Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/71 E. 2021/790 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/71 Esas
KARAR NO:2021/790

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/01/2020
KARAR TARİHİ:30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 10.11.2019 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla … … üzerinden Sultangazi istikametine seyir halinde iken trafik ışıklarına yaklaştığı esnada aracının ön ve sağ ön köşe kısımlarını aynı istikamette seyir halinde olan …idaresindeki …plakalı aracın arka sağ kısımlarına çarptığını, çarpmanın etkisiyle aynı yönde seyir halinde olan … idaresindeki … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarpması sonucunda çok taraflı, ölümlü, yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonunda … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ın eşi … vefat ettiğini, desteğinin ölümü nedeniyle davacının maddi açıdan mağdur olduğunu, Trafik Kazası Tespit Tutanağında; … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK md. 84 /F (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) ve 52/1-b (Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) maddelerini ihlal etmekle, … plakalı araç sürücüsü …’nun 2918 sayılı KTK md. 46/2-b (Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek) kuralını ihlal etmekle, kusurlu oldukları kanaatine ulaşıldığını, kazanın oluşumunda … plakalı araçta yolcu olarak bulunan yaya konumundaki müteveffa …’ın ve onun desteğinden yoksun kalan üçüncü kişi konumunda olan davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Müteveffa …’ın dünürü …’un maliki olduğu … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu esnada söz konusu kazanın meydana geldiğini,bir kişinin oğlunun kayınpederinin (dünürünün) aracında taşımasında maddi -manevi menfaatinin bulunamayacağını yakın akrabalar arasında hatır taşıması söz konusu olmayacağından işbu kaza bakımından hatır taşımacılığından söz edilemeyeceğini, dava konusu olayda taşıyanın maddi-manevi menfaatinin bulunduğunun açık olduğunu, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç kaza tarihi itibariyle davalı … Sigorta A.Ş.’ye ait … Numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçenin kaza tarihi (10.11.2019) itibariyle kişi başına ölüm halinde 390.000,00-TL teminat sağladığını, …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’ye ait … Numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zarunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçenin kaza tarihi (10.11.2019) itibariyle kişi başına ölüm halinde 390.000,00-TL teminat sağladığını, davacının yaşı, müteveffanın yaşı , mesleği, geliri ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketlerinin limit dâhilinde zararın tümünden sorumlu olacağının aktüerya hesaplamaları sonucunda anlaşılacağını, ek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla ve maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak Üzere; davacının eşi …’ın desteğinden yoksun kalmış olması sebebiyle şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat bedelinin … Sigorta A.Ş. bakımından temerrüt tarihi olan 07.01.2020 tarihinden ve … A.Ş. bakımından temerrüt tarihi olan 05.01.2020 tarihinden itibareri işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Ve 163. Maddeleri ile 2918 sayılı KTK’nın 88/1. maddesi gereği teselsül hükümleri uyarınca davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yanlar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … adına kayıtlı … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe no ile 24.10.2019 – 24.10.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu bedeni zararlarda (ölüm ve sakatlık) kaza tarihi itibariyle kişi başına 390.000,00-TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinde her ne kadar müteveffanın, sigortalı araç sürücüsünün oğlunun eşinin babası olduğunu iddia etmekte ise de işbu kan hısımlığı bulunmayan uzaktan kayın hısımlığının hatır taşımasının şartlarının mevcut olmadığı anlamına gelmediğini ve somut olayda akrabalık ilişkisi mevcut olmadığından hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini, dava konusu kaza esnasında sigortalı araçta yolcu olan Müteveffa …’ın emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olmamasının müteveffanın hayatını kaybetmesine sebebiyet verdiğinin açık olduğundan mevcut olayda emniyet kemeri hususunun müteveffanın vefatı ile illiyeti bulunmadığını, davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için, müteveffa …’ın davacının desteği olduğunun ispatlanması gerektiğinin, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketinden 07.01.2020 tarihinden itibaren faiz talep etmesinin yasaya aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminatın “ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edilebileceğini, davacı tarafın avans faiz istemesinin kanuna aykırı olduğunu, Müvekkili sigorta şirketi aleyhinde ikame olunan huzurdaki haksız davanın reddine, Her durumda kazaya karışan sigortalı araç sürücüsü ile birlikte Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ve müteveffanın dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, İlgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödenen rücuya tabi bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tenzile tabi tutarının sorulmasına karar verilmesine, Mahkeme tarafından kusur durumunun tespitinden sonra aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre yapılmasına, davacıların zararının daha fazla olduğunun ispatı halinde yapılan ödemenin güncellenerek tazminat miktarından indirilmesine, Mahkeme tarafından herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda tazminat tutarına uygulanacak faiz tür ve başlangıç tarihinde dilekçede belirtilen hususların dikkate alınmasına, Davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. Ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. Maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle KUSUR DURUMUNUN NET VE KESİN OLARAK TESPİTİnin gerektiğini, davacının, sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararının kanıtlanması gerektiğini, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun olmayacağını, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak, tazminat tutarından indirim yapılmasını, kaza sırasında davacının, sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, davacı yan taşımanın ücretli bir taşıma olduğunu iddia ve ispat etmediğini, bu durumda mahkemece dava konusu taşımanın hatır taşıması olduğunun kabulü ile hesaplanacak tazminattan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereğince %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
TBK 53. Maddesi ”Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri.2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” hükmünü içerir.
TBK 55. Maddesi; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” hükmünü içermekte olup destekten yoksun kalma zararları bu çerçevede belirlenecektir.
TBK 61.maddesi; ”Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermektedir. TBK 163.maddesi; ”Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” hükmünü içermektedir. KTK 88/1 maddesi; Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Hükmünü içerir. Yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere birden fazla kişi zarardan sorumlu ise müteselsil sorumlulukları bulunmakta olup somut dava da bu çerçevede değerlendirilecektir.
Eşlerin birbirlerine destek olacağı hayatın olağan akışı gereği olup davacı desteğin eşi olduğundan destek ilişkisinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, meydana gelen kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacının yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmekmiştir.
Mahkememizce alınan 27/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “…Dava konusu kazanın oluşumunda, davalı … Sigorta A.Ş. … poliçe no.’lu ZMSS sigortalısı, … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında asli kusurlu olduğu, Davalı … A.Ş. … poliçe no.’lu ZMSS sigortalısı … plakalı araç sürücüsü …’nun %25 oranında tali kusurlu olduğu, …plakalı araç sürücüsü …ve … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa … ve diğer yolcuların herhangi bir kusuru bulunmadığı, 01.11.1961 Doğumlu olan müteveffa …’ın kaza tarihi olan 10.11.2019 tarihi itibariyle 58 yıl 9 günlük olup, 58 yaşında olduğu kabul edilerek, TAH 2010 Kadın Yaşam Tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 23 yıldır. Müteveffa, kendi ev hizmetlerini yapan bir ev kadını olduğuna göre Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre “ev hizmetleri” yaşam boyu yapılacağından, aktif-pasif ayrımı yapılmaksızın desteğin geride kalanları için oluşan maddi zararı yaşam boyu dikkate alınarak değerlendirme ve hesaplama yapılacaktır. 1. Davacı Eş …; 01.01.1965 doğumlu olup, kaza tarihinde en yakın tam yaşı 55’dir. TRH 2010 Erkek Tablosuna göre tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 22 yıl olup, müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı süre bakiye ömrü kadar, yani 22 yıldır. Davacı ev hanımı olup herhangi bir işte çalışmayan davacının zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret bir. çalışmanın karşılığı eğil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Bu duruma göre ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı durumlarda dikkate alınmayacağı açık olup tazminat hesaplamasında esas ücrete dahil edilmez…” şeklinde belirtilmiştir. İş bu nedenle asgari geçim indirimi dikkate alınmadan yasal asgari ücretler netleştirilerek değerlendirme yapılacaktır, Şeklinde rapor edildiği ve İslemis (Bilinen Dönem) nen kazancın 54.700,15 TL olduğu, işleyecek bilinmeyen dönem için 613.821,60 TL olduğu, Müteveffanın eşi …’ın 22 yıllık maddi zarar toplamı 334.260,88 TL olarak hesaplandığı,57 yaşında olan davacının evlenme ihtimalinin bulunmadığı, Davalı … Sigorta Şirketi nin …Plakalı araç sürücüsünün %75 kusur durumuna göre sorumluluğunun 250.695,66 TL, Davalı … Şirketi’nin … Plakalı araç sürücüsünün %25 kusur durumuna göre sorumluluğunun 83.565,22 TL olduğu, müteveffanın eşi …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 334.260,88 TL olacağı…” belirtildiği görüldü.
Davacı vekili 06/09/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; “… … için talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin 333.260,88-TL arttırılarak 334.260,88-TL destekten yoksun kalma tazminatı bedelinin davalı … Sigorta A.Ş için temerrüt tarihi olan 07.01.2020 ve davalı … A.Ş için temerrüt tarihi olan 06.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1. Ve Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca müştereken müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflar üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” istediklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 10.11.2019 tarihinde, … İlçesi, … üzerinde, … istikametinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş. … poliçe no.’lu ZMSS sigortalısı, … plakalı araç, dava dışı … sevk ve idaresindeki, davalı … A.Ş. … poliçe no.’lu ZMSS sigortalısı … plakalı araç ve dava dışı …sevk ve idaresindeki …plakalı aracın karıştığı kazada , … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının eşi/desteği …’ın vefat ettiği anlaşılmıştır. Kusur bakımından Kaza tespit tutanağı, kazaya ilişin kamera görüntüleri, … CUmhuriyet başsavcılığının Soruşturma dosyası ve dosya kapsamına göre mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMSS sigortalısı,… plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında asli kusurlu olduğu, Davalı … A.Ş.nin ZMSS sigortalısı … plakalı araç sürücüsü …’nun %25 oranında tali kusurlu olduğu, …plakalı araç sürücüsü …ve … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa-destek … ve diğer yolcuların herhangi bir kusuru bulunmadığı, tazminat hesabı bakımından bakiye ömür süreleri bakımından TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin kullanıldığı, bilinmeyen dönem her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto yapıldığı, ev hanımı olan destek için aktif ve pasif dönem ayrımının yapılmadığı ve asgari ücret üzerinden AGİ indiriminin dikkate alınmadan oluşturulan raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu değerlendirilmiştir. Davacının desteğin eşi olması nedeniyle destekliğin ispata muhtaç olmadığı, nüfus kayıtlarına göre destek olunan tek kişinin davacı olduğu, desteğin yolcu olarak bulunduğu aracın sahibi olan … ile yakın akrabalık ilişkisinin olduğu davacı beyanı ve … Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma dosyasında şüpheli … beyanın anlaşılmakla hatır taşımasından bahsedilemeyeceği, desteğin emniyet kemeri takmadığında ilişkin bir delilin dosyada mevcut olmadığından tazminattan indirim yapılamayacağı, meydana gelen kazada 3 şahıs konumunda olan davacı ve desteğin bir kusurunun bulunmadığı, TBK 61. ve 163. maddesi ile KTK 88/1 maddesi kapsamında davalıların müteselsil sorumlu olduğu, kaza tarihinde poliçe limitlerinin 390.000,00 TL olduğu, davalılara başvuruda kusura ilişkin rapor olmaması nedeniyle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olacağı değerlendirilerek davacının davasının kabulü ile bilirkişi raporu ile tespit edilen 334.260,88 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının ( davalılara başvuruda kusura ilişkin rapor olmaması nedeniyle ) dava tarihi olan 29.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile 334.260,88 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 29.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 22.833,36 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL ve 1.138,25 TL ıslah ile alınan toplam 1.192,65 harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 21.640,71 TL karar ve ilam harcının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına
3- Davacının yatırmış olduğu 54,40TL peşin harç,54,40TL başvurma harcı, 1.138,25 TL ıslah harcı ve 3.130,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.377,05 TL nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.320 TL ücretinin tamamının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 31.848,26 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
6- Davalılar tarafından yapılan yargılama masrafının kendileri üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı ve davalı … sigorta vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır