Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2023/301 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/552 Esas
KARAR NO :2023/301

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2020
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … çift lastikli … markalı otomatik maske makinesinin satışı hakkında 19.02.2020 tarihinde mesafeli satış sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmede sözleşmeye konu malın siparişten itibaren 45 gün içerisinde sağlam, eksiksiz ve siparişte belirtilen niteliklere uygun olarak teslim edileceği hususlarında anlaşıldığını, Müvekkilinin, işbu sözleşmenin akdedildiği tarihte … Malzemeler San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı konumunda olup işbu satış sözleşmesini de bu şirketin ticari faaliyetleri doğrultusunda akdettiğini, Sözleşmenin akdedilmesini takiben müvekkili tarafından davalı tarafa 22.500,00 USD ve 10.000,00 TL ön ödemelerde bulunulmasına rağmen davalının, sözleşmeye konu ürünü sözleşmede belirtilen teslim tarihinden daha sonra ve gizli ayıplı olarak teslim ettiğini, bu gizli ayıbın ortaya çıkmasının ardından derhal, müvekkili tarafından keşide edilen … 6.Noterliği’nin 28 Mayıs 2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle de karşı tarafa bildirildiğini ve sözleşmeden dönme iradesinin de ortaya konduğunu ancak davalı tarafça keşide edilen … 8.Noterliği’nin 11 Haziran 2020 tarihli ve 06649 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle bu durumun kabul edilmediğinin bildirildiğini, Bunu takiben talepleri üzerine … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş ve … K.sayılı dosyasıyla delil tespiti yapıldığını, yapılan delil tespitinde de sözleşme konusu … çift lastikli … markalı otomatik maske makinesinin rediktörünün çalışmadığının ve dolayısıyla üretim yapmasının imkansız durumda olduğunun, ayıplı olarak imal edilen bir makine olduğunun, ilgili makinenin hali hazırda çalışmadığının ve gerekli nitelikte maske üretmediğinin tespit edildiğini, Müvekkilinin bu ayıplı ifa sonucunda gerek Sağlık Bakanlığı ile gerekse de ihracat amacıyla planlanan işbirliği anlaşmalarını da tamamlayamadığını, müvekkilinin dava konusu satış sözleşmesine güvenerek … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile yapmış olduğu ancak davalı taraftan satın alınan makinenin gizli ayıplı çıkması nedeniyle beklediği faydaları sağlayamadığını, Büyük maddi kayıplara uğrayan müvekkilinin bununla beraber ticari itibarının da zedelendiğini, ayıplı ifanın sonucunda dönme halini düzenleyen TBK’nun 229.maddesinde satıcının kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlü olduğu hususunun da açıkça belirtilmiş olup bu hüküm doğrultusunda müvekkilinin uğradığı zararların da tespit edilerek davalı taraftan tazmin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, Açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkiline gizli ayıplı olarak teslim edilen … çift lastikli … markalı otomatik maske makinesini davalı tarafa iade etmeye hazır olduklarını, sözleşmeden döndüklerini belirterek davalarının kabulü ile müvekkili tarafından davalıya sözleşme uyarınca ödenmiş olan 22.500,00 USD ile 10.000,00 TL ön ödemenin işlemiş ve işleyecek yasal faiziyle beraber müvekkiline iade edilmesine, ayıplı ifadan dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zararlardan dolayı fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 19.02.2020 tarihli sözleşme ile üzerine düşen tüm yükümlülüklerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini fakat davacı tarafından yapılması gereken ödemelerin gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin, davacı ile bir akrabası vesilesiyle tanıştığını, davacının sürecin başından itibaren müvekkili ile ortaklık kuracaklarını, birlikte ticaret yapacaklarını söylediğini ve bu vaatle müvekkiline taraflar arası sözleşme dışında birçok iş yaptırdığını, müvekkilinin hem eniştesinin hatırı hem de ileride ortaklık kuracakları düşüncesiyle, eksik ödemeler için davacıya işbu tarihe kadar resmi bir talepte bulunmadığını, ancak gelinen noktada davacının eylemlerinin TCK’da suç olarak düzenlenen “nitelikli dolandırıcılık” kapsamında değerlendirilebileceği anlaşıldığından, müvekkili tarafından davaya cevaplarıyla birlikte karşı dava ikame edilme kararı alındığını, Davacının, dilekçesinde belirttiği gibi müvekkiline 22.500,00 $ tutarında bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan 19.02.2020 tarihli sözleşmenin 11.maddesinin ödemeler ile ilgili olduğunu, bu madde kapsamında davacının müvekkiline sözleşmenin imza anında ödemesi gereken ve sözleşmede de peşin alındığı söylenen 22.500,00 Amerikan Dolarının aslen müvekkiline 18.02.2020 tarihinde 75.000,00 TL ve 19.02.2020 tarihinde 60.000,00 TL olarak yaklaşık tutarla ödendiğini, Merkez Bankası resmi döviz kuru sayfasında 18.02.2020 tarihinde 1 Dolar ın 6,0687 TL olarak, 19.02.2020 tarihinde ise 1 Dolar ın 6,0690 TL olarak belirtildiğini, davacının 18 Şubat tarihli 75.000,00 TL tutarındaki ödemesinin 12.358,00 Amerikan Doları, 19.02.2020 tarihindeki ödemesinin ise 9.886,00 Amerikan Dolarına karşılık geldiğini, yani davacının müvekkiline iddia ettiği gibi Dolar değil Türk Lirası olarak ödeme yaptığını ve bu ödemenin toplamda 22.244,00 Amerikan Dolarına karşılık geldiğini, yine sözleşmenin 11.maddesinde 20 gün sonra yapılacağı vaat edilen ve 10.000,00 $ tutarındaki ödemenin de davacı tarafından gerçekleştirilmediği fakat onun yerine 31.03.2020 tarihinde müvekkiline sadece 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, 31.03.2020 tarihinde 1 Dolar ın 6,5815 Türk Lirası değerinde olduğunu ve bu ödemenin 1.519,41 Amerikan Dolarına denk geldiğini, (1,520,00 $ kabul edileceğini), müvekkilinin 18.03.2020 tarihinde 2 adet maske makinesini davacıya ait … Malzemeler San. ve Tic. Ltd. Şti. ne teslim ettiğini, davacının, dilekçesinde müvekkili ile aralarındaki sözleşmeyi şirketi adına akdettiğini kabul ve beyan ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin aslen sözleşme ile kendisine 45 gün teslim süresi tanınmasına rağmen, 19 Şubatta imzalanan sözleşmeden sadece 27 gün sonra ve teslim tarihinden 18 gün önce 18.03.2020 tarihinde sözleşme konusu makineleri itirazi kayıt olmaksızın ayıpsız ve eksiksiz olarak fatura karşılığında davacıya teslim ettiğini, davacının makinelerin süresinde teslim edilmediğine dair beyanının gerçek dışı olduğunu, fakat davacının, sözleşme ile makinelerin teslimi anında ödeme taahhüdüne girdiği 25.500,00 Amerikan Doları ve evvelce ödemesi gereken 10.000,00 $ dan 31.03.2020 tarihinde ödediği 10.000,00 TL düşülerek kalan 8.480,00 Amerikan Doları olmak üzere toplamda 33.980,00 $ ı müvekkiline ödemediğini, Davacının gerçekleştirmediği ödemelerin bahanesi olarak müvekkilinin teslim ettiği ürünlerin ayıplı olduğunu öne sürdüğünü, davacının bu beyanının da gerçek dışı olduğunu, üstelik davacının, sözleşme ile kontrol yükümlülüğü olduğu için bu kez ürünlerin gizli ayıplı olduğunu söylediğini ve işbu söylemini … 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş … Karar sayılı dosyasından yaptırdığı “Tespit Raporu”na dayandırmaya çalıştığını, ilgili dosyaya taraflarınca 27.08.2020 tarihinde kapsamlı bir rapora itiraz beyanı verilmiş olup; raporun somut gerçeklikten uzak olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesi gereği makine teslimi sırasında, muayene ve denetleme yapılarak varsa ürünlerdeki herhangi bir ayıbın belirtilmesinin zorunlu kılındığını ve ayıplı malların teslim alınmayacağı ile teslim alınan mal ve hizmetin hasarsız ve sağlam olduğunun kabul edileceğinin açıkça belirtildiğini, teslim anında davacı tarafından makinelerin hasarsız ve çalışır vaziyette olduğunun kabul edildiğini ve derhal üretime geçilerek makinelerin işbu dava tarihine değin sorunsuz olarak kullanıldığını, davacının, makinelerin kendisine teslim tarihinden yaklaşık 3 ay sonra kötü niyetli olarak … 6.Noterliği’nin 28.05.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek, müvekkilinden bir kısım taleplerde bulunduğunu, işbu ihtarnameye cevaben keşide ettikleri … 8.Noterliği’nin 11.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle makinelerin çalışır, sağlam vaziyette ve fatura karşılığı teslim edildiğini, sözleşmeden doğan edimlerin davacı tarafından yerine getirilmediğinin kendisine bildirildiğini, zaten davacının tamamen kötü niyetli olduğunun, yukarıda bilgileri verilen ihtarname ile müvekkilinden talep ettiği cezai şart bedellerini huzurdaki davada hiçbir şekilde talep etmemesinden de anlaşıldığını, Tarafların sözleşmenin 6.maddesiyle ayıp bildiriminin teslim anında yapılacağı hususunda mutabık kaldıklarını, bir an için sözleşmede böyle bir maddenin bulunmadığı varsayılsa dahi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23.maddesinde de ticari satışlar yönünden ayıp ihbarının hangi sürede yapılması gerektiğinin açıkça düzenlendiğini, işbu düzenlemeye göre teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden ayıbın 2 gün içinde satıcıya bildirilmesi, açık ayıp söz konusu değilse de malı satın ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı inceleme veya incelettirmekle yükümlü olduğu ve satıcıya bildirilmesi gerektiğinin belirtildiğini, davacının kendi talepleri doğrultusunda ve Yargıtay denetimine elverişsiz olarak tanzim ettirdiği raporda, bu hususlara dair hiçbir inceleme olmadığını, yine TTK madde 23 atfıyla TBK madde 223 de de alıcının makul sürede malı gözden geçirmemesi ve bildirimde bulunmaması halinde malı olduğu gibi kabul etmiş sayılacağının düzenlendiğini, müvekkili tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacının ayıplı ürüne dair kanuni itiraz ve bildirim süreleri geçtikten sonra ihtarname keşide ettiğini, Ayrıca, davacının dayandığı tespit raporunun, sözleşmeye konu makinelerin teslim edildiği adreste değil, davacıya ait şirketin değişen yeni adresinde ve makineler taşındıktan sonra gerçekleştirildiğini, bu durumun tespit raporunda belirtilen davacıya ait adresin “… Mah.194. Sokak No.3 … Sitesi No.1 Beylikdüzü” olması ile de sabit olduğunu, oysa müvekkili tarafından makinelerin 18.03.2020 tarihinde teslim edildiği, davacıya ait … Malzemeler San. ve Tic. Ltd. Şti. nin kurulduğu, kayıtlı olduğu ve tespit raporundan önce imzaladığı tüm sözleşme ve belgelerde bildirilen resmi adresinin “… Mahallesi, …Sitesi, 2.Cadde No.1 Kapı No.17 Beylikdüzü/İstanbul” adresi olduğunu, hal böyle iken makinelerde bir hasar, ayıp mevcut ise dahi; bu hasar ve ayıpların makinelerin taşınmasının, işbu tespit tarihine kadar kullanılması ve şirketin yeni sahibi/ortağı uhdesindeyken gerçekleşmiş olaylar dolayısıyla meydana gelmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, düzenlenen raporla makinelerin keşif anındaki fiili durumu tespit edilmiş olup müvekkili tarafından hasarsız ve tam olarak makinelerin tesliminden sonra tespit isteyen taraf uhdesinde meydana gelen hasarlar ve eksilmelerin taraflarınca kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla davacı tarafından düzenlettirilen rapordaki tespitlerin müvekkili yönünden gerçekleri yansıtmasının mümkün olmadığını, davacının, müvekkilinin makineleri tesliminden yaklaşık beş ay sonra tespit talebinde bulunmasının samimi olmadığını, Davacının dayandığı delil tespit raporunda, hayatın olağan akışına, tacirlik etiklerine, gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olarak: “Rediktörün çalışmadığı ve bu nedenle üretim yapılamadığının söylendiğini, davacı ve bilirkişi tarafından bilinmese de bu parçanın adının “redüktör” olduğunu, redüktörün motorun dönmesini sağlayan daha teknik bir tanım ile bir dönme hareketinin devir-tork oranını dişliler yardımıyla değiştiren dişli sistemi veya vites kutularıyla birlikte dişli çark düzeneklerinin paralel dişli dizilerinin bir elemanı olarak tanımlanan çok basit bir parça olduğunu, değerinin 1.000,00 TL’nin altında olduğunu, kabul manasına gelmemek ile birlikte bir an için müvekkilinin redüktörü ayıplı olan bir makine teslim ettiği farz edilse dahi, bugünkü kur ile 550.000,00 TL’nin üzerinde değeri olan makinelerin çalışması için en fazla 1.000,00 TL tutacağı net olan bir parça için beklenmeyeceğinin izahtan vareste olduğunu, hiçbir şirketin en fazla 1.000,00 TL vererek çalışmaya devam edebilecekken bundan geri durmayacağını, kendisini bu kadar kolay çözülebilecek bir aksaklık nedeniyle yüz binlerce liralık muhtemel kazançtan mahrum bırakmayacağını, üstelik eğer bu parça bozuk olsa; makinelerin baştan beri hiç çalışmayacağını, yani gizli ayıplı değil, hiç çalışmadığı için açık/aleni ayıplı olacağını, eğer bu parça sonradan bozulmuşsa, kolaylıkla tamir edilip veya yenisi alınarak üretime devam edilebileceğini, rapor sonundaki “….Ayıplı imal edilmiş bir makine olduğu kanaatine varılmıştır…” beyanı ile bilirkişinin objektif hareket edemediğinin görüldüğünü, zira bilirkişiden istenenin mevcut durumun tespiti olduğu, tespiti yaptığı tarihten 5 ay önce teslim edilen bir ürünün ayıplı imal edildiğini söylemenin, bilirkişinin görev ve yetkisini aştığını, davacının tüm iddialarının aksine müvekkili tarafından teslim edilen makinelerin sağlam ve çalışır vaziyette olduğunun, davacıya ait şirket kaşesi ve …’nun imzasını havi 21.04.2020 tarihli, müvekkilinin makinelere 23-26 Nisan 2020 tarihleri arasında bakım ve onarım yaptığını gösterir resmi belge ile de sabit olduğunu, müvekkilinin 21.04.2020 tarihinde yani makineleri teslim ettikten 1 aydan fazla süre geçtikten sonra davacıya ücretsiz olarak bakım ve onarım hizmeti verdiğini, bu esnada dahi davacı tarafından müvekkiline bildirilen bir ayıp ya da aksaklık mevcut olmadığını, dava dilekçesi eklerinde de aksi hiçbir belge bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak, çalışır durumdaki makinelerin hızını ve üretim kapasitesini arttırmak, daha verimli çalışmalarını sağlamak için saat mefhumu olmaksızın davacıya yardım ettiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin müvekkili tarafından layıkıyla yerine getirildiğini, makinelerin sağlam ve çalışır halde karşı tarafa teslim edildiğini, teslim tarihinden 1 ay geçtikten sonra müvekkili ve ekibinin makinelere bakım ve iyileştirme için 4 gün boyunca ücretsiz olarak çalıştırıldığını, tüm bu verilere rağmen davacının; makinelerin tesliminden aylar sonra alınan Yargıtay denetimine elverişsiz raporu dayanak ederek, teslimden sonraki süre zarfında kendi kasıtlı yahut ihmali eylemiyle gerçekleşmesi muhtemel zararı, kötü niyetli olarak müvekkiline yüklemeye çalıştığını, Dava dilekçesinde ayıplı ürün dolayısıyla gerek Sağlık Bakanlığı gerekse de ihracat amacıyla planlanan işbirliği anlaşmalarının tamamlanamadığını beyan ettiğini, Davacı hiçbir şekilde somut olarak belirtmediği “büyük maddi kayıplar” yanında ticari itibarının da zedelendiğini belirttiğini, fakat davacının müvekkili ile akdettiği sözleşmeyi ve maske satımına dair her türlü işlem ve sözleşmeyi … Malzemeler San. ve Tic. Ltd. Şti. adına gerçekleştirdiğini, söz konusu şirketin ise müvekkilinin yardım ve çabalarıyla İstanbul Ticaret odası kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 02.03.2020 tarihinde kurulduğunu ve aynı tarihli ana sözleşme ile Ticaret Odasına kaydolduğunu, bu tarihten önce hiçbir ticari işlem ve buna bağlı bir itibarının da bulunmadığını, kuruluş tarihi itibariyle hiçbir ticari faaliyeti bulunmayan davacıya ait şirketin, doğal olarak kaybedebileceği bir piyasa itibarının da henüz bulunmadığını, davacının müvekkili sayesinde büyük kazanç elde ettiğini, çok sayıda tacirin girdiği ve an itibariyle düşen maske piyasasından karlılık ve kazanç artık düştüğü için ayrılma kararı aldığını sandıklarını, piyasayı terk etmeden önce de müvekkili üzerinden haksız kazanç sağlamayı amaçladığını ileri sürerek, Davacı/k.davalının davasının bütün talepleri bakımından reddine, kötü niyetli olarak ikame edilen dava nedeniyle davacı/k.davalı vekili hakkında idari para cezası uygulanmasına ve müvekkili ile davaları değerinin %12 si üzerinden anlaşılan akdi vekalet ücretinin de davacı/k.davalı yanca karşılanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı karşı davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı/k.davalı arasında 19.02.2020 tarihli bir satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin, sözleşmenin imzalanmasından sonra 45 gün içerisinde davacı/k.davalıya maske imalat makinesi üretip teslim etme, davacı/k.davalının da bunun karşılığında müvekkiline sözleşmenin imza anında 22.500,00 $, imzadan 20 gün sonra 10.000,00 $ ve makinelerin teslimi anında da 25.500,00 $ ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkili tarafından sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğün 18.03.2020 tarihinde makinelerin davacı/k.davalıya ait şirkete fatura karşılığı teslim edilmesi ile yerine getirilirken, davacı/k.davalı tarafından, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.maddesinde düzenlenen ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, davacı/k.davalının sözleşmenin imza anında ödendiği belirtilen 22.500,00 $ yerine, aslen müvekkiline sözleşmeden 1 gün önce 18.02.2020 tarihinde 75.000,00 TL ve 19.02.2020 tarihinde 60.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan bu Türk Lirası bazındaki ödemelerin Merkez Bankası’nın ödeme tarihi kurları ile 18 Şubat tarihli 75.000,00 TL tutarındaki ödeme için 12.358,00 $, 19.02.2020 tarihindeki 60.000,00 TL tutarlı ödeme için ise 9.886,00 $ ına karşılık gelmekle toplamda 22.244,00 $ ettiğini, sözleşmenin 11.maddesinde 20 gün sonra yapılacağı vaat edilen ve 10.000,00 $ tutarında ödemenin de davacı tarafından gerçekleştirilmediğini fakat onun yerine 31.03.2020 tarihinde müvekkiline sadece 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, 31.03.2020 tarihinde gerçekleşen ödemenin 1.520,00 $ a denk geldiğini, yani müvekkilinin, 22.500,00 $ ödeme alması gerekirken, yaklaşık 22.244,00 $ ödeme aldığını, (256,00 $ eksik ödeme alındığını), 10.000,00 $ ödeme alması gerekirken 1.520,00 $ ödeme aldığını, (8.480,00 $ eksik ödeme aldığını) ve son olarak makineleri teslim ettiği 18.03.2020 tarihinde 25.500,00 $ ödeme alması gerekirken, müvekkiline hiç ödeme yapılmadığını, müvekkilinin 18.03.2020 tarihinde 2 adet maske makinesini davacı/k.davalıya ait … Malzemeler San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne teslim ettiğini, davacı/k.davalının dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmeyi şirketi adına akdettiğini ikrar ettiğini, dolayısıyla, müvekkilinin aslen sözleşme ile kendisine 45 gün teslim süresi tanınmasına rağmen, 19 Şubatta imzalanan sözleşmeden sadece 27 gün sonra ve teslim tarihinden 18 gün önce 18.03.2020 tarihinde sözleşme konusu makineleri itirazi kayıt olmaksızın ayıpsız ve eksiksiz olarak davacıya teslim ederek üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, Müvekkilinin fatura karşılığı teslim ettiği ürünlerinin sözleşme bedelini alamadığını ve davacı tarafından mağdur edildiğini, davacı/k.davalının müvekkiline, 25.500,00 $ ve yapılan ödeme düşülmekle kalan 8.480,00 $ olmak üzere toplamda 33.980,00 $ borçlu olduğunu, davacı/k.davalının iddiasının aksine, müvekkili tarafından ayıpsız teslim edilen ürünlerle aylardır ticaret yaptığını ve büyük miktarda kazanç elde ettiğini ileri sürerek, Karşı davalarının kabulü ile 33.980,00 $ nın, fiili ödeme günündeki kur üzerinden ve ticari faiziyle birlikte davacı/k.davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı/k.davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul yönünden itirazları baki kalmak kaydıyla, asıl davanın davalısı, karşı davanın davacısı tarafından peşin ödenmesi gereken 22.500,00 $ ile diğer bedellerin ödenmediği iddia edilerek toplam 33.980,00 $ ın tahsili için alacak davası ikame edildiğini, öncelikle taraflar arasında 19.02.2020 tarihinde akdedilen sözleşmenin 11.maddesinde “Alıcı dan 22.500,00 $ peşin alınmıştır” ibaresi bulunduğunu, bu ifadeden de 19.02.2020 tarihi itibariyle müvekkili tarafından davacı yana 22.500,00 $ ödendiğini, davacı tarafın bu ödemeye yönelik kötü niyetli ve taraflar arasındaki sözleşmedeki ifadeye aykırı olarak yeniden kur hesabı yapmak suretiyle bu ödemenin yapılmadığını iddia ettiğini, Sözleşmeye konu çift lastikli otomatik maske makinesinin müvekkiline gizli ayıplı olarak satıldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından noter huzurunda çekilen ihtarname ile sözleşmeden dönme iradesinin davacı tarafa bildirildiğini, ancak davacı tarafın, müvekkili tarafından yapılan işbu sözleşmeden dönme irade açıklamasına rağmen almış olduğu edimleri iade etmediğini, bunlarla beraber uzun zamandır talep etmediği sözde alacağını da müvekkilinin sözleşmeden dönme iradesini açıklaması sonrası satıcı tarafça yerine getirilmeyen iade işlemlerinin sağlanması için yargı yoluna başvurulmasını takiben talep ettiğini ileri sürerek, Davanın dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine, aksi akdirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı dava davacısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava, ticari satım sözleşmesine konu malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi ile uğranılan zarara illişkin, karşı dava ise satım sözleşmesine konu malın bakiye bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imza edilen 19.02.2020 tarihli mesafeli satış sözleşmesi başlıklı sözleşme incelendiğinde;
Alıcının beyan ve taahhütleri başlıklı 6. Maddesinde; ”Alıcı, sözleşme konusu malihizmeti teslim almadan önce muayene edecek ezik, kırık, ambalajı yırtılmış vb. hasarlı ve ayıplı mal/hizmeti şirketinden teslim almayacaktır. Teslim alınan mal/hizmetin hasarsız ve sağlam olduğu kabul edilecektir. Teslimden sonra mal/ hizmetin özenle korunması borcu, alıcıya’ya aittir.”
Satıcının beyan ve taahhütleri başlıklı 7.maddesinde; satıcı, sözleşme konusu mal/hizmetin sağlam, eksiksiz, siparişte belirtilen niteliklere uygun ve varsa garanti belgeleri ve kullanım kılavuzları ile teslim edilmesinden sorumludur… Garanti belgesi ile satılan Mal/hizmetlerden olan veya olmayan mal/hizmetlerden arızalı veya bozuk olan mal/hizmetler, garanti şartları içinde gerekli onarımın yapılması için satıcı’ya gönderilebilir, bu takdirde teslimat giderleri satıcı tarafından karşılanacaktır.”
Sözleşme konusu mal/hizmetin özellikleri başlıklı 7. Maddesinde Mal/hizmetin Cinsi Otomatik Maske Makinesi 3 Ply ve Türü, Çift Lastikli Miktarı 1 , Marka/Modeli …, Rengi ve Tüm Vergiler Dâhil Satış bedeli 58.000 $ ve iş bu sözleşmenin ayrılmaz parçası sayılan faturada belirtildiği gibidir.”
Sözleşmenin ödeme planı başlıklı 11. Maddesinde; ”Alıcıdan’dan 22.500 dolar peşin alnmıştır. İşin Kontrol edildikten sonra 20 gün 10.000 dolar kalan kısmı makine teslimatında 25.500 dolar alınacaktır.”
Sözleşmenin cayma hakkı başlıklı 12. Maddesinde; alıcı, sözleşme konusu mal/hizmetin kendisine veya gösterdiği adresteki kişi/kuruluşa tesliminden itibaren 7 (yedi) gün içinde cayma hakkını kullanabilir. Cayma hakkının kullanılması için aynı süre içinde SATICI’ya faks, e-posta umut(…-makine.com) veya … nolu telefon ile bildirimde bulunulması…”
Düzenlemelerine yer verildiği görülmüştür.
Davacı karşı davalı tarafından davalı karşı davacıya keşide dilen … 6.Noterliğinin 28.05.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; 05.04.2020 tarihinde çalışır vaziyette teslim edilmesi gereken makinenin çalışır vaziyette telim edilmediği, bu nedenle sipariş iptalleri olduğu, konu ile ilgili birçok kez iletişime geçilmesine rağmen herhangi bir sonuca ulaşılamadığı belirtilerek yapılan ödemelerin idesi ile cezai şart talep ediliği görülmüştür.
Davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalıya keşide edilen … 8.Noterliğinin 11.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi incelendiğinde; sözleşmenin 6.maddesine göre malın teslimi sırasında muayene ve denetleme yapılarak varsa ayıbın bildirilmesi ve teslim alınmaması gerektiği, aksi halde sağlam ve hasarsız olduğunun açıkça yazıldığının belirtildiği, saözleşme konusu makinelerin 18.03.2020 tarihinde çalışır şekilde teslim ediliği, bu zamana kadar sorunsuz üretim yaptığı, bunun 23-26 nisan tarihleri arasındaki bakım onarım belgeleri ile sabit olduğunu belirtilerek kalan bakiyenin ödemesinin yapılmasının istendiği görülmüştür.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Makinanın montajının yapılmış olup imalata hazır durumda olduğu, üretim için çalıştırıldığında rediktörünün çalışmadığı, üretim yapabilmek için firma yetkileri tarafından makina çalıştırmaya çalışıldığı halde makine çalışmadığı ve üretim yapmanın mümkün olmadığı, bu hali ile ayıplı imal edilmiş bir makine olduğu, mevcut makine tel takma ve kıvırma işlemlerini yapan makine olduğu , ayrıca maskelere lastik takma makinası da gerekli olduğu fakat lastik takma makinasında olmadığı, daha önce çalıştırılmak istendiğinde üretilen maskelerin istenen nitelikte olmadığının görüldüğü şeklinde mütaalada bulunulduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf asıl davada; taraflar arasında sözleşmeye maske makinesinin gizli ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının ayıplı ifa nedeniyle yaptığı ödemeyi geri isteyip isteyemeyeceği, ayıplı ifa nedeniyle uğtranılan zarar olup olmadığı ve varsa miktarı, karşı dava da ise bakiye satış bedelinin istenip istenemeyeceği, noktalarında olup, bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 19.05.2021 bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; ”… ile davalı/k.davacı … arasında 19.02.2020 tarihli Mesafeli Satış Sözleşmesi imzalandığı, Sözleşme kapsamında, tüm vergiler dahil 58.000,00 $ bedelli otomatik maske makinesi için; alıcıdan 22.500,00 $ peşin alındığının belirtildiği, işin kontrolünden sonra 20 gün içinde 10.000,00 $, makine teslimatında 25.500,00 $ alınmasının kararlaştırıldığı, … tarafından 22.500,00 $ peşinat ile ilgili, 18.02.2020 tarihinde 75.000,00 TL, 19.02.2020 tarihinde 60.000,00 TL, peşinat dışında 31.03.2020 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre toplam ödeme tutarının 145.000,00 TL olduğu, davacı/k.davalı tarafından, makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla, 22.500,00 $ peşinat ve 10.000,00 TL ödemenin iadesinin işbu davaya konu edildiği, Dosyada, davalı/k.davacı tarafından, … Malzemeler adına Mart-2020 döneminde düzenlenen, 2 adet toplam 139.200,00 TL tutarında fatura bulunduğu, davacı/k.davalının, faturaların gerek sözleşme konusu makine ile gerekse muhatapları itibariyle uyumlu olmadığı yönünde beyanda bulunduğu, 04.03.2020 tarihli 10029 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 915. sayfasındaki ilandan, …’nun adı geçen şirketin kurucularından olduğunun anlaşıldığı, sözleşme kapsamı dışında, taraflar arasında ticari bir ilişkinin var olduğuna dair dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, Sözleşme kapsamında yapılması kararlaştırılan toplam 58.000,00 $ ödeme ile ilgili, ödeme günlerindeki MB döviz satış kurları dikkate alındığında davacı/k.davalı tarafından yapılan ödemelerin döviz karşılığının 23.823,00 $ olduğu, anılan tutarın, makinenin toplam bedelinden 34.176,06 $ eksik olduğu, davalı/k.davacının makinenin ayıplı olmadığı iddiasıyla, sözleşmeye göre eksik ödendiği ileri sürülen, 33.980,00 $ ı karşı davaya konu ettiği, Sözleşmenin 6.maddesinin gizli ayıbı ifade etmediği, Gizli ayıplı mal kontrol sırasında kendini belli etmeyebilir, cihaz çalıştıkça meydana çıkabilir ve bu GARANTİ süresince devam etmek zorundadır. 19.02.2020 Tarihli Mesafeli Satış Sözleşmesi’nin 6.Maddesinde “Garanti belgesi ile satılan mal/hizmetlerden olan veya olmayan mal/hizmetlerden arızalı veya bozuk olan mal/hizmetler, garanti şartları içinde gerekli onarımın yapılması için Satıcıya gönderilebilir, bu takdirde teslimat giderleri Satıcı tarafından karşılanacaktır” ifadesi yer alsa da dosyada garanti belgesi bulunmadığı görülmektedir. Bu tür makine garanti süresinin minimum BİR YIL olması gerekir ,Yapılan teknik değerlendirme neticesinde; DAVALI-K.DAVACI : …-… Makine nın, DAVACI-K.DAVALI : …-…’e satmış olduğu … çift lastikli … markalı otomatik maske makinesinin GİZLİ AYIPLI MAL olduğu, davacı/k.davalının yapmış olduğu 22.500,00 $ peşinat ve 10.000,00 TL ödemenin iadesini talep edebileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.Tarafların bilirkişi raporuna itirazı üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 26.10.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak;
”Makinanın dişli çarklarının ciddi oranda eğilerek deforme oldukları, diş yüzeylerinin aşındığı, bu durumun dişli çarkların aşırı yüke maruz kaldığına delalet ettiği, yağlamanın gres ile yapıldığı, açıkta olan dişlilerin sıvı yağlamaya uygun olmadıkları,
Makinanın tespite gidildiği hali ile motorunun çalıştırılması halinde yol almadığı, yatakların ayarlanmasını ve dişlilerin boşaltılması durumunda motorun yol alarak zincir mekanizmasının harekette geçtiği, (Şekil 3)Diş profillerinin eğilerek deforme olmaları nedeni ile girişim neticesi dişli mekanizmalarının hareket etmesinin mümkün olmadığı, dolayısı ile eksenler arası mesafenin artırılması ile hareketin sağlanabildiği, motor ve redüktörün uygun hız moment karakteristiğine sahip olsa da mevcut durumda makinanın fonksiyonunu yerine getirecek şekilde çalışamayacağı,(Şekil 2)
Her ne kadar dişli çark malzemelerinin, yapı, toleransları ve işlemlerinin tespitinin laboratuvar incelemesine ihtiyaç duysa da görülen durumda çalışmama probleminin uygun şekilde imal edilmemeleri, eksenlerinin uygun ayarlanamaması, yük tarafının aşırı zorlanmaya neden olması gibi sebeplerden hasarın ortaya çıkabileceği,
Makinaya ait sözleşmenin 19/02/2020 tarihinde akdedildiği, değişik iş dosyasına müracaat dilekçesinin 13/07/2020 tarihli olduğu, makinanın bu kadar kısa sürede görevini ifa edemediğine dair itiraz, makina üzerinde yapılan tespitler göz önüne alındığında davalı tarafın çalışır ve hatasız şekilde çalıştığına dair iddiasının makul görünmediği,
Makinanın Davalı tarafından davacıya teslim edildiği adres ile makinanın yerinde incelendiği adres farklı olmasına rağmen makina üzerindeki hasarın söz konusu taşınmadan kaynaklanmayacağı,
Açıklanan arıza nedenlerinin herhangi biri veya birkaçının mevcudiyetinin: teslim alma sırasında alıcı tarafından anlaşılmasının mümkün olmaması nedeni ile makinanın ayıplı olduğuna delalet edeceği,
Meydana gelen arızaların ilk bakışta ve uzman olmayan kişilerce fark edilemeyecek olması, arızaların makinanın davacı tarafından kullanımı sonrası sonradan ortaya çıktığı ve makinanın çalışmamasına dişli çark malzemelerinin uygun şekilde imal edilmemeleri, işlem görmemeleri, eksenlerinin uygun ayarlanamaması, yük tarafının aşırı zorlanmaya neden olmasının sebep olabileceği ve bu sebeplerle hasarın ortaya çıkabileceği tespitlerimiz uyarınca makinadaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 09.05.20222 tarihli bilirkişi heyeti 1. ek raporunda sonuç olarak;
…”Davalı taraf iddiasına binaen belirtmek gerekir ki, bilirkişi heyetinde yer alan iki makina mühendisi ülkenin önemli sanayi kuruluşlarına otuz yıldır tasarım desteği veren ve danışmanlık yapan bilirkişiler olup, makina tasarımı ve imalatı konusunda uzmanlığa haizdirler,
Kök raporda belirtilen laboratuvar incelemesinin hasarın nedeninin tam olarak somut biçimde belirlenmesi amacı ile sunulmuş olmakla birlikte bilirkişilik müessesesi yalnızca tespit içerdiğinden yalnızca dava taraflarına yol gösterici olması amacı ile bildirilmiştir; fakat dişli hasarları ve sistemin aşırı yüke binmesi durumunda sistemi korumak adına mekanik, hidrolik, pnömatik ve elektrikli tüm sistemlerde bulunması gereken aşırı yük koruma tedbirlerinin, tasarım eksikliği şeklinde, davaya konu makinada mevcut olmamasının hasarı oluşturduğunun görülebildiği,
Önceki raporlar ile kök rapor arasında çelişki bulunduğu hususunda ise: incelenen makinanın mevcut durumda motorunun yol almadığı ve çalışamadığının tüm raporlarda mutabakat halinde sunulmuş olduğu, yalnızca Heyet tarafından, bir adım ileriye gidilerek, yapılan tespit sırasında akuple motor redüktör grubunun arızalı olup olmadığının anlaşılması amacı ile zincir sisteminden sonraki kısım boşaltılarak denemede motorun ve redüktörün hasar görmemiş bulunduğuna dair ek bir tespit de yapıldığı, nitekim bu elemanların çalışmasına rağmen makinanın görevini ifa edemediğinin görüldüğü, dolayısı ile ayıbın tahrik sistemi ve sürücüsü arızası değil tasarım, imalat ve hesaplama kaynaklı olduğunun anlaşıldığı, dolayısı ile raporlar arasında kifayetsiz kalan makinanın gizli ayıbı açısından çelişkinin mevcut olmadığı,
Makinaya 21-26/04/2020 tarihleri arasında servis verilmesi açısından: davaya konu 18/03/2020 tarihinde teslim edildiği belirtilen ve dosyada teslimat görselleri bulunduğu iddia edilse de mevcut olmayan maske imalat makinasının yapısı özellikleri, bakım gerekliliği ve düzeyi, değişim gerektirecek parçaları ve sarf malzemeleri göz önüne alındığında ve ağır sanayide çalışan makinaların dahi bakımlarının beş gün sürmediği, bu durumda ciddi zarar oluşacağı dikkate alındığında davalı imalatçı tarafın verdiği bilgilere istinaden henüz bir aylık makinada bu sürede bakım çalışmaları icra edilmediği, verimli çalıştırılamayan makinanın çalışır hale getirilmeye çalışıldığının ortaya çıktığı, dolayısı ile bu tarihte ayıbın da ortaya çıktığının anlaşıldığı, nitekim makinanın verimli çalıştırılamaması sonucu daha sonra da bakım yapılmadığının düşünüldüğü,
Mevcut halde makinanın renove edilmesinin tasarım değişikliği de gerektireceğinden yenisinin maliyetinin üzerine çıkacağı, bedel indiriminin teknik ve ekonomik açıdan makul olmayacağı,
Kök raporda taraf iddiaları açıklanarak açıkça belirtildiği ve yukarıda ayrıntılandırılarak açıklanan değerlendirmeler neticesi yerinde olan kanaatin muhafazası gerektiği, sonucuna varılmıştır.
Netice ve Kanaat: Yukarıda açıklanan hususlardan dolayı,
Kök Raporda: “davaya konu makinanın yerinde inceleme sırasında görevini ifa edecek durumda olmadığı, makinadaki ayıbın teslimat sırasında alıcı tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı, gizli ayıp vasfını haiz olduğu” kanaatinin sunulduğu, Dosyaya kanaati değiştirecek nitelikte herhangi bir ek somut belge sunulmadığından; kök raporda isabetli şekilde verilmiş olan kanaatin muhafazası gerektiği,” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Ek rapora itiraz edilmesi üzerine tarafların rapora itirazlar değerlendirilmek ve sehven İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına sunulan flash bellek içindeki belgeler değerlendirilmek suretiyle yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 03.01.2023 tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporunda sonuç olarak;
…”Davaya konu makinada deneme imalatı yapılmış olsa da makinanın ne süre ile sorunsuz ve etkili kullanıldığının, hangi sürede arıza çıkarmaya başladığının, firma tarafından defter incelemesi olmadan ve başka makinalarda veya imalatçı vasıtası ile imalat yapılıp yapılmadığı bilinmeden kazanç sağlandığının belirlenme imkanı bulunmadığı, keşif sırasında görülen makina üzerindeki tespitler kök ve ilk ek raporda belirtilen özellikle dişli çark sistemindeki deformasyonlar ve aşırı yüke bağlı dahi olsa buna karşı genel makina ve emniyet regülasyonları gereği emniyet kavraması gibi mekanik, yüksek akım koruması gibi elektrik açıdan gerekli tedbirlerin alınmamış olduğu, bu seviyede deformasyonun yalnızca elyaf sıkışması ve sistemin kilitlenmesi veya yeterli yağ filmi oluşmaması ile izah etmenin güç olduğu, taraflarca makinanın proje ve hesaplarının, kullanım kılavuzunda yer alması gereken bakım ve onarım gereklerinin, ayar mevzuatının da dosyaya ibraz edilmediği, bu neden ile diğer konstrüktif parametreler üzerinde dayanımlar açısından değerlendirme yapma imkanı bulunmadığı, dişli çarklarda oluşan hasarın malzeme kaynaklı olup olmadığına dair de bir muayenenin dosyada yer almadığı, malzeme sertifikası ibraz edilmediği, makinanın mevcut durumu üzerinden kanaat oluşturma zaruretinin bulunduğu,
Önceki raporlarda da açıklandığı üzere makinada mevcut dişli hasarının oluşumu sırasında zincir sistemlerinde de hasar oluşmamış bulunduğu, motorun yükte kalmasına rağmen sürücü ve izolasyonlarının zarar görmediği, benzer şekilde dişli çark mekanizması içeren motora akuple redüktörde de hasar tespit edilemediği, etki etmesi beklenen moment neticesi diğer standarda tabi elemanlarda problem gözlemlenmezken dişli çark dişlerinde bu seviyede eğilmenin makul izahı bulunmadığı,
Her ne kadar makinanın dişli çark mekanizmaları değiştirilerek ekonomik şekilde onarımının mümkün olduğu iddiası mevcut olsa da geçen süreçte bu yönde bir işlem bulunmadığı, yukarıda açıklanan ek tedbirlerin alınması, bakımları yapılan bir makinanın sorunsuz ve istenen verimde uzun süre çalışmasının sağlanması gerektiği, dosyaya davalı tarafça ibraz edilen görüntülerdeki çalışan makinaların çoğunun dahi yapısal olarak gerek elemanlar gerek kontrol sistemleri yönünden ciddi farklılıklar içerdiğinin de izlenebildiği, dolayısı ile mevcut makinanın parça değişimlerinin yeterli olacağı hususunun ispata muhtaç kaldığı, sonucuna varılmıştır.
Netice ve Kanaat: Yukarıda açıklanan hususlardan dolayı, Kök Raporda: “davaya konu makinanın yerinde inceleme sırasında görevini ifa edecek durumda olmadığı, makinadaki ayıbın teslimat sırasında alıcı tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı, gizli ayıp vasfını haiz olduğu” kanaatinin sunulduğu, Dosyaya kanaati değiştirecek nitelikte herhangi bir ek somut belge yine sunulmadığından; raporlardaki isabetli şekilde verilmiş olan kanaatin muhafazası gerektiği, netice ve kanaatine varıldığı” mütaala edilmiştir.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı/karşı davalı … ile davalı/k.davacı … arasında 19.02.2020 tarihli Mesafeli Satış Sözleşmesi imzalandığı, Sözleşme kapsamında, tüm vergiler dahil 58.000,00 $ bedelli otomatik maske makinesi satışı konusunda tarafların anlaştığı, sözleşmede alıcıdan 22.500,00 $ peşin alındığının belirtildiği, işin kontrolünden sonra 20 gün içinde 10.000,00 $, makine teslimatında 25.500,00 $ alınmasının kararlaştırıldığı, davacı karşı davalı tarafından 22.500,00 $ peşinat ile ilgili, 18.02.2020 tarihinde 75.000,00 TL, 19.02.2020 tarihinde 60.000,00 TL, peşinat dışında 31.03.2020 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, sözleşme konusu malın tesliminden sonra davacı karşı davalının ayıplı ifa nedeniyle yapılan ödemenin iadesi ile ayıplı ifadan kaynaklı zararların tahsilini talep etmiş, davalı karşı davacının ise bakiye sözleşme bedelini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 23/c maddesinde ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 25/3 maddesinde 2 ve sekiz günlük ayıp ihbar süresi düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk borçlar kanunun 223 Maddesi ve 818 sayılı Türk borçlar kanunun 198 maddesinde malın uygun sürede gözden geçirilmesi ve uygun sürede ihbarı, ayıp gizli ise ayıbın sonradan anlaşılması halinde hemen bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun 12 maddesinde ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile en fazla 2 yıllık zamanaşımı ve ayıp ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz hükmünü içermektedir. 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun 4.maddesinde 30 günlük ve 2 yıllık ayıp ihbar süresi ve ağır kusur veya gizleme halinde zamanaşımının uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
Davalı karşı davacı tarafından dava konusu maske makinelerinin 18.03.2020 tarihinde teslim ediliği ileri sürülmüş ve sözleşme gereği süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı, ayıbın gizli ayıp olmadığı ileri sürülmüş ise de tarafalar arasında akdedilen sözleşmenin 6.maddesindeki ihbarın görünen ve ilk muayene ile tespit edilebilecek ayıplara ilişkin olduğu, gizli ayıplar bakımından bu maddenin uygulanmayacağı, davalı tarafından sunulan 21.04.2021 tarihli bakım onarıma ilişkin yazıdan 21-26.04.2020 tarihleri arasında dava konusu makineler üzerinde bakım onarım çalışması yapılacağının anlaşıldığı, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu makine üzerinde belirtilen sürelerde normal bakım çalışmasının olmayacağının, ağır makinelerde bile bu kadar süreli bakım çalışması olmayacağının bildirildiği, mahkememizce alınan her iki heyet kök ve ek raporlarında ve … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda ayıbın gizli ayıp olduğunun bildirildiği, davalı karşı davalıya bildirimin yapıldığı ve ayıbında kullanımla ortaya çıkan gizli ayıp olduğu, makul sürenin aşılmadığı, kaldı ki Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7226 Sayılı Kanunun; geçici 1.maddesi ile dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulduğu, 29.04.2020 tarih ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile bu sürelerin 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı, ihtar tarihi ihbar tarihi olarak kabul edilse bile yasa gereği de ihbar süresinin geçmediği, 01.03.2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda ekonomik olarak onarımın mümkün olmadığının mütaala edildiği, alınan raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, davacı karşı davalının ayıplı ifa nedeniyle yaptığı ödemeleri geri isteme hakkının olduğu, davacı karşı davalının sağladığı faydaya dair dosya kapsamında bir delilin olmadığı, ödenen miktarlar bakımından yabancı paranın Türk lirasına çevirisi bakımından farklar olsa da sözleşmede 22.5000, USD’nin peşin alındığının belirtildiği, buna göre davacı karşı davalı tarafından ödenen 22.5000 USD ile 10.000,00 TLnin iadesini talep edebileceği, davacı karşı davalının ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararlara ilişkin somut bir ispatının olmadığı bu talebinin reddi gerektiği, davalı karşı davacının davası bakımından ise, mahkememizce ifanın ayıplı olduğu, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönülmesi nedeniyle bakiye sözleşme bedeli talep edemeyeceğinden davasının reddi gerektiği, kanaatinin mahkememizde oluştuğu, her ne kadar kısa kararın 1-b maddesinde sehven ”22.500 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli EURO mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” denilmiş ise de davacının talebi ve sözleşmeninde USD üzerinden olması nedeniyle bu maddi hatanın ”22.500 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şeklinde düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl Davada,
a)10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)22.500 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacının ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zarara ilişkin davasının reddine,
2- Karşı Davanın Reddine,
3-Asıl Davada;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.831,19-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 350,68-TL ve 3.037,02-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.387,70-TL harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 9.443,49-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına,
b-Davacının yatırmış olduğu 350,68-TL peşin harç, 3.037,02-TL tamamlama harcı ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.442,10-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan 1.865,75-TL yargılama masrafının ret ve kabul oranına göre 1.771,44-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan 6.671-TL yargılama masrafının ret ve kabul oranına göre 337,19-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
e- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.320 TL ücretin davanın kabul ve ret oranına göre 1.253,28-TL’sinin davalıdan, kalan 66,72 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.175,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karşı Davada;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.761,20-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 4.581,30-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı /karşı davacıya verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 27.250,22-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır