Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/550 E. 2023/670 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2020/550 Esas
KARAR NO:2023/670

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/09/2007
KARAR TARİHİ:04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2007 model … tipli aracı … A.Ş.’nin 30/09/2006 tarih ve … nolu faturasına istinaden takip borçlusu …’e sattığını ve söz konusu aracın … plaka numarası ile … adına tescil edildiğini, …’in aracın satış bedelini ödemek üzere, davalı bankanın sirkeci şubesinden otomobil kredisi tabinde bulunduğunu, davalı bankanın kredi talebini kabul etmiş, ancak anlaşılmaz bir nedenle aracın satış bedelini …’in aracı satın aldığı müvekkili şirket yerine usulsüz işlemlerle … adlı bir şahsa ödediğini, oysa hem trafik kaydından hem de araç satışı sırasında ödenen ÖTV makbuzunda satıcının … San ve Tic. A.Ş., alıcının da … olduğunun açıkça görüldüğünü, … adına kayıtlı … plakalı araç üzerine rehin hakkı tesis ettiğini , davalı bankanın aracın satış bedelini satıcı müvekkiline ödeyerek araç üzerine rehin hakkı tesis etmek gerekirken hem satış bedelini satıcı sıfatı olmayan …’e ödemesi hem de satıştan ve icra takibinden sonra … anlaşarak rehin hakkı tesis etmesi, takip borçlularının şirkete zarar vermek kastıyla birlikte hareket ettiklerini ortaya koyduğunu, davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın oto kredisinde hiçbir taraf sıfatı bulunmayan davacıyı tanımadığını, kredinin çıkarmasından sonra ödemenin davacıya yapılması gerektiğini, müvekkili bankanın üzerine düşen görevlerini en iyi şekilde ve basiretli bir tacir gibi hareket ederek yerine getirildiğini, davacının düzenlediği … nolu faturanın borçlusunun müvekkili banka olmadığını bu şekilde bir faturanın müvekkili usulüne uygun olarak ve müşterinin talimatına istinaden yapıldığını, müvekkili bankanın itirazında haklı olduğundan %40 icra inkar tazminatına itiraz ettiklerini davanın reddi ile takibe yapılan itirazlarının kabulüne, davacı tarafından haksız ve kötüniyetli icra takibi olması nedeniyle %40 tazminata hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak davayı reddetmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: eldeki dava, itirazın iptali davasıdır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23/03/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının tacir olduğu, kredi bedelinin kedisine ödenmesini sağlayacak yeterli önlemi almamış olmakla kusurlu bulunduğunu, davalı bankanın kredi müşterisinin ıslak imzasının gerçek olduğunu ifade ettiği 20.10.2006 tarihli belge üzerindeki imzanın gerçek olduğunu kanıtlayamadığının kabulü halinde kusurlu olduğu ve davacının alacağını tahsil edememekten kaynaklanan zararından kusuru oranında sorumlu olacağı; bankanın bu konuda ispat yükümlülüğünün bulunmadığının kabulü halinde ise sorumluluğunun bulunmayacağını, davacının takip tarihi itibariyle alacağının 24.169,42 TL asıl ve 661.97 TL faiz olmak üzere toplam 26.186,90 TL hesaplandığını, tarafların tacir olmasına ve aralarında sözleşme bulunmamasına bağlı olarak, bankanın sorumlu görülmesi halinde davacın alacağına değişen oranlarda avans faizi yürütülebileceğini mütalaa etmişlerdir.
Mahkememizce 30/06/2017 tarihinde davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar İstanbul Bam 16.Hukuk Dairesinin 2017/… E., 2020/… K. Sayılı ilamı ve ” İlk derece mahkemesince ….Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas, 2015/… Karar sayılı ilamı hükme esas alınarak 818 sayılı BK 55 maddesine göre davalı bankanın sorumlu olduğuna karar verilmiş ise de; ilgili ceza dosyasında banka çalışanı taraf olarak yer almamaktadır. Dosyaya yansıyan belgelere göre; dava dışı …’in iş bu davadan önce davalı bankanın çalışanı hakkında şikayetçi olduğu, şikayeti yönünden dosyanın tefrik edildiği, yetkisizlik kararlarına istinaden dosyanın en son İstanbul CBS’de kayıtlı olduğu, ceza soruşturma dosyasının akıbetinin sorulmadığı görülmüştür.
Bununla birlikte dosyadaki bilirkişi heyeti raporunda muhalif görüş bildiren bankacı bilirkişi proforma faturadaki farklılığın kredi işlemlerini etkilemeyeceğini, bankanın müşterinin yazılı talimatına göre işlem yaptığından bankaya atfedilecek kusur bulunmadığını bildirmiş, davalı vekili de proforma faturanın kredi için zorunlu unsur olmadığını savunmuştur. Dava dışı … 20.10.2006 tarihli belgedeki imzayı kabul etmemiş ise de bu hususta grafolojik inceleme yaptırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece öncelikle …’in davalı banka çalışanı hakkındaki şikayetine ilişkin ceza soruşturma dosyasının akıbetinin araştırılarak değerlendirilmesi ve neticesine göre gerekli görülürse 20.10.2006 Tarihli belgedeki imzanın …’e ait olup olmadığı yönünden grafolojik inceleme yaptırılarak, bankanın sorumlu olup olmadığının tespiti için bankacılık alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan hususlar yönünden davalı vekilinin isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasına, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş, davalı banka çalışanı için …’in şikayetine ilişkin açılan soruşturmada yetkisizlik kararlarının verildiği ve en son ….Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyası ile kamu davasının açıldığı anlaşılmış, netice itibariyle davalı bankanın çalışanının şüpheli olduğu bir soruşturma dosyası tespit edilememiştir. 20/10/2006 tarihli belgedeki imzanın …’e ait olup olmadığının anlaşılması için grafolojik inceleme yaptırılmış, alınan 21/08/2023 tarihli ATK raporu ile bu belgedeki imzanın …’e ait olduğu anlaşılmıştır. Kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişi heyetinden alınan rapor ile davacının kredi bedelinin kendisine ödenmesini sağlayacak yeterli önlemi almaması nedeniyle kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olduğu, basiretli şekilde davranmak zorunda olduğu, aracı satarken satış bedeli kendi hesabına geçmeden satış yapmasının kendi kusuru olduğu, davalı bankanın bu hususta bir sorumluluğunun olmadığı, kredi müşterisinin verdiği talimat doğrultusunda işlem yaptığı, dava konusu zarardan kusurunun bulunmaması nedeniyle davalının sorumlu olmayacağı kanaati ile açılan davanın reddine karar verilmiş, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 76,05 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan 80,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır