Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/548 E. 2022/152 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/548 Esas
KARAR NO:2022/152

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/10/2020
KARAR TARİHİ:08/03/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari anlaşma olduğunu, davalı borçlu şirkete 5 adet … … yapıştırma presi gönderilmesi konusunda anlaştıklarını, bu mal ve hizmete karşılık olarak toplam 132.750,00 TL bedel konusunda anlaşıldığını, huzurdaki davaya konu icra takibinin dayanağının; “Mal Satım Bedeli” için müvekkili şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen … … numaralı elektronik fatura olduğunu, müvekkilinin malları teslim ettikten sonra; davalı şirketin, borcunun bir kısmını ödediğini ancak anlaşmaya aykırı hareket ederek 20.250,00 TL KDV tutarını alacaklı müvekkiline ödemediğini, müvekkili tarafından düzenlenen ve davalı şirkete tebliğ edilen fatura sonucunda, davalı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığından; Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 14.01.2020 tarihli, 2019/1984 E. 2020/62 K. Sayılı kararı uyarınca faturayı kabul etmiş sayıldığını, müvekkilinin bir ticaret şirketi olduğundan her türlü parasal işleminin kayıt altında tutulduğunu, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu hizmetin bedeli olarak fatura keserek bunu belgelendirdiğini ve bu faturayı kanunen tutulması gereken defterlerine işlediğini, işbu sebeple davalı şirketin, müvekkiline olan fatura borcunun, müvekkilinin ticari defterleri ile de sabit olduğunu, Müvekkilinin davalı borçlu şirkete sattığı malların ( pres makinaları ) karşılığı fatura alacağının tahsili amacıyla taraflarınca davalı şirket aleyhine önce … 7. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile ilamsız icra yoluyla icra takibi başlatılmış olduğunu, icra takibine davalı şirket tarafından 03.07.2020 tarihinde yetkiye de olacak şekilde itiraz edildiğini, yetkiye ilişkin yapılan itiraz üzerine taraflarınca bu defa ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalı şirketin, borcu ödememek için 24.08.2020 tarihinde borca yine itiraz ederek borcu ödemekten imtina ettiğini, Müvekkili şirket tarafından tanzim edilen ve müvekkili şirketin ticari
defterlerine de işlenmiş olan bu mal alım satımına karşılık gelen fatura bedelini ödemeyen davalı şirketin borcunu inkar etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptalini, takibin devamına, %100 ü kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında faturaya konu malların alım satımına ilişkin sözlü anlaşma yapıldığını, davacı tarafın faturaya konu malları teslim etmediğini, bu nedenle müvekkilinin karşı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, fatura konusu malların teslim edildiğinin ispat edilemediğini, bu hususta sevk irsaliyesi, teslimi gösterir herhangi bir belge sunulamadığını,faturaların işin yapıldığı anlamına gelmeyip daha ziyade teklif niteliğinde olduğu göz önüne alınarak, müvekkili şirket tarafından yapıldığı kabul edilen ödemelerin teklifin kabulü ile sözleşmenin kurulduğuna dair kaparo niteliğindeyapılan kısmi ödeme olduğunu, karşı tarafın sözleşme gereği üzerine düşen malları teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, talep ve dava haklarının saklı olduğunu, malı teslim edilmeden müvekkili şirket aleyhinde takip başlatan karşı tarafın malları teslim ettiği hususunu ispat yükü altında olduğunu, oysa karşı tarafın hizmeti verdiğine dair hiçbir evrak sunamadığını, bu durumda davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesinin zorunlu olduğunu, davacı tarafın alacağa ilişkin ihtarname dahi keşide etmediğini, Doğrudan takibi başlatmış olmakla kötü niyetli olduğunu, davacı taraf dava ve takip değerinin %100 ü oranında tazminat talep etse de, karşı tarafın ispat edilemeyen alacak miktarının çekişmeli olup likit olmadığını, malları teslim etmediği halde müvekkili tarafından fatura bedelinin ödendiğini kabul ve ikrar eden karşı tarafın %100 oranında tazminata hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 27.03.2020 tarih ve 132.750 TL’lik faturadan kaynaklı 20.250,00-TL asıl alacak, 439,40-TL (%9) değişen oranlarda adi kanuni faizi olmak üzere toplam 20.689,40-TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini ( sözlü sözleşme) kabul etmiş fakat fatura konusu malların teslim edilmediği savunmasında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf fatura konusu malın teslim edilip edilmediği, alacağın varlığı ve miktarı noktalarında toplanmakta olup, taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiğinden, ticari defter incelemesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmekte olup mahkememizce bilirkişiden bu hususta rapor alınmıştır. Her ne kadar davalı taraf davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defter kaydına dayanmadığını, sonradan sunulan belgelerin dikkate alınmaması gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanıldığı ve dilekçe içeriğinde faturanın ticari defterlere kayıtlı olduğunu ve mahkemenin talep olmasa bile resen inceleyebileceğinin belirtildiği, dava dilekçesi içeriğinden ticari defterlere dayanıldığı anlaşılmakla birlikte mahkememizce de uyuşmazlığın çözümü için taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak;Davacı şirket tarafından 27.03.2020 tarihli, 47 no.lu 132.750,00 TL’lık faturadan kalan 20.250,00 TL bakiye sebebiyle davalı şirket aleyhine ilamsız takip başlatıldığı ve işbu davaya konu edildiği, söz konusu bakiyenin faturanın KDV bedeline eşit olduğu, taraflar arasındaki 09.04.2020 tarihli, mesaj yoluyla yapılan yazışmalarda mevcut cari hesap ekstresine göre, davalı şirketin 20.250,00 TL borç bakiyesinin bulunduğu, alacağa dayanak gösterilen faturanın e-fatura olarak düzenlenmiş olduğu, bu sebeple davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davalı şirketin, faturanın tebliğine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, fatura içeriği ürünlerin teslim edilmediği yönünde beyanda bulunduğu, fatura içeriği ürünün davalı şirkete teslim edildiğine dair imzalı sevk irsaliyesi bulunmadığı, teslimatla ilgili olarak dosyaya ibraz edilen fotoğraflardaki makine ve teçhizatın, fatura içeriği ürün olduğunun kabulü hususunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davalı şirketin, yapmış oldukları 112.500,00 TL ödemenin, kaparo niteliğinde olduğu yönünde beyanda bulunduğu, ancak dosyada kaparo ödemesinin ait
olduğu makine ve teçhizatla ilgili herhangi bir sipariş formu, protokol v.s. türünde bir belge bulunmadığı, başlatılan ilamsız takipte 439,40 TL işlemiş faiz talep edildiği, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme ya da davacı şirket tarafından keşide edilen herhangi bir ihtarname bulunmamakta olup; işlemiş faiz talebine dayanak olabilecek herhangi bir belge de ibraz edilmediği, Sayın Mahkemece davacının işlemiş faiz talebinin kabulü halinde, işlemiş faiz alacağının 475,88 TL olduğu, ancak davacının bu yöndeki talebinin 439,40 TL olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazı üzerine inceleme günü verilmek ve taraflara inceleme günüde defter ve belgelerini sunmak üzere ihtarat yapılarak yeniden bilirkişiden raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 26/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;
Davacı defterlerinin TTK’ya uygun olarak tutulduğu, davacının muhasebe kayıtlarına göre; 29.06.2020 takip tarihinde davacının davalıdan 20.250,00 TL alacaklı olduğu, alacağının varlığının davacının davalıya kestiği 27.03.2020 tarih, … no.lu, “… STP 400 MT TELA YAPIŞTIRMA PRESİ” açıklamalı, 132.750,00 TL e-faturadan (e-arşiv fatura) kaynaklı 20.250,00 TL bakiye alacaktan kaynaklandığı, 20.250,00 TL tutarın davacı tarafından davalıya kesilen faturadaki KDV miktarı ile aynı tutarda olduğu, davacı tarafından davalıya kesilen 27.03.2020 tarih, …-… no.lu 132.750,00 TL faturadan – 112.500,00 TL davalının ödemesinden sonra davacının bakiye 20.250,00 TL
davalıdan alacağının kaldığı hesaplandığı, ilgili faturaların e-fatura ve e-arşiv fatura türünde olduğu davacı tarafından kesilen her bir faturaya sistem tarafından üretilen ETTN no ile faturaların kesildiği ve davalıya Watsapp üzerinden gönderildiği, davacı taraf 29.06.2020 tarihli icra takibinde 20.250,00 TL asıl alacağına 439,40 TL
işlemiş faiz talep etmiştir, ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı
bulunmadığı, ancak Sayın Mahkeme tarafından davacının işlemiş faiz alacak talebinin kabulü halinde ise; davacının 20.250,00 TL asıl alacağına 27.03.2020 fatura tarihinden 29.06.2020 takip tarihine kadar geçen sürede 469,36 TL işlemiş faiz alacağının olabileceği hesaplanmakla birlikte, davacının icra takibindeki talebi ile bağlı olarak 439,40 TL işlemiş faiz alacağının olabileceği mütalaa edilmekle birlikte davacının işlemiş faiz alacağı talebinin takdiri Sayın Mahkeme’nize aittir. Bu halde; davacının belirlenen 22.250,00 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan % 9,00 ve değişen oranlarda (infaz aşamasında
değişiklik olması ihtimaline binaen) kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalının da kabulünde olduğu üzere sözlü olarak makine alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığının anlaşıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, her ne kadar davalı taraf fatura konusu malların teslim edilmediğini iddia etmiş ise de faturanın tebliğ edilmediği yönünde açık bir itirazının olmadığı kaldı ki faturanın e-fatura olduğu, davacı tarafından davalıya 27.03.2020 tarihli sırasıyla 265.000 TL’lik ve 132.750 TL’lik iki fatura kesildiği, davalının 265.000 TL’lik faturayı iade ettiği, fakat dava konusu 132.750 TL’lik faturayı iade etmediğinin anlaşıldığı, defterlere kaydedilen ve iade edilmeyen faturalar bakımından mal ve hizmet tesliminin artık yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, aynı gün 100.000 TL ve 12.500 TL bankadan ödemenin yapıldığı, davalı tarafından bu ödemeler kapora niteliğinde kısmi ödeme olarak nitelendirilmiş ise de ödemenin 132.750 TL’lik faturanın KDV hariç kısmını oluşturulduğu ve borcun çok büyük kısmını teşkil eden ödemenin kapora olarak nitelendirilemeyeceğinin değerlendirildiği, yine ödemelerin fatura tarihi ile aynı gün olduğu, davalının inceleme gün ve saatinde defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, davacın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının fatura konusu malı teslim ettiği ve bakiye alacağının olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın; 20.250,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 yasal faiz uygulanmasına, davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir ihbar yada ihtarın dosya kapsamında olmadığı bu nedenle takip öncesi faiz isteminin yerinde olmadığın fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu be nedenle kabul edilen alacağın %20’si olan 4.050,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın; 20.250,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si olan 4.050,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 1.413,29-TL harçtan, peşin alınan 345,82-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.067,47-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 439,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı + 345,82-TL peşin harç olmak üzere toplamı 400,22 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.600,00-TL bilirkişi ücreti + 98,50-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.698,50-TL yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre 1.662,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalın kısmın kendi üzerine bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre 1.292,00 TL’sinin davalıdan, 28,00 TL’sinin davcıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …

Hakim …