Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/159 Esas
KARAR NO :2022/576
DAVA:Şirkete Özel Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ:08/03/2021
KARAR TARİHİ:15/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı müvekkillerinin, davalı şirketinde pay sahibi olduklarını, davalı şirket hissedarlardan; …’ın davalı şirket yönetim kurulunda görev yaptığını, davalı şirket hissedarlarından … ve …’nın ise dava konusu 08/12/2020 tarihli genel kuruluna kadar davalı şirket yönetim kurulunda görev yaptığını, ancak söz konusu genel kurulda görevlerinden azledildiğini, davalı şirket hissedarları arasında gruplaşma söz konusu olduğunu, … Turz. ve İnş. Yatırımları A.Ş. …’nun çoğunluk pay sahipleri olduklarını, müvekkilleri …’ın ise azınlık pay sahibi olduklarını, müvekillerinin de aralarında bulunduğu Azınlık Pay sahiplerinin çoğunluk pay sahipleri ile ilişkisi, davalı şirket bünyesindeki ilişkiler ile sınırlı olmadığını, azınlık pay sahipleri birlikte veya ayrı ayrı olarak doğrudan veya dolaylı şekilde azınlık pay sahibi oldukları şirketler ile bir süredir çoğunluk pay sahipleri ile şirketlerin yönetimine dair problemler yaşadığını, yönetim çoğunluğunu ellerinde bulunduran çoğunluk pay sahiplerinin, müvekilleri ile sağlıklı bir bilgi paylaşımını tercih etmediklerini ve hatalarını başka hatalarla düzeltmeye çalıştıkları için şirketlerin, pay sahiplerinin kötü yönetimleri altında bu duruma sürüklendiğini, davalı şirketin 08/12/2020 tarihli olağan genel kurulunda çoğunluk pay sahiplerinin vermiş olduğu olumsuz oylar neticesinde müvekkillerinin özel denetçi tayini talebi reddedildiğini, bu nedenle TTK m 439 uyarınca huzurdaki davayı açmak ve Mahkemeden özel denetçi tayin edilmesini talep etme gerekliliğinin doğduğunu, davalı şirketin, 2019 yılı olağan genel kurulu ilk olarak 09/11/2020 tarihinde toplandığını, bu genel kurulda müvekkillerinin TTK m 437/2 uyarınca “bilgi alma ve inceleme hakkı”nı kullandığını ve davalı şirket yönetim kuruluna birtakım sorular yöneltildiğini, müvekkillerinin sormuş oldukları sorularla esasen ekonomik olarak kötü gitmekte olan davalı şirketin zararının gerçek boyutunu öğrenmek, bu zararın sebeplerini bilmek ve bunlara uygun bir çözüm üretmek için harekete geçmeyi amaçladığını, müvekkilleri yalnızca davalı şirkette değil, yukarıda adı geçen şirketlerde yapılan genel kurallarda da bilgi alma talebinde bulunduğunu, bu şirketlerin hepsini hakimiyeti elinde bulundurulan çoğunluk pay sahiplerinin tasarrufu ile yönetiltiğini ve ekonomik olarak kötü yönde gittiğini, grup şirketlerinin kendi arasındaki borç alacak ilişkisi hakkında hiçbir açıklamada bulunulmadığını, bunun da ötesinde bir grup şirketi yapısı içerisinde olunduğunu bilinçli olarak görmezden gelindiğini, diğer şirketlerle yapılan ve davalı şirket nezdinde zarara sebebiyet veren işlemlerin açıklanmasında kaçınıldığını ve siz de zaten biliyorsunuz şeklinde bir yaklaşımla soruların bertaraf edildiğini, 09/11/2020 tarihli genel kurulda toplantı finansal tabloların görüşülmesi için 08.12.2020 tarihine ertelendiğini, bu tarihten yalnızca 1 gün önce yani 07.12.2020 tarihinde çoğunluk pay sahipleri arasında seçilmiş olan yönetim kurulu üyeleri tarafından bir takım cevaplar verildiğini, ancak bu cevapların hiç bir şekilde tatmin edici olmayan, yetersiz ve gerçeği yansıtmayan beyanlardan ibaret olduğunu belirterek davalı şirkete özel denetçi atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacıların 2019 yılı olağan genel kurul toplantısı kapsamında sordukları ve bir kısmını bu özel denetim davası ile de tekrar yönelttikleri soruların yanıtlarının halihazırda ve zaten davacıların uhdesinde olduğunu, davacıların şirketin işleyici hakkında, başkaca hiçbir şirkette görülemeyecek kadar kapsamlı bilgiye sahip olduklarını, açıklığa kavuşturulması gereken şüpheli olgular belirlenerek ortaya konulmadığını, şirket organlarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal etmediğini, şirket veya pay sahiplerinin herhangi bir zarara uğratılmadığını, davacı taraflarca iletilen soruların kapsamı ve konusu itibariyle özel denetçi tarafından incelenmeye elverişli olmadığını, huzurdaki özel denetim talebinde sordukları sözle soruların yanıtlarından çok daha detaylı ve güncel bilgiye sahip olduklarını, davacılara 2021 yılında, bir diğer anlatımla kendilerinin yönetim kurulunda kendi ifadeleri ile temsil edilmedikleri dönemde de hiçbir eksiklik olmaksızın TTK’nın kural ve standartlarının çok ötesinde bilgilendirme yapılmadığını, huzurda ki davada özel denetimin koşullarının bir tekinin dahi gerçekleşmediğini, davacıların, şirketin kurulundan bu yana kanunun sağladığı hakların çok ötesinde yönetim, kontrol ve bilgi alma imkanlarına sahip olduklarını ve bu hakları aktif olarak kullandıklarını, davacılarca temsilcileri olduğu beyan edilen … ve …’nın yıllarca yönetim kurulu üyesi olduklarını, ayrıca davacı …’in birkaç dönem yönetim kurulu başkan yardımcılığı dahi yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; TTK.nın 438 ve devamı maddeleri uyarınca özel denetçi tayini talebine ilişkindir.
TTK.nın 438.maddesinde; ”(1) Her pay sahibi, pay sahipliğinden kaynaklanan haklarını kullanabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmış ise, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. (2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi 30 gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.”
TTK.nın 439.maddesinde “(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri ve payların itibari değeri en az 1.000.000 TL olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulundu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunun veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıkları, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.”
TTK.nın 440.maddesinde “(1) Mahkeme şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. (2) Mahkeme istemi yerinde görürse istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 22/06/2022 tarihli raporunda; davalı şirketin … şirketinden 2019 yılı sonu itibariyle 67.303.381,21 TL + 235.839,22 TL= 67.539.220,43 TL tutarında alacağının göründüğü bu alacağın toplam aktife oranının %28’e denk geldiğini, davalı şirketin … şirketine vermiş olduğu borç karşılığı teminat aldığı hususunda herhangi bir belgenin ibraz edilmediğini, davalı şirketin 2019 yılı sonu itibariyle 7.465.000 Euro + 6.096.698 TL kredi borcunun bulunduğunu, bu tutarın TL karşılığının ise 55.743.427 TL’sına baliğ olduğu, davalı şirketin kullanmış olduğu banka kredi tutarları toplamının … şirketine verilen borç tutarları ile yaklaşık olduğu, … şirketinden alacağın tahsil edilmesi durumunda davalı şirketin 2019 yılı için banka kredilerine ihtiyaç duymayabileceğini, davalı şirketin kullanmış olduğu krediler yönünden katlandığı finansman gideri tutarı toplamının 7.386.158,64 TL olarak raporlandığı ancak … şirketine verilen borç ile ilgili olarak aynı şekilde finansman maliyetinin yansıtıldığı yönünden bir tespitin yapılamadığını, şirketin bu şekilde zararının oluşabileceğini, diğer yandan davalı şirketin Kurumlar Vergisi Kanunu 13. maddesinde düzenlenen Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı vergisel riski ile karşı karşıya bulunduğunu, davalı şirketin … şirketinden olan alacağın tahsil edilememe ya da tahsilat süresinin uzamasının davalı şirketin net işletme sermayesinin negatif görümüne sokacağı bunun da davalı şirketin için (mevcut kredi borcunu ödeyebileceği duran varlıklar (satılması halinde) mevcut olsa da) önemli finansal riskleri barındırdığını, davalı şirketin vadesi geçmiş ertelenmiş vergi ve diğer yasal yükümlülükler olarak raporlandığı 14.219.860,12 TL borcunun bulunduğunu, davalı şirketin 2019 yılı bütçelenmiş rakamlar ile gerçekleşmiş rakamlar yönünden yapılan incelmelerde, bütçelenmiş rakamlardan sapmaların düşük düzeyle kaldığı ve kabul edilebilir aralıklarda sapmaların gerçekleştiğini, davalı şirketin 2019 yılı gerçekleşmelerinin genel olarak bütçe rakamları uyumlu olduğunu, davalı şirketin danışmanları için ödemiş olduğu ücretlerin piyasa ortalamalarında olduğu ve görevlendirdiği danışmanların yeminli mali müşavir ve avukat olduğunu, davalı şirketin … A.Ş. ve … Turz. A.Ş. olarak iki adet bağlı ortaklığının bulunduğu, 2019 yılı sonu itibariyle davacı şirketin bağlı ortaklardan … firmasından 23.289,68 TL tutarında alacaklı olarak görünmekteyken … Tur. Şirketine 25.950,63 TL tutarında borçlu olarak göründüğü, davalı şirketçe verilen kefaletlere ilişkin olarak davalı şirket yasal defterleri ile dosya kapsamında yapılan incelemelerde davalı şirketin bağlı ortaklığı konumunda olan … Turz. A.Ş.’nin 3.000.000 TL tutarındaki kredi borcuna 29/05/2017 tarihinde kefil olduğunu, davalı şirketin başkaca vermiş olduğu kefalet olduğu yönünde davalı şirket yasal defterlerinde herhangi bir tespitin yapılamadığını, ancak davalı şirketin de içinde bulunduğu diğer ilişkili şirketlerin kullanmış oldukları banka kredilerine ilişkin sözleşmelerde davalı şirketin imzasının olup olmadığının ve bu yönde davalı şirketin üstlenmiş olduğu risk olup olmadığı hususunun araştırılması hakkında takdirin mahkemeye ait olduğunu, ortakların ortak oldukları diğer şirketlerin vadelerinde ödenmesinde güçlük çekilen ya da ödenemeyen borçları için Finansal Yeniden Yapılandırma sistemine müracaat edildiği ve kredi alacaklısı bankalarla görüşmeler yapıldığının anlaşıldığı, davalı şirketin kendi kredi borçları için Finansal Yeniden Yapılandırma sistemine müracaat edip etmediği müracaat etmemiş olsa da diğer şirketlerin (örnek vermek gerekirse … şirketi) kredi borçları için FYY sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza atıp atmadığı hususunun tespitinin ve davalı şirketin bu şekilde bir sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza atmış olması durumunda davalı şirketin karşılaşabileceği finansal risklerin analizinin yapılarak işletmenin mali yapısına olası etkilerinin incelenmesi ve finansal risklerinin ortaya konulmasının gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıların hissedarı bulunduğu davalı şirkete özel denetçi atanmasını talep etmiştir. Davalı şirketin merkezinin Şişli ilçesinde bulunduğu, davacıların davalı şirketin % 48,85 oranında hissedarı oldukları, davalı şirketin genel kurulunun 08/12/2020 tarihinde yapıldığı, davanın 08/03/2021 tarihinde açıldığı, 08/12/2020 tarihli genel kurulda davacıların özel denetçi tayini talebinin oy çokluğuyla reddine karar verildiği, buna göre TTK.nın 438/1. ve 439. maddelerine göre Mahkememizin bu davada yetkili olduğu, davacıların dava açması için gerekli oranda hissesinin bulunduğu, davacıların bu davayı açmaya hakkı bulunduğunu ve davanın 3 aylık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/03/2014 tarih ve 2013/6684 Esas, 2014/6017 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Özel denetçi tayinine dayanak yapılacak olan vakıalar yönünden kesin hüküm sözkonusu edilemeyeceğinden kesin delil aranmasının dayanağını bulmak güçtür. Kanun koyucu özel denetçi istemine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır. Özel denetçinin çalışma alanlarına giren ve bunun sonucu ile ilgili bulunan bilançonun gerçekliğinin araştırılması istemlerinde özel denetçi atanması konusunda daha da ılımlı davranmak gerekmektedir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası, davalı şirketin 09/11/2020 ve 08/12/2020 tarihli genel kurul toplantı tutanakları ve ekleri, bilgi talebine ilişkin 09/11/2020 tarihli dilekçe ve davalı şirketin 07/12/2020 tarihli bilgi alma talebine ilişkin cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, özel denetçi atanması davasında tam ispatın aranmadığı, yaklaşık ispatın yeterli olduğu, küçük pay sahiplerinin korunması için denetçi atanmasının gerektiği hususları göz önüne alınarak, davalı şirketin hakim teşebbüsle ve diğer bağlı şirketlerle veya diğer bağlı şirketler yararına üçüncü kişilerle kurduğu hukuki ilişkilerde kayba uğrayıp uğramadığı, bankalarla yürütülen yeniden yapılandırmanın hangi aşamada olduğu ve davalı şirketin ne kadar bir borç yükünü, ne kadarlık bir vadede hangi araçlarla tasfiye edeceği,2019 faaliyet yılında bütçeden ne kadar bir sapma gerçekleştiği ve sebebinin ne olduğu, şirketin bugüne kadar çalıştığı danışmanların iş tanımları, kendilerine şirketten ödenen toplam ücretler ve şirket için yaptıkları çalışmaların ne olduğu hususlarında, davalı şirkete özel denetçi tayin edilmesi gerektiği, davacının özel denetçi atanması talep ettiği diğer konularda özel denetçi atanması talebinin dosya kapsamı ve yasal mevzuata göre yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılarak;
-Davalı şirketin hakim teşebbüsle ve diğer bağlı şirketlerle veya diğer bağlı şirketler yararına üçüncü kişilerle kurduğu hukuki ilişkilerde kayba uğrayıp uğramadığı,
-Bankalarla yürütülen yeniden yapılandırmanın hangi aşamada olduğu ve davalı şirketin ne kadar bir borç yükünü, ne kadarlık bir vadede hangi araçlarla tasfiye edeceği,
-2019 faaliyet yılında bütçeden ne kadar bir sapma gerçekleştiği ve sebebinin ne olduğu,
-Şirketin bugüne kadar çalıştığı danışmanların iş tanımları, kendilerine şirketten ödenen toplam ücretler ve şirket için yaptıkları çalışmaların ne olduğu,
hususlarında rapor düzenlenmesi için ekonomist Prof.Dr. …‘in özel denetçi olarak atanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Özel Denetçinin şirket merkezinde 1 aylık süre içersinde TTK.’nın 441. ve 442. maddelerindeki düzenlemelere uygun olarak inceleme yaparak rapor düzenlemesine,
3-İnceleme için takdir edilen 1 aylık sürenin ilgili tüm belge ve kayıtların hazır edildiğinde başlamasına, ilgili tüm belge ve kayıtların hazır edildiği hususunun davalı tarafından bildirilmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine,
4-İşin mahiyeti gözönüne alınarak denetçi için 7.500 TL ücret takdirine, ücretin TTK.‘nın 444.maddesi gereğince davalı şirket tarafından 2 haftalık kesin süre içinde yatırılmasına, ücret yatırıldığında özel denetçiye tebligat çıkarılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 21,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Davacılar tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmına göre 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 76,95 TL tebligat- müzekkere gideri ve 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.576,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 si olan 788,47 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı … ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı, TTK 440/2. maddesi gereğince kesin olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2022
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır