Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2021/577 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/603 Esas
KARAR NO:2021/577

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:01/05/2020
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememizin … E. Ve K. Sayılı dosyasında verdiği dava dilekçesinde özetle; dava müvekkili davacının yaptığı masrafların, uğradığı zararların davalılardan tazmini istemine ilişkin olduğunu, davacı ve davalılar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, uzun süreli olarak devam etmiş olan bir sözleşmesel ilişkinin olduğunu, davacı, davalıların yolculara verdiği taşıma hizmetinin gerçekleşebilmesi için minibüs tipi aracının sağladığını, davalılar, bu taşımacılık hizmetinden çok büyük miktarda gelir elde ettiğini, müvekkiline de hizmetin bedeli olarak komisyon ödemesi yaptığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkin bir anda davalı tarafından tek taraflı olarak sona erdirildiğini, müvekkili, davalı…’le olan uzun süreli ilişkisi uyarınca, çeşitli yatırımlar yaptığını, ancak davalının tek taraflı olarak ilişkiyi sonlandırdığından müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu, davalının müvekkilinin zararlarını karşılamaması nedeniyle işbu davanın açılmasını zorunlu kıldığını, müvekkili ile davalılar arasında özel olarak düzenlenmiş bir sözleşme ilişkisinin olmadığını, müvekkili, davalılar ile yaptığı sözleşme uyarınca, davalının belirlediği standartlarda yine davalının hazırlamış olduğu sistem üzerinden belirlenecek yolcuları taşıma, bunun karşılığında ise ücret almayı üstlendiğini, taraflar arasında kanunda özel olarak düzenlenmeyen “sui generis” bir sözleşmenin söz konusu olduğunu, davacı davalının verdiği taşımacılık hizmetini aracıyla gerçekleştiren araç sahibi olduğunu, davacının… sistemine girebilmesi ve sistemde kalabilmesi için gerekli şartlar ile yolculukların nitelikleri davalılar tarafından belirlendiğini, davacı ile davalılar arasında ticari ilişki olarak iş görme ilişkisi olduğunu, müvekkili, sistemi kayıt olmak amacıyla 01/08/2018 tarihinde … Marka, … plakalı 2018 model araç satın aldığını, gerekli belgeleri… … Yetkililerine elden ve… ….’ye de… uygulaması üzerinden ibraz ettiğini, 28/05/2018 tarihinde… … sistemine dahil olduğunu, işbu tarih itibariyle aralarındaki sözleşmesel ilişkinin başladığını, bu ilişkinin 31/05/2019 tarihinde sonlandığını, davalılar ticari ilişkinin devamı konusunda davacı tarafta güven uyandırdıklarını, davalılar davacıya sistem içerisinde kalması yönünden telkinde bulunduklarını, …’in yasallaşacağı taahhüdüyle daha fazla masraf yapmaya yönlendirdiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların haksız ve hukuka aykırı tek taraflı fesihleri nedeniyle davacının uğradığı zararı davalıdan tahsilini istediklerini, davacının davalılar ile girdiği iş görme sözleşmesi hükümlerine göre yaptığı masrafların ve uğradığı zararların meydana geldiği tarihlerden itibaren yasal faizi yürütülerek davalılarca ödenmesini ve vekalet verene başvurmanın muacceliyet kazandığı alacaklar bakamından, arabulucuk başvuru tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak dikkate alınmasını, davacının yoksun bırakıldığı ve eksik ödenen ücret, ikramiye, komisyon ve diğer alacaklar dahil tüm alacaklarının arabulucuk başvuru tarihininden itibaren işleyecek yasal faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle davalı tarafça ödenmesini, davacının uğradığı zararlar ve yaptığı giderlerin karşığı olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik, 10.000-TL’nin tahakkuk/arabulucuk başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında mevcut, yazılı olmayan, taşıma sözleşmesinin, davalı yanca tek taraflı olarak sona erdirildiği iddiası ile davalıdan maddi tazminat ve masrafların tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizin … E. sayılı dosyasının, 10/11/2020 tarihli celsesinde verilen ara karar ile, davacının, davalılardan ….Hiz.Ltd.Şti. hakkında açmış olduğu alacak davasının tefrik edilerek, mahkememiz iş bu esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin, 16/03/2021 tarihli celsenin, 5-a nolu ara kararı ile “….Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, taraf defter ve kayıtları üzerinde, varsa alacağın miktarı ve davalı yanın sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına,bilirkişi incelemesi yapılmasına, bir MALİ MÜŞAVİR, bir MAKİNA MÜHENDİSİ, bir SÖZLEŞME UZMANI BİLİRKİŞİNİN mahkememizce görevlendirilmesine, her bir bilirkişi için 1.000-TL. olmak üzere toplam 3.000-TL. ücret takdirine, ücretin DAVACI YANCA 2 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde yatırılmasına yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ve dosyadaki mevcut duruma göre karar verileceğinin DAVACI VEKİLİNE İHTARINA (DAVACI VEKİLİNE İHTARAT YAPILDI.)” şeklinde ara karar kurulmuş ve huzurda bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Davacı yana verilen kesin süre içerisinde, bilirkişi ücreti yatırılmadığından, 11/06/2021 tarihinde bilirkişi incelemesinin yapılamadığına ilişkin tutanağın imza altına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce, kesin süreye ilişkin verilen ara kararda, bilirkişi incelemesi yaptırılacağı, bilirkişi ücretinin ne miktar üzerinden yatırılacağı,ücretin yatırılmasına ilişkin gereken süre, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanmış, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonuç açık bir şekilde anlatılmış ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verileceği hususu davacı vekiline ihtar edilmiştir. Bilirkişi incelemesi, uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin iddianın ispatı ile doğrudan ilgilidir ve davacı bilirkişi incelemesine ilişkin delil avansını yatırmadığından delilden vazgeçmiş ve dayanılan vakıa ispatsız kalmıştır.
MK.’nın 6. maddesi ve HMK.’nın 190. Maddesinde, düzenlenen ispat yükü ilkesine göre; ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olup, davacı yanca verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre alınması gereken 59,30-TL’den peşin alınan 170,78-TLnin mahsubu ile fazla alınan 111,48 TL nin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye gereğince taktir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır