Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/99 E. 2020/689 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/99 Esas
KARAR NO:2020/689

DAVA:Menfi Tespit- İstirdat- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ :06/02/2012
KARAR TARİHİ:05/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı tedarikçi … firması ile imzaladığı 19/03/2011 tarihli Doğalgaz Satış Sözleşmesi gereğince üstlendiği tüm yükümlülükleri ifa ettiğini, gaz alım miktarı ve ödenmesi … firması tarafından kabul ve ifa edilen asıl gaz bedelleri konusunda aralarında bir ihtilaf bulunmadığını, anılan sözleşmenin vade tarihinde yenilenmeyerek sonlandırıldığını, ihtilafın, davalı tedarikçi … firmasının Doğalgaz Satış Sözleşmesine göre talep etme hakkı bulunmayan gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti adı altında ek bedeller talep etmesi üzerine doğduğunu, sözleşmenin 7. ve 19/ilk maddelerindeki hükümlerde anılan koşulların eldeki olayda gelişmemiş olması nedeniyle, davacı … firmasının … uygulamalarından kaynaklanacak herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, dolayısıyla Doğalgaz Satış Sözleşmesi kapsamında olmayan ihtilaf konusu ilave bedellerin davacıya yansıtılamayacağını ve buna ilişkin EPDK görüşü de bulunduğunu, davacı müşteri … firması tarafından Doğalgaz Satış Sözleşmesi uyarınca davalı tedarikçi … firmasına verilen bir teminat mektubu ve iki teminat senedinin talep edilmesine rağmen iade edilmediklerini, anılan bu sözleşme kapsamı dışında 692.243,40 TL asıl ve işlemiş faizinden oluşan ilave bedeller karşılığı olarak 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunun kısmen nakde çevirerek davalı tarafından tahsil edilmiş olduğunu, davalı tedarikçi … firmasının, kendisine verilen 13.02.2012 vadeli ve 1.653.659 TL bedelli teminat senedinin aslında müşterisi … firması tarafından diğer müşterisi dava dışı … firması lehine ifa taahhütlerinin teminatı olduğu ve bu ifa taahhütlerinin ihlal edildiği iddiası ile, anılan bu senet metninin arkasına taahhüt niteliğinde beyanlar ekleyerek kefalet belgesi oluşturma çabası içinde banka aracılığı ile tahsil etmeye çalıştığını, oysa … firmasının … firması lehine verdiği bir kefalet ya da teminatın söz konusu olmadığını, davalı tedarikçi … firmasının anılan 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunu paraya çevirmesi ve 1.653.659 TL bedelli teminat senedini tahsil amacıyla bankaya ibrazı üzerine, yıllardır doğal gaz dağıtım piyasasında faaliyette bulunan, piyasa düzenleyicisi resmi kurumlar ve bankalar nezdinde saygın bir şirket olan … firmasının ciddi anlamda itibar kaybına uğradığını, dolayısıyla davalı yanın manevi tazminat ödeme sorumluluğunun doğduğunu belirterek, anılan senet nedeniyle davacı müşteri … firmasının davalı tedarikçi … firmasına borçlu olmadığının tespitine, senedin hükümsüzlüğüne ve davacıya iadesine, … firmasının, anılan teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile tahsil edilen 692.243,40 TL asıl ve işlemiş faizinden oluşan tutar ve istenebilecek başka miktarlardan dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile davacı müşteri … firmasından tahsil edilen 692.243,40 TL tutarın, tahsil gününden başlamak üzere işletilecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, davacının uğradığı ticari itibar kaybının manen tazmini amacıyla 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacı müşteri … firmasının kendi müşterileri olan …, …, …, … ve … unvanlı doğal gaz dağıtım şirketlerinin ihtiyaç duyduğu doğal gazın bir kısmını karşıladığını, bu gazın tamamını davalı … firmasından tedarik ettiğini ve başka herhangi bir doğalgaz tedarik kaynağı bulunmadığını, 2011 Eylül ayı içinde, davacı … ve davalı … firmaları arasındaki mutabakat kapsamında taşıyıcı …’a yazılı başvuru yapılarak doğal gazın 01.10.2011 tarihinden itıbaren …’tan tedarik talebinde bulunulduğunu, dolayısı ile davacı ve davalı firmalar arasındaki ticari ilişkinin fiilen 30.09.2011 günü itibarıyla sona erdiğini, 2011 Eylül ayı sonu itıbarıyla gerek davacı … firmasının ve gerekse davalı … firmasının [ek doğal gaz talebi için] EBT’ye (Elektronik Bülten Tablosuna) herhangi bir giriş yapmamalarına rağmen, davacı … firmasının [kendi grup şirketlerinden olan … şirketinin doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere] 2011 yılı Ekim ayı içinde … firması üzerinden doğal gaz çekişi yaptığını, bu nedenle taşıyıcı …’ın davalı … firmasına çekilen doğal gaz bedeline ek olarak doğalgaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerini de içeren 3.994.431,96 TL bedelli fatura keşide ettiğini, ancak bu fatura bedelinin davalı … firması tarafından davacı … firmasına bir fatura ile rücu edildiğinde, davacı yanın sistemden çektiği doğal gazın müvekkili üzerinden kendisine aktarıldığını kabul ederek yalnızca faturaya konu tüketim miktarlarını sözleşmedeki birim fiyatlar üzerinden ödediğini, dava konusu uyuşmazlığın, davacı firmanın [kendi grup şirketlerinden olan … şirketinin doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere] 2011 yılı Ekim ayındaki sözleşmesiz doğal gaz çekişi sebebiyle taşıyıcı … tarafından davalı … firmasına keşide edilen faturadaki doğal gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerinin davacı … firmasına tüketim miktarları doğrultusunda rücu edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplandığını, hem dava konusu hem de dava dışı sözleşmede aynen mevcut olan 7. maddedeki hükümlere atıfta bulunularak … uygulamalarından kaynaklanan bedellerin davacı … firmasına yansıtılabileceğinin açıkça görülebileceğini, davacı … firmasının kanıt gösterdiği 27.12.2011 günlü EPDK yazısının, bir “Kurul kararı” olmaması nedeniyle hukuken bir idari işlem niteliğinde olmadığı için dikkate alınamayacağını, ayrıca EPDK’nın iki özel hukuk tüzel kişisi arasında doğan uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir yaptırım gücü bulunmadığını, yine aynı konuya ilişkin olarak EPDK tarafından davalı … firması ile aynı şirketler topluluğunda yer alan … şirketine yazılmış olan 09.12.2011 gün ve 70878 sayılı yazı ile çeliştiği ve taraflar arasında …’e göre gerçekleştirilen karşılıklı faturalaşmanın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiğinin belirtildiğini, davacı … firması tarafından ayrıca kanıt olarak gösterilen 28.12.2010 gün ve 2971 sayılı EPDK Kurul Kararının açıkça tedarikçi şirketlerin doğal gaz dağıtım şirketlerine satış yapması durumunu hükme bağladığını, oysa davacı müşteri … firmasının doğal gaz dağıtım şirketi değil bir doğal gaz toptan satış şirketi olduğu ve dolayısı ile EPDK Kurul Kararı kapsamında olmadığını, anılan Kurul Kararının yürürlükte olan sözleşmelere ilişkin hüküm getirdiği, oysa taraflar arasındaki Dava Dışı Sözleşmenin 30.09.2011 günü sona ermiş olduğu ve dolayısı ile 2011 Ekim ayındaki doğal gaz çekişinin “Sözleşmesiz” olarak gerçekleşmesi nedeniyle anılan Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, davalı … firmasının 2011 yılı Eylül ayı sonu itıbarıyla [… şirketi ile olan Dava Dışı] Doğal Gaz Tedarik Sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünü bilfiil yerine getirdiği ve [… şirketi ile aynı şirketler grubunda olduğu için muhatap aldığı] davacı … firmasına herhangi bir tedarik borcu kalmadığı, dolayısı ile bu tarihten sonra çekilen doğal gaz miktarlarının Dava Dışı Sözleşme miktarının üstünde ve Sözleşmesiz doğal gaz çekişi olduğu, bu nedenle Dava Dışı Sözleşmenin ilgili maddelerinin doğrudan uygulama alanı bulacağına sebebiyet vereceğini, davacı … firmasının davalı … firmasının gönderdiği faturaları kabul ederek kayıtlarına işlemiş olduğu, fakat Sözleşmesiz doğal gaz çekişine ait yüksek birim fiyatlar ile [… şirketi ile imzaladığı Dava Dışı] Sözleşmede tanımlı birim fiyatlar arasındaki farkı ödemediği, bu durumda davalı … firmasının bir teminat mektubunu alacağı meblağa ilişkin kısmını nakde tahvil etmek suretiyle bakiye alacağını tahsil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 18/01/2018 tarih ve … E. … K. sayılı karar ile, ” … 1-692.243 TL’den dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-1.653.659 TL ile ilgili açılan davanın reddine, 3-İhtiyati Tedbir kararının kaldırılmasına … ” karar verilmiş, davacı vekilinin 19/01/2018 tarihli dilekçesi ile; Mahkemece dava dilekçesinde açık talepleri bulunmasına rağmen, istirdat talebi yönünden menfi veya müspet bir karar verilmediğini, bu konuda mahkemece sehven atlanan husus yönünden HMK’nın 304. maddesi uyarınca kısa karar tashih edilerek, müvekkilinin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine dair hüküm kurulan 692.243 TL bedel yönünden istirdat kararı verilmesini talep etmesi üzerine, Mahkememizin 02/03/2018 tarihli Ek Kararı ile, ” … Davacı vekilinin tashih talebinin kabulü ile, dava dilekçesinde Menfi Tespit ve İstirdat talebi bulunulduğundan ve Teminat Mektubu paraya çevrilmiş olduğundan, bu nedenle 692.243 TL bedelin istirdadına … ” karar verilmiştir.
Mahkememiz karar ve Ek kararının Taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 20/12/2019 tarih ve 2018/1406 E. ve 2019/2020 tarihli kararı ile; “Ek karara yönelik istinaf taleplerinin incelenmesiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde açık hesap ve yazı hatalarının tashihinin talep edilebileceği kabul edilmiş ise de, somut olayda yazı ve hesap hatası değil, unutulan talepler yönünden hükme ekleme yapıldığı,tashih şartlarının bulunmadığı,böylece ek kararın usul ve hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından ,tarafların ek karara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ,19/01/2018 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmiştir. Asıl karara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesi sonucunda, HMK’nın 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup hakimin talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceği, aynı Kanunun 297/2. maddesinde; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre davacının istirdat ve manevi tazminat talepleri bakımından kararda değerlendirme yapılması ve sonucunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu konuda hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı görülmüş,tarafların asıl karara yönelik istinaf taleplerinin de kabulü gerekmiştir.” gerekçe ile Mahkememizin karar ve ek kararı kaldırılmış ve dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Dava; Menfi tespit, istirdat ve manevi tazminat davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı ilamı celbedilmiş, Mahkememizce istinaf öncesi bilirkişi rapor ve ek raporları alınmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının … … A.Ş., davalısının … …. A.Ş. ve dava konusunun Mahkememizin bu davası ile benzer mahiyette olup, davanın teminat mektubunun davalı tarafça haksız olarak paraya çevrildiğinin tespiti ile istirdat ve manevi tazminat davası olduğu, yargılama sonucunda 08/10/2015 tarihli karar ile, davanın kısmen kabulü ile, teminat mektubunun davalı tarafından haksız olarak paraya çevrildiğinin tespiti ile; 274.943,24 TL’nin faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Manevi Tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30/11/2011 tarih ve 2016/2168 E. 2016/15349 K. sayılı ilamı ile onandığı ve aynı Dairenin 21/11/2018 tarihli kararı ile; karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişiler …, …, …, … ve … Mahkememize sundukları 01/02/2013 tarihli Bilirkişi raporlarında; incelenen her iki tarafın yasal ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı tarafından davalı adına 6.730.000 TL tutarında bir teminat mektubu ile 1.653.659 TL tutarındaki bir teminat senedi ile 8.209.385 TL tutarında teminat senedi vermiş olduğunu, sözleşmenin feshi ile davalının 8.209.385 TL tutarındaki teminat senedinin davacıya iade olduğu, 1.653.659 TL tutarındaki teminat senedinin davacı tarafından mevcut sözleşmelere göre … firmasına garantör olarak verdiği kanısına varılmakla, davalı tarafından düzenlenen ve faturada yukarıda rapor içerisinde belirtilen tutarlar için davalı tarafın elinde bulunan teminat mektubundan kısmi tahsil olunan 692.243,40 TL ‘nin davacıya iade edilmesi gerektiği sonucuna varmışlardır.
Bilirkişiler …, …, …, … ve … Mahkememize sundukları 15/05/2013 tarihli Bilirkişi ek raporlarında, davacı tarafın, davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun olarak belirlenmiş olan asgari ve azami limitler dahilinde gaz çekişi yapmış olması karşısında, davalı şirkete … İletişim Şebekesi Düzenlemelerine ilişkin Esaslara aykırı şekilde kapasite dışı doğalgaz çekişi nedeniyle uygulanmış olan dengesizlik cezası, gaz fiyat farkı, iletim bedeli ve dengesizlik ücretinin davacı şirkete yansıtılamayacağı, bu nedenle teminat mektubundan kısmi tahsil olunan 692.243,40 TL ‘nin davacıya iade edilmesi gerektiği, davacı tarafından 13.02.2012 vade tarihli 1.653.659 TL tutarlı teminat senedinin de sözleşmenin 10.2 maddesi gereği, doğrudan davacının borçları için davalıya verilmiş bir teminat senedi mahiyetinde olduğu ve bu nedenle işbu senedin de davacıya iade edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …,… ve … Mahkememize sundukları 23/06/2016 tarihli Bilirkişi raporlarında; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı … tarafından Ekim 2011 döneminde yapılan doğal gaz çekimine bağlı olarak dava dışı …’ın davalı …’a kesmiş olduğu dengesizlik cezasından sorumlu olup olmadığı konusunda olduğunu, Davalının, davacının sorumluluğu iddiası ile davacı tarafından kendisine verilmiş teminat mektubunu paraya çevirdiğini aynca 1.653.659 TL tutarlı teminat senedini de davacıya iade etmediğini, Davalı tarafın, taraflar arasındaki sözleşmenin ikale anlaşması ile sona erdirildiğini, buna göre 01.10.2011 tarihinden itibaren davacı ile aynı şirketler topluluğu içinde yer alan dava dışı …’ın dava dışı …’tan doğrudan gaz alacağının kararlaştırıldığını ancak …’ın sistemden sözleşme dışı gaz çekmesi nedeniyle …’ın kendisine gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli vs. kestiğini, bu bedeli davacının ödemekle yükümlü olduğunu iddia ettiği, Davalı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı mutabakatla 30.09.2011 sona erdirildiğini, buna rağmen dava dışı …’ın kendi sisteminden gaz tedarik ettiğini beyan ettiğini, Davalı yan sözleşme ilişkisinin ikale anlaşması yoluyla sona erdiğine davacı şirketin gönderdiği …. Noterliğinin 23.11.2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesindeki ifadelerini delil olarak ileri sürdüğünü, Söz konusu ihtarname incelendiğinde, davacı tarafın kendi sözleşmesinde müşterisi olarak tanımlanan …’ın yine kendisine 30.09.2011 tarihinden itibaren …’tan gaz alacağını bildirdiğini, bu nedenle davalıdan bu şirketler için kendisinin gaz almasının mümkün olmadığını beyan ettiğinin görüldüğünü, davalının iddia ettiği gibi bir ikale anlaşmasından bahsedebilmek için taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı mutabakatla sona erdirildiğinin tespiti gerektiğini, Oysa ki, …. Noterliğinin 23.11.2011 tarihli ve … yevmiye numaralı İhtarnamesindeki ifadelerden ve ihtarname ekindeki belgelerden …’ın davalı …’tan gaz temin etmeyeceğine yönelik olarak davalıya değil, davacı …’a beyanda bulunduğunun görüldüğünü, Davalı ile … veya davalı ile davacı arasındaki sözleşmenin 30.09 2011 tarihinden itibaren sona erdirildiğini gösterir bir belgenin dosyada mevcut olmadığını, Davacı … ile dava dışı … arasındaki ilişki sona erse bile, davalı ile davacı yahut davalı ile dava dışı … arasındaki sözleşme ilişkisini bundan etkilenmeyeceğini, Zira borç ilişkilerinin nisbi olduğunu ve sadece tarafları bağladığını, her bir sözleşme ilişkisinin birbirinden bağımsız olduğunu, Davalı ile davacı ya da dava dışı … arasındaki sözleşmenin ikale anlaşması ile sona erdiğinden bahsedebilmek için tarafların sözleşmeyi sona erdirme iradelerine içeren ikale anlaşmasının varlığının ispatının gerektiğini, Bu nedenle davalının … ile arasındaki sözleşmenin ikale anlaşması yoluyla sona erdiği yönündeki beyanlarının dikkate alınmadığını,
Davalı taraf aynca davacının ihtilaflı gaz satışına ilişkin bedelleri ödediğini ancak gün fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli dengesizlik ücreti, vs. gibi bedelleri ödemediğini belirtmişse de, davacının gönderdiği ihtarnamelerden bu ödemelerin ihtirazı kayıtla yaptığı anlaşıldığını, bu durumda davacının yaptığı ödemelerin ihtilaf konusu borcun ikrarı şeklinde yorumlanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığını,
Davacı ile davalı arasında, davacının dava dışı …’ın kefili veya garantörü olduğunu gösterir bir sözleşme metni bulunmadığını, 02.05.2011 düzenleme tarihli senedin dava dışı … ile imzalanan sözleşmedeki bedele uygun düzenlendiği görüldüğünü, … ise davacı şirketle grup şirket ilişkisi içinde olduğunu, taraflar arasında bu senedin …’ ın borcuna yönelik düzenlenmesi konusunda e-posta yazışmaları olduğunu, Bunun dışında söz konusu senedin arkasında, bu senedin … ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklere teminat olarak verildiğine yönelik matbu bir ifade bulunduğunu, Ancak bu ifadenin altında herhangi bir imza yer almadığını, Bunun yanında davacının dava dışı …’ın borçlarına kefil veya garantör olduğunu gösterir taraf imzalarını içeren bir sözleşme metnin de dosyada mevcut olmadığını, ancak davacının Ekim 2011 ayında çektiği doğalgazın sözleşme dışı olmadığı dikkate alındığında, söz konusu teminatın fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli dengesizlik ücreti, vs. gibi ödemeler için tahsilinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılabileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … ve … Mahkememize sundukları 01/12/2017 tarihli Bilirkişi ek raporlarında; Kök bilirkişi raporunun “Genel Değerlendirme” başlığı altında ifade edildiği üzere, davacı ile davalı arasında, davacının dava dışı …’ın kefili veya garantörü olduğunu gösterir bir sözleşme metni bulunmadığını, ancak 02.05.2011 düzenleme tarihli senedin dava dışı … ile imzalanan sözleşmedeki bedele uygun düzenlendiğinin görüldüğünü, Taraflar arasında bu senedin …’ın borcuna yönelik düzenlenmesi konusunda e-mail yazışmalarının olduğunu, bunun dışında söz konusu senedin arkasında, bu senedin … ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklere teminat olarak verildiğine yönelik matbu bir ifade bulunduğunu, ancak bu ifadenin altında herhangi bir imza yer almadığını, Bunun yanında davacının dava dışı …’ın borçlarına kefil veya garantör olduğunu gösterir taraf imzalarını içeren bir sözleşme metninin de dosyada mevcut olmadığını, her ne kadar davalı taraf uyuşmazlık konusu bu 1.653.659 TL tutarlı teminat senedinin kendisi ile Dava Dışı … şirketi arasında imzalanmış Dava Dışı Sözleşmede hükmedilen teminat gereği verildiğini iddia ediyor ise de, davalının neden bu uyuşmazlık konusu teminat senedi yerine öncelikle Dava Konusu Sözleşme gereği davacı … firması tarafından kendisine verilen 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunu kısmen nakde çevirerek Dava Dışı … şirketinin Ekim 2011 dönemi doğal gaz çekişine ait 669.086,75 TL tutarlı fatura bakiyesine uyguladığı gecikme faizi ve bu faize tahakkuk ettirilen KDV ile birlikte toplam 692.243,40 TL tutarı tahsil ettiğinin anlaşılamadığını, bu olguların, söz konusu teminat senedinin davacı tarafından dava dışı … ile imzalanan sözleşmedeki yükümlülükleri teminat altına almak amacıyla verilmiş olup olmadığının ispata yetip yetmeyeceğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, Kök bilirkişi raporunda yer alan diğer hususlarda ise görüş değişikliğine gidilmesine gerek olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 19/03/2011 tarihli Doğalgaz Satış Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmede davacı şirketin müşteri, davalı şirketin ise tedarikçi olarak yer aldığı, sözleşme konusunun davalı şirket ile davacı şirket arasında Doğalgaz alım satım koşulları ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, taraflar arasında sözleşmenin varlığına ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, sözleşmenin 2011 yılı için 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında, davalının taşıyıcı …’ın boru hatlarından tedarik edeceği en çok (azami) 173.066.199 Sm3 ve en az (asgarî) 138.452.959 Sm3 doğal gazı davacı … firmasının satın almasıyla gerçekleşecek alım satım taahhüdünün hükümlerini içerdiği, sözleşme uyarınca, … firması doğal gaz satın alma teminatı olarak, … Bankası 14.03.2011 günlü ve 22.610.000.634 numaralı 6.730.000 TL bedelli bir kesin teminat mektubunu, DTŞ-001 numaralı, 13.02.2012 vadeli, 8.209.385 TL bedelli ve 02.05.2011 günü düzenlenmiş bir teminat senedini, … numaralı, 13.02.2012 vadeli, 1.653.659 TL bedelli ve 02.05.2011 günü düzenlenmiş ikinci bir teminat senedini teslim tutanağı karşılığı … firmasına teslim ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … firması ile … firması arasında 01.01.2011-01.01.2012 tarih aralığında gerçekleşmesi öngörülen, ayrı ve bağımsız bir doğal gaz alım satım Sözleşmesinin aynı gün imzalandığı, Bilirkişi Raporuna göre, davacı … firmasının “Dava Konusu Sözleşme” ile belirlenen zaman aralığı içinde, 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar ve bu Sözleşme ile belirlenen en az ve en çok gaz çekiş miktarlarını ihlal etmeyen toplam 158.362.217 Sm3 doğal gaz çekişi yapmış olduğu, bu miktar doğal gaz alımı karşılığı olan parasal tutarı ödediği ve 2011 yılı Ekim ayı başı itibarıyla 2011 yılı sonuna kadar davalı tedarikçi … firmasından 14.703.982 Sm3 daha doğal gaz alma hakkı olduğu anlaşılmıştır. Buna göre davacının 2011 yılı Ekim ayı içerisinde “Sözleşmesiz” doğal gaz çekişi yapmış olamayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … firmasının 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle doğal gaz çekişinin Dava Konusu Sözleşmece uygun olduğu ve dolayısı ile, …’ın boru hattı şebekesinde programa uygun olarak tedarikçilere doğal gaz dağılımında dengesizliğe yol açmış olamayacağının tespit edildiği, bu durumda davacı … firmasının 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle çektiği doğal gaz için “Dava Konusu Sözleşme” bedeli dışında gün fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli dengesizlik ücreti, vs. adı altında herhangi bir ek ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, … tarafından şebeke işleyiş düzenlemeleri (…) uyarınca davalı … firması aleyhine düzenlenen cezai faturalardan davacı … firmasının sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar … firması … firması ile aynı şirketler grubu bünyesinde faaliyet göstermekte ise de, “Dava Dışı Sözleşme”nin herhangi bir yerinde … firmasının … firmasına garantör veya kefil olacağı ile ilgili bir hükme rastlanmadığı gibi, dava ve davalı iki firma arasında “Dava Dışı Sözleşme” hükümlerini dikkate alan, yazılı, borç miktarını ve koşullarını belirten bir kefalet sözleşmesine rastlanmadığı, davacı … firmasının “Dava Konusu Sözleşme” hükümlerince davalı … firmasına vermiş olduğu 1.653,659 TL tutarlı teminat senedi üzerinde, bu senedin … firmasının davalı … firması ile imzalamış olduğu Sözleşme hükümleri uyarınca üstlendiği ödeme yükümlülüğü için düzenlendiğini belirten yazılı ifade bulunduğu, ancak bu ifadenin altında davacı şirketin imzasının bulunmadığı, ayrıca davacının dava dışı …’ın borçlarına kefil veya garantör olduğunu gösterir taraf imzalarını taşıyan bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısı ile bu teminat senedinin davacı … firması tarafından Dava Konusu Sözleşme hükümlerince kendi borçları için davalı … firmasına verilmiş bir teminat senedi niteliğine sahip olduğu ve davacının sözleşme dışı gaz kullanımı bulunmadığı tespiti yapıldığından, davacı … firmasının Dava Konusu Sözleşme hükümlerince davalı … firmasına vermiş olduğu bu 1.653.659 TL tutarlı teminat senedinin davacı … firmasına iade edilmesi gerektiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı şirket tarafından 2011 yılı Ekim döneminde yapılan doğal gaz çekimine bağlı olarak dava dışı …’ın davalı şirkete kesmiş olduğu dengesizlik cezasından dolayı Davalı şirket, davacının sorumluluğu olduğunu belirterek davacı tarafından kendisine verilmiş teminat mektubunun bir kısmını paraya çevirmiştir.
Davacı şirketin dava konusu sözleşme ile belirlenen zaman aralığı içinde, 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar ve bu sözleşme ile belirlenen en az ve en çok gaz çekiş miktarlarını ihlal etmeyen toplam 158.362.217 Sm3 doğal gaz çekişi yaptığı, bu miktar doğal gaz alımı karşılığı olan parasal tutarı ödediği ve 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle 2011 yılı sonuna kadar davalı tedarikçi … firmasından 14.703.982 Sm daha doğal gaz alma hakkı olduğu anlaşıldığı, buna göre davacı şirketin 2011 yılı Ekim ayı içerisinde sözleşmesiz doğal gaz çekişi yapmış olamayacağı ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 30.09.2011 tarihinden itibaren karşılıklı mutabakat ile sona erdirildiği hususunun davalı şirket tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle davacının 2011 yılı Ekim ayındaki doğal gaz çekişinin sözleşme dışı olmadığı, bu nedenlerle davacıya dava konusu sözleşme bedeli dışında gün fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli, dengesizlik ücreti adı altında ek bir ödeme yansılamayacağından, davalı şirket tarafından teminat mektubunun bir kısmının haksız olarak paraya çevrildiğinin kabul edilerek, 692.243,40 TL nin teminat mektubunun paraya çevrilme tarihi olan 26.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; sözleşmeye aykırı her davranışın kişilik haklarını ihlal sonucunu doğurmayacağı, davalının haksız olarak teminat mektubunu paraya çevirmesinin davacıyı manevi zarara uğrattığını göstermeyeceği ve davacının manevi zararlarının bulunduğunu ispat edemediğinden koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a)Davalı tarafından teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğinin tespiti ile, 692.243,40 TL nin 26.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)02.05.2011 Düzenleme tarihli, 13.02.2012 Vade tarihli, 1.653.659 TL bedelli düzenleyenin davacı şirket ve lehtarının davalı şirket olan senetten dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine,
c)Davacı şirketin manevi tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 160.248,59 TL harçtan peşin alınan 35.579,15 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 124.669,44 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 35.600,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 106.051,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesi gereğince; reddolunan manevi tazminat yönünden 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 7.930 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 7.764,51 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 710,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 14,84 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır