Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2022/168 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2020/601 Esas
KARAR NO:2022/168

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/11/2020
KARAR TARİHİ:08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mermer ve granit imalatı yapıp satmakta olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı şirkete çeşitli mermer ve granit ürünleri teslim edilmiş olduğunu, aşağıda sayılan irsaliyeli faturalar da müvekkili tarafından kesilerek davalı şirkete teslim edildiğini, davalı tarafından da kabul edilmiş olduğunu, 25/11/2016 tarih, … numaralı ve 133.222-TL bedelli irsaliyeli fatura,15/12/2016 tarih, … numaralı ve 104.135-TL bedelli irsaliyeli fatura ve 25/12/2016 tarih, … numaralı ve 23.600-TL bedelli irsaliyeli fatura, faturalara konu malların davalı şirkete teslim edildiği sevk irsaliyelerinden anlaşılmakta olduğunu, söz konusu borç ödenmediğinden, müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine…. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılarak borçluya ödeme emri gönderilmiş olduğunu, davalı tarafın ise 08/07/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamına, tüm fer’ilerine ve faiz oranına itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, davanın açılmasından önce uzlaşma sağlanabilmesi amacıyla arabulucuya başvurulmuş ise de arabulucu tarafından 28/09/2020 tarihli tutanak tutularak taraflar arasında anlaşma yapılamadığı tutanak altına alınmış olduğunu, davalı şirket borca itiraz ederek borcunun olmadığını iddia etse de, borcun varlığı müvekkili tarafından davalı şirket adına kesilen ve davalı şirket tarafından kabul edilen irsaliyeli faturalarla sabit olduğunu, taraf ticari defterleri incelendiğinde borcun varlığının ispatlanacağını, ayrıca davalı şirketin 2016 yılı 11. ve 12. ay 2017 yılı 1. ay (BA) ve (BS) formları … Vergi Dairesi Müdürlüğünden celbedildiğinde davalının müvekkili tarafından düzenlenen faturaları mal alımı olarak Vergi Dairesine beyan ettiği ve defter kayıtlarına aldığı anlaşılacak olduğunu, öte yandan, faiz oranı ‘ticari avans faizi’ olarak yürütülmüş olup, tarafların tacir sıfatı bulunduğundan ve dava konusu hukuki işlem bir ‘ticari iş’ niteliğinde olduğundan, faiz oranına itiraz da kötüniyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı şirketin itirazının iptalini sağlamak için mahkememize başvurma zorunluluğu doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptalini, takibin devamını, kötüniyetle yapılan itiraz nedeniyle takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, BA- BS formları, faturalar, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının, davalıdan, fatura alacağından kaynaklı olarak, 260.957-TL. asıl alacak, 71,50-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 261.028,50-TL. üzerinden ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek %10 avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, takibe, borca ve fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, 260.957-TL. asıl alacak üzerinden itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, fatura alacağına dayalı takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 16/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1- Davacı tarafın inceleme günü sunulan dava konusu döneme ait (2016 yılı) ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalının davaya cevap vermediği, inceleme gününe katılmadığı,
2-Davacı ile davalı arasında ticari ilişki;davacının davalıya mermer satışından kaynaklı olduğu,satışa binaen davacının 3 adet irsaliyeli fatura düzenlediği, faturalar üzerinde teslim alan kısmının boş olduğu,
3-Dosyadaki davalı BA formlarının incelendiği,15-25/12/2020 tarihindeki faturaların toplamı 108.250 KDV hariç tutarın davalı BA formunda beyan edildiği, 25.11.2016 tarihli 18608 n.olu 112.900-TL (KDV hariç) faturanın davalı BA formunda vergi dairesine beyan bildiriminin olmadığı,
4-Davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2016 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2016 tarihi itibariyle 260.957-TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğu,
5-Bu alacağın 2017 yılına devrettiği başkaca ödemenin olmadığı,
6-Huzurdaki davada toplam; 260.957-TL fatura alacağa +71,50-TL işlemiş faize…. İcra müdürlüğünün … esas numarası ile davacı tarafından icra takibi başlatıldığı, alacağına icra takip tarihinden itibaren alacağa %10 Reeskont Faizi ile birlikte talep ettiği, davacının icra takibi ile dava dilekçesindeki talebinin örtüştüğü, alacağının varlığına karar verilmesi halinde taleple bağlılık ilkesi gereği davacının icra takip tarihi itibariyle: Alacağı 260.957-TL, İŞLEMİŞ FAİZİ 71,50-TL olduğu, İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMI gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen %10 Reeskont Faiz oranının yerindeliğinin Mahkemeniz görev alanı ve takdirinde bulunduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 03/02/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
1-Dosyaya gelen 2016 yılı BA formunun incelendiği davacının ünvanına bildirim-beyan olmadığı,
2-Davalı ticari defter kayıtlarının incelenemediği,
3-Yukarıda izah edilen durumlar ve dosyaya gelen davalı BA formunun incelendiği kök raporu değiştirecek bir husus görülemediği…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Yargıtay 11.HD.16/01/2017 tarihli, 2016/2630 E.-2017/258/ K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, mahkemece tacir olan taraflara ticari defterleri sunmaları için kesin süre verilmesi halinde, davacı tarafın ticari defterlerini verilen kesin süre içerisinde ibraz etmesine karşın, davalı taraf ticari defterlerini verilen kesin süre içerisinde sunmaz ise, artık, davacı yanca usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğine haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine deli olacaktır.
Somut olayda, Mahkememizin 23/03/2021 ve 16/11/2021 tarihli duruşmalarında, davalı vekiline, ”…müvekkilinin, ticari defter ve kayıtlarını inceleme günü ibraz etmesi aksi halde HMK 219,220,222, maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacağı ve duruma göre defterlerin içeriğinde göre diğer tarafın beyanlarının kabul edileceği….” ihtar edilmiş, davalı tarafça her iki inceleme gününde de defter ve belgelerin ibraz edilmediği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar, davacının ticari defter ve belgeleri, BA ve BS formları, tüm dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini inceleme günü sunmadığı, davacının, davalıya ticari ilişkiden kaynaklı olarak icra takibi ve davaya konu faturaları düzenlendiği, bilirkişi incelemesi ile davacının usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarında faturaların kayıtlı olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının davacıya borçlu olduğu, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu, davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı (Yargıtay 15. H.D. 13/06/2018 T. 2016/2310 E.- 2017/2537 K.), davalı şirketin, davacıdan mal alımında bulunduğuna ilişkin,15/12/2016 ve 25/12/2016 tarihli faturalara ilişkin … Vergi Dairesi’ne de bildirimde bulunduğu, Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim (Form BA) ile de icra takibine konu faturaların beyan edildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, “..davalının vergi dairesine böyle bir bildirim yapmasının, takip dayanağı faturanın içeriğinin benimsendiği ve faturada yazılı malların alındığını gösterdiği, davalının bunun aksini gösterir delil sunmadığı ….”(Yargıtay 19. H.D. 15/11/2012 T. 2012/9636 E.- 2012/17068 K. sayılı ilamı) Yargıtay’ın ilgili kararı gereği de, davalı yanca mal alındığı, vergi dairesine bildirimde bulunduğu, davalının bunun aksini gösterir delil sunmadığı, davacının davaya konu faturalara ilişkin, icra ve davaya konu tutar kadar alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, davalının 260.957-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına, takip tarihinden itibaren, %10 avans faizi (değişen oranlarda) uygulanmak suretiyle takibin devamına, kabul edilen alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, davalının 260.957-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına, takip tarihinden itibaren, %10 avans faizi (değişen oranlarda) uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Kabul edilen alacağın %20’si olan 52.191,4-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 17.825,97-TL. harçtan, peşin alınan 3.151,36-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 14.674,61-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 26.716,99-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL. başvurma harcı + 3.151,36-TL. peşin harç + 1.000-TL bilirkişi + 157-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 4.362,76-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır