Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2020/761 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/623 Esas
KARAR NO:2020/761

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/11/2020
KARAR TARİHİ:18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti., davalıya 1 adet … Marka araç satıldığını ve teslim ettiğini, davalının dava dışı şirkete bir kısım ödeme yaptığını ancak araç bedelinin hepsini ödemediğini, davalı şirket 325.293-TL toplam fatura alacağının, 197.225-TL’sini ödediğini, ancak bakiye fatura alacağını ödemediğini, dava dışı şirketin, davalı şirkete aracın bedeli olarak 16/05/2014 tarih, … numaralı 197.225-TL ve 05/04/2016 tarih, … numaralı 128.068-TL 2 adet fatura keserek göndermiş olduğunu, defter ve kayıtlara faturaların işlendiğini, dava dışı şirket …. Noterliğinin 24/05/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya 128.068-TL faturayı ve …. Noterliğinin 16/05/2014 tarih ve … yevmiye numaralı 197.225-TL faturaya tebliğ ettiklerini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini ve herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, bakiye fatura alacağın olan 129.136,40-TL’nin tahsili hususunda …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız ve suiniyetli şekilde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava dışı … Tur. Ltd. Şti., …. Noterliğinin 06/09/2016 tarih ve … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile …. İcra Müdr. … E. Sayılı dosyasındaki alacağının müvekkili …’a devrettiğini, alacaklarının bir rehinle teminat altında olmadığının, borçlunun malları kaçırma tehlikesinin de bulunduğunu, bu nedenle, davalı/borçlunun şirket adına kayıtlı araç/gayrimenkullerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, davalının …. İcra Müdr. … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin 129.136,40-TL üzerinden devamını, davalı şirket itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan İİK’nun 3494 sayılı yasa ile değişik 67/2 maddesi uyarınca %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE ;
Dava, davacı tarafından, araç satışına ilişkin fatura alacağından kaynaklı olarak, ….İcra Müd…. E. sayılı dosyasından başlattığı takipte, davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda, dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklandığına dair dosyada belge olmadığı ve aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı gerçek kişiye hususi araç satışından kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4- Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır