Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/6 E. 2020/5 K. 06.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/6 Esas
KARAR NO : 2020/5

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/02/2019
KARAR TARİHİ : 06/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; muris …’nun 25/09/2018 tarihinde vefat ettiğini, murisin eşi ile kendisinin murisin varisi olduğunu, muris babası …’nun vefat etmeden önce …bankasın A.Ş’den 37.500 TL tüketici kredisi çektiğini, bu kapsamda kendisine… A.Ş. üzerinden hayat sigortası yapıldığını, ve kredinin murise tahsil edildiğini, murisin belirgin rahatsızlığı ve poliçe esnasında var olan herhangi bir hastalığı olmaması sebebiyle bankanın bu krediyi tahsis etmiş olduğunu ve hayet sigorta poliçesini düzenlemiş olduğunu, ancak müteveffa …’nun aynı zamanda … Bankası A.Ş.’den 5.524 TL kredi kullanmış olduğunu, ve bu kapsamda aynı bankanın hayat sigortacısı… Sigorta A.Ş’den ölüm nedeniyle poliçe kapsamında borcunun silindiğini ve ödemelerinin kapatıldığını, herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığını, tüp bebek için … Hastanesi hasta kayıtlarında gerekli müracaatlarını vefat etmeden önce yaptığını ve gerekli tetkikleri tamamladığını bildiklerini, ölüm günü enjekte işlemi yapılacakken aniden rahatsızlandığını, ve kalp krizi geçirdiğini, ardandın iki ay sonra vefat ettiğini, hattı murisin kayıtlarda herhangi bir engel ve rahatsızlığının olmadığının resmi hastane kayıtları ile sabit olduğunu, davalı… A.Ş’ye iki defa müracaat edildiğini, hayat sigortası kapsamında borcun kapatılması haklarını kullanmak istediklerini, ancak davalı tarafın olumsuz ve soyut/mesnetsiz gerekçelerle müracaatlarını reddettiğini, şu an mirasçısı olarak bir tek çocuğunun kendisi olduğunu 4 aydan beri aylık yaklaşık 1.000 TL’ye yakın aylık ödemesi bulunan kredi borcunun ödenmesidiği gibi, kurumun taraflarına yöneltildiğini, icra baskısı altında bulunduğunu, öncelikle tedbir kararı verilmesini, izah edilen nedenlerle davalı… A.Ş’nin kredi borç miktarından sorumluluğuna ve kredi borcunun davalıdan tahsilini, bu kapsamda poliçe sorumluluğu nedeniyle murisin hayat sigortası kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ikametgah adresinin …olduğunu, müvekkili şirketinin adresi dikkate alındığında davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davanın, hayat sigortası sözleşmesine ilişkin olduğunu, sigorta sözleşmelerinin TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, davaya konu sigorta poliçeleri üzerinde …Bankası A.Ş.’nin daini mürtehin kaydı bulunduğunu, sigortalının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediğini, kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığının araştırılmaksızın hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, davaya konu sigorta sözleşmelerinde lehtar olarak mirasçılarının gösterilmiş olmasının ve sigortalının davacı dışında başkaca mirasçısının bulunması nedeniyle, davacının davayı tek başına müvekkili şirkete yöneltmesi hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alındığını, bu kapsamda muris sigortalı …’nun müvekkili şirket nezdinde, davaya konu edilen 04.08.2017 başlangıç tarihli … nolu vefat tarihi itibari ile 22.586,80-TL teminat bedelli -18.07.2018 başlangıç tarihli … nolu vefat tarihi itibari ile 6.148,65-TL teminat bedelli sigorta poliçeleri ile sigorta kapsamına alındığını, sigortalıya ilişkin talep ve temin edilen belgelerin incelenmesi sırasında, davacılar murisinin sigortalının sigorta öncesinden gelen kalp hastalığının bulunduğunu ve bu hastalıklara bağlı olarak vefat ettiğinin tespit edildiğini, sigortalının sigorta öncesi kendisinde var olan teşhis ve tedavi gördüğünü ölümüne neden olan kalp hastalığını beyan etmediğini, yine söz konusu hastalıkla ilgili olarak müvekkili şirkete herhangi bir bildirim de yapılmadığını, sigortalının kendisinde mevcut ve sigorta yapılmasına etki edecek bütün hususları bildirme mükellefiyetine aykırı kötüniyetli bir davranışta bulunduğunu ve yapılmaması gereken bir sigortanın da yapılmasını sağlayarak sigorta örtüsü altına girdiğini, TTK 1435 ile TTK 1439 maddeleri uyarınca, sigorta öncesinden gelen ve vefata neden olan beyan edilmeyen kalp hastalığı nedeniyle sigorta tazminatının reddinin hukuka uygun olduğunu, hayat sigortaları genel şartları C.2.maddesinin de aynı yönde olduğunu, sigortalı poliçesi tanzim edilirken kendisine yöneltilen sorulara doğru cevap vermek ve rizikonun takdirine etkili olacak hususları da beyan etmekle yükümlü olduğunu, MK 2.maddesi uyarınca da bu kurala riayet edilmemesinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte davanın hayat sigortası tazminatına yönelik olduğunu, hayat sigortaları niteliği itibari ile meblağ sigortası olduğunu, sigortacının sorumluluğunun teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesi ile 37.500,00-TL talep edildiğini, davaya konu edilen … ve … nolu poliçelerin teminat toplamı ise 28.735,45-TL olduğunu, arz ve izah edilen ve mahkemece resen dikkate alınacak sebeplerle, öncelikle davanın yetki , görev ve husumetten reddini, davanın esastan reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE;
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
Buna göre, somut uyuşmazlık tüketici konumundaki davacının murisi tarafından banka ile imzalanan tüketici kredisi sözleşmesi ve sözleşmeyle bağlantılı olarak yaptırılan hayat sigorta poliçeleri kapsamında, dava dışı bankaya tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye kredi borcunun, davalıdan tahsilinden kaynaklanmaktadır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden (Yargıtay 17.HD. 25/09/2019 tarih, 2016/16982 E.-2019/8528 K.) mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4-Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, dosya üzerinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.