Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/591 E. 2022/1 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/591 Esas
KARAR NO :2022/1

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/11/2020
KARAR TARİHİ:07/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ilgili fatura döneminde ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu davacının borçlu şirkete kendi aracıyla taşıma hizmeti verdiğini, davalı firma ile yaklaşık iki buçuk ay gibi bir süre çalıştığını ve yalnızca bir aylık döneme ait fatura bedelinin davacıya ödendiğin, davaya konu bir buçuk aylık döneme ilişkin fatura kesilmiş olmasına rağmen davacıya hiçbir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından fatura düzenlendikten sonra borçlunun davacıya ödeme yapıyorken banka dekontlarından da anlaşacağı üzere Borçlunun, A-77 numaralı 31.07.2019 tarihli, 7.366,66 TL bedelli ve A-78 numaralı, 31.08.2019 tarihli , 3.850,75 TL satış faturalarının ödemelerini yapmadığını, 06.11.2019 tarihinde ….İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, borçlu vekilinin 21.11.2019 Tarihinde takibe, borca, ödeme emrine ve borcun tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davanın kabulüne davalı – borçlunun ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin bu miktar yönünden devamına , takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyen faizle ilgili takibin devamına , likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine 11.2017,41-TL dava konusu miktarın % 20 ‘sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin, masrafların ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; Davacı tarafından başlatılan icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu,davacının bunun üzerine itirazın iptali davası açtığını, dava dilekçesinde araç taşıma hizmeti verdiğini bu hizmet karşılığında ödeme alamadığını belirttiğini, açılan davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde 31.07.2019 tarihli 7.366,66 TL bedelli ve 31.08.2019 tarihli 2.850,75 TL bedelli satış faturalarının ödenmediğini beyan ettiğini, Davacı tarafın belirttiği şekilde yetkilisi olduğunu şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, davacı ile taşıma hizmeti alma hususunda görüşmeler yapıldığını ancak davacı tarafından taraflarına bir hizmet sağlanmadığı için kendisince bir ödeme yapılmadığını, hiçbir hizmet almadan davacı tarafa ödeme yapmalarının sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, davacı tarafından düzenlenen faturalara şirketlerinin taşınma durumunda olması nedeniyle süresi içerisinde itiraz edemediklerini, davacı tarafın kendi edimi olan taşıma hizmetini yerine getirmemesine rağmen faturalar düzenleyerek kötü niyetli olarak taraflarına ödeme almak istediklerini, davacının bu şekilde faturalar düzenlenerek haksız bir kazanç elde etme çabası içerisinde icra takibi başlattığını, davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı verilmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK’nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Davacının tacir olup olmadığının tespiti bakımından İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, … Vergi Dairesine müzekkereler yazılmıştır.
… Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından verilen cevapta davalının esnaf kaydının olmadığı bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevapta limited, kollektif ve komandit şirket ortağı kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi tarafından verilen cevapta işletme hesabına göre defter tuttuğu ve VUK 177/1 deki sınırları aşmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. … Vergi Dairesi tarfından verilen cevapta davacının VUK 177/1 deki esnaf işletme sınırlarını aşmadığı bildirilmiş olmakla davacının tacir olmadığından her iki tarafın tacir olma koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre davanın her iki tarafının tacir olmadığı ve davanın alacak davası olup mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı bu nedenle Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
6-Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır