Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/195 E. 2023/280 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARA
ESAS NO:2021/195 Esas
KARAR NO:2023/280

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/03/2021
KARAR TARİHİ:11/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … …, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı Davalı … ve Ticaret Anonim Şirketi (“…” veya “Şirket”)’nin 25.03.2019 tarihinde gerçekleştirilen 2018 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ,üç yıl süre ile (23.03.2022 tarihine kadar) Şirket Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmak üzere tayin edildiğini, müvekkilinin görev süresinin bitimine on beş ay süre varken, 25.12.2020 tarihinde gerçekleştirilen 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kurulu’nun yeniden seçilmesi yoluyla müvekkilinin Görevden azledildiğini, TTK m. 5/1-1 uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri bakımından dava şartı olarak öngörülen zorunlu arabuluculuk kapsamında, İstanbul Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını, … büro dosya numarası ve 2021/26601 arabuluculuk numarası ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını, görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin 25.03.2019 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan karar ile 25.03.2022 tarihine kadar görev yapmak üzere Yönetim Kurulu Üyesi seçildiğini, müvekkilinin ve diğer yönetim kurulu üyelerinin görev süresi henüz dolmamış olmasına rağmen 25.12.2020 tarihinde gerçekleştirilen 2019 yılı olağan Genel Kurul Toplantısında yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi gündeme geldiğini, görev süresi dolmayan müvekkilinin tekrar aday gösterilmesine rağmen Yönetim Kurulu Üyesi olarak seçilmediğini, Yeni Yönetim Kurulu üyelerinin seçilmesi ile müvekkilinin Yönetim Kurulu Üyeliğinin sona erdiği 12.01.2021 tarihli Türkiye Sicil Gazetesi’nde de tescil ve ilan edildiğini, müvekkilinin herhangi bir haklı sebep gösterilmeksizin ve görev süresi dolmadan Yönetim Kurulu Üyeliğinden azledildiğini, geçmiş yıldaki huzur hakkına ilişkin olarak,28.03.2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlarda da yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı bakımından yeni bir ücret belirlenmediğini, önceki yıl ödenen ücretlerin ödenmesine karar verildiğini, önceki yıl ödenen huzur hakkına ilişkin olarak, Şirketin 09.03.2016 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Toplantısında ise, yönetim kurulu üyelerinin her birine aylık net 15.000 TL huzur hakkı ücreti ödenmesine karar verildiğini, bu itibarla müvekkilinin görevinin erken sona erdirilmesi sebebiyle, aylık 15.000 TL’den on beş ay için, toplam 225.000 TL’den huzur hakkı ücretinden mahrum kaldığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin uğradığı 225.000 TL zararında şimdilik 10.000 TL tutarındaki kısmının azledilen tarihten itibaren işleyecek, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalı şirket tarafından tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ana sözleşme örneğinin sunulduğunu, ana sözleşmenin yedinci maddesinde, ”yönetim kurulu üyelerinin en çok üç yıl için seçilecekleri, genel kurul lüzum görürse yönetim kurulu üyelerini her zaman değiştirebileceği” hükmüne yer verdiğini, TTK’nın 364.maddesinde de gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurur kararıyla yönetim kurulu üyelerinin her zaman görevden alınabileceğinin düzenlendiğini, davacının görevden alma (azil) gerekçesiyle tazminat davası açmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı 25.12.2020 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak hazır bulunduğunu ancak TTK 445.maddesi çerçevesinde 3 ay içinde herhangi bir genel kurul iptal davası açılmadığını, söz konusu genel kurul kararının kanun ve ana sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olmadığı hususunun kesinleştiğini, davacı tarafından yapılan genel kurulda alınan karar uyarınca ibra edilmediğini, ibra edilmeyen bir yönetim kurulu üyesinin grup hisselerini temsil imtiyazı da bulunmadığından yeniden seçilmemesi hakkaniyete aykırı düşmediğini, müvekkilinin yönetim kurulunun 7 kişiden oluştuğunu, ana sözleşmeye göre toplantı nisabının 5 olduğunu, yönetim kurulunun herhangi bir karar alabilmesi için toplantıya en az beş kişinin katılmasının gerektiğini, diğer yönetim kurulu üyeleri ağabeyi … … … ile birlikte hareket ederek noter kanalıyla yapılan davete rağmen yönetim kurulu toplantılarına katılmadıklarını, 2019 yılı olağan genel kurul çağrı kararının alınmasını engellediklerini, 70 yıllık geçmişi olan ve köklü bir aile şirketi konumu bulunan şirket ilk kez yönetim kurulu başkanı … … …’nun mahkemeye başvurarak kayyım tayin edilmesi üzerine genel kurul toplantısı yapılabildiğini, genel kurul toplantılarının yapılması için yönetim kurulu oy birliğiyle karar alındığını, pandemi nedeniyle oy birliği ile ileri bir tarihte genel kurul çağrı kararının alınmasının öngörüldüğünü, bu çerçevede 16.06.2020 ve 22.06.2020 tarihlerinde çağrı kararı almak üzere yönetim kurulu toplantısının yapılması için iki kez noter kanalıyla üyelere davet yapıldığını, davacı ile birlikte hareket edenler toplantı nisabının oluşmaması için, diğer bir anlatımla genel kurul çağrı kararının alınmaması için yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, genel kurul çağrı kararlarının yönetim kurulu kararı alınamadığı için yönetim kurulu başkanı … … … kayyım atanmak suretiyle alınması ve genel kurul toplantılarının yapılmasının mümkün olduğunu, yönetim kurulu toplantılarına hem yönetim kurulu üyesi olarak ve hem de özel bir çağrıya rağmen şirket çalışanı sıfatıyla katılmadığını, bu nedenle genel müdür yardımcısı – şirket çalışanı sıfatıyla iş akdi, İş Kanunun 25/II maddesi çerçevesinde feshedildiğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, süresi dolmadan görevden alınan yönetim kurulu üyesi davacının 6102 sayılı TTK’nun 364/2. Maddesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce usül ve yasaya uygun araştırma ve inceleme yapılarak ; tarafların göstermiş olduğu deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş, SGK kayıtları, davalı tarafından davacıya yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belgeelr celbedilmiş, bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre;
Davacı tarafından sunulan 26.11.2019 tarih 2019/23 karar numaralı, 04.12.2019 tarih 2019/23 karar numaralı, şirket olağanüstü genel kurul toplantısı konulu davalı şirket yönetim kurulu kararı imzasız taslaklarının yeni yönetim kurulu seçimi gündemini içerdiği, davacıya Av. … tarafından yanlışlıkla gönderildiği iddia edilen 3.07.2020 ve son düzeltme tarihi 12.11.2020 … … Yatırım İnşaat Anonim Şirketi 12 Kasım 2020 Tarihli 2019 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı taslağında davacıya yeni seçilen/seçilecek yönetim kurulu içinde yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından 16.06.2020 tarihinde gerçekleştirilecek Yönetim Kurulu toplantısına daveti içerir … 5. Noterliği 10.06.2020 T. … Yevmiye no’lu ihtarnamenin keşide edildiği, 16.06.2020 tarihinde gerçekleştirilecek Yönetim Kurulu toplantısında çoğunluk sağlanamaması sebebiyle 22.06.2020 tarihinde gerçekleştirilecek Yönetim Kurulu toplantısına daveti içerir … 5. Noterliği 16.06.2020 T. … Yevmiye no’lu ihtarnamenin keşide edildiği görülmüştür. Davacının, Davalı Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla … … …’na hitaben … 5. Noterliği 16.06.2020 T. … Yevmiye no’lu ihtarnameye cevaben 22.06.2020 tarihinde önceden planlanan sağlık kontrolleri sebebiyle Yönetim Kurulu toplantısına katılmasının mümkün olmadığını içerir … 23. Noterliği 19.06.2020 T. 09143 Yevmiye no’lu ihtarname keşide ettiği görülmüştür.
… 5. Noterliği 22.06.2020 T. … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 22.06.2020 tarihindeki Yönetim Kurulu Toplantısına bildirimlere rağmen katılmaması sebebiyle Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştığı iş akdinin haklı sebeple feshedildiğinin davacıya bildirildiği, davalının iş akdi fesih koşullarının oluşmadığı,yönünde … 23. Noterliği 23.06.2020 T. 09290 Yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiği görülmüştür.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi … K. Sayılı ilamı ile … … …’nun şirket tönetim kurulu başkanı olarak genel kurula çağrı gündemi ile yönetim kurulunu 07.04.2020, 16.06.2020 ve 22.06.2020 tarihinde toplantıya çağırdığı, ancak yönetim kurulu toplantısının yapılamadığı, genel kurula çağrı kararının alınamadığının, ibraz edilen çağrı ve toplantı tutanaklarından anlaşıldığı belirtilerek … … Yatırım İnşaat Anonim Şirketi ‘nin davacı ortağı … … …’ na gündem maddeleri ile ilgili bu maksatla kayyım olarak tayini ile, kayyıma geçmiş yıla ilişkin Genel Kurula Çağrı İzni verilmesine karar verildiği görülmüştür.
…. İş Mahkemesi’nin … K. Sayılı ilamı ile davacının genel müdür yardımcılığı görevine ilişkin hizmet akdinin feshine yönelik davacının toplantılya sağlık kontrolleri olduğundan katılamayacağını bildirdiği ancak tebliğin şirkete 24.06.2020 tarihinde toplantıdan sonra ulaştığı, dosyaya sunulu belgelere göre davacının toplantı günü olan 22.06.2020 de özel hastanede check-up yaptırdığı bu haliyle davacının feshe gerekçe yapılan toplantı günü toplantıya geçerli sebeple katılmadığının kabulü gerektiği ifadesi ifadesiyle iş aktinin feshinin haksız olduğunu kabul ile buna göre hüküm tesisi ettiği görülmüştür.
Davacıya ait 22.06.2020 tarihli Tıbbi Laboratuvar Raporunda İstek Tarihinin 20.06.2020 olduğu, örnek alım tarihinin 22.06.2020 olduğu görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say. TTK. m. 64,65,66 ve 82. Mad. VUK. m. 220-226,229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222 sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı; Takdiri Sayın Mahkemenizdedir.Davacının davalı şirkette hissesi olmadığı, sadece yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sıfatı ile görev yaptığı, Davacının 2018 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında 25.03.2019 tarihinden itibaren 3 yıllık süreyle yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, Davacının 25.12.2020 Tarihli 2019 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ibra edilmediği, Davacının yönetim kurulu üyeliği görevinden alınması sebebiyle kanun gereği kendisine tanınan tazminat hakkını ortadan kaldıracak objektif ve haklı sebebin bulunup bulunmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacının ibra edilmeden önce 2020 yılında aylık aldığı net huzur hakkının 15.000,00 TL olduğu, Davacının yönetim kurulu üyeliği görevinden alınması sebebiyle uğradığı zararın 225.000,00 TL olduğu, Dosya kapsamından önceki başlıkta hesaplanan tutardan indirilmesi gereken davacının görev alınması sebebiyle tasarruf ettiği, yapmaktan kurtulduğu veya görev alınması sonrası bir işten elde ettiği gelire ilişkin bir tespit yapılamadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Tarafların beyan ve itirazlarının Kök Raporda yer alan tespit ve görüşlerimizden ayrılmaya yeterli olmadığı ve bu doğrultuda Kök Rapordaki tespit ve görüşlerini beyan ettikleri mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … … … beyanında özetle; şirketin aile şirketi olduğunu davacının kardeşi olduğunu, son senelerde kuzenler arasında sıkıntı olduğunu bunu sonradan anladığını, kardeşi ile birlikte iş aktinin feshedildiğini, toplantıya mazeretleri nedeniyle katılmadıklarını, diğer ortakların yönetimi değiştirmek istediklerini ve bun yönde karar aldıklarını beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … … beyanında özetle; şirkette devam eden %16 hissesi olduğunu, şirket ortakları 3 kardeş ve ekibi davacı ve kardeşini istemediler, şirketten uzaklaştırmak istediler, 2019 yılı yönetim kurulu toplantılarında ve devamında istemediklerini hakareten varan cümleler ile söylediklerini, bu nedenle evraklarımı alıp toplantıdan çıktığını, son zamanlarda bu hakaretlerin daha fazla olmaya başladığını, hatırladığı kadarıyla 2019 yılı gibi yönetim başkanı … …’nun kendisine ”ya sende bizimle birlikte olursun, ya da sende bu şirketten gidersin,” dediğini fakat kendisinin o zaman anlamadığını, kendisinin de ”doğru olan iki kuzenimin yanında olunca 2020 senesinde yapılan genel kurulda beni ibra etmeyerek yönetim kurulu üyeliğinden çıkarmak istediler, oradaki komiserin müdahalesi ile beni çıkaramayacaklarını anladılar, ben yönetim kurulunda kaldım, ancak yönetim kurulunda diğer iki kuzenime yapılan hakaretleri duymamak için yerime…’ı getirdim, ben…’ı mecburen sırf 3 kardeş ile muhatap olmamak için getirdim. Bu nedenle yönetim kurulundan ücret alamıyorum, imza yetkimi kaldırdılar,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; davalı şirkette şuanda muhasebe ve finanstan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, 2 yılı önce muhasebe müdürü olduğunu, halende devam ettiğini, 2019 yılı Haziran-Temmuz ayında kendisini yönetim kurulu toplantısına çağırdıklarını, kendisine ortaklardan … … ve … … nun ortaklıktan ayrılmak istediğini … isimli yönetim kurulu üyesinin söylediğini, bunu şirket değerlemesi yaptırmak istedikleri için kendisine söylendiğini, …, … ve … … bu toplantılara katılmadığını, bunun üzerine … ve …’ın işlerine son verildiğini, ertesi gün … ve … … ile bir araya geldiklerini, haksız olarak görevden alındıklarını ve görevlerinin devam ettiğini söylediklerini, görevleri devam ettiğinden yönetim kurulu başkanı … … emir almamasını kendilerinden emir almalarını söylediklerini, bu söylediklerinin özetine ilişkin bir yazı imzalatmak istediklerini kendisinin imzalamadığını, diğer çalışanlara da mail gönderdiklerini, davacının yönetim kurulu üyeliği 25 Aralık’a kadar devam ettiğini, 25 Aralıkta yeni yönetim seçildiğini, Genel kurul davacıyı uygun görmediğini beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; davalı şirkette personel özlük ve idari işler şefi olarak çalıştığını konu ile ilgili direk bilgisi olmadığını, sadece davacı …’nun son yönetim kurulu toplantısına katılmadığından dolayı üst yönetime bilgi verdiğini, fesih süreci ile ilgili bilgisi olduğunu, 24 Haziran tarihinde … Bey insan kaynakları müdürünü çağırdığını … ve … Bey ile ilgili sigorta çıkış işlemlerinin yapılmasını istediğini, sonra çıkış işlemlerinin yapıldığını, daha sonra insan kaynakları müdürü … Bey durumu … ve … Beye anlatmak için gittiğini, daha sonra … Bey dönünce çıkış işlemlerinin iptal edilmesini, özlük uzmanı … Beye söylediğini, bu talimatı … Beyin çıkış işlemlerinin bu şekilde yapılamayacağı yönünde talimat vermesi üzerine kendilerinin de çıkış işlemlerinin iptalini sağladığını, çıkış iptali ile ilgili bir tutanak tutulduğunu beyan etmiştir.
Davacı taraf yönetim kurulu üyeliğinden görev süresi dolmadan alındığı gerekçesi ile tazminat talebinde bulunmuş davalı ise, davalı ise davalı ve birlikte hareket eden diğer ortakların genel kurul çağrı kararı alınmaması için yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, ibra edilmeyen davacının yeni yönetimde yer alamayacağını, ana sözleşme ve TTK 364 maddesi gereğince genel kurulun her zaman yönetim kurulu üyelerini değiştirebileceğini, ileri sürmüştür.
Mahkememizce usül ve yasaya uygun araştırma ve inceleme yapılarak, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında, davacının 25.03.2019 tarihinde yapılan genel kurulda üç yıl süre ile davalı şirkette yönetim kuruluna seçildiği, 25.12.2020 tarihinde yapılan 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında üç yıllık görev süresi dolmadan yeni bir yönetim kurulu üyesi seçilmek suretiyle davacının yönetim kurulu görevine son bulduğu konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlık, süresi dolmadan yönetim kurulu üyeliğininden alınan davacının, yönetim kurulu üyeliği sonuna kadar alması gereken ve yoksun kaldığı huzur hakkının 6102 sayılı TTK’nun 364/2. Maddesi kapsamında davalı şirketten talep edip edemeyeceği konusundadır.
6102 sayılı yasanın görevden alma başlıklı 364. Maddesinde ”(1) Yönetim Kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir. (2) 334 üncü madde hükmü ve görevden alınan üyenin tazminat hakkı saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Gerek taraflar arasında keşide edilen ihtarnameler gerekse dinlenen tanık beyanları, gerekse imzasız genel kurul çağrısına ilişkin yönetim kurulu kararlarına göre şirket ortakları arasında şirket yönetimi noktasında çekişmeler olduğu, bir kısım şirket ortaklarının davacının şirkette yönetim kurulu üyeliğini istemediği, davalı şirket genel kurulunun bu nedenle toplanamadığı ve genel kurul toplantısı için kayyum tayin edildiği, yapılan toplantıda davalının görev süresi dolmadan yeni bir yönetim oluşturularak davalının yönetim kurulu üyeliğinin sonlandırıldığı, davacı ve davacıyı destekleyen ortakların genel kurulda ibra edilmediği, davalının yeni yönetim seçilmesinin azil olmadığı ve ibra edilmeyen birinin yönetime seçilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, davacı ve bir kısım yönetim kurulu üyesinin ibra edilmemesine yönelik haklı bir sebebin varlığının davalı tarafında ispat edilemediği, genel kurulun yönetim kurulu üyelerini her zaman değiştirilebileceği fakat haklı bir sebep olmadan değiştirme halinde TTK 364/2 kapsamında tazminat ödemekle yükümlü olunacağı, davalının haklı bir sebebin varlığını ispat edemediği bu nedenle de davacının tazminat talep hakkının olduğu değerlendirilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 364/2. maddesinde tazminat miktarının nasıl belirleneceği hususunda bir hüküm yer almamaktadır. Bununla birlikte anonim şirket yönetim kurulu üyesi ile şirket arasındaki hukuki ilişkilere somut olayın niteliğine uygun olacak biçimde vekalet aktine ilişkin hükümler uygulanabilecektir. Böylece, TTK m. 364/2 maddesi uyarınca azledilen üye, vekalete ilişkin genel hükümlere göre tazminat isteyebilir. Bu bağlamda 6098 sayılı TBK’nın 512. maddesine göre, ‘‘uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Kural olarak, davacı taraf sözleşmenin haksız olarak feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bu husus iş sahibinin temerrüdü halini kapsamaktadır. Bu itibarla ihtilafın çözümünde, dava konusu olaya da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK 408. maddesinin de gözardı edilmemesi zorunludur.
BK’nun 408.maddesi (818 sayılı BK 325) “ İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de davacının alacağı miktarı tespit edilmiş alınan rapor hüküm kurmaya yeterli denetime everişli görülmüştür.
Gaziosmanpaşa Sosyal Güvenlik Merkezinin 27.01.2023 tarihli müzekkere cevabında davacının çalışma kaydı ile çalıştığı işyerlerine ilişkin bilgiler gönderilmiş, bu şirketlere mahkememizce müzekkereler yazılmış ise de davacının görevinin sonlanmasından sonra bir çalışma kaydının olmadığı gelen SGK hizmet cetvelinden anlaşıldığı gibi davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemdeki çalışmaları dışında yeni bir çalışması olduğu davalı tarafından da ispat edilememiş, davacının başka bir iş yaparak kazandığı yarar olmadığı ve görev sonun kadar ücrete hak kazandığı anlaşılmıştır. Davacının en son net huzur hakkının 15.000,00 TL olduğu yönetim kurulu üyeliği görevinden alınması sebebiyle uğradığı zararın 225.000,00 TL olduğu, anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile 225.000,00 TL’nin ( 10.000,00 TL’sine dava tarihi olan 22.03.2021 tarihinden, 215.000,00 TL’sine ıslah tarihi olan 22.09.2022 tarihinden itibaren işleyecek ) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 15.369,75-TL harçtan, peşin alınan 3.842,44-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 11.527,31-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 34.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı + 170,78-TL peşin harç + 3.671,66-TL ıslah harcı + 3.000,00-TL bilirkişi ücreti + 265,10-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 7.166,84‬-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 11/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır