Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/602 E. 2021/715 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/208 Esas
KARAR NO:2021/714

DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ:26/03/2021
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı Kasko Sigorta Poliçesi ile davalı Şirketinde sigortalı bulunan aracın, 11/10/2020 tarihinde karıştığı yaralanmalı trafik kazası neticesinde hasar meydana geldiğini, olay yerinde hastaneye kaldırılan sürücü … ve araçtaki diğer yolcular tedavi sonrası karakolda ifade verdiklerini, ifadelerde tutanaktakinin aksine sürücünün … olduğunun açık olduğunu, kargaşada sürücünün kim olduğunun tespit edilememesi sonucunda şüpheye yer verecek şekilde sürücünün tahminen araçtakilerden birisi yazıldığını, kazada eksper tarafından belirlenmiş hasar miktarını belirtir rapordan da anlaşılacağı üzere davacı maddi kayba uğradığını, davalıya yapılan 17/12/2020 tarihli başvuruya rağmen bu miktarın ödenmediğini, aracın hasarlandığını, araçta meydana gelen hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin ödenmesi amacıyla davalı şirkete 20/03/2020 tarihinde yazılı başvuru yaptıklarını ancak kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. Maddesinin 17. Fıkrası ”Maddî hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Kanununun 99 uncu maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir” hükmüne göre, bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporların birinci dereceden delil niteliğinde olduğunu, hasarlı tazminatının ödenmesinde orijinal parçanın öncelikle orijinal parça ile değiştirilmesi gerektiğini, davacının aracında meydana gelen zararın onarılmasında gerçek zararın tazmin edilmesinin esas olduğunu, davalının gerçek zararı ödeme yükümlülüğüne KDVnin de dahil olduğunu, araçta meydana gelen zararın tazmin edilmesi sırasında herhangi bir tedarik iskontosu uygulanamayacağını aracın onarılırken herhangi bir iskonto yapılmadığını, şimdilik 100,00 TL hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde davalı şirketten temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; başvuru konusu trafik kazası nedeni ile davalı Şirkete davacı tarafından değer kaybı talebinde bulunulduğunu ve yapılan talebe istinaden …-0 numaralı hasar dosyasının açıldığını, davacı tarafa ait araç sürücüsünün kazanın meydana gelmiş olduğu esnada 1.72 promil alkollü olduğunu bu nedenle talebin teminat dışı olduğunu, sürücünün alkol oranının yasal sınırın çok üzerinde olduğunu, gerek sigorta poliçelerinde, gerekse yerleşik Yargıtay içtihatlarında “doğrudan doğruya” alkollü araç kullanımı sonucunda meydana gelen trafik kazaları nedeniyle oluşan zararın teminat dışı kalmasının kabul görmüş bir uygulama olduğunu bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava; dava meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan hasarın davacı sigortalının davalı sigortalıdan kasko sigortası kapsamında tahsili istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73.maddesinde de Tüketici Mahkemeleri düzenlenmiş ve ” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir.
Somut davada davacı sigortalı ile davalı arasında kasko sigorta poliçesi düzenlenmiş olup, davacı gerçek kişi olup dosya mevcut araç ruhsatı incelendiğinde aracın hususi olduğu yazıldır. Somut davada davacının davalı sigortalı karşısında tüketici konumunda olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın … Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli … NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır