerinin incelenmesinde; 6 nolu gündem maddesi ile, 2018 yılına ait faaliyet raporunun katılanların oy birliğiyle kabulüne, 7 nolu gündem maddesi ile, 2019 yılına ait faaliyet raporunun katılanların oy birliğiyle kabulüne, 8 nolu gündem maddesi ile, 2018 yılına ait yönetim kurulu üyesi davacı…’ın katılanların oy çokluğuyla ibra edilmemesine, diğer yönetim kurulu üyelerinin oybirliğiyle ibra edilmesine, 9 nolu gündem maddesi ile, 2019 yılına ait yönetim kurulu üyesi davacı…’ın katılanların oy çokluğuyla ibra edilmemesine, diğer yönetim kurulu üyelerinin oybirliğiyle ibra edilmesine, 17 nolu gündem maddesi ile, idari para cezasının uygulanmasında sorumluluğu olduğu gerekçesiyle davacıya rücu edilmesine, diğer yönetim kurulu üyelerine rücuya gerek olmadığına katılanların oybirliğiyle karar verildiği görülmüştür.
TTK.nın 446. maddesinde, anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali davası açabilecek kişiler belirtilmiştir.
II – İptal davası açabilecek kişiler
MADDE 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu
muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da
olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu
üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.
Davalı şirketin 30.12.2020 tarihli Genel Kurul toplantı tutanağı ve ekinde bulunan genel kurul toplantısında hazır bulunanlara ait listenin incelenmesinde; davacının genel kurul toplantısına katılmadığı anlaşılmıştır. Davacının dava tarihinde davalı şirket yönetim kurulu üyesi olmadığı anlaşılmıştır.
TTK.nın 446/1-d’ye göre, genel kurul kararının uygulanması yönetim kurulu üyelerinin herhangi birinin kişisel sorumluluğuna yol açacaksa, her bir üye iptal davası açabilir. TTK.nın 446/1-d uyarınca iptali talep edilen genel kurul kararı, icra edilebilir bir karar olmalıdır. Bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin ibrası ya da azli gibi icrası gerekmeyen kararların iptali talep edilemeyecektir.
Bu nedenlerle davacının TTK.nın 446. maddesinin 1-a, c ve d bentlerinde sayılan dava açmaya yetkili kişilerden olmadığı anlaşılmıştır.
TTK.nın 446/1-b bendinde; toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin de genel kurul kararlarının iptali davası açabileceği düzenlenmiş ise de; davacının bu bentte düzenlenen durumların varlığını iddia etmediği ve bu madde hükmüne dayanmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre davacının TTK.nın 446. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali davası açma hakkı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine karar verilmesini talep etmiş ise de; TTK.nın 408. maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin ibraları Genel Kurulun devredilemez yetkisi dahilinde olduğundan Mahkememizin Genel Kurul yerine geçerek ibra edilmeme kararı vermesinin mümkün olmadığından bu talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın tümden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır